HALK ŞİİRİ GELENEĞİNİN ÖZELLİKLERİ, HALK ŞİİRİ GELENEĞİ, HALK EDEBİYATI, HALK EDEBİYATI ÖZELLİKLERİ, HALK ŞİİRİNİN ÖZELLİKLERİ,
Halk Şiiri Geleneği ve Özellikleri :
1. Bu şiir geleneğinin ürünleri sade bir Türkçeyle söylenmiş ya da yazılmıştır.
2. Halkın içinden doğan eserler, konu, tema ve duyarlık bakımından halkın hayatına sıkı sıkıya bağlıdır.
3. Şairler, genellikle öğrenim görmemiş (ümmî-okuma yazma bilmeyen) kişilerdir.
4. Aşk, doğa, ayrılık, özlem, ölüm, din, tasavvuf konularının yanı sıra toplum hayatını ilgilendiren sorunlara da sık sık eğilen şairler, bunlarla ilgili eleştiriler getirmişler, daha çok da somut konular üzerinde durmuşlardır.
5. Şiirlerde biçimden çok konuya ağırlık verilmiştir.
6. Şiirler daima müzik eşliğinde (ezgili) söylenmiş; saz, şiirin ayrılmaz parçası olmuştur. Âşıklar, bu edebiyatın mensur kısmını oluşturan halk hikâyelerinin oluşumu, gelişimi ve aktarılmasında da önemli rol oynamışlardır.
7. Şiirde nazım birimi dörtlüktür. Yaygın olarak hece ölçüsü kullanılmıştır. Hecenin en çok 7'li, 8'li ve 11'li kalıpları kullanılmıştır. Fakat şehirde yaşamış, medrese eğitimi almış bazı ozanlar aruzu da kullanmışlardır.
8. Koşma, semai, varsağı, destan, ilahi, nefes, mani, türkü gibi... gibi değişik nazım şekilleri kullanılmıştır.
9. Âşık edebiyatı doğaçlamaya (irticalen söyleyişe) dayanır. Âşıklar, eserlerini bir ön hazırlık olmaksızın, doğrudan, sözlü olarak meydana getirirler. Bu yüzden şiirlerde derin bir anlam, kusursuz bir biçim görülmez.
10. Halk deyimlerine ve güzel halk söyleyişlerine yer verilir.
11. Az da olsa benzetmelerden ve mazmunlardan faydalanılmıştır. (Boy serviye, yüz aya, kaş kaleme, diş inciye, yanak güle benzetilir)
12. Şiirlerin özel bir başlığı yoktur, bunlar nazım şekilleri ile adlandırılmıştır.
13. Genellikle yarım kafiye kullanılır. Ahenk, daha çok kafiye ve redifle sağlanır.
14. Konu, şekil ve dil bakımından dış etkilerden uzaktır.
15. Nesir alanında da eserler verilmiştir. Nesir, halk edebiyatında nazma göre önemsiz kalmıştır; çünkü duygu ve düşüncelerin kalıcılığı şiirle daha kolay sağlanmaktadır.
16. Nesir örnekleri arasında halk masalları, halk hikâyeleri, efsaneler, atasözleri, deyimler, halk tiyatrosu, bilmeceler, fıkralar sayılabilir.
17. Halk edebiyatı, gözleme dayalıdır. Benzetmeler, somut kavramlardan yararlanılarak yapılır. Şairlerin söyledikleri her şey gerçek yaşamdan alınmadır.
18. Gelenek usta-çırak ilişkisiyle bugüne kadar gelmiştir.
19. Halk şiiri geleneğinin en ünlü temsilcileri: Karacaoğlan, Pir Sultan Abdal, Dadaloğlu, Yunus Emre,Kaygusuz Abdal, Erzurumlu Emrah, Gevheri'dir.
20. Bu geleneğin son dönem temsilcileri arasında Âşık Veysel, Murat Çobanoğlu, Âşık Reyhani, Âşık Şeref Taşlıova ve Âşık Mahzuni Şerif sayılabilir.
2. Halkın içinden doğan eserler, konu, tema ve duyarlık bakımından halkın hayatına sıkı sıkıya bağlıdır.
3. Şairler, genellikle öğrenim görmemiş (ümmî-okuma yazma bilmeyen) kişilerdir.
4. Aşk, doğa, ayrılık, özlem, ölüm, din, tasavvuf konularının yanı sıra toplum hayatını ilgilendiren sorunlara da sık sık eğilen şairler, bunlarla ilgili eleştiriler getirmişler, daha çok da somut konular üzerinde durmuşlardır.
5. Şiirlerde biçimden çok konuya ağırlık verilmiştir.
6. Şiirler daima müzik eşliğinde (ezgili) söylenmiş; saz, şiirin ayrılmaz parçası olmuştur. Âşıklar, bu edebiyatın mensur kısmını oluşturan halk hikâyelerinin oluşumu, gelişimi ve aktarılmasında da önemli rol oynamışlardır.
7. Şiirde nazım birimi dörtlüktür. Yaygın olarak hece ölçüsü kullanılmıştır. Hecenin en çok 7'li, 8'li ve 11'li kalıpları kullanılmıştır. Fakat şehirde yaşamış, medrese eğitimi almış bazı ozanlar aruzu da kullanmışlardır.
8. Koşma, semai, varsağı, destan, ilahi, nefes, mani, türkü gibi... gibi değişik nazım şekilleri kullanılmıştır.
9. Âşık edebiyatı doğaçlamaya (irticalen söyleyişe) dayanır. Âşıklar, eserlerini bir ön hazırlık olmaksızın, doğrudan, sözlü olarak meydana getirirler. Bu yüzden şiirlerde derin bir anlam, kusursuz bir biçim görülmez.
10. Halk deyimlerine ve güzel halk söyleyişlerine yer verilir.
11. Az da olsa benzetmelerden ve mazmunlardan faydalanılmıştır. (Boy serviye, yüz aya, kaş kaleme, diş inciye, yanak güle benzetilir)
12. Şiirlerin özel bir başlığı yoktur, bunlar nazım şekilleri ile adlandırılmıştır.
13. Genellikle yarım kafiye kullanılır. Ahenk, daha çok kafiye ve redifle sağlanır.
14. Konu, şekil ve dil bakımından dış etkilerden uzaktır.
15. Nesir alanında da eserler verilmiştir. Nesir, halk edebiyatında nazma göre önemsiz kalmıştır; çünkü duygu ve düşüncelerin kalıcılığı şiirle daha kolay sağlanmaktadır.
16. Nesir örnekleri arasında halk masalları, halk hikâyeleri, efsaneler, atasözleri, deyimler, halk tiyatrosu, bilmeceler, fıkralar sayılabilir.
17. Halk edebiyatı, gözleme dayalıdır. Benzetmeler, somut kavramlardan yararlanılarak yapılır. Şairlerin söyledikleri her şey gerçek yaşamdan alınmadır.
18. Gelenek usta-çırak ilişkisiyle bugüne kadar gelmiştir.
19. Halk şiiri geleneğinin en ünlü temsilcileri: Karacaoğlan, Pir Sultan Abdal, Dadaloğlu, Yunus Emre,Kaygusuz Abdal, Erzurumlu Emrah, Gevheri'dir.
20. Bu geleneğin son dönem temsilcileri arasında Âşık Veysel, Murat Çobanoğlu, Âşık Reyhani, Âşık Şeref Taşlıova ve Âşık Mahzuni Şerif sayılabilir.