sponsorlu reklam Admatic -sponsor

MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ SADE DİL VE HECE İLE YAZILAN ŞİİRLERE ÖRNEKLER

MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ SADE DİL VE HECE İLE YAZILAN ŞİİRLERE ÖRNEKLER, MİLLİ EDEBİYAT, MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ ŞİİR ÖRNEKLERİ, MİLLİ EDEBİYAT ŞİİRİ ÖRNEKLERİ, 
Dönemin Şiir Anlayışları
1. Sade Dil ve-Hece Ölçüsüyle Yazılan Şiirler
Ziya Gökalp  *Ali Canip Yöntem* M.Emin Yurdakul *HamdullahSuphi *Halide Nusret Zorlutuna *Beş Hececiler
2. Saf (Öz) Şiir  HAZIRLAYAN MUSTAFA ŞAHİN
* Ahmet Haşim     *Yahya KemalBeyatlı
3. Halkın YaşayışTarzını ve Değerlerini Anlatan Manzumeler
*Mehmet Akif Ersoy


Mehmet Emin Yurdakul
BIRAK BENİ HAYKIRAYIM
Ben en hakîr bir insanı kardeş sayan bir rûhum;
Bende esîr yaratmayan bir Tanrı'ya îman var;
Paçavralar altındaki yoksul beni yaralar;

Mazlumların intikamı olmak için doğmuşum.
Volkan söner, lâkin benim alevlerim eksilmez;
Bora geçer, lâkin benim köpüklerim kesilmez.

Bırak beni haykırayım, susarsam sen mâtem et;
Unutma ki şâirleri haykırmayan bir millet,
Sevenleri toprak olmuş öksüz çocuk gibidir;

Zaman ona kan damlayan dişlerini gösterir,
Bu zavallı sürü için ne merhamet, ne hukuk;
Yalnız bir sert bakışlı göz, yalnız ağır bir yumruk!..

CENGE GİDERKEN

Ben bir Türk'üm dinim, cinsim uludur
Sinem, özüm ateş ile doludur
İnsan olan vatanının kuludur
Türk evlâdı evde durmaz, giderim.

Bu topraklar ecdâdımın ocağı
Evim köyüm hep bu yurdun bucağı
İşte vatan! İşte Tanrı kucağı!
Ata yurdun evlât bulmaz, giderim.

Yaradanın kitabını kaldırtmam
Osmancığın bayrağını aldırtmam
Düşmanımı vatanıma saldırtmam
Tanrı evi viran olmaz giderim.

Tanrım şâhid duracağım sözümde
Milletimin sevgileri özümde
Vatanımdan başka şey yok gözümde
Yâr yatağın düşman almaz, giderim.

Ak gömlekle gözyaşımı silerim
Kara taşla bıçağımı bilerim
Vatanımçün yücelikler dilerim
Bu dünyada kimse kalmaz, giderim.

Vur
Ey Türk vur, vatanın bakirlerine
Günahkar gömleği biçenleri vur
Kemikten taslarla şarap yerine
Şehitler kanını içenleri vur

Vur güzel aşıklar cenazesinden
Kırmızı meşaleler yakanları vur
Şehvetin raksına yetim sesinden
Besteler şarkılar yapanları vur

Vur o katlin kızıl sapanlarıyla
Dünyaya ölümler ekenleri vur
Vur zulmün o kanlı urganlarıyla
Bir kavmi iplere çekenleri vur

Vur aşkın ve hakkın zaferi için
Vur dünya bak senden bunu istiyor
Vur yerde bak tarih senin seyircin
Vur gökten bak Allah sana vur diyor

Vur çelik kolların kopana kadar
Olanca aşkınla şiddetinle vur
Son düşman son kızıl ölene kadar
Olanca aşkınla kuvvetinle vur


Eylülün Denizi
Eylülün denizi, niçin gözlerin,
Kapanmış ru'yâsız, boş bir kuyuya?
Daha dün her dalgan gürlerdi derin.
Coşkun bir belâ en gizil kuytuya.

Eylülün denizi, sen şair misin?
Şimdi bir afacan çocuk,bir deli,
Sonra bir kötürüm, sonra bir miskin
İhtiyâr ki bıkmış hayattan belli.

Hani ba'zan senin "Hicrânı unut! "
Diyen mâvi, baygın bakışın vardı.
Hani sis ufuklarca uzakta,yâkut
Bir cennetten sana nurlar yollardı.

Dalgalar, ey büyük deniz, dalgalar
Duâlar indirsin sana göklerden.
Benim dalgalarda çarpan kalbim var,
Bir şeyler haykırır uzak bir yerden.

İstersen, öyle pek çılgın olmasın,
Bûseden hayâldan olsun gözleri.
Yüksek kayalarda irkilen dalgın
Gençlere koynunda aratsın şi'ri.

İstersen, kapansın gökler üstüne;
İstersen, bir tekne parçalanmasın.
Haykırsın kıyıdan bir hasta nine,
Yalnız gözlerini böyle yummasın!

Ali Canip Yöntem
Asker Duası
Elimde tüfenk, gönlümde iman,
Dileğim iki: Din ile vatan...
Ocağım ordu, büyüğüm Sultan,
Sultan'a imdâd eyle Yârabbi!
Ömrünü müzdâd eyle Yârabbi!

Yolumuz gaza, sonu şehâdet,
Dinimiz ister sıdk ile hizmet,
Anamız vatan, babamız millet,
Vatanı ma'mur eyle Yârabbi!
Milleti mesrur eyle Yârabbi!

Sancağım tevhid, bayrağım hilâl,
Birisi yeşil, ötekisi al,
İslâm'a acı, düşmandan öc al,
İslâm'ı âbâd eyle Yârabbi!
Düşmanı berbâd eyle Yârabbi!

Kumandan, zabit, babalarımız.
Çavuş, onbaşı, ağalarımız.
Sıra ve saygı, yasalarımız.
Orduyu düzgün eyle Yârabbi!
Sancağı üstün eyle Yârabbi!

Cenk meydanında nice koç yiğid,
Din ve yurd için oldular şehid,
Ocağı tütsün, sönmesin ümid,
Şehidi mahzun etme Yârabbi!
Soyunu zebun etme Yârabbi!

Ziya Gökalp

Çobanla Bülbül
Çoban kaval çaldı,sordu bülbüle:
“Sürülerin hani,ovan nerede? ”
Bülbül sordu,boynu bükük bir güle:
“Şarkılarım hani,yavrum nerede? ”

Ağla çoban ağla.Ovan kalmadı.
Göz yaşı dök bülbül,yuvan kalmadı.

Çoban dedi:”Ülkeler hep gitse de,
Kopmaz bende Anadolu Ülkesi,”
Bülbül dedi:”Düşman Hased etse de
İstanbul da şakıyacak Türk sesi”

Çalış çoban,kurtar öz yurdunu.
Şairlerden topla,bülbül bir ordu.

Çoban dedi:”Edirne’den ta Van’a
Erzurum’a kadar benim mülklerim.”
Bülbül dedi:”İzmir,Maraş,Adana,
İskenderun,Kerkük en saf Türklerim”

Sarıl çoban,Sarıl.Mülkü bırakma.
Yad elinde,bülbül,Türk’ü bırakma.

Çoban dedi: Sürülerin hep kaçsa
Benim sürüm var, kaçmaz, adı Türk ili.
Bülbül dedi: “Şarkı ölsün, yok tasa;
Türkülerim yaşar söyler halk dili.

Yalvar çoban,yalvar.İlin kurtulsun.
Dile haktan,bülbül,dilin kurtulsun.



TURAN
Nabızlarımda vuran duygular ki tarihin
Birer derin sesidir, ben sahifelerde değil
Güzide, şanlı, necip ırkımın uzak ve yakın
Bütün zaferlerini kalbimin tanininde
Nabızlarımda okur, anlar, eylerim tebcil.

Sahifelerde değil, çünkü Atilla, Cengiz
Zaferle ırkımın tetviç eden bu nasiyeler,
O tozlu çerçevelerde, o iftira amiz
Muhit içinde görünmekte kirli, şermende;
Fakat şerefle numayan Sezar ve İskender!

Nabızlarımda evet, çünkü ilm için müphem
Kalan Oğuz Han'ı kalbim tanır tamamiyle
Damarlarımda yaşar şan-ü ihtişamiyle
Oğuz Han, işte budur gönlümü eden mülhem:

Vatan ne Türkiyedir Türklere, ne Türkistan
Vatan, büyük ve müebbet bir ülkedir: Turan

Ziya Gökalp





Faruk Nafiz Çamlıbel
Bizim Memleket
İçinden tanırım ben o elleri,
Onlar ki zahirde viran olurlar;
Ardıçlı dağları, çamlı belleri
Aşanlar şi'rine hayran olurlar.

Dökülür köpüklü sular yarından,
Baharlar yaratır kışın karından;
İçenler sihirli pınarlarından
Şöyle bir silkinir, ceylan olurlar!..

Orada yaşayan erlerin içi
Bir yaşta yoğurur derdi, sevinci;
Onlar ki sabansız, tarlasız çiftçi,
Davarsız, kavalsız çoban olurlar.

Başıboş, kırlara salar tayını,
Elinden düşürmez okla yayını;
Ellere bırakır zafer payını,
Memleket yolunda kurban olurlar...

Memleket Türküsü
El gibi dolaşma Anadolu'nda,
Arkadaş, yurdunu içinden tanı.
Dinle bir yosmayı pınar yolunda,
Dinle bir yaylada garip çobanı.

Bir ıssız ev gibi gezdiğin bu yurt,
Yıllarca döktürür sana gözyaşı,
Yavrunun derdiyle ah eder Bayburt,
Turnanın özlemi yakar Maraş'ı...

Bir gölü andırır bil ki dört yanın,
Bağrını delmezse yanık türküler.
Varlığı bu korla tutuşmayanın,
Kirpiği yaşarsa, gözleri güler.



Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski

sponsor reklamı

SPONSOR REKLAMI

derskonumesnk