sponsorlu reklam Admatic -sponsor

İslamiyetin kabulüyle birlikte Türk toplumunda görülen kültür farklılıkları

     İslamiyetin kabulüyle birlikte Türk toplumunda görülen kültür farklılıkları

Türklerin islamiyeti Kabulü Yaşamlarını Nasıl Etkilemiştir


Bu Konuda Bulabilecekleriniz :
  • TÜRKLERİN İSLAMİYETİ KABÜLÜ
  • Türklerin İslamiyet Öncesi Yaşam Şekli
  • Türklerin İslamiyet Sonrası Yaşam Şekilleri
Türklerin İslamiyet öncesi ve sonrası yaşamları nasıldı, türklerin islamiyet öncesi ve sonrası yaşam tarzları ve biçimi
Türklerin İslamiyeti Kabulünden sonra yaşamlarında Ne gibi değişiklikler olmuştur,Türklerin İslamiyeti Kabul Süreci hakkında bilgileri yazımız içerisinde bulacaksınız.

ÖZET BİLGİ
Türk İslam Toplumlarında, kültürel hayat, islam kültür çevresinin etkisi altında gelişti. Türklerin bu çevreye girmeleri onların her alanda ilerlemesine ve yükselmesine sebep oldu. Türk düşüncesi, bir yandan tarihi gelişimini devam ettirirken diğer yandan İslam düşüncesi ve felsefesiyle bütünleşti. Bu toplumların hayat tarzlarında islamın yüce ve ebedi ilkelerine, esaslarına ve kurallarına uyum sağlayacak değişmeler meydana geldi. Hukuk düzenleri "Şerri" esaslara ve "Törelere" göre yeniden kuruldu, düzenlendi. Arap ve Fars dil ve kültürlerinin baskısına rağmen, Türk dili korundu. Karamanoğullarının başlattıkları resmi dilin Türkçe olması hareketi, bazı olumsuz dönemler dışında devam etti. İslamın koruyuculuğunu üstlenen Türkler, Türk tasavvuf düşünce ve eylemleriyle müslümanlığın çağlar boyu gelişmesini ve yönlendiriciliğini sağladılar. Anadolu Türk toplumu oluşturduğu kültür çevresinde, manevi ve maddi kültür hayatını sürekli şekilde güçlendirdi. Kurduğu imparatorluklar o çağların siyasette, sosyal düzen ve sosyal adalette, iktisadi alanda, özellikle bilimde, eğitim ve öğretimde, hukuk hayatında, en medeni ve en ileri devletleri oldular. Osmanlı imparatorluğu kuruluşundan başlayarak, tarihi varlık alanından çekilişine kadar altı yüz yıl boyunca İslam Dünyasının, Türk İslam kültür çevresinin tek temsilcisi oldu. Bir dünya devleti niteliğini koruyarak, kültür hayatını inançlarda, adalette, dilde, musikide, sanat ve estetikte, mimaride, folklorda, eğitim ve öğretimde, sosyal ilişkilerde, diplomasi de özenle güçlendirdi. İnsanlık tarihine sayısız örnekler verdi. Kültür varlığımızın zenginleşmesini sağladı.

GENİŞ BİLGİ AŞAĞIDA

TÜRKLERİN İSLAMİYETİ KABÜLÜ

Uzak-doğudan Avrupaortalarına kadar bütün bozkırlar bölgesinde 1200 yıl hüküm sürmüş ve birçoksiyâsî, sosyal ve etnik izler bırakmış olan Türk toplulukları İslâmî devirde deve bu defa, hâkim zümreler sıfatıyla tarihî ağırlıklarını koydukları çeşitlimüslüman ülkelerde büyük İmparatorluklar (Kara-Hanlılar, Gazneliler, Selçuklular,Harzemşahlar, Hind-Türk İmparatorluğu) veya devletler (Irak, Suriye, Kirman, AnadoluSelçukluları, Tolunlular, Ihşidliler, Mısır Türk Devleti, Delhi Türk Sultanlığı,Timurlular, Kara-koyunlu, Akkoyunlular), Atabeylikler (Salgurlular, İl-Denizliler,Böriler, Zengîliler, Beğ-Teginliler) ve beylikler (Artuklu, Dânişmendli,Mengücüklü, Saltuklu, İnallı, Ahlat Şahları, İzmir, Efes) kurarak islâmdünyasının mukadderatına hâkim olmuşlar ve Osmanlılar’la birliktedeğerlendirildiği takdirde, Orta Asya, Yakın Doğu ve Doğu Avrupa’nın son binyıllık tarihine yön vermişlerdir.
Umumiyetle kabûl edildiğigibi, Türkler’in dünyâ tarihinin en mühim hâdiselerinden biri olmak üzere,İslâmiyete girişleri kendi arzuları ile vukû bulmuştur. Bu durum Arapça eserlerdede bazı yankılar bırakmıştır. Meselâ Halife Al-Me’mûn’un hususi kütüphânesindememur olan bir Türk şöyle demiştir. “İranlılar ve Rumlar ülkelerinibaşkalarına kaptırıp kendi yurtlarında esir olurlar, Türkler memleketlerini hiçkimseye vermiş değillerdir…” Gerçekte İslâm dininineski Türk inanç ve telâkkilerine uygun cihetleri çoktu. Türkler uzun zamandan beritek Tanrı inancına âşina bulunuyorlardı. Ahiret’e ve ruh’un ölmezliğineinanıyorlar ve Tanrı’ya kurban sunuyorlardı. Ayrıca İslâmiyet’in telkin ettiğiahlâkî kaideler eski Türk “alplik” anlayışına uygun düşüyor veözellikle “cihâd” Türk’ün fütuhât görüşünü takviye ediyordu.Türkler’in kısa zamanda İslâmiyet’in bayraktarı olarak dünyâ karşısına çıkışsebepleri bunlar olmak gerekir.


Türklerin İslamiyet Öncesi Yaşam Şekli

Devlet Yönetimi
Uygurlar dışında bütün Türk Devletleri göçebe devlet şeklinde yaş>ışlardır.
Aileler obaları, obalar boyları, boylar ise budunları meydana getirirdi.
Devlet, hanedanın ortak malı kabul edilirdi.
Hakanın yetkileri “Kurultay” denilen danışma meclisi ile sınırlandırılmıştı.
Bu durum Türk devletlerinde taht mücadelelerine sebep olmuştur. Bu yüzden Türk devletleri çok kısa sürelerde yıkılmıştır. Devlet kuzey-güney, doğu-batı, sağ-sol olmak üzere ikiye ayrılırdı. Sağı hükümdarlar yönetirdi. Senede iki kez toplanan Kurultay adı verilen bir meclis vardır. Boy beylerinden oluşurdu. Önemli kararlar alınırdı.
Kurultay, Türklerde askeri yapıda demokrasinin olduğunu gösterir.

Hukuk:
 İslamiyet öncesinde kurulan Türk devletlerinde yazılı hukuk kurallarına rastlanmaz.
Genelde, sosyal hayatı düzenleyen sözlü hukuk kuralları yani töreler baskındır.
Devlet yapısında töreyi uygulayan adalet teşkilatının başı hükümdardır.
Töre hükümleri ile çok ağır cezalar verildiği görülmüştür.

Ordu:
İlk Türk devletlerinde kadın-erkek her Türk asker sayılırdı.
İlk düzenli Türk ordusu Asya Hun İmparatoru Mete Han tarafından kuruldu.
Ordunun başında başbuğ denilen başkomutan bulunurdu.
Türkler savaşlarda en çok sahte ricat denilen geri çekilme taktiğini uygulayarak başarılı oldular.
Mete Han tarafından kurulan ordu, Türk Kara Kuvvetleri’nin temeli olarak kabul edilmiş ve Çin, Moğol, İran, Bizans ve Roma’yı da etkilemiştirİ

Din
Tek bir tanrının varlığına inanılmış, Tanrı’ya “tengri” adı verilmişti.
Bu tanrı Gök tanrı olarak da bilinmekteydi.
Doğa da bir takım gizli güçlere inanılırdı.
Şamanizm yani iyi ruh ile kötü ruhun varlığına inanı> bir inançta yaygındı.
Öldükten sonra yaşama inanç vardı.
İslamiyet öncesi Türklerde görülen tek Tanrı inancı, İslamiyet’in kabul edilmesinde etkili olmuştur. Bu Türklerde öldükten sonra yaşama inanılır, mezarlara Balbal’lar dikilirdi. (Balbal, öldürülen düşman sayısı kadar dikilirdi.)

Ekonomik Hayat
Bozkır kültürünün bir sonucu olarak göçebe ve yarı göçebe bir hayat sürmüşlerdir.
Göçebe hayatın bir sonucu olarak hayvancılık zorunlu geçim kaynağı olmuştur.
Bununla birlikte balıkçılık, tarım ve yağmacılık da ekonomik hayatta önemli yer almıştır.
Dil ve Edebiyat Türklerde görülen en eski dil Göktürkçe ve alfabe olarak da Göktürk alfabesidir.
VII. yüzyılda Göktürkler tarafından Göktürk alfabesi ile yazı> Orhun kitabeleri bilinen en eski Türk yazıtları olarak kabul edilir.
Uygurlar da Uygur alfabesini kullanmışlar ayrıca hareketli harfleri bulmuş ve matbaayı kullanmışlardır.

Bilim ve Sanat
Oniki hayvanlı Türk takvimini meydana getirmişlerdir.
Bilim adamlarından meydana gelen ve Keneş Meclisi adı verilen bir meclisi meydana getirmişlerdir.
Göçebe hayat sürdükleri için taşınabilir sanat eserleri olarak kemer, kılıç, at koşumu gibi el sanatları ile uğraşmışlardır.

Türklerin İslamiyet Sonrası Yaşam Şekilleri

Devlet Yönetimi
Devletin başında bulunan kişi, hem dini, hem de siyasi açıdan tüm yetkilere sahipti.
İslamiyetin kurulduğu ilk yıllarda, devlet başkanı Hz. Muhammed idi.
Hz. Muhammed’den sonra devlet başkanlığı görevi için halifeler seçildi.
Halifeler, Hz. Muhammed’in peygamberlik görevi dışındaki dünyevi bütün görevlerini yerine getirdiler.
...
Hz. Ömer döneminde sınırların genişlemesi ile devlet yapısında yenilikler yapılarak vali ve kadılar atanmaya başlandı.
Dvlet hazinesi olarak bilinen Beytül Mal oluşturuldu.
Emeviler Dönemi’nde halifelik babadan oğula geçmeye başladı.
Hz. Muhammed’in ölümünden sonra ilk dört halife (Ebubekir, Ömer, Osman ve Ali) seçimle belirlenmiştir.
Emeviler Dönemi’nde sınırların genişlemesi ile yeni devlet görevlileri ortaya çıktı.

Ordu
Sınırların genişlemesi ile ordu önem kazanmaya başladı.
Hz. Muhammed ve Hz. Ebubekir döneminde düzenli bir İslam ordusu yoktu.
İslam Devleti’nde, eli silah tutan her erkek asker olarak kabul edilirdi.
İlk düzenli İslam ordusu Hz. Ömer devrinde kuruldu.
Abbasiler devrinde, Türkler ve diğer milletler İslam ordusunda görev almaya başladı.
Hz. Osman devrinde ilk defa donanma kuruldu.

Sosyal Hayat
Sosyal hayata dair düzenlemeler Kur’an-ı Kerim’den alınırdı.
İslamiyette insanlar arasında fark olmamasına rağmen, Emeviler Dönemi’nde Araplar kendilerini diğer uluslardan üstün görmüşlerdi.
Arap olmayan Müslümanlar ise Mevali olarak adlandırılmıştı.
Abbasiler döneminde Araplarla Mevali eşit duruma geldi.
İslam Devleti’nde, Hristiyan ve Yahudiler’den oluşan topluma Ehl-i Kitap denir.
Ehl-i Kitap haricinde Müslüman olmayan kesime de Ehl-i Küfür denir.
Müslüman olmayan bu toplumlar haraç ve cizye vergileri verirdi.

Ekonomik Hayat
Ekonomi daha çok tarım, hayvancılık, ticaret ve el zanaatlarına dayalıydı.
Abbasiler Dönemi’nde el zanaatları ile uğraşanlar, Fütüvvet Birlikleri denilen meslek örgütleri oluşturmuşlardır.
Hayvancılığın gelişmesi ile halı ve kilim dokumacılığı da gelişti.
Seramik, cam işlemeciliği ve dokumacılık da ilerledi.
Ticaret, İslamiyet ile birlikte Arap Yarımadası’nda oldukça hızlandı.
En çok ticaretin yapıldığı devlet Bizans’dı.
İslam Devletleri’nde, devlete ait gelirlere Beyt-ül Mal denir.
Devlete ait gelir kaynakları :
1. Savaş ganimetlerinin beşte biri
2. Gayrimüslimlerden alınan Haraç
3. Müslümanlar’dan alınan Öşür
4. Gayrimüslümlerden alınan Cizye
5. Maden, tuz, gümrük gelirleri
Emevi halifesi I. Velid zamanında ilk İslam parası basıldı.

Dil ve Edebiyat
İslamiyet’te dil ve edebiyatın kaynağı Kur’an-ı Kerim’dir.
Arapça, Emevi halifesi Abdülmelik zamanında resmi dil olarak kabul edildi.
İslamiyet’ten önce, sözlü edebiyat gelişmişken, Hz. Muhammed’in hayatını yeni nesillere aktarmak amacıyla yazılı edebiyata da önem verildi.
Düşünce hayatı Abbasiler ile birlikte gelişmiştir.

Bilim
İslam medeniyetlerinde bilim; İslami bilimler ve pozitif bilimler olmak üzere ikiye ayrılır.
İslam bilimlerinin temeli Kur’an-ı Kerim’dir.
Tefsir : Kur’an-ı Kerim’in ayetlerinin yorumlanması bilimidir.
Hadis : Hz. Muhammed’in söylediği sözler ve yaptığı işlerin bütününe hadis denir.
Hadis biliminin önde gelenlerinden biri Sahih-i Buhari’nin yazarı İmam Buhari’dir.
Fıkıh : İslam hukukudur. Temeli Kur’an-ı Kerim’dir.
Kelam : İslam felsefesidir.
Ünlü İslam bilginlerinden başlıcaları; Razi, İbn-i Cemşit, Farabi, İbn-i Sina, İbn-i Rüşt, Biruni, Taberi, Mesud-i, İbnül Esir ve İbn-i Haldun’dur.

Sanat
Sanat İslamiyet ile birlikte büyük gelişme gösterdi.
İslamiyet’in yayılması ile İslam sanatında İran, Türk ve Bizans sanatlarının etkisi görüldü.
İslam sanatı denince akla ilk gelen, mimaridir.
En önemli mimari eserler arasında; Ömer Camii, El Ezher Camii, İbn-i Tulun Camii, El Hamra Sarayı ve Kurtuba Camii sayılabilir.
El sanatlarında; oymacılık, kakmacılık, nakkaşlık, hat ve tezhip sanatları oldukça gelişti.

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski

sponsor reklamı

SPONSOR REKLAMI

derskonumesnk