sponsorlu reklam Admatic -sponsor

GÜNLÜK TÜRÜNÜN EDEBİYATIMIZDAKİ GELİŞİMİ VE ÖNEMLİ TEMSİLCİLERİ

Günlük türünün edebiyatımızdaki gelişimi


TÜRK  EDEBİYATINDA GÜNLÜK TÜRÜNÜN TARİHSEL GELİŞİMİ VE ÖNEMLİ TEMSİLCİLERİ
Günümüze tek parça halinde gelebilmiş bilinen en eski günlükler, Japonlar tarafından oluşturulmuştur. Çoğunlukla kadınlar tarafından oluşturulan bu günlüklerin en ünlüsü, Sarashina’ya (1009-1059) aittir. Küçük bir kız çocuğuyken günlük tutmaya başlayan Sarashina, bu tutumunu, kocasının ölümüne dek sürdürmüştür.
Batı toplumlarında günlük tutma alışkanlığının yerleşmesinde yazarların, sanatçıların ve düşünce adamlarının çok önemli katkıları olmuştur. Goethe, Hugo, Stendhal, Baudelaire, Tolstoy, Dostoyevski, Puşkin, Kafka gibi yazar, şair ve düşünürler; Batı toplumlarında günlük türünün kökleşmesini sağlayan önemli isimler arasında sayılabilir.
Türk edebiyatında Batı toplumlarındakilerine benzer özel günlüklerin tutulmaya başlanmasının çok uzun bir geçmişi yoktur. Dönemlerinin önemli olaylarını kaydeden resmi tarihçiler olan vakanüvislerin oluşturduğu metinlerle, Evliya Çelebi‘nin “Seyahat-name‘si, Yirmisekiz Çelebi Mehmet‘in “Paris Sefâretnamesi” gibi kimi metinlerde bazı olaylar günü gününe tutulan notlar şeklinde anlatılmışsa da bu eserler işlev, içerik ve oluşturulma biçimleri bakımından tam bir günlük biçiminde düzenlenmediğinden bugün anladığımız şekliyle birer “günlük” olarak değerlendirilemez.

Türkiye’de, günlük türünde yayımlanmış ilk kitap, bir seyahat günlüğüdür. Bu kitabın yazarı olan Direktör Âli Bey, Düyun-u Umumiye müfettişi olarak Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleriyle Irak, Hindistan ve Mısır’ın çeşitli bölgelerinde 1884-1888 yılları arasında görev amaçlı seyahatler yaparken yaşadıkları, gördükleri ve izlenimleriyle ilgili bazı notlar tutmuş; bu notları daha sonra düzenleyerek Seyahat Jurnali ismiyle 1898’de yayımlamıştır. Yazar, kitabına isim verirken “jurnal” kelimesine Türkçe bir karşılık bulma yoluna gitmemiş ve “günlük” kelimesinin Fransızcadaki karşılığından yola çıkarak jurnal kelimesini kullanmayı tercih etmiştir.

Batı’da, Rönesans’tan bu yana pek çok sanat, düşünce ve siyaset adamı günlük türünde eser vermiştir. Edebiyat alanında yalnız günlük yazmayı meslek edinmiş yazarlar da vardır. Batı’da günlük türünde eser verenlerin başlıcaları şunlardır: Fransız edebiyatında Stendhal(1783-1842), Hugo(1802-1885), Amiel(1821-1881), Goncourt Kardeşler(Edmond, 1822-1896; Jules, 1840-1870, Leautaud (1872-1956), Andre Gide(1869-1951); İngilizedebiyatında Pepys(1633-1703), Mansfield(1888-1923), Woolf(1882-1941); Amerikan edebiyatında Thoreau (1817-1862), Anais Nin(1903-1977); Alman edebiyatında Goethe(1749-1832), Hebbel(1813-1863), Franz Kafka(1883-1924) Osmanlı merkez teşkilatında günlük olayların ve savaşların, bu işle özel olarak görevlendirilmiş kişiler tarafından kaydedildiği “şehname”, “vekayiname”, “ruzname” adları verilen defterler, resmî de olsa bir çeşit günlük niteliğindedir. Bunlar arasında III. Selim’in sır kâtibi Ahmed Efendi tarafından tutulan Ruzname, 1791-1802 yıllarını içine alan siyasi olaylarla beraber padişahın günlük hayatını, saray ve çevresini, yenileşmekte olan İstanbul’daki yaşayışı yansıtması bakımından önemlidir. Sahaflar Şeyhi Esad Efendide Osmanlı padişahları arasında ilk defa memleket gezilerine çıkan II. Mahmut’un Çanakkale ve Edirne seyahatine ait günlük notlarını Sefername-i Hayr ve 1837’de yapılan Rumeli seyahatiyle ilgili günlüğünü Ayatül-Hayr adıyla kitaplaştırmıştır. Osmanlı dönemi özel günlükleri ise eldeki bilgilere göre daha az sayıdadır. Bir Sünbülî şeyhi olan Seyyid Hasan Efendi’nin 1660-1664 yılları arasında dergâhta tuttuğu günlüklerinden oluşan “Sohbetname”, hem şimdilik en eski günlük olması hem de XVII. yüzyılda bir dergâhtaki günlük hayatı yansıtması bakımından dikkat çekicidir.
Sadreddinzade Telhisî Mustafa Efendi tarafından tutulmuş bir günlük de döneminin siyasi ve sosyal olayları ile günlük sahibine ait özel bilgi ve yaşantıları içermektedir. II. Mahmut devri şeyhülislamlarından Ahmed Reşid Efendi’nin babası Mehmed (Mustafa) Sıdkı’nın kaleme aldığı tahmin edilen 1749-1756 yıllarında genç bir müderrisken medreseler, dersler, imtihanlar ve kısmen sosyal hayatla ilgili olayları anlattığı günlük de içeriği bakımından önem taşımaktadır. Direktör Âli Bey’in Düyun-ı Umumiye müfettişi olarak 1885-1888 yıllarında Güneydoğu Anadolu, Musul, Bağdat ve Hindistan’a yaptığı seyahatlerin notlarından oluşan “Seyahat Jurnali (1314)” ise yenileşme döneminin ilk günlük örneğidir. Yazarın, kitabın adına “Jurnal” demesi, türün Batılı benzerlerinden kaynaklandığını göstermektedir. Şair Nigar Hanım’ın tamamen kişisel ve ailevi meseleleri anlattığı defterleri ise XIX. Yüzyılda yüksek  sınıftan entelektüel bir Osmanlı kadınının ev içi hayatını ve duygularını yansıtır. Bunlardan başka Lütfi Simavi’nin “Sultan Mehmed Reşad Han’ın ve Halefinin Sarayında Gördüklerim”, Ömer Seyfettin’in “Balkan Harbi Ruznamesi” olarak bilinen notları,

Mahmud Muhtar Paşa’nın Balkan Savaşları’nı anlatan “Üçüncü Kolordunun ve İkinci Şark Ordusunun Muharebatı (1331)”, Ahmed Refik’in “Kafkas Yollarında Hatıralar ve Tahassüsler (1919)”, Mahmut Şevket Paşa'nın “Günlüğü (1988)” Cumhuriyet öncesinin önemli günlüklerindendir. İbnülemin Mahmud Kemal’in de 1902-1957 yılları arasında tutulmuş notlarını içeren günlükleri bulunmaktadır (HoşSada). Daha yakın dönemde yayımlanmış günlüklerden Salah Birsel’in “Günlük (1955)”, Suut Kemal Yetkin’in “Günlerin Götürdüğü”, Nurullah Ataç’ın “Günce”, Tomris Uyar’ın “Gün dökümü”, Nuri Pakdil’in “Edebiyat Kulesi”, Oğuz Atay’ın “Günlük” adlı eserleri günlük türünün örnekleridir. 

Türkiye'de ve Dünyada Günlük türünün 

temsilcileri,

 Türkiye'deki günlük türünün önemli yazarları, Dünyadaki günlük türü önemli yazarları

  • Türk Günlük türü yazarları ve eserleri Türk edebiyat tarihi düşünüldüğünde, Divan edebiyatı döneminde tutulan “Ruzname”isimli savaş notları ile Evliya Çelebi’nin “Seyahatname”si tam bir günlük niteliği taşımasa da içerdikleri bazı bölümlerle bu yazın türüne yakınsamakta ve tarihimizdeki ilk günlük örneklerini oluşturmaktadır Asıl olarak günlüklerin, batı edebiyatındaki biçim ve içeriğiyle Türk edebiyatında yer alması Tanzimat dönemine denk gelmiştir Direktör Ali Bey’in “Seyahat Jurnali”(1897) adlı gezi kitabı batıdaki anlamıyla Türk edebiyatında görülen ilk günlüktür

  • Bunu şair Nigâr Hanım ın “ Hayatımın Hikayesi” adlı eseri izler... 
  •  Günlükler ,1950 yılında Nurullah Ataç’ın bir gazetede günlük yazıları yazmasından ve yoğun ilgi çekmesinden sonra önem kazanmaya başlamıştır .

  • Nurullah Ataç bu yazılarına başlık olarak “Günlük” yerine “Günce” deyişini kullanarak bu deyişi yazın hayatımıza kazandırmıştır Nurullah Ataç’ın günceleri içe ve dışa dönük içeriğin uyumlu bir sentezi olarak edebiyat dünyasına bu türdeki en bilinen eser olarak geçmiştir

  •  Türk edebiyatındaki en seçkin günlüklerin başında Oğuz Atay’ın günlüğü ile Cemal Süreya’nın “Günler” adlı eseri gelmektedir Bunlar dışında edebiyatımızda kitap olarak basılan en önemli günlükler ve yazarları şunlardır 
  • Günce, Uçuş Günlüğü, Gazi Günlüğü Avusturya Günlüğü : Nurullah Ataç 
  • Günlük , Kuşları Örtünmek, Nezleli Karga, Bay sessizlik, Aynalar Günlüğü : Salah Birsel Yeryüzü Korkusu, Geçmişin Kuşları, Anılarda Görmek : Oktay Akbal 
  • “Kafkas Yollarında : Refik Ahmet Altınay 
  • Yolculuk Defteri : Falih Rıfkı Atay
  •  Gündökümü, Sesler, Yüzler, Sokaklar, Günlerin Tortusu : Tomris Uyar 

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski

sponsor reklamı

SPONSOR REKLAMI

derskonumesnk