YGS TÜRKÇE ÖNEMLİ BİLGİLER,YGS TÜRKÇE ÖNEMLİ KURALLAR,YGS TÜRKÇE ÖNEMLİ NOTLAR,YGS TÜRKÇE ÖNEMLİ NOKTALAR, YGS TÜRKÇE,
31. Öznesine göre fiil çatısının etken, edilgen, dönüşlü, işteş olabileceğini;
32. Bir fiilin edilgen olabilmesi için "–ıl, –ın" eklerinden birini alması ve öznesinin (eylemi yapanın) belli olmaması, işin başkaları tarafından yapılması gerektiğini (sokaklar temiz - le- n-di);
33. Bir fiilin dönüşlü olabilmesi için "–ıl, –in" eklerinden birini alması ve öznesinin belli olması gerektiğini (Aysel, süs-le-n-di), "kendi" sözcüğünün cümleye dönüşlülük anlamı kattığını, bu nedenle "kendi" sözcüğüne "dönüşlülük zamiri" de dendiğini (Kendi istedi. Kendi yaptı...);
34. Bir fiilin işteş olabilmesi için, "–iş" ekini alması ve eylemin birden çok özne tarafından ya karşılıklı ya da birlikte yapılması gerektiğini (Çocuklar döv-üş-tü. Kuşlar uç-uş-tu.); "birbirini" sözcüğünün cümleye işteşlik anlamı kattığını (Birbirlerini suçladılar.);
35. Etken fiillerin öznesinin belli olduğunu;
36. Öznesine göre fiil çatısı ya da özne - yüklem ilişkisi sorulduğunda fiillerin etken mi, edilgen mi, dönüşlü mü yoksa işteş mi olup olmadığına bakılacağını;
37. Fiillerin nesnelerine göre geçişli, geçişsiz, oldurgan, ettirgen olduğunu;
38. Geçişsiz fiillerin nesneyle birlikte kullanılmadığını, geçişli fiillerin ise nesneyle birlikte kullanılabileceğini (Araba durdu. Kitabı seçti.);
G.siz G.li
39. Geçişsiz fiillerin "–dır, –ır, –t" ekleriyle geçişli yapılabilceğini, geçişsizken geçişli yapılan fiillere oldurgan fiil dendiğini (Çocuğu uyu-t-tu.);
40. Geçişli fiillerin "–dır, –ır, –t" eklerinden biriyle geçişlilik derecesinin artırılabilceğini, bu tür fiillere ettirgen fiil denildiğini (Kitapları sat-tı-dı.); ettirgen yapılan fiillerde eylemin genellikle başkalarına yaptırıldığını;
41. Nesnesine göre fiil çatısı sorulursa, fiillerin geçişli, geçişsiz, oldurgan, ettirgen olup olmadığına bakılacağını;
42. Hiç ayrım yapılmadan fiil çatısı diye sorulursa, fiillerin hem öznesi hem nesnesine göre incelenmesi gerektiğini;
43. Edilgen fiillerde özne ile ilgili sorulara (Kim, ne?), cevap veren sözcüklere sözde özne dendiğini;
44. Edilgen fiillerde "–ce" ekinin ya da tarafından, dolayı, ötürü, yüzünden... sözcüklerinin yardımı ile söylenen öznelere örtülü özne dendiğini (Köylüler tarafından ağaçlar kesildi.);
45. Çekime girmiş,(kip ve kişi ekini almış) genellikle yüklem durumunda olanlara fiil, çekime girmemiş; sıfat, zarf, isim gibi kullanılan sözcüklere de fiilimsi (eylemsi) dendiğini (Duvarı yıktı. Yıkılan duvarı onardı.);
46. Bir cümlede yüklemi bulduktan sonra, cümlede fiilimsi de bulunuyorsa, o cümlenin birleşik (Kapıyı açmak zordur.) cümle olduğunu, fiilimsiye bağlı olana yan cümle, yükleme bağlı olana da temel cümle dendiğini;
47. Yan cümlenin görevi sorulduğunda, yan cümle nin öge görevinin sorulduğunu;
48. Sözcüğün yapısı sorulursa, sözcüğün basit mi, türemiş mi, birleşik mi olduğuna bakılacağını;
49. Cümlenin yapısı sorulursa, cümlenin basit mi, birleşik mi, sıralı mı, bağlı mı olduğuna bakılacağını;
50. Fiilin yapısı sorulursa fiilin basit mi, türemiş mi, birleşik mi olduğuna bakılacağını;
51. Birleşik fiillerin ya iki fiilinin birleşmesinden (görebilmek, alabilmek, gidebilmek, öleyazmak...) ya bir isim ve bir yardımcı fiilin (etmek, olmak, eylemek, kılmak, buyurmak) birleşmesinden (affetmek, memnun olmak, mutlu kılmak, kabul buyurmak...) ya da deyimlerden oluştuğunu;
52. Yapılışı farklı olan birleşik fiil sorulduğunda, birleşik fiilin birleşmesinden mi yoksa bir isimle yardımcı fiilin birleşmesinden mi oluştuğuna bakılacağını;
53. Fiil kipinde anlam kaymasının bir zaman ekinin bir başka zaman eki yerine kullanılması olduğunu (Yarın dışarı çıkıyor.) (çıkacak);
54. Yapım eki almamış sözcüklerin basit (yalın) olduğunu (evleri, yol...);
55. Yapım eki almış sözcüklerin türemiş olduğunu (ev-cil, yol-luk...);
56. Sözcüklerin ad ve fiil köklerinden türetildiğini; hangi sözcük farklı köktendir diye sorulduğunda, sözcüğün kökünün isim mi, fiil mi olduğuna bakılması gerektiğini;
57. Sözcük kökünün, sözcüğün anlamlı en küçük birimi olduğunu (öğret-men-lik, sev-gi, ders-lik...);
58. İkili kökün (ortak kök) anlam değişikliği olmadan hem isim hem fiil kökü olarak kullanılabilen kökler olduğunu (Boya aldım. Duvarı boya.);
İ.K F.K
59. Yapım eklerinin sözcüğün anlamını değiştiren ekler olduğunu (ser-gi, ka-çak...);
60. Çekim eklerinin sözcüğün anlamını değiştirmediğini, adlara gelen eklerin (hal ekleri, iyelik ekleri, çoğul eki, tamlama ekleri...) dışında, fiillere getirilen kip ve kişi eklerinin de (sev-miş-tim, dinle-di...) çekim eki olduğunu;
31. Öznesine göre fiil çatısının etken, edilgen, dönüşlü, işteş olabileceğini;
32. Bir fiilin edilgen olabilmesi için "–ıl, –ın" eklerinden birini alması ve öznesinin (eylemi yapanın) belli olmaması, işin başkaları tarafından yapılması gerektiğini (sokaklar temiz - le- n-di);
33. Bir fiilin dönüşlü olabilmesi için "–ıl, –in" eklerinden birini alması ve öznesinin belli olması gerektiğini (Aysel, süs-le-n-di), "kendi" sözcüğünün cümleye dönüşlülük anlamı kattığını, bu nedenle "kendi" sözcüğüne "dönüşlülük zamiri" de dendiğini (Kendi istedi. Kendi yaptı...);
34. Bir fiilin işteş olabilmesi için, "–iş" ekini alması ve eylemin birden çok özne tarafından ya karşılıklı ya da birlikte yapılması gerektiğini (Çocuklar döv-üş-tü. Kuşlar uç-uş-tu.); "birbirini" sözcüğünün cümleye işteşlik anlamı kattığını (Birbirlerini suçladılar.);
35. Etken fiillerin öznesinin belli olduğunu;
36. Öznesine göre fiil çatısı ya da özne - yüklem ilişkisi sorulduğunda fiillerin etken mi, edilgen mi, dönüşlü mü yoksa işteş mi olup olmadığına bakılacağını;
37. Fiillerin nesnelerine göre geçişli, geçişsiz, oldurgan, ettirgen olduğunu;
38. Geçişsiz fiillerin nesneyle birlikte kullanılmadığını, geçişli fiillerin ise nesneyle birlikte kullanılabileceğini (Araba durdu. Kitabı seçti.);
G.siz G.li
39. Geçişsiz fiillerin "–dır, –ır, –t" ekleriyle geçişli yapılabilceğini, geçişsizken geçişli yapılan fiillere oldurgan fiil dendiğini (Çocuğu uyu-t-tu.);
40. Geçişli fiillerin "–dır, –ır, –t" eklerinden biriyle geçişlilik derecesinin artırılabilceğini, bu tür fiillere ettirgen fiil denildiğini (Kitapları sat-tı-dı.); ettirgen yapılan fiillerde eylemin genellikle başkalarına yaptırıldığını;
41. Nesnesine göre fiil çatısı sorulursa, fiillerin geçişli, geçişsiz, oldurgan, ettirgen olup olmadığına bakılacağını;
42. Hiç ayrım yapılmadan fiil çatısı diye sorulursa, fiillerin hem öznesi hem nesnesine göre incelenmesi gerektiğini;
43. Edilgen fiillerde özne ile ilgili sorulara (Kim, ne?), cevap veren sözcüklere sözde özne dendiğini;
44. Edilgen fiillerde "–ce" ekinin ya da tarafından, dolayı, ötürü, yüzünden... sözcüklerinin yardımı ile söylenen öznelere örtülü özne dendiğini (Köylüler tarafından ağaçlar kesildi.);
45. Çekime girmiş,(kip ve kişi ekini almış) genellikle yüklem durumunda olanlara fiil, çekime girmemiş; sıfat, zarf, isim gibi kullanılan sözcüklere de fiilimsi (eylemsi) dendiğini (Duvarı yıktı. Yıkılan duvarı onardı.);
46. Bir cümlede yüklemi bulduktan sonra, cümlede fiilimsi de bulunuyorsa, o cümlenin birleşik (Kapıyı açmak zordur.) cümle olduğunu, fiilimsiye bağlı olana yan cümle, yükleme bağlı olana da temel cümle dendiğini;
47. Yan cümlenin görevi sorulduğunda, yan cümle nin öge görevinin sorulduğunu;
48. Sözcüğün yapısı sorulursa, sözcüğün basit mi, türemiş mi, birleşik mi olduğuna bakılacağını;
49. Cümlenin yapısı sorulursa, cümlenin basit mi, birleşik mi, sıralı mı, bağlı mı olduğuna bakılacağını;
50. Fiilin yapısı sorulursa fiilin basit mi, türemiş mi, birleşik mi olduğuna bakılacağını;
51. Birleşik fiillerin ya iki fiilinin birleşmesinden (görebilmek, alabilmek, gidebilmek, öleyazmak...) ya bir isim ve bir yardımcı fiilin (etmek, olmak, eylemek, kılmak, buyurmak) birleşmesinden (affetmek, memnun olmak, mutlu kılmak, kabul buyurmak...) ya da deyimlerden oluştuğunu;
52. Yapılışı farklı olan birleşik fiil sorulduğunda, birleşik fiilin birleşmesinden mi yoksa bir isimle yardımcı fiilin birleşmesinden mi oluştuğuna bakılacağını;
53. Fiil kipinde anlam kaymasının bir zaman ekinin bir başka zaman eki yerine kullanılması olduğunu (Yarın dışarı çıkıyor.) (çıkacak);
54. Yapım eki almamış sözcüklerin basit (yalın) olduğunu (evleri, yol...);
55. Yapım eki almış sözcüklerin türemiş olduğunu (ev-cil, yol-luk...);
56. Sözcüklerin ad ve fiil köklerinden türetildiğini; hangi sözcük farklı köktendir diye sorulduğunda, sözcüğün kökünün isim mi, fiil mi olduğuna bakılması gerektiğini;
57. Sözcük kökünün, sözcüğün anlamlı en küçük birimi olduğunu (öğret-men-lik, sev-gi, ders-lik...);
58. İkili kökün (ortak kök) anlam değişikliği olmadan hem isim hem fiil kökü olarak kullanılabilen kökler olduğunu (Boya aldım. Duvarı boya.);
İ.K F.K
59. Yapım eklerinin sözcüğün anlamını değiştiren ekler olduğunu (ser-gi, ka-çak...);
60. Çekim eklerinin sözcüğün anlamını değiştirmediğini, adlara gelen eklerin (hal ekleri, iyelik ekleri, çoğul eki, tamlama ekleri...) dışında, fiillere getirilen kip ve kişi eklerinin de (sev-miş-tim, dinle-di...) çekim eki olduğunu;