Cumhuriyet Dönemi Öğretici Metinler
Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatında öğretici metinlerin özellikleri şunlardır:
Öğretici metinler bakımından bu dönemde büyük ilerlemeler kaydedilmiş; deneme,makale, gezi yazısı, hatıra, fıkra, eleştiri… alanlarında önemli eserler verilmiştir.
Bilgi verme, düşündürme, açıklama amaçlanmış; metnin yapısı dil ve anlatımı, kullanılan motifler bu amaçlara göre belirlenmiştir.
Kurtuluş Savaşı’dan yeni çıkmış olan ülkenin Atatürk ilke ve inkılâpları doğrultusunda büyük bir kalkınmaya girişmesi sonucunda millete ve milletin kültürüne yönelinmiş, Anadolu ve Anadolu insanı konu edilmiştir.
Öğretici metinlerde günlük konuşma dilindeki Türkçe sözcükler, halk söyleyişlerindeki tamlamalar kullanılır; Arapça ve Farsça sözcüklere fazla yer verilmez.
Bu dönem yazarları, öğretici metinlerde terim ve kavramları, gündelik hayata ait sözcük ve sözcük gruplarını kullanarak edebi bakımdan güçlü bir anlatıma ulaşmayı amaçlarlar.
Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatı öğretici metinlerinde yazı dilinin konuşma diline yaklaştırılması, açık ve sade bir dilin kullanılması daha fazla okura ulaşılmasını sağlamıştır.
Cumhuriyet Döneminde Oluşturulan Öğretici Metinlerde Yapı, Dil – Anlatım ve Tema:
Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatında oluşturulan öğretici metinler dil ve anlatım açısından, iyi bir metinde olması gereken; açıklık, duruluk, yalınlık, akıcılık gibi özellikleri taşır. Metinlerin anlatımında dil sade ve tutarlıdır. Çünkü okuyucu kitlesi olarak Anadolu insanı hedeflenmiştir. Süslü ve sanatlı söyleyişler bu dönem ürünlerinde yer almamaktadır. Eserlerde yaşayan Türkçe kullanılmıştır. Sadeleşen Türkçe sayesinde daha fazla okura ulaşılmıştır.
Cumhuriyet dönemi öğretici metinlerinde ele alınan sosyal hayat unsuru, batı kültür ve medeniyetinin örnek alınmasıyla oluşturulmaya çalışılan sosyal hayattır. Bu dönemde eserlerde batılılaşmanın fikrî alt yapısı hazırlanırken yanlış batılılaşmaya da karşı durulmuştur.
Cumhuriyet dönemi öğretici metinlerinde yapı belli bir tema etrafında bir araya gelen birimlerin oluşturduğu yapıdır. Bu yapı oluşturulurken; düz yazı tercih edilmiş, düşünceler giriş, gelişme ve sonuç bölümlerinden oluşan bir plan dâhilinde ifade edilmiştir.
Yine bu döneme ait öğretici metinlerde tema olarak milli konular, Anadolu’ya yönelme ve doğru bir şekilde gerçekleştirilecek batılılaşma düşüncesi eserlerde işlenmiştir.
Deneme türü bu dönemde edebiyatımıza girmiştir. Yazarın kendisiyle konuşuyormuş gibi bir havayla yazdığı metinlere deneme denir. Bu türün Cumhuriyet edebiyatı dönemindeki temsilcileri Nurullah Ataç, Suut Kemal Yetkin, Sabahattin Eyüboğlu, Ahmet Haşim’dir.
Makale Tanzimat döneminde edebiyatımıza girmiştir. Ancak bu dönemde bilim ve teknolojinin gelişmesiyle yaygınlık kazanmıştır. Cumhuriyet döneminde yazılan makalelerde terim ve kavramların yanında gündelik hayata ait kelime ve kelime gruplarına da yer verilmiştir. Önemli temsilcileri Halit Fahri Ozansoy, Yaşar Nabi Nayır, Peyami Safa, Falih Rıfkı Atay’dır.
Gezi yazısı türünde de başarılı örnekler verilmiştir. Bu dönem gezi yazılarında betimlemelerde Anadolu’nun güzellikleri eserlere yansımıştır. Ahmet Haşim, İsmail Habip Sevük, Falih Rıfkı Atay, Reşat Nuri Güntekin önemli gezi yazıları kaleme almışlardır.
Anı yazma geleneği de yaygınlık kazanmıştır. Anılarıyla ünlenen sanatçılarımız Falih Rıfkı Atay ve Haldun Taner’dir.
Fıkra türü de gazetelerin yaygınlaşmaya başlaması ile birlikte gelişme göstermiştir. Önemli temsilcileri Yusuf Ziya Ortaç, Ahmet Haşim, Refik Halit, Peyami Safa, Falih Rıfkı Atay, Şevket Rado, Oktay Akbal’dır.
Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatında öğretici metin türlerinde eserler kaleme alan bazı sanatçılar şunlardır:
DENEME
NURULLAH ATAÇ (1898–1957)
• Yazılarında yeni bir nesir dilinin kurulmasına öncülük etmiştir.
• Bu dönemlerde tartışılan konuşma dili mi arı Türkçe mi tartışmalarında ateşli bir şekilde arı Türkçeyi savunmuştur. Halk tarafından benimsenmiş olsa dahi dilimize yabancı dilden giren kelimelerin dilimizden atılmasını savunmuştur.
• Yazı dilinin halka yaklaşmasını istemez. Önemli olan halka yeni kelimeler öğretmektir.
• Sağlam bir üslubu vardır. Konuşur gibi yazar, özellikle devrik cümle kullanır. Böylelikle yazıya akıcılık katar.
• Türk edebiyatının en büyük deneme ve eleştiri ustasıdır.
• Cumhuriyet sonrası edebiyatımızda yol gösterici bir görevi üstlenmiştir.
• ESERLERİ: Karalama Defteri, Günlerin Getirdiği, Sözden Söze, Ararken, Diyelim, Söz Arasında, Okuruma Mektuplar, Söyleşiler, Günce
• Yazılarında yeni bir nesir dilinin kurulmasına öncülük etmiştir.
• Bu dönemlerde tartışılan konuşma dili mi arı Türkçe mi tartışmalarında ateşli bir şekilde arı Türkçeyi savunmuştur. Halk tarafından benimsenmiş olsa dahi dilimize yabancı dilden giren kelimelerin dilimizden atılmasını savunmuştur.
• Yazı dilinin halka yaklaşmasını istemez. Önemli olan halka yeni kelimeler öğretmektir.
• Sağlam bir üslubu vardır. Konuşur gibi yazar, özellikle devrik cümle kullanır. Böylelikle yazıya akıcılık katar.
• Türk edebiyatının en büyük deneme ve eleştiri ustasıdır.
• Cumhuriyet sonrası edebiyatımızda yol gösterici bir görevi üstlenmiştir.
• ESERLERİ: Karalama Defteri, Günlerin Getirdiği, Sözden Söze, Ararken, Diyelim, Söz Arasında, Okuruma Mektuplar, Söyleşiler, Günce
SUUT KEMAL YETKIN (1903—1980)
• Deneme ve eleştiriyle tanınmıştır.
• Sanat, estetik, resim ve felsefe alanlarında eserler vermiştir.
• Düşüncelerini açık ve yalın bir anlatımla kaleme almıştır.
DENEME: Edebiyat Konuşmaları, Edebiyat Üzerine, Günlerin Götürdüğü, Düşün Payı, Yokuşa Doğru, Şiir Üzerine Düşünceler, Denemeler
• Deneme ve eleştiriyle tanınmıştır.
• Sanat, estetik, resim ve felsefe alanlarında eserler vermiştir.
• Düşüncelerini açık ve yalın bir anlatımla kaleme almıştır.
DENEME: Edebiyat Konuşmaları, Edebiyat Üzerine, Günlerin Götürdüğü, Düşün Payı, Yokuşa Doğru, Şiir Üzerine Düşünceler, Denemeler
CEMİL MERİÇ (1917—1987)
• Deneme türünün usta isimlerindendir.
• Denemeleri dışında, edebiyat tarihi, felsefe, tarih çalışmaları ve çevirileri de vardır.
ESERLERİ: DENEME: Bu Ülke, Mağaradakiler
ARAŞTIRMA/İNCELEME: Ümrandan Uygarlığa, Kırk Ambar, Bir Dünyanın Eşiğinde
• Deneme türünün usta isimlerindendir.
• Denemeleri dışında, edebiyat tarihi, felsefe, tarih çalışmaları ve çevirileri de vardır.
ESERLERİ: DENEME: Bu Ülke, Mağaradakiler
ARAŞTIRMA/İNCELEME: Ümrandan Uygarlığa, Kırk Ambar, Bir Dünyanın Eşiğinde
SABAHATTİN EYÜBOĞLU (1908— 1973)
• Deneme ustalarındadır.
• Araştırma ve incelemeleri de vardır.
ESERLERİ: DENEME: Mavi ve Kara, Sanat Üzerine Denemeler
• Deneme ustalarındadır.
• Araştırma ve incelemeleri de vardır.
ESERLERİ: DENEME: Mavi ve Kara, Sanat Üzerine Denemeler
ŞEVKET RADO (1913— 1988)
• Deneme, fıkra ustalarındadır.
• Gazetecilik ve radyoculuk yaptı.
ESERLERİ: DENEME-SOHBET: Eşref Saati, Ümit Dünyası, Hayat Böyledir
• Deneme, fıkra ustalarındadır.
• Gazetecilik ve radyoculuk yaptı.
ESERLERİ: DENEME-SOHBET: Eşref Saati, Ümit Dünyası, Hayat Böyledir
GEZİ YAZISI
İSMAİL HABİP SEVÜK (1892-1954)
• Türk yazar ve edebiyat tarihçisidir.
• Tezatların şaşırtıcı havasından, ilginç kıyaslamalardan, orijinal buluşlardan, geniş tarih kültüründen beslenen anlatımı ile gezi türünün de ilk güzel örneklerini verdi.
• İlk kez liseler için ders kitabı olarak hazırladığı Türk Teceddüt Edebiyatı Tarihi, kitabı ile geniş ilgi gören Sevük; yazar ve şairlerin kişiliklerini, eserlerini yer yer coşkun ve duygulu bir dille değerlendirdiği bu eseriyle çağının gençlerinde köklü bir edebiyat sevgisi uyandırdı.
• Onun bir büyük çalışması da, batı kültür ve sanatını oluşturan şair ve yazarların yaşamlarını ve sanatlarını, Türk edebiyatı ile kıyaslayarak anlattığı “Avrupa Edebiyatı ve Biz” adlı iki büyük ciltlik eseri oldu.
• Bilgi ile sanatı ustaca kaynaştıran bir yazar olarak ün yaptı.
• ESERLERİ: Türk Teceddüt Edebiyatı Tarihi, Edebi Yeniliğimiz, Tuna’dan Batı’ya, Yurttan Yazılar, Avrupa Edebiyatı ve Biz, Tanzimat’tan Beri, Türk Güreşi
İSMAİL HABİP SEVÜK (1892-1954)
• Türk yazar ve edebiyat tarihçisidir.
• Tezatların şaşırtıcı havasından, ilginç kıyaslamalardan, orijinal buluşlardan, geniş tarih kültüründen beslenen anlatımı ile gezi türünün de ilk güzel örneklerini verdi.
• İlk kez liseler için ders kitabı olarak hazırladığı Türk Teceddüt Edebiyatı Tarihi, kitabı ile geniş ilgi gören Sevük; yazar ve şairlerin kişiliklerini, eserlerini yer yer coşkun ve duygulu bir dille değerlendirdiği bu eseriyle çağının gençlerinde köklü bir edebiyat sevgisi uyandırdı.
• Onun bir büyük çalışması da, batı kültür ve sanatını oluşturan şair ve yazarların yaşamlarını ve sanatlarını, Türk edebiyatı ile kıyaslayarak anlattığı “Avrupa Edebiyatı ve Biz” adlı iki büyük ciltlik eseri oldu.
• Bilgi ile sanatı ustaca kaynaştıran bir yazar olarak ün yaptı.
• ESERLERİ: Türk Teceddüt Edebiyatı Tarihi, Edebi Yeniliğimiz, Tuna’dan Batı’ya, Yurttan Yazılar, Avrupa Edebiyatı ve Biz, Tanzimat’tan Beri, Türk Güreşi
FALİH RIFKI ATAY (1894 – 1971)
• Türkçeyi en yalın ve en duru bir anlatıma ulaştıran yazarlarımızdan biridir.
• Atatürk’ün yakınında bulunmuş yazarlardandır.
• Dilimizin gelişmesinde, özellikle Cumhuriyet’ten sonraki Türk gezi edebiyatının oluşumunda yadsınamaz bir yeri vardır.
• Gezi yazılarında dış ülkelerde gördüklerini anlatırken sırası geldikçe Türkiye ile gezdiği yerler arasında karşılaştırmalar yaparak önemli noktalara değinir.
GEZİ YAZISI: Denizaşırı, Bizim Akdeniz, Tuna Kıyıları, Yolcu Defteri, Gezerek Gördüklerim
ANI: Ateş ve Güneş, Zeytindağı, Çankaya
• Türkçeyi en yalın ve en duru bir anlatıma ulaştıran yazarlarımızdan biridir.
• Atatürk’ün yakınında bulunmuş yazarlardandır.
• Dilimizin gelişmesinde, özellikle Cumhuriyet’ten sonraki Türk gezi edebiyatının oluşumunda yadsınamaz bir yeri vardır.
• Gezi yazılarında dış ülkelerde gördüklerini anlatırken sırası geldikçe Türkiye ile gezdiği yerler arasında karşılaştırmalar yaparak önemli noktalara değinir.
GEZİ YAZISI: Denizaşırı, Bizim Akdeniz, Tuna Kıyıları, Yolcu Defteri, Gezerek Gördüklerim
ANI: Ateş ve Güneş, Zeytindağı, Çankaya
————————-
Yazarların dilediklerini konularda kişisel görüşlerini okurlarıyla sohbet eder gibi yansıttıkları düşünce yazılarına “deneme” denir. Konu seçimi, özellikle içten anlatım, kesin yargılara ulaşma bu yazı türünün en belirgin özellikleridir. Batıda 17. yüzyılda ayrı bir yazı türü olarak daha belirgin bir özellik ve önem kazanmıştır. Edebiyatımızda son yıllarda büyük gelişme gösteren deneme türüne önemli katkılarda bulunan yazarlarımız arasında Suut Kemal Yetkin, Ahmet Hamdi Tanpınar,Nurullah Ataç, Orhan Burian, Sabahattin Eyuboğlu, Melih Cevdet Anday, Vedat Günyol, Salâh Birsel,Nermi Uygur ve Adnan Binyazar’ı sayabiliriz.
Yazarların dilediklerini konularda kişisel görüşlerini okurlarıyla sohbet eder gibi yansıttıkları düşünce yazılarına “deneme” denir. Konu seçimi, özellikle içten anlatım, kesin yargılara ulaşma bu yazı türünün en belirgin özellikleridir. Batıda 17. yüzyılda ayrı bir yazı türü olarak daha belirgin bir özellik ve önem kazanmıştır. Edebiyatımızda son yıllarda büyük gelişme gösteren deneme türüne önemli katkılarda bulunan yazarlarımız arasında Suut Kemal Yetkin, Ahmet Hamdi Tanpınar,Nurullah Ataç, Orhan Burian, Sabahattin Eyuboğlu, Melih Cevdet Anday, Vedat Günyol, Salâh Birsel,Nermi Uygur ve Adnan Binyazar’ı sayabiliriz.
Gazete ve dergilerde sıkça yer alan bir görüşü açıklamak, bir düşünceyi belirtmek veya desteklemek için yazılan ve bir bütünlük gösteren düz yazılara “makale” denir. Bilgilendirme, herhangi bir konuda düşünce ve görüş belirtme amacıyla yazılır. Temel ögesi düşünce olan makalenin yapısı iddia ve ispat düzlemi içinde gelişir Yazar öne sürdüğü düşünceyi açıklar, kanıtlamaya çalışır. Ele alınıp işlenilen konulara göre makaleler kendi içinde çeşitlendirilir. Köşe yazısı da makale gibi öğretme, bilgilendirme amacına yönelik bir düşünce yazısıdır. Makale türünde yazıların kaleme alınışı Türkçe gazete ve dergilerin çıkmasıyla başlamıştır. Edebiyatımızda ilk makale yazarları arasında başta Şinasi olmak üzere Namık Kemal, Recizade Mahmut Ekrem ve Ahmet Mithat Efendi’yi gösterebiliriz.
Bir yazarın gezip gördüğü yerlerle ilgili gözlem ve izlenimlerini anlatan yazı türüne “gezi yazısı” denir. Gezi yazıları genellikle gezilen yerlerin doğal durumunu, fiziki koşullarını ve insanların toplumsal ve kültürel özelliklerini de kapsadığı için okurların genel kültürlerini artırmada çok etkilidir. Gezi yazıları ele alınan konular ve verilen ayrıntılı bilgiler nedeniyle tarihçilerin, toplumbilimcilerin ve insanbilim (antropoloji) uzmanlarının da ilgisini çeker. Bu yönüyle gezi yazıları gelecek kuşaklar için tarihî bir belge niteliği taşır. Edebiyatta gezi türünün eski çağlara kadar varan uzun bir geçmişi vardır. Bizim edebiyatımızda gezi kitaplarının yazılmasına 16. yüzyılda başlanmıştır. Bu türde ilk eser veren yazarlarımız arasında Seydi Ali Reis, Kâtip Çelebi,Evliya Çelebi ve Yirmi Sekiz Çelebi Mehmet Efendi’yi sayabiliriz. Özellikle 1908’den başlayarak gezi yazılarının çoğaldığını görürüz. Bu dönemin önde gelen gezi yazarlarından birisi Cenap fiahabettin’dir. Cumhuriyet Döneminin ilk yıllarında bu türde eser verenlerin başında Falih Rıfkı Atay gelir. Gezi yazılarıyla gezi röportajlarını karıştırmamak gerekir. Gezi röportajları sorunları tanıtmaya yöneliktir. Gezi yazılarıysa yazarı etkiyen yönleri içerir.
İnsan hayatının önemli bir parçasını oluşturan anılar büyük önem taşır ve edebiyat türlerinin en yaygın olanlarından biridir. Geçmişi anılar oluşturur. Bir insanın kendi başından geçenleri ya da tanık olduğu olayları anlattığı esere anı diyoruz. Kısacası anı yaşanmış olayları anlatan yazı türüdür. İnsan anılar aracılığıyla geçmişi yeniden yaşar. Anı yazıları içtenlik ve gerçekler üzerine kurulur. Anılar aynı zamanda kişilerin yaşadıkları dönemin toplumsal durumuna, kültürel özeliklerine ilişkin önemli gözlem ve bilgileri de içerir. Bu yüzden anılar tarihin, kültür ve sanatın çeşitli yönlerine ışık tutar. Anı ile günlük farklı türlerdir. Anı türü 16. yüzyıldan sonra büyük gelişme göstermiştir. Türk edebiyatı anı eserleri bakımından oldukça zengindir. Cumhuriyet Döneminde çok sayıda anı eseri ile karşılarız.
Fıkra, gazete ve dergilerde sıkça rastladı¤ımız yazı türlerindendir. Genellikle güncel konuları çeşitli yönlerden inceleyip yorumlayan başlıklı, kısa düz yazılara “fıkra” denir. Fıkranın bir yazı türü olarak gelişmesi gazetecili¤in ve dergiciliğin başlaması ve gelişmesiyle ilişkilidir. Türk edebiyatında fıkra türünde yazıların kaleme alınışı Türkçe gazete ve dergilerin çıkışıyla başlamıştır. Servet-i Fünun ve Fecr-i Ati dönemlerinde de yazarlarımız çalıştıkları gazete ve dergilere birçok fıkra yazmışlardır. Cumhuriyet Döneminde 20. yüzyılın ikinci yarısından sonra okur yazar sayısının artışı okuyucu ilgilerinin çeşitlenmesi üzerine her konuda fıkra yayımlanmaya başlamıştır.