Gazetecilerin
bir yeri, bir kurumu ziyaret ederek o yerin özelliklerini, orada gördüklerini
kişisel düşünceleriyle birleştirip fotoğraflarla belgeleyerek kaleme aldıkları
yazı türüne “röportaj” denir. Bu terimin kökeni, Latincede “‘toplamak,
getirmek” anlamlarında kullanılan “reportare” kelimesine dayanır. Günümüzde
Fransızca “reportage” kelimesinin Türkçe telaffuzu olan “röportaj” terimi
kullanılmaktadır.
Röportaj
türü, gazeteciliğin gelişmesiyle ortaya çıkmıştır. Röportaj yazarı; sorunu
yerinde inceleyerek, gezip görerek, halkla, mağdurla ve yetkili kişilerle
konuşarak fotoğraf, belge, istatistik bilgiler gibi verilerle destekleyerek
konuyu okuyucunun bilgisine sunar. Röportajda gözlem, araştırma, yorum ve
değerlendirme önemlidir. Röportajcının amacı, konuyu çarpıtmadan belgesel
olarak okuyucuya sunmak, okuyucuyu konun içinde yaşatmak, kamuoyunu
aydınlatmaktır. Röportaj, tek bir yazı olabileceği gibi, aynı konuda dizi yazı
da olabilir. Ortamı, duyguları, görünümleri “betimlemek”; süreçleri, eylemleri “anlatmak”;
konuyla ilgili olarak söz konusu ortamda yaşayan kişilerin sözlerini
“alıntılamak”; yazarın kişisel düşüncelerini “yansıtmak” ve anlatılanlardan
“sonuç çıkarmak” bir röportajda bulunması gereken temel öğelerdir.
Röportajın özellikleri şunlardır:
- Röportaj,
makale gibi, düşünsel planla yazılır.
- Röportajda
ele alınan konu ya toplumal ya da sanatla ilgilidir.
- İşlenen
konu bilgi, belge, görsellerle desteklenir.
- Röportajda
verilen bilgiler ve ortaya konan belgeler gerçeği yansıtır. Anlatılanlar
kendi içinde tutarlıdır.
- Yazarın
bilgi, izlenim, görüş ve düşüncelerini yansıtır. Yazar, gerçekleri öznel
yaşamla harmanlar.
- Röportajın
anlatımında diyaloglardan yararlanılır.
- Yaşanmış
olaylar, durumlar anlatılır. Kısa cümlelerle metin hareketli hâle
getirilir.
- Röportaj,
birinci kişi ağzından yazılır.
- Röportajda
dil, ağırlıklı olarak göndergesel işlevde kullanılır.
- Röportajlar,
medya organlarında yayımlanır.
- Röportajda
çok yönlü anlatım olanakları vardır.
- Röportaj
yazarı açıklayıcı anlatım, öyküleyici anlatım, betimleyici anlatım ve
tartışmacı anlatım gibi bütün anlatım yollarından yararlanır. Röportajda
öykülemeye ağırlık verilir.
- Özelden
genele gidilir.
- Heyecanın
ölçüsü genelde şimdiki zaman kullanımıyla artırılır.
- Röportajlar
genellikle soru cevap tarzında olur. Ancak bazı yazarlar röportajı hikâye
kurgusu ve üslubu içinde vermeyi tercih ederler.
Konularına Göre Röportajlar
- Bir yeri konu alan röportaj: Röportaj yapılan yerde sürdürülen yaşam her
yönüyle bilinir. Bu yerin farklı yönleri film, ses ve fotoğraflarla ortaya
konur.
- Eşyayı konu alan röportaj: Konu olan eşya her yönüyle bilinir. Eşyanın
dikkat çekici ve düşündürücü yönleri ele alınır.
- İnsanı konu alan röportaj: Belli bir alanda üne kavuşmuş kişilerin dikkat
çeken ve düşündüren yönleri belirtilir.
Sunuş Biçimine Göre Röportajlar
- Amerikan röportajı: Yazıya en kuvvetli yönüyle girilir. En son
söylenmesi gereken kelimeler, en önce söylenir. Okuyucunun hiç
beklenilmeyen bir girişle karşılaşması, ilk paragrafın sürpriz
uyandırması, giriş bölümünün âdeta şok bölümü olması bu tip röportajın en
önemli özelliğidir.
- Alman röportajı: Bu röportajda, yazar konuyu işlerken yazıya kendini katar; konu hep
“ben” ekseni etrafında döner.
Röportaj Türünün Tarihsel Gelişimi
Röportaj
20. yüzyılda, gazetenin ortaya çıkmasından sonra gelişmiştir. Dünyada Jack
London. Hemingway, Sartre gibi pek çok ünlü edebiyatçı, aynı zamanda röportaj
türünde yazılar da kaleme almıştır. Türk basınında röportaj türü, başlangıçta
mülakat niteliğinde gelişmiş, özellikle 1960′tan sonra, Türk toplumunun çeşitli
sorunları kamuoyuna duyurulurken, edebiyatçılarımızın röportaj türünden oldukça
başarılı bir biçimde yararlanmaları, aynı zamanda da röportaj tekniğinin
gelişmesini, röportajın gazetelerin vazgeçilmez bir birimi hâline gelmesini
sağlamıştır. Basınımızda Ruşen Eşref Ünaydın, Falih Rıfkı Atay, Yaşar Kemal
röportaj türünde yapıt veren sanatçılar arasında sayılabili
Röportaj Türünün Tarihsel Gelişimi
Röportaj 20. yüzyılda, gazetenin ortaya çıkmasından sonra gelişmiştir.
Modern anlamda ilk eleştiri Ruşen Eşref Ünaydın’ın Diyorlar ki
(1918); adlı çalışması bu türde verilmiş ilk örnek arasındadır.
Bunun dışında diğer bazı röportajlar şunlardır:
* Hikmet Feridun Es, Bugün de Diyorlar ki (1932),
*Mustafa Baydar, Edebiyatçılarımız Ne
Diyorlar (1960);
*Gavsi Ozansoy, 40 Yıl Sonra Diyorlar ki (1962);
*Abdi İpekçi,
Liderler Diyor
*Tahir Kutsi, İç Göç (1964);
*Halil
Aytekin, Doğuda Kıtlık Vardı (1965);
*Yaşar Kemal: Allah’ın Askerleri, Bulut Kaynıyor, Çukurova Yana Yana,
Bu Diyar Baştan Başa
FARKLI BİR KAYNAKTAN KONU ANLATIMI
RÖPORTAJ
Yazarın okuyucularına bir konuyu inandırmak için kişi, eşya,
eser ya da yer ile ilgili yaptığı incelemelerifotoğraflarla
süsleyerek kendi görüşlerini de katarak yazdığı gazete ve dergi yazılarına
röportaj denir.
Röportaj, gazeteciliğin gelişmesi ile ortaya çıkmıştır.
Gazetecilerin uyguladığı bir türdür. Radyo ve televizyonlar
röportaj aracı konumundadır.
Bu
sözcük Latince toplamak getirmek anlamındadır. Türk edebiyatında 1960 yılından
sonra halkın sorunlarını yansıtmak gazetelerin vazgeçilmez bir birimi olan
röportajla sağlanmıştır.
Başlıca özellikleri;
1-
Yazar bilgiden başka izlenimlerini, görüşlerini, düşüncelerini yazmalıdır.
2-
Röportajdaki konu iyice öğrenilmeli, gerekli incelemeler yapılmalı, gerekli
belgeler toplanmalıdır.
3-
Röportajda öznellik hakimdir. Gerçekleri öznel yaşamla harmanlar.
4-
Birinci tekil kişi ağzından yazılır.
5-
İnsanların söze katılmaları anlatımı canlandırır.
6-
Kaleme alınan olay bizzat yaşanmış olmalıdır.
7- Röportajda öykülemeye
ağırlık verilmelidir. Okuyucuda heyecan yaratmalı, özelden genele
gidilmelidir.
Türk edebiyatında: Rujen Eşref Ünaydın, Falih
Rıfkı Atay, Abdi İpekçi, Fikret Otyam, Yaşar
Kemal, Mete Akyol, Mustafa Ekmekçi, Halit Çapın, Dursun Akşam
röportaj örneği vermiştir.
Röportajda konularına göre üç’e ayrılır:
1-
Bir yeri konu alan röportajlar; Bu röportajlarda ya da tanıtılan yeri, yaşamı
her yönüyle bilinir. Farklı yönleri fotoğraflarla filmlerle kanıtlanır.
2-
Eşyayı konu alan röportajlar; Eşyanın dikkat çekici özelliği, düşündürücü
özellikleri ele alınır.
3-
İnsanı konu alan röportajlar; Belli bir üne kavuşmuş kimselerin, dikkat çeken
ve düşündüren yönleri belirtilir. Fotoğraflarla desteklenir.
*
Röportajlarda ses kayıtları, fotoğraflar, filmler vb. teknolojik aletler
inandırıcılık kazandıran öğelerdir.
Röportaj’ın Diğer Edebi Türlerden Farkları
Haber
yazılarında haber, olduğu gibi objektif yansıtılır. Röportajda yazarın
kişisel görüşleri vardır. Haberin genişletilmiş halidir.
2- Röportaj ile Gezi Yazısı’nın farkı
Gezi yazılarında
fotoğraf, resim gibi belgeler bulunmaz. Röportajlarda resimlere, fotoğraflara
yer verilir.
Gezi
yazılarında insan konuşmalarına (diyaloglara) yer verilmez. Röportajda konuşmalara
yer verilir.
1-
Her iki tür de bilgilendirme amaçlıdır.
3-
Gözlem önemlidir.
Röportajlarda
konuşmalara yer verilirken biyografide yoktur.
Röportajlarda
kişisel yorum varken biyografilerde yoktur.
Röportajlar
yaşayan sanatçılarla yapılır. Biyografiler belgelere dayandırılarak yapılır.
1- Amerikan Röportajı: Bu tür röportajlarda giriş bölümünde
okuyucu beklenmedik bir giriş karşılaşması yapılır. En son söylenmesi gereken
sözcükler en önce söylenir. Okuyucu adeta bir şok yaşar, böylece bir dikkat
çekilir.
2- Alman Röportajı: Yazar,
konuyu anlatırken yazıya kendini katar. Konuyu kendi eksininde anlatır.