TYT TÜRKÇE DENEME SINAVI
TYT TÜRKÇE, TYT TÜRKÇE DENEME SINAVI PDF, TYT TÜRKÇE DENEMELERİ, TYT TÜRKÇE ONLİNE DENEME SINAVI, YKS TÜRKÇE DENEME SINAVI, YKS TÜRKÇE DENEME,
TYT TÜRKÇE DENEME - 12 TÜRKÇE TESTİ
YKS TÜRKÇE DENEME SINAVI
1. Karadeniz’de farklı ülkelerin balıkçıları arasında meydana gelen pek çok anlaşmazlık ortaya çıkınca uluslararası sözleşmelerle çözüme kavuşturulmuştur,
Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdakilerden hangisiyle giderilebilir?
A) “farklı” yerine “yer alan” getirilerek
B) “sözleşmelerle” sözü “antlaşmalarla” yapılarak
C) “pek çok” yerine “çok” getirilerek
D) Yüklem etken çatılı yapılarak
E) “ortaya çıkınca” sözü cümleden çıkarılarak
2. Aşağıdakilerin hangisinde birinci cümle, ikinci cümlede kullanılan deyimin anlamını içermez?
A) Günlerdir gizlediklerini artık herkese söylüyordu.
Arkadaşıyla arasında var olan sıkıntıları açığa vurdu.
B)Annem sürekli, başka bir kente göç eden akrabalarımızdan söz ederdi.
Genç kız hafta sonu seyrettiği filmi ağzından düşürmüyordu.
C)Çok zor olan bu işi de başarması hepimizi şaşırttı.
O, verilen bu görevi de eline yüzüne bulaştırdı.
D)Usta, yaptığı yanlışlara rağmen ısrarla çırağın hiçbir kusurunun olmadığını savunuyordu.
O ne kadar haylaz olursa olsun ailesi ona asla toz kondurmaz.
E)Parkta ağlayan bu küçük çocuğu sanki daha önce de gördüm.
Seninle toplantıya gelen bu genci bir yerden gözüm ısırıyor.
3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?
A) Tüyap Fuarı 31 Ekim -7 Kasım 2010 tarihlerinde İstanbul’da düzenleniyor.
B) Türküleriyle gönülden gönle köprüler kuran bir müzisyendi o.
C) Sizi bugün de okuldan aileniz almayacak mıydı?
D) Yeni odası yan yana iki dolap sığamayacak kadar küçüktü.
E) Sıcak hava dalgası, Türkiye’nin güneyinde etkili olacakmış.
4. Okur; kendi sanat peteğini öremeyen, başkasının sesiyle konuşan yazarlara dönüp bakmaz pek. Okurun yazarlardan beklediği, başkasında olmayan anlatımı ve özü yakalamasıdır. Ne yazık ki, edebiyatımızda kendi sesini bulan çok az yazar var, buna karşın yetkin yazarlara öykünen onlarca sanatçı kimliğini oluşturamamış yazar görebiliyoruz.
Bu parçada “başkasının sesiyle konuşmak” sözüyle sanatçılarla ilgili olarak anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Toplumsal gelişmelerin gerisinde kaldıkları
B) Okurların düşün evrenine katkı yapmaktan uzak oldukları
C) Yazın dünyasında belli akımların sözcülüğünü yaptıklarından özgür olamadıkları
D) Başarılı yazarları taklit ettiklerinden kendilerine has bir edebiyat anlayışına ulaşamadıkları
E) Belli bir yazınsal birikimden yoksun oldukları
5. (I) Müjdeleyici bir mevsimdir bahar. (II) Sonbahar kışı, ilkbahar ise yazı müjdeler bize. (III) Geçiş mevsimi de diyebiliriz bahara. (IV) Yaz deyince güneş ve deniz akla gelir. (V) Sonbaharda gördüğümüzse, sararan yapraklar ve fırtınalı havadır.
Bu parçayla ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümlede, türemiş bir sözcük sıfat görevinde kullanılmıştır.
B) II. cümledeki “ise” bağlaç göreviyle kullanılmıştır.
C) III. cümlede, yeterlik fiiline yer verilmiştir.
D) IV. cümledeki “güneş ve deniz” sözü, nesne görevinde kullanılmıştır.
E) V. cümle bir isim cümlesidir.
6. (I) Sanatçı, edebiyata şiirler yazarak başlamış, eleştiri yazılarıyla da adını duyurmuştur. (II) Eleştirilerinde asıl ölçüt, yapıtın sanatsal bir haz vermesidir; güzellik duygusu uyandırmayan bir yapıtın değerli olmadığını iddia etmiştir. (III) O nedenle, bilimsel eleştiri değildir sanatçının yazıları; yani o, edebî metinleri belirli bir bilimsel yöntemle, tema, dil, biçim, kurgu tekniği bakımından çözümlemez. (IV) Bundan dolayı, çağdaşı şiir eleştirmenlerinden farklıdır eleştiri anlayışı. (V) Edebiyatımızda yeri dolduramayacak nadir yazarlardandır.
Bir sanatçının ve eleştiri yazılarının ele alındığı bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümlede, eleştiri dışındaki bir türle yazarlığa adım attığından söz ediliyor.
B) II. cümlede, yapıtları kişiselliğin dışında objektif ölçütlerle ele aldığı belirtiliyor.
C) III. cümlede, eserleri yapısal yönleriyle ele almadığı ortaya konuyor.
D) IV. cümlede, eleştirel yaklaşım açısından dönemindeki sanatçılardan ayrıldığı anlatılıyor.
E) V. cümlede, edebiyatımızda önemli bir yeri olduğundan söz ediliyor.
7. Tamamen yeni eserlerden oluşacak bir öykü seçkisi hazırlamak yıpratıcı bir süreçtir; Yazarlar kılı kırk yaran bir tutumla seçilecek, öykülerden niteliksiz olanlar geri çevrilecek, basılmaya değer olanlar editörlük sürecinden geçirilecek. Böyle bir durumda kendini pek çok çiçeğin olduğu bereketli bir bahçeden renk renk çiçekler topluyor gibi hisseder insan ama tek sıkıntısı sepetinin her çiçeği alacak kadar geniş olmamasıdır.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Kişisel görüşlerin belirtildiği
B) Somutlamaya yer verildiği
C) Düşüncenin örneklerle belirginleştirildiği
D) Yinelemeye yer verildiği
E) Kalıplaşmış sözlerin yer aldığı
8. Bütün sanat dallarının var oluş nedeninin, çevremizdeki güzellikleri başka bir düzlemde yeniden kurmak olduğunu düşünüyorum. Örneğin bir ağaç öyle bir anlatılmalı ki yapıtı okuyanlar ağaçlara bakınca onda daha önce görmedikleri özellikleri fark etmeli. Ben bir ağacın ne denli mükemmel bir güzelliğe sahip olduğunu Van Gogh’tan öğrenmiştim. Bir ağacın meyve vermesinin basit görülmesine rağmen ne değişik anlamlara geldiğini sıra dışı bir roman kahramanı olan Ouasimodo’dan.
Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Her sanat dalının kendine özgü bir anlatım yolu olmalıdır.
B) Her sanatçının yaşama bakışı birbirinden farklıdır.
C) Okurlara ancak klasikleşmiş yapıtların yazınsal bir tat vermesi mümkündür.
D) Sanat ürünlerinin insanlara günlük hayatta fark edilemeyen ayrıntıları sunmaları gerekir.
E) Her sanatçı yapıtında istediği şeyi anlatmakta özgürdür.
9. (I) Dergilerde yayımlanan şiirleri ve günümüzün edebiyat dünyasını inceleyen birisi olarak Türk şiirinin yarınlarından çok umutluyum. (II) Edebiyat meselelerimizi kavramış, çok sayıda genç şair var ve daha pek çoğunun ayak seslerini şimdiden duyuyoruz. (III) Bunun yanı sıra bu gençlerin işlerinin bizim kuşaktan daha zor olduğunu da söylemeliyim. (IV) Yazın dünyasından tecrübeli diyebileceğimiz sanatçılar, bu gençlere yol göstermek şöyle dursun, gençlerin yaptıkları çalışmaları küçümsüyor. (V) Söz konusu sanatçıların bu küçümseyici tavırlarının, gençlerin önündeki en büyük engel olduğunu düşünüyorum.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden başlayarak olumsuz nitelikli eleştiriye yer verilmiştir?
A)l. B) II. C)lll. D) IV. E)V.
10. (I) Sanat, yaşamı estetik bir biçimde anlatmanın en iyi yoludur. (II) Bu yol, kendisini keşfeden herkes için toplumsal yaşayıştan ve hissedişten kopuş anlamına gelir. (III) Sıradan söyleyişlerle yetinmek, sanatçı için yolun sonu demektir. (IV) Ayrıca sanat dünyasında silinmez bir iz bırakmak, bir sanatçının kendisine yepyeni bir yol çizmesine bağlıdır. (V) Sadece sanat alanında değil, dünya tarihinin iz bırakan aktörlerine baktığınızda, hepsinin yeni bir dünya oluşturma derdinde oldukları görülür.
Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümle, öznel bir nitelik taşımaktadır.
B) II. cümlede, sanatın, insanı yaşamdan uzaklaştırdığı belirtiliyor.
C) III. cümlede, farklı anlatımların peşinde koşmamanın, sanatçının üretkenliğini bitirebileceği üzerinde duruluyor.
D) IV. cümlede, kalıcılığın özgünlüğe bağlı olduğu belirtiliyor.
E) V cümlede, insanların yaşanabilir bir dünya oluşturma gayreti içinde olmadıklarından söz ediliyor.
11. Şiirleriyle tanınan sanatçı, bu öyküsünde —
Bu cümle aşağıdakilerden hangisiyle tamamlanırsa öykünün hem biçemi hem de içeriğiyle ilgili bir değerlendirme yapılmış olur?
A)toplumun geniş kesimlerine seslenebilmek için çoğunluğun kullandığı sözcükleri kendince kullanıyor.
B)anlaşılması çaba gerektiren bir dille, kendi iç dünyasının sesini dinleyenlerin yaşamını yansıtıyor.
C)ses, anlam ve çağrışım yönünden öne çıkan sözcükleri belli bir elemeden geçirerek kullanıyor.
D)kendine özgü bir anlatım benimsiyor ve en az sözcükle çok şey anlatmayı amaçlıyor.
E)sosyal mesajlar verme kaygısı taşıyan yazarlara karşı salt biçeme yaslanan bir yapı kuruyor.
12. Bunun bilinçli bir seçim olduğunu söyleyemem. Ben ilk yapıtlarımdan beri karmaşık bir kurguyu tercih eden bir yazarım. Okuyucunun dikkatini ilk sayfadan tetikte tutmak benim için önemlidir. Son iki kitabımda da söylemek istediklerimi bir anlatıcı yerine dedektiflerimi kullanarak anlatmayı tercih ettim. Bulmaca çözer gibi okumayı seven okurlarımı da hesaba katınca polisiye türünde karar kıldım diyebilirim.
Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık söylenmiş olabilir?
A) Günümüzde polisiye roman türü neden daha çok ilgi görmektedir?
B) Sizce yazarlık dünyasına adımlarını atan gençler nasıl bir yol izlemeliler?
C) Yazdığınız son yapıtlarınız okurlar üzerinde nasıl bir etki bıraktı?
D) Sizi daha çok, okurların ilgisini canlı tutacak polisiye romana yönelten neydi?
E) Okurlarınıza edebiyatı sevmeleri için hangi türlerde yapıt okumalarını tavsiye edersiniz?
13. Şairler, geçmişle bağını koparamaz. Necatigil’in dediği gibi; şair, geriye baka baka ilerler. Öyleyse bir şairi bütün bir şiir tarihi içinde değerlendirmeliyiz. Çünkü o şairin büyüklüğü ya da küçüklüğü öteki şairlerle karşılaştırılarak ortaya konabilir. Ben de bundan dolayı bir şairi değerlendireceksem onu şiir tarihinin içinde ele alıyorum.
Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine verilmiş bir yanıt olabilir?
A) Şairleri değerlendirmenin nesnel ölçütleri var mıdır?
B) Günümüz şairlerinin edebiyat tarihine bakışı nasıl olmalıdır?
C) Bir şairi değerlendirirken nasıl bir yol izliyorsunuz?
D) Sizce toplumcu temalara yer vermeyen bir şair başarılı olabilir mi?
E) Şiir tarihinde kendisinden söz edilen her şair gerçekten başarılı sayılabilir mi?
14. Çok sayıda medeniyet ve kültüre ev sahipliği yapan
I
ülkemizin her köşesi bir açık hava müzesidir. Anadolu, yüzyıllar
II
boyunca sayısız insana, inanca, kültüre vatan olmuştur. Bütün bu
III
milletlerin vakti geldiğinde tarih sahnesinden çekilmeleriyle, üzerinde
IV
bıraktıkları tarihi vesikaları günümüze kadar vefayla saklamıştır.
V
Bu parçada numaralanmış sözlerle ilgili aşağıdaki açıklamalardan hangisi yanlıştır?
A) I. söz, bir sıfat-fiil grubudur.
B) II. söz, tamlayanı adıl olan bir isim tamlamasıdır.
C) III. söz, bir sıfat tamlamasıdır.
D) IV. söz, bir belirtisiz isim tamlamasıdır.
E) V. söz, bir edat grubudur.
15. Yaklaşan kış mevsiminin size sunabileceği keyifler nelerdir ?
I
Öncelikle bu mevsimde yapılabilecek en güzel şey, bir fincan kahvenin eşliğinde kitap okumaktır. Evde, yolculukta , iş arası kısa molalarda
II
birkaç sayfa kili tap okumak size iyi gelecektir. Müze gezmek, sevdiklerinizle sıcak sohbetlere katılmak, değişen vitrinleri izlemek, bedeninizi yeni mevsime hazırlamak . Liste böyle uzayıp gidebilir. Tabii
III IV
bu arada mevsim sebzeleri ve meyvelerinin tadına varmayı sakın unutmayın !
V
Bu parçadaki numaralanmış noktalama işaretlerinden hangisi yerinde kullanılmamıştır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
16. — çünkü yapıtlarımda yaşamı tüm gerçekliğiyle, hiç değiştirmeden anlatma ilkesine bağlıyım. Bu yüzden birçok okurum kitaplarımı okurken anlattıklarımın gözlerinin önünde canlandığını söyler. Belki de yapıtlarım yaşama ayna tuttuğu için yönetmenlerce, beyaz perdeye aktarılmak isteniyor.
Bu parçanın başına, düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisinin getirilmesi en uygundur?
A) Yazdıklarımın ilgi çekici olaylarla başlamasına dikkat ederim.
B)Sinemaya uyarlanan yapıtlardaki gerçekliğin bire bir yansıtılamadığını düşünüyorum.
C) Bir yazarın kendi hayal süzgecinden geçirmediği bir yaşantıyı dile getirmesini kabullenemiyorum.
D) Ben yapıtlarımda yaşam sahnelerini bir fotoğraf gibi sunarım okura.
E) Gerçek bir sanatçı okurun yaşam felsefesini dikkate almalıdır.
17. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?
A) Oyuncular perde arkasındaki yerlerini alıyor, biz seyirciler de oyunun başlamasını bekliyorduk.
B) Çevresindeki yoksullara yardım eder, onlarla bire bir ilgilenirdi.
C) Her sabah aynı saatte işe gidiyor, akşamları eve geç saatlerde dönüyorduk.
D) Tatil günlerinde evden çıkmaz, telefonlara bile cevap vermezdi.
E) Boş zamanlarımda deniz kıyısına iner, orada saatlerce kitap okurum.
18. (I) Fransız edebiyatının usta yazarlarından Stendhal, yazdığı değişik türdeki yapıtlarla realizm akımının unutulmazları arasında kabul edilmiştir. (II) “Parma Manastırı” adlı yapıtında Rönesans döneminde bir İtalyan prensliğinde yaşanan entrikalar etkili bir dille anlatılır. (III) Roman kahramanı Fabrice del Dongo’nun özgürlük tutkusu ve toplum yaşamına ters düşen davranışları dile getirilir. (IV) 19. yüzyıl İtalyan ve Fransız toplumlarının eleştirisinin yapıldığı “Parma Manastın” bu yönüyle, yayımlanır yayımlanmaz edebiyat çevrelerinin ve birçok eleştirmenin beğenisini kazanır. (V) “Parma Manastırı” sadece Stendhal’ın değil, Dünya edebiyatının da önemli yapıtları arasında yer almaktadır.
“Parma Manastırı” adlı yapıtın ele alındığı bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili aşağıdakiler-den hangisi yanlıştır?
A) l.cümlede, yazarının, bir edebiyat akımının başarılı temsilcisi olduğu belirtiliyor.
B) II.cümlede, bir değerlendirme söz konusudur.
C) III. cümle, içerikle ilgili bir yargıdır.
D) IV. cümlede, yazın dünyasının dikkatini çeken sosyal tahlillere sahip olduğundan söz ediliyor.
E) V. cümlede, yapıtın evrenselliğe ulaşmasının gerekçelerine yer verilmiştir.
19. Yazar, Tatlıca Şelalelerini keşfedişini yapıtında şöyle anlatıyor (I) Geniş yapraklı ağaçların (II) patikaların etrafında yer alan gürgenlerin arasından yukarılara çıktığımda birkaç metre yükseklikten dökülen bir şelale gördüm (III) Daha sonra yukarıya yaptığım zorlu çıkışlarla başkasını, başkasını… inanılacak gibi değildi (IV) Karışık geniş yapraklı ağaçların boy verdiği dar vadi boyunca eşsiz (V) harikulade şelaleler yer alıyordu.
Bu parçada numaralanmış yerlerden hangilerine virgül (,) getirilmelidir?
A) I. ve II. B)l. ve V. C) II. ve V.
D) III. ve IV. E) IV. ve V
20. Okul kitaplarında sadece savaşlara, barışlara, antlaşmalara ve liderlerin yaşamöykülerine yer verildiğinden bizler tarihin bunlardan ibaret olduğunu varsaydık. Ne yazık ki bu olayların merkezinde olan insan öğesi bizim tarih derslerimizde pek yer bulamıyor kendisine. Bu yüzden olayları yüzeysel bilgilerle geçiştiren tarih kitapları okumak istemiyor insanlarımız. Çünkü —. Bunun en somut örnekleri okurların çokça ilgi gösterdikleri sosyal tarih anlayışıyla kaleme alınmış olan “Safranbolu’nun Tarihi” gibi yapıtlardır. Bu yapıtta tarih boyunca Safranbolu’nun geçirdiği aşamaları okurken burada yaşayan insanların, etiyle kemiğiyle birer canlı varlık olarak yer aldığını görebiliyoruz.
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) okurlar insan odaklı toplumsal olayların tüm yönleriyle anlatıldığı yapıtlara ilgi gösterirler
B) herkesin tarih kitabı yazamayacağı gerçeği göz ardı edilmemelidir
C) bu konuları anlatırken duygu ve düşünce dengesinin korunmasına dikkat etmek gerekir
D)tarihsel olayları anlatan yapıtların doğru bilgileri içermesi gerekmektedir
E)kuru bilgilerle ele alınan kitaplarının okul müfredatlarından çıkarılması uygun olacaktır
21. Bu yazarın romanında, toplumun içinden seçtiği ve çok canlı olarak verdiği kişiler, karamsarlıklarda dikkat çeker. Olaylar da onları karamsarlığa itecek yönde, gerçekçi olmayan rastlantılarla gelişir. Yazarın zaman zaman olayların akışına müdahale ettiğini de görürüz. Romanın en başarılı yönü biçemidir. Yazar, romanında daha çok, kısa cümleler kullanmış, karşılıklı konuşmalara sıkça yer vermiş ve bir sohbet havası içinde yapıtını oluşturarak okuyucunun ilgisini çekmeyi başarmıştır.
Bu parçada sözü edilen yapıtta ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
A) Anlatımının, yapıtın öne çıkan yönü olduğu
B) Yazarının yaşamından izler taşıdığı
C) Gerçekçilikten uzak yönleri olduğu
D) Söyleşi havası içinde oluşturulduğu
E) Yaşamdaki karakterlerle kurgulandığı
22. Şiirin iletisi, onun şiirselliğini gölgelememelidir. Aksine, dizelerde anlatılmak istenen şey, estetiğin arkasında bir gölge gibi sezilmelidir. Okur, estetik yönden haz duyduğu şiirde verilen mesajı çok da farkında olmadan alır zaten. Verilmek istenen mesajın, estetiğin önüne geçtiği şiirler, şiir olmaktan çok, vezinli, kafiyeli eğitici bir düzyazıdır aslında.
Bu parçada şiirle ilgili olarak anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Şiirde, okura verilmek istenen bir mesaj mutlaka olmalıdır.
B) Şiirde anlatılmak istenen, söyleyiş güzelliğinin önüne geçmemelidir.
C) Şiirde, daha önce işlenmemiş konuları işlemek, şiiri okunur kılar.
D) Şiirler, okurların beklentileri göz önüne alınarak yazılmalıdır.
E) içerikle anlatımın bir bütün oluşturduğu şiirler gelecek kuşaklara kalabilir.
23. (I) Edebiyat tarihinin birçok başyapıtı sadece okunmak için değil, sahnelenmek üzere yazılmıştır. (II) Oynanan bu yapıtlar, gerek izleyiciler gerek eleştirmenler tarafından değişik yönlerden irdelenir. (III) Tiyatro eserlerinin nasıl sahnelendikleri, kostüm dekor işçiliği ve en önemlisi oyunculuk kalitesi bu değerlendirmelerde öne çıkar. (IV) Çünkü sahnede kötü bir oyuncu, Hamlet’in sözlerindeki şiirselliği tamamen yok edebilir ya da çok dramatik bir sahneyi gülünç hale sokabilir. (V) İşte bu yüzden bir oyunun özündeki anlamsal boyut, ancak metni okunarak görülebilir.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra Ama bir tiyatro yapıtının asıl değeri bu değerlendirmelerle ya da sahnede oynanmasıyla değil, bire bir yazıldığı metinden anlaşılır. ” cümlesi getirilirse parçanın anlam bütünlüğü sağlanır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
24. Kitap okumak, bir alışkanlık işi olmaktan çok, bir yetenek işidir bence. Tıpkı resim yapmak gibi bu yetenek, ilkokulda ortaya çıkar, ortaokulda gelişir; lisede ise yapılması gereken, bu yeteneğe yön vermektir. Okuma yeteneği olmayan birini, okumaya yönlendirmek için ne yaparsanız yapın, bir yararı olmaz.
Bu parçada vurgulanmak istenen düşünce aşağıdakilerden hangisidir?
A) Kitap okumak, güzel sanatlarla ilgilenmek gibi kişinin duygusal yönden gelişmesini sağlayan bir uğraşıdır.
B) Okuma, herkeste bulunmayan, sonradan kazanılmayacak bir özelliktir.
C) Çocuklara uygun kitapların önerilmesi onların okuma yeteneğini kazanması için önemlidir.
D) Okuma alışkanlığı insanlara, ancak okul döneminde kazandırılabilir.
E) Çok kitap okumakla insan, düşüncelerini daha iyi ifade edebilir hale gelir.
25. (I) Buz gibi bir hava, lapa lapa yağan kar, tatil yapma düşüncesini uyandırıyor içimizde. (II) Birkaç günlük kaçamakla hem doğanın kışa bürünmüş yüzünü keşfetmek hem de doyasıya kayak yapmak istiyoruz arkadaşlarla. (III) Kayak deyince Uludağ, Kartepe gibi kayak merkezleri geliyor herkesin aklına. (IV) Ilgaz Dağı ise insan elinin ulaşamadığı güzellikleriyle farklı bir alternatif olarak duruyor karşımızda. (V) Bunu değerlendirmek ve bilmediğimiz güzellikleri keşfetmek için yola koyuluyoruz hemen. (VI) Ilgaz Dağı, aslında Batı Karadeniz Bölgesi’nde bulunan Çankırı ve Kastamonu illeri boyunca devam eden sıradağların genel adıdır. (VII) Dağın en yüksek noktası ise Kastamonu’nun 30 km. kadar güneyindeki Büyük Hacettepe’dir.
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar?
A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.
26. Şimdiki genç yazarlar yazın dünyasında yalnız kendilerinin var olduğunu sanıyor. Hemen kendilerini öne çıkarma peşine düşüyor, usta yazarların ürettiklerine çağın gerisinde kaldığı gerekçesiyle dudak bükebiliyorlar. Üstelik yıllardır emek veren yazara, şaire saygı göstermek yerine, onların kendilerine saygı göstermesini bekliyorlar. Deneyimli bir yazarın yapıtını incelemeyen, üslup özelliklerine dikkat etmeyen bir yazarın önemli yapıtlar ortaya koyabilmesi de mümkün değildir, bu da edebiyatımızın geleceği adına beni endişelendiriyor.
Bu sözleri söyleyen kişi, genç sanatçılarla ilgili özellikle aşağıdakilerin hangisinden yakınmaktadır?
A) Salt başkalarına öykünerek yapıt ortaya koymalarından
B) Yapıtlarında sadece kendi gözlemlerinden söz etmelerinden
C) Kolay yoldan maddi kazanç sağlamak için eser üretmelerinden
D) Hep aynı biçim ve içerikte yapıtlar yazmalarından
E) Usta edebiyatçıları görmezden gelerek kendilerini öne çıkarmalarından
27. Edremit ormanlarının çehresi sonbaharla birlikte değişiyor. Yemyeşil, capcanlı tablo yavaş yavaş tarifsiz bir hüzünle solgunlaşıyor adeta. Toprak kokusu keskinleşiyor, dereler coşkun şarkılar söylüyor. Buraların sakinleri sonbaharda bağ evlerinin kapısına kilit vurup kışlık evlerine çekiliyor. Yağmur damlaları, dokundukları yaprakları ağır ağır toprağa düşürüyor. Dağların yukarılarında, ormanın içinde gözden ırak kalmayı başarmış evlerin bacalarından hafif hafif duman yükseliyor. Kışın eli kulağında, gökyüzünden kar yağdı yağacak.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakiler-den hangisi söylenemez?
A) Öznel yargılara yer verilmiştir.
B) Yinelemelere yer verilmiştir.
C) Varlıklar niteleyici özellikleriyle verilmiştir.
D) Bitirilmemiş cümleler kullanılmıştır.
E) İnsana ait özellikler doğaya aktarılmıştır.
28. Çizgi roman, edebiyatın sahip olmadığı görsel araçlara sahip bir sanat dalı. Batı’da bu sanat dalı ciddi bir iş: Senaristleri, çizeri, boyacısı hatta konuşma balonlarını hazırlayan usta bir ekibiyle ortaya konuyor. Oldukça yaygın ve sevilen bir yazın türü olarak dikkatleri üzerine çekiyor. Türkiye’de ise çizgi roman birkaç önemli çizerin az sayıda eseri dışında çok boş bir alan durumunda. Bu alanda deneyim ve birikim yok. Renkler, şekiller iyi kullanılırsa okur dünyasında yeni açılımlar oluşturabilecek bu alana hiç el atılmadığını görüyoruz ne yazık ki.
Bu parçadan çizgi romanla ilgili aşağıdakilerden hangisi çıkarılabilir?
A) Toplumsal eleştiriler için en uygun tür olduğu
B) Ülkemize Batı’dan giren bir tür olduğu
C) Ürün ortaya koymak için bir ekip çalışmasının gerekmediği
D) Ülkemizde bu türe gereken önemin verilmediği
E) Görsel unsurlar taşımasıyla romandan üstün yönlerinin olduğu
29. Mezopotamya ovasını üstten gören Mardin ili, ünlü taş I evlerini
I
gezmeye gelen turistleri hayranlık içinde bırakıyor. Tarihî dokuyla
II
bütünleşmiş taş evlerin arasında daracık sokaklarda gezmek son
III
derece keyifli. Üç dinin temsilcilerinin yaşadığı nadir şehirlerden biri olan Mardin’de Kasımiye Medresesi, Ulucami, Deyrulzafaran
IV
Manastırı gezilebilecek farklı yerlerden bazıları.
V
Bu parçadaki altı çizili sözlerden hangisinin yazımı yanlıştır?
A)l. B) II. C)lll. D) IV. E) V.
30. O, Türk yazınında hem bir yazar, hem de bir gazeteci olarak ismi anılması gerekenlerden biridir. Gazetelerde yazdığı yazılar ülkede en çok konuşulan, tartışılan konular arasında ön sıraya oturmuştur. Eleştirmenlerle ters düşmek pahasına da olsa prensiplerinden, hiçbir zaman ödün vermemiştir. Bunun yanında değişik teknikler kullanarak yazdığı anıları ve gezi yazılarıyla yazınımıza değişik bir renk getirmiş, bu türlerin yazınımızda benimsenmesini ve yaygınlaşmasını sağlamıştır. Ayrıca yazarların anlaşılır bir Türkçeyle yazı yazması için üstün gayret göstermiş, bunda da büyük ölçüde başarılı olmuştur.
Bu parçada, sözü edilen sanatçı ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Gazete yazılarıyla gündemi belirlediğine
B) Yazarları dil konusunda yönlendirdiğine
C) Gazeteciliğinin yazarlığından daha başarılı olduğuna
D) İlkelerine sıkı sıkıya bağlı olduğuna
E) Bazı yapıtlarıyla edebiyatımıza yenilik getirdiğine
31. (I) Dil, bireyi ve toplumu yüceltir, onların sosyal anlamda gelişmesini sağlar. (II) insanların kaynaşmasında, kültürün oluşmasında dil kadar etkili bir araç yoktur. (III) Fakat bir toplumda dilin kullanımı yazınsal türlerde bile farklılıklar gösterebilir. (IV) Bu farklılıklar içinde dilin en kusursuz biçimini, en duru anlatımını kompozisyonda buluruz. (V) Çünkü kompozisyon, dil kurallarına uyarak düşünce ve duyguları güzel ve etkili bir biçimde anlatma sanatıdır.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde tanımlama yapılmıştır?
A) I. B) II. O) III. D) IV. E) V.
32. Ülkemizde tartışılan, konuşulan birçok konu, gerçek ve kuşatıcı sonuçlara ulaşılamadan geçilir, yarım kalır. Çünkü tartışılan ve konuşulan konular çok hızlı değişir. Su yüzüne çıkan ve tartışılma şansını bin yılda bir yakalamış bir konu veya kavram, tam da uzmanlarının eline düşecekken ve asıl söylenmesi gerekenler söylenecekken başka bir konuya geçiliverilir. Geçtiğimiz günlerde de “Sanat ve sanatçı nedir?” tartışması tam başlıyordu ki işin önemli yanlarına dokunulamadan bu tartışma gündemden düşüp gitti.
Bu parçada asıl vurgulanmak istenen düşünce aşağıdakilerden hangisidir?
A) Kesin sonuçlara bağlanmamış birçok olay ve kavram vardır.
B) Konusunda uzman olan kişiler, sadece belli konularda tartışmalara girmek istemektedir.
C) Sanat ve sanatçı ülkemizde yeteri kadar değer görmemektedir.
D) Gündem sürekli değiştiğinden tartışılması gereken konular gerektiği gibi ele alınamamaktadır.
E) Basın yayın organları sanatsal uğraşlara az yer vermektedir.
33. Aslında ne tiyatroyu ne sinemayı ne televizyonu birbirinden ayırdım, birini diğerine üstün görmedim, sadece tiyatro oyunculuğu ve yazarlığıyla daha uzun süre uğraştım. Hepsine aynı ciddiyetle yaklaştım. Benim için yaptığım işlerde özgün, samimi olmak ve bu toprakların kokusunun bulunması önemliydi. Bu arada ortaya koyduğum ürünlerin hepsi eleştirmenlerce beğenildi, bu da benim yazın dünyasında emin adımlarla ilerlediğimi gösteriyor.
Bu sözleri söyleyen kişi aşağıdakilerden hangisiyle nitelendirilemez?
A) Başarılı ürünler ortaya koyduğuna inanan
B) Okurların beklentilerini dikkate alan
C) Yeni ve içten ürünler ortaya koyma amacı taşıyan
D) Ulusal bir bakış açısına sahip olan
E) Yazınsal türler arasında bir ayrım gözetmeyen
34. Yazın dünyasında genç sanatçıların yapıtlarına ünlü bir yazarın ön söz yazmasını onlara gelecek eleştiri oklarına karşı bir kalkan görevi görmesini anlamam mümkün değil. Bu, o gençlerin, “Benim kendi ayaklarım üzerinde duracak cesaretim ve yeteneğim yok.” demesinden başka bir anlam taşımıyor.
Bu parçada “ünlü yazarların, eleştiri oklarına karşı bir kalkan görevi görmesi” sözüyle, genç yazarlarla ilgili olarak anlatılmak İsten aşağıdakilerden hangisidir?
A) Önemli yazarların beğenisini başarıya ulaşmak için tek ölçüt olarak benimsedikleri
B) Çabucak üne kavuşmayı düşündükleri
C) Geniş kitlelere seslenmelerini sağlayacak düzeyli bir edebiyat birkimi elde edemedikleri
D) Edebiyat dünyasının usta adlarını görmezden gelerek onları küçümsedikleri
E) Yetkin yazarları, eleştirilerden korunmak için kullandıkları
35. Ben hayatımı farklı işlerle ama hep yazarak kazandım. Televizyon muhabirliği bana kısa, yoğun ve net cümleler kurmayı öğretti. Daha sonra gazete ve dergilerde röportajlar ve yazı dizileri hazırladım. Hareket alanımın daha geniş olduğu bu yazılarda anlaşılır, akıcı yazmaya daha fazla özen gösterdim. Ben en çok da deneme türünde yazarken keyif aldım ve mutlu oldum. Çünkü bu yazılarda kuralıları ben belirleyebiliyordum.
Kendisinden böyle söz eden bir yazarla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Basındaki yazılarını yalın bir anlatımla oluşturduğu
B) Yaşamını yazarlıktan elde ettiği gelirle sürdürdüğü
C) Kendisini deneme yazarken özgür hissettiği
D) Yazılarında eleştirel bir tavır takındığı
E) Sözü uzatmadan anlatma ilkesine bağlı olduğu
36. (I) Yaklaşık otuz yıllık birlikteliğimizde kültür ve sanatımızın her alanından sizleri haberdar ettik. (II) Yeni yazarlar, sanatçılarla tanışmanıza aracı olduk uzun yıllar. (III) Birçok yazar ve sanatçının adını ilk kez dergimizin sayfalarında gördünüz. (IV) Dergimizin ilk sayılarında okuduğunuz adların bazıları, ne yazık ki bugün aramızda bulunmuyor; onları büyük bir özlem ve sevgiyle anıyoruz. (V) O günlerin genç kalemleri, ilk ürünleriyle ödül listelerinde yer alanlar, artık ustaların arasında sayılıyor.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümle, olumlu, basit bir cümledir.
B) II. cümle, girişik bileşik bir cümledir.
C) III. cümle, kurallı bir cümledir.
D) IV. cümle, sıralı bir cümledir.
E) V. cümle, içinde ara söz bulunan bir isim cümlesidir.
37. Türkiye’nin dört bir yanına ilkbahar güzellikleriyle gelir.
I
Karadeniz’e yağmurla gelen ilkbahar, Toroslar’da ise kış boyunca
tepeleri kaplayan beyaz örtünün erimesiyle başlar. Bir yandan eriyen
II III
karlar, su kaynaklarını ve çağlayanları beslerken diğer yandan Toros
IV
Dağları eteklerinde açan otları besler.
V
Bu parçada numaralanmış sözcüklerden hangisi birden fazla çekim eki almamıştır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
38. Yurt dışında düzenlenen bir kitap fuarına davet edilmiştim. Orada yazar dostlarımla sohbet ederken içlerinden biri, son romanımın İngilizce çevirisini benim yapıp yapmadığımı sordu. Yapmadığımı çünkü iyi derecede İngilizce bilsem de kendimi kısıtlanmış ve aynı kitabı ikinci kez yazıyormuş gibi hissedeceğimi söyledim. Oysa yazar dostum, “Yanılıyorsun, bu romanı sen yazdın; onu sanat nitelikleri kaybolmayan bir kitap olarak ancak sen çevirebilirsin.” deyince gerçek çevirinin ne olduğunu anladım.
Bu parçada çeviriyle ilgili olarak aşağıdakilerin hangisi anlatılmak istenmiştir?
A) Bir yapıtın, ancak yazarı tarafından başarılı bir biçimde çevrilebileceği
B) Her yazarda eserlerinin başka dillerde de yayımlanması isteğinin olmasının doğal olduğu
C) Sanat yapıtlarının alanında uzman kişilerce bilimsel bir anlayışla çevrilmesi gerektiği
D) Hiçbir yapıtın özgün özellikleri korunarak çevrilmesinin mümkün olmadığı
E) Sanatçının eserlerini yazdıktan sonra onların üzerinde herhangi bir değişiklik yapmaması gerektiği
39. Bu yaylada çiçek tomurcukları, anları davet eder; arılar bu tomurcuklardan kovandaki peteklerine çiçek özleri taşır.
Bu cümleyle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Birden çok basit çekimli eylem vardır.
B) Dolaylı tümlece yer verilmiştir.
C) Belirtisiz isim tamlaması kullanılmıştır.
D) Yüklemler çatı bakımından geçişlidir.
E) Ayrılma durum eki (-den, -dan), tamlayan eki göreviyle kullanılmıştır.
40. Yapıtlarınızda sırf heyecan olsun diye aksiyon sahnelerine bolca yer vermeniz, yapıtın yazınsal niteliğine gölge düşürüyor. En başta öyküyü ve karakterleri, hareket sahnelerine uygun tasarlarsınız o zaman olay akışı içinde aksiyona bol bol imkân doğabilir ki buna diyecek bir şey yok. Ancak olmadık yerde, yapıtı gereksiz sahnelerle doldurarak okuru aldatırsanız salt ticari amaçla ürün ortaya koymuş olursunuz ki bu da yazın dünyasındaki ömrünüzü, yaşadığınız günle sınırlandırmış olur.
Bu sözleri söyleyen eleştirmenin vurgulamak istediği aşağıdakilerden hangisidir?
A) Romanda aksiyon unsurlarının dengeli bir biçimde kurgulanması gerektiği
B) Gerçek dışı olaylara yer vermenin yapıtın niteliğini olumsuz etkilediği
C) Romanlarda anlatılanların gerçek yaşamdan seçilmesi gerektiği
D) İyi bir yazarın, yazın dünyasında ortaya konmuş başarılı örnekleri incelemesi gerektiği
E) Romanlarda okurun dikkatini çekecek aksiyon unsurlarına yer verilmesi gerektiği
CEVAPLAR
TYT TÜRKÇE, TYT TÜRKÇE DENEME SINAVI PDF, TYT TÜRKÇE DENEMELERİ, TYT TÜRKÇE ONLİNE DENEME SINAVI, YKS TÜRKÇE DENEME SINAVI, YKS TÜRKÇE DENEME,
TYT TÜRKÇE DENEME - 12 TÜRKÇE TESTİ
- DİĞER TÜM TYT TÜRKÇE DENEMELERİ İÇİN TIKLA
- DİĞER TÜM TYT MATEMATİK DENEMELERİ İÇİN TIKLA
- TYT GENEL DENEMELER İÇİN TIKLA
1. Karadeniz’de farklı ülkelerin balıkçıları arasında meydana gelen pek çok anlaşmazlık ortaya çıkınca uluslararası sözleşmelerle çözüme kavuşturulmuştur,
Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdakilerden hangisiyle giderilebilir?
A) “farklı” yerine “yer alan” getirilerek
B) “sözleşmelerle” sözü “antlaşmalarla” yapılarak
C) “pek çok” yerine “çok” getirilerek
D) Yüklem etken çatılı yapılarak
E) “ortaya çıkınca” sözü cümleden çıkarılarak
2. Aşağıdakilerin hangisinde birinci cümle, ikinci cümlede kullanılan deyimin anlamını içermez?
A) Günlerdir gizlediklerini artık herkese söylüyordu.
Arkadaşıyla arasında var olan sıkıntıları açığa vurdu.
B)Annem sürekli, başka bir kente göç eden akrabalarımızdan söz ederdi.
Genç kız hafta sonu seyrettiği filmi ağzından düşürmüyordu.
C)Çok zor olan bu işi de başarması hepimizi şaşırttı.
O, verilen bu görevi de eline yüzüne bulaştırdı.
D)Usta, yaptığı yanlışlara rağmen ısrarla çırağın hiçbir kusurunun olmadığını savunuyordu.
O ne kadar haylaz olursa olsun ailesi ona asla toz kondurmaz.
E)Parkta ağlayan bu küçük çocuğu sanki daha önce de gördüm.
Seninle toplantıya gelen bu genci bir yerden gözüm ısırıyor.
3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?
A) Tüyap Fuarı 31 Ekim -7 Kasım 2010 tarihlerinde İstanbul’da düzenleniyor.
B) Türküleriyle gönülden gönle köprüler kuran bir müzisyendi o.
C) Sizi bugün de okuldan aileniz almayacak mıydı?
D) Yeni odası yan yana iki dolap sığamayacak kadar küçüktü.
E) Sıcak hava dalgası, Türkiye’nin güneyinde etkili olacakmış.
4. Okur; kendi sanat peteğini öremeyen, başkasının sesiyle konuşan yazarlara dönüp bakmaz pek. Okurun yazarlardan beklediği, başkasında olmayan anlatımı ve özü yakalamasıdır. Ne yazık ki, edebiyatımızda kendi sesini bulan çok az yazar var, buna karşın yetkin yazarlara öykünen onlarca sanatçı kimliğini oluşturamamış yazar görebiliyoruz.
Bu parçada “başkasının sesiyle konuşmak” sözüyle sanatçılarla ilgili olarak anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Toplumsal gelişmelerin gerisinde kaldıkları
B) Okurların düşün evrenine katkı yapmaktan uzak oldukları
C) Yazın dünyasında belli akımların sözcülüğünü yaptıklarından özgür olamadıkları
D) Başarılı yazarları taklit ettiklerinden kendilerine has bir edebiyat anlayışına ulaşamadıkları
E) Belli bir yazınsal birikimden yoksun oldukları
5. (I) Müjdeleyici bir mevsimdir bahar. (II) Sonbahar kışı, ilkbahar ise yazı müjdeler bize. (III) Geçiş mevsimi de diyebiliriz bahara. (IV) Yaz deyince güneş ve deniz akla gelir. (V) Sonbaharda gördüğümüzse, sararan yapraklar ve fırtınalı havadır.
Bu parçayla ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümlede, türemiş bir sözcük sıfat görevinde kullanılmıştır.
B) II. cümledeki “ise” bağlaç göreviyle kullanılmıştır.
C) III. cümlede, yeterlik fiiline yer verilmiştir.
D) IV. cümledeki “güneş ve deniz” sözü, nesne görevinde kullanılmıştır.
E) V. cümle bir isim cümlesidir.
6. (I) Sanatçı, edebiyata şiirler yazarak başlamış, eleştiri yazılarıyla da adını duyurmuştur. (II) Eleştirilerinde asıl ölçüt, yapıtın sanatsal bir haz vermesidir; güzellik duygusu uyandırmayan bir yapıtın değerli olmadığını iddia etmiştir. (III) O nedenle, bilimsel eleştiri değildir sanatçının yazıları; yani o, edebî metinleri belirli bir bilimsel yöntemle, tema, dil, biçim, kurgu tekniği bakımından çözümlemez. (IV) Bundan dolayı, çağdaşı şiir eleştirmenlerinden farklıdır eleştiri anlayışı. (V) Edebiyatımızda yeri dolduramayacak nadir yazarlardandır.
Bir sanatçının ve eleştiri yazılarının ele alındığı bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümlede, eleştiri dışındaki bir türle yazarlığa adım attığından söz ediliyor.
B) II. cümlede, yapıtları kişiselliğin dışında objektif ölçütlerle ele aldığı belirtiliyor.
C) III. cümlede, eserleri yapısal yönleriyle ele almadığı ortaya konuyor.
D) IV. cümlede, eleştirel yaklaşım açısından dönemindeki sanatçılardan ayrıldığı anlatılıyor.
E) V. cümlede, edebiyatımızda önemli bir yeri olduğundan söz ediliyor.
7. Tamamen yeni eserlerden oluşacak bir öykü seçkisi hazırlamak yıpratıcı bir süreçtir; Yazarlar kılı kırk yaran bir tutumla seçilecek, öykülerden niteliksiz olanlar geri çevrilecek, basılmaya değer olanlar editörlük sürecinden geçirilecek. Böyle bir durumda kendini pek çok çiçeğin olduğu bereketli bir bahçeden renk renk çiçekler topluyor gibi hisseder insan ama tek sıkıntısı sepetinin her çiçeği alacak kadar geniş olmamasıdır.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Kişisel görüşlerin belirtildiği
B) Somutlamaya yer verildiği
C) Düşüncenin örneklerle belirginleştirildiği
D) Yinelemeye yer verildiği
E) Kalıplaşmış sözlerin yer aldığı
8. Bütün sanat dallarının var oluş nedeninin, çevremizdeki güzellikleri başka bir düzlemde yeniden kurmak olduğunu düşünüyorum. Örneğin bir ağaç öyle bir anlatılmalı ki yapıtı okuyanlar ağaçlara bakınca onda daha önce görmedikleri özellikleri fark etmeli. Ben bir ağacın ne denli mükemmel bir güzelliğe sahip olduğunu Van Gogh’tan öğrenmiştim. Bir ağacın meyve vermesinin basit görülmesine rağmen ne değişik anlamlara geldiğini sıra dışı bir roman kahramanı olan Ouasimodo’dan.
Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Her sanat dalının kendine özgü bir anlatım yolu olmalıdır.
B) Her sanatçının yaşama bakışı birbirinden farklıdır.
C) Okurlara ancak klasikleşmiş yapıtların yazınsal bir tat vermesi mümkündür.
D) Sanat ürünlerinin insanlara günlük hayatta fark edilemeyen ayrıntıları sunmaları gerekir.
E) Her sanatçı yapıtında istediği şeyi anlatmakta özgürdür.
9. (I) Dergilerde yayımlanan şiirleri ve günümüzün edebiyat dünyasını inceleyen birisi olarak Türk şiirinin yarınlarından çok umutluyum. (II) Edebiyat meselelerimizi kavramış, çok sayıda genç şair var ve daha pek çoğunun ayak seslerini şimdiden duyuyoruz. (III) Bunun yanı sıra bu gençlerin işlerinin bizim kuşaktan daha zor olduğunu da söylemeliyim. (IV) Yazın dünyasından tecrübeli diyebileceğimiz sanatçılar, bu gençlere yol göstermek şöyle dursun, gençlerin yaptıkları çalışmaları küçümsüyor. (V) Söz konusu sanatçıların bu küçümseyici tavırlarının, gençlerin önündeki en büyük engel olduğunu düşünüyorum.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden başlayarak olumsuz nitelikli eleştiriye yer verilmiştir?
A)l. B) II. C)lll. D) IV. E)V.
10. (I) Sanat, yaşamı estetik bir biçimde anlatmanın en iyi yoludur. (II) Bu yol, kendisini keşfeden herkes için toplumsal yaşayıştan ve hissedişten kopuş anlamına gelir. (III) Sıradan söyleyişlerle yetinmek, sanatçı için yolun sonu demektir. (IV) Ayrıca sanat dünyasında silinmez bir iz bırakmak, bir sanatçının kendisine yepyeni bir yol çizmesine bağlıdır. (V) Sadece sanat alanında değil, dünya tarihinin iz bırakan aktörlerine baktığınızda, hepsinin yeni bir dünya oluşturma derdinde oldukları görülür.
Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümle, öznel bir nitelik taşımaktadır.
B) II. cümlede, sanatın, insanı yaşamdan uzaklaştırdığı belirtiliyor.
C) III. cümlede, farklı anlatımların peşinde koşmamanın, sanatçının üretkenliğini bitirebileceği üzerinde duruluyor.
D) IV. cümlede, kalıcılığın özgünlüğe bağlı olduğu belirtiliyor.
E) V cümlede, insanların yaşanabilir bir dünya oluşturma gayreti içinde olmadıklarından söz ediliyor.
11. Şiirleriyle tanınan sanatçı, bu öyküsünde —
Bu cümle aşağıdakilerden hangisiyle tamamlanırsa öykünün hem biçemi hem de içeriğiyle ilgili bir değerlendirme yapılmış olur?
A)toplumun geniş kesimlerine seslenebilmek için çoğunluğun kullandığı sözcükleri kendince kullanıyor.
B)anlaşılması çaba gerektiren bir dille, kendi iç dünyasının sesini dinleyenlerin yaşamını yansıtıyor.
C)ses, anlam ve çağrışım yönünden öne çıkan sözcükleri belli bir elemeden geçirerek kullanıyor.
D)kendine özgü bir anlatım benimsiyor ve en az sözcükle çok şey anlatmayı amaçlıyor.
E)sosyal mesajlar verme kaygısı taşıyan yazarlara karşı salt biçeme yaslanan bir yapı kuruyor.
12. Bunun bilinçli bir seçim olduğunu söyleyemem. Ben ilk yapıtlarımdan beri karmaşık bir kurguyu tercih eden bir yazarım. Okuyucunun dikkatini ilk sayfadan tetikte tutmak benim için önemlidir. Son iki kitabımda da söylemek istediklerimi bir anlatıcı yerine dedektiflerimi kullanarak anlatmayı tercih ettim. Bulmaca çözer gibi okumayı seven okurlarımı da hesaba katınca polisiye türünde karar kıldım diyebilirim.
Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık söylenmiş olabilir?
A) Günümüzde polisiye roman türü neden daha çok ilgi görmektedir?
B) Sizce yazarlık dünyasına adımlarını atan gençler nasıl bir yol izlemeliler?
C) Yazdığınız son yapıtlarınız okurlar üzerinde nasıl bir etki bıraktı?
D) Sizi daha çok, okurların ilgisini canlı tutacak polisiye romana yönelten neydi?
E) Okurlarınıza edebiyatı sevmeleri için hangi türlerde yapıt okumalarını tavsiye edersiniz?
13. Şairler, geçmişle bağını koparamaz. Necatigil’in dediği gibi; şair, geriye baka baka ilerler. Öyleyse bir şairi bütün bir şiir tarihi içinde değerlendirmeliyiz. Çünkü o şairin büyüklüğü ya da küçüklüğü öteki şairlerle karşılaştırılarak ortaya konabilir. Ben de bundan dolayı bir şairi değerlendireceksem onu şiir tarihinin içinde ele alıyorum.
Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine verilmiş bir yanıt olabilir?
A) Şairleri değerlendirmenin nesnel ölçütleri var mıdır?
B) Günümüz şairlerinin edebiyat tarihine bakışı nasıl olmalıdır?
C) Bir şairi değerlendirirken nasıl bir yol izliyorsunuz?
D) Sizce toplumcu temalara yer vermeyen bir şair başarılı olabilir mi?
E) Şiir tarihinde kendisinden söz edilen her şair gerçekten başarılı sayılabilir mi?
14. Çok sayıda medeniyet ve kültüre ev sahipliği yapan
I
ülkemizin her köşesi bir açık hava müzesidir. Anadolu, yüzyıllar
II
boyunca sayısız insana, inanca, kültüre vatan olmuştur. Bütün bu
III
milletlerin vakti geldiğinde tarih sahnesinden çekilmeleriyle, üzerinde
IV
bıraktıkları tarihi vesikaları günümüze kadar vefayla saklamıştır.
V
Bu parçada numaralanmış sözlerle ilgili aşağıdaki açıklamalardan hangisi yanlıştır?
A) I. söz, bir sıfat-fiil grubudur.
B) II. söz, tamlayanı adıl olan bir isim tamlamasıdır.
C) III. söz, bir sıfat tamlamasıdır.
D) IV. söz, bir belirtisiz isim tamlamasıdır.
E) V. söz, bir edat grubudur.
15. Yaklaşan kış mevsiminin size sunabileceği keyifler nelerdir ?
I
Öncelikle bu mevsimde yapılabilecek en güzel şey, bir fincan kahvenin eşliğinde kitap okumaktır. Evde, yolculukta , iş arası kısa molalarda
II
birkaç sayfa kili tap okumak size iyi gelecektir. Müze gezmek, sevdiklerinizle sıcak sohbetlere katılmak, değişen vitrinleri izlemek, bedeninizi yeni mevsime hazırlamak . Liste böyle uzayıp gidebilir. Tabii
III IV
bu arada mevsim sebzeleri ve meyvelerinin tadına varmayı sakın unutmayın !
V
Bu parçadaki numaralanmış noktalama işaretlerinden hangisi yerinde kullanılmamıştır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
16. — çünkü yapıtlarımda yaşamı tüm gerçekliğiyle, hiç değiştirmeden anlatma ilkesine bağlıyım. Bu yüzden birçok okurum kitaplarımı okurken anlattıklarımın gözlerinin önünde canlandığını söyler. Belki de yapıtlarım yaşama ayna tuttuğu için yönetmenlerce, beyaz perdeye aktarılmak isteniyor.
Bu parçanın başına, düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisinin getirilmesi en uygundur?
A) Yazdıklarımın ilgi çekici olaylarla başlamasına dikkat ederim.
B)Sinemaya uyarlanan yapıtlardaki gerçekliğin bire bir yansıtılamadığını düşünüyorum.
C) Bir yazarın kendi hayal süzgecinden geçirmediği bir yaşantıyı dile getirmesini kabullenemiyorum.
D) Ben yapıtlarımda yaşam sahnelerini bir fotoğraf gibi sunarım okura.
E) Gerçek bir sanatçı okurun yaşam felsefesini dikkate almalıdır.
17. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?
A) Oyuncular perde arkasındaki yerlerini alıyor, biz seyirciler de oyunun başlamasını bekliyorduk.
B) Çevresindeki yoksullara yardım eder, onlarla bire bir ilgilenirdi.
C) Her sabah aynı saatte işe gidiyor, akşamları eve geç saatlerde dönüyorduk.
D) Tatil günlerinde evden çıkmaz, telefonlara bile cevap vermezdi.
E) Boş zamanlarımda deniz kıyısına iner, orada saatlerce kitap okurum.
18. (I) Fransız edebiyatının usta yazarlarından Stendhal, yazdığı değişik türdeki yapıtlarla realizm akımının unutulmazları arasında kabul edilmiştir. (II) “Parma Manastırı” adlı yapıtında Rönesans döneminde bir İtalyan prensliğinde yaşanan entrikalar etkili bir dille anlatılır. (III) Roman kahramanı Fabrice del Dongo’nun özgürlük tutkusu ve toplum yaşamına ters düşen davranışları dile getirilir. (IV) 19. yüzyıl İtalyan ve Fransız toplumlarının eleştirisinin yapıldığı “Parma Manastın” bu yönüyle, yayımlanır yayımlanmaz edebiyat çevrelerinin ve birçok eleştirmenin beğenisini kazanır. (V) “Parma Manastırı” sadece Stendhal’ın değil, Dünya edebiyatının da önemli yapıtları arasında yer almaktadır.
“Parma Manastırı” adlı yapıtın ele alındığı bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili aşağıdakiler-den hangisi yanlıştır?
A) l.cümlede, yazarının, bir edebiyat akımının başarılı temsilcisi olduğu belirtiliyor.
B) II.cümlede, bir değerlendirme söz konusudur.
C) III. cümle, içerikle ilgili bir yargıdır.
D) IV. cümlede, yazın dünyasının dikkatini çeken sosyal tahlillere sahip olduğundan söz ediliyor.
E) V. cümlede, yapıtın evrenselliğe ulaşmasının gerekçelerine yer verilmiştir.
19. Yazar, Tatlıca Şelalelerini keşfedişini yapıtında şöyle anlatıyor (I) Geniş yapraklı ağaçların (II) patikaların etrafında yer alan gürgenlerin arasından yukarılara çıktığımda birkaç metre yükseklikten dökülen bir şelale gördüm (III) Daha sonra yukarıya yaptığım zorlu çıkışlarla başkasını, başkasını… inanılacak gibi değildi (IV) Karışık geniş yapraklı ağaçların boy verdiği dar vadi boyunca eşsiz (V) harikulade şelaleler yer alıyordu.
Bu parçada numaralanmış yerlerden hangilerine virgül (,) getirilmelidir?
A) I. ve II. B)l. ve V. C) II. ve V.
D) III. ve IV. E) IV. ve V
20. Okul kitaplarında sadece savaşlara, barışlara, antlaşmalara ve liderlerin yaşamöykülerine yer verildiğinden bizler tarihin bunlardan ibaret olduğunu varsaydık. Ne yazık ki bu olayların merkezinde olan insan öğesi bizim tarih derslerimizde pek yer bulamıyor kendisine. Bu yüzden olayları yüzeysel bilgilerle geçiştiren tarih kitapları okumak istemiyor insanlarımız. Çünkü —. Bunun en somut örnekleri okurların çokça ilgi gösterdikleri sosyal tarih anlayışıyla kaleme alınmış olan “Safranbolu’nun Tarihi” gibi yapıtlardır. Bu yapıtta tarih boyunca Safranbolu’nun geçirdiği aşamaları okurken burada yaşayan insanların, etiyle kemiğiyle birer canlı varlık olarak yer aldığını görebiliyoruz.
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) okurlar insan odaklı toplumsal olayların tüm yönleriyle anlatıldığı yapıtlara ilgi gösterirler
B) herkesin tarih kitabı yazamayacağı gerçeği göz ardı edilmemelidir
C) bu konuları anlatırken duygu ve düşünce dengesinin korunmasına dikkat etmek gerekir
D)tarihsel olayları anlatan yapıtların doğru bilgileri içermesi gerekmektedir
E)kuru bilgilerle ele alınan kitaplarının okul müfredatlarından çıkarılması uygun olacaktır
21. Bu yazarın romanında, toplumun içinden seçtiği ve çok canlı olarak verdiği kişiler, karamsarlıklarda dikkat çeker. Olaylar da onları karamsarlığa itecek yönde, gerçekçi olmayan rastlantılarla gelişir. Yazarın zaman zaman olayların akışına müdahale ettiğini de görürüz. Romanın en başarılı yönü biçemidir. Yazar, romanında daha çok, kısa cümleler kullanmış, karşılıklı konuşmalara sıkça yer vermiş ve bir sohbet havası içinde yapıtını oluşturarak okuyucunun ilgisini çekmeyi başarmıştır.
Bu parçada sözü edilen yapıtta ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
A) Anlatımının, yapıtın öne çıkan yönü olduğu
B) Yazarının yaşamından izler taşıdığı
C) Gerçekçilikten uzak yönleri olduğu
D) Söyleşi havası içinde oluşturulduğu
E) Yaşamdaki karakterlerle kurgulandığı
22. Şiirin iletisi, onun şiirselliğini gölgelememelidir. Aksine, dizelerde anlatılmak istenen şey, estetiğin arkasında bir gölge gibi sezilmelidir. Okur, estetik yönden haz duyduğu şiirde verilen mesajı çok da farkında olmadan alır zaten. Verilmek istenen mesajın, estetiğin önüne geçtiği şiirler, şiir olmaktan çok, vezinli, kafiyeli eğitici bir düzyazıdır aslında.
Bu parçada şiirle ilgili olarak anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Şiirde, okura verilmek istenen bir mesaj mutlaka olmalıdır.
B) Şiirde anlatılmak istenen, söyleyiş güzelliğinin önüne geçmemelidir.
C) Şiirde, daha önce işlenmemiş konuları işlemek, şiiri okunur kılar.
D) Şiirler, okurların beklentileri göz önüne alınarak yazılmalıdır.
E) içerikle anlatımın bir bütün oluşturduğu şiirler gelecek kuşaklara kalabilir.
23. (I) Edebiyat tarihinin birçok başyapıtı sadece okunmak için değil, sahnelenmek üzere yazılmıştır. (II) Oynanan bu yapıtlar, gerek izleyiciler gerek eleştirmenler tarafından değişik yönlerden irdelenir. (III) Tiyatro eserlerinin nasıl sahnelendikleri, kostüm dekor işçiliği ve en önemlisi oyunculuk kalitesi bu değerlendirmelerde öne çıkar. (IV) Çünkü sahnede kötü bir oyuncu, Hamlet’in sözlerindeki şiirselliği tamamen yok edebilir ya da çok dramatik bir sahneyi gülünç hale sokabilir. (V) İşte bu yüzden bir oyunun özündeki anlamsal boyut, ancak metni okunarak görülebilir.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra Ama bir tiyatro yapıtının asıl değeri bu değerlendirmelerle ya da sahnede oynanmasıyla değil, bire bir yazıldığı metinden anlaşılır. ” cümlesi getirilirse parçanın anlam bütünlüğü sağlanır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
24. Kitap okumak, bir alışkanlık işi olmaktan çok, bir yetenek işidir bence. Tıpkı resim yapmak gibi bu yetenek, ilkokulda ortaya çıkar, ortaokulda gelişir; lisede ise yapılması gereken, bu yeteneğe yön vermektir. Okuma yeteneği olmayan birini, okumaya yönlendirmek için ne yaparsanız yapın, bir yararı olmaz.
Bu parçada vurgulanmak istenen düşünce aşağıdakilerden hangisidir?
A) Kitap okumak, güzel sanatlarla ilgilenmek gibi kişinin duygusal yönden gelişmesini sağlayan bir uğraşıdır.
B) Okuma, herkeste bulunmayan, sonradan kazanılmayacak bir özelliktir.
C) Çocuklara uygun kitapların önerilmesi onların okuma yeteneğini kazanması için önemlidir.
D) Okuma alışkanlığı insanlara, ancak okul döneminde kazandırılabilir.
E) Çok kitap okumakla insan, düşüncelerini daha iyi ifade edebilir hale gelir.
25. (I) Buz gibi bir hava, lapa lapa yağan kar, tatil yapma düşüncesini uyandırıyor içimizde. (II) Birkaç günlük kaçamakla hem doğanın kışa bürünmüş yüzünü keşfetmek hem de doyasıya kayak yapmak istiyoruz arkadaşlarla. (III) Kayak deyince Uludağ, Kartepe gibi kayak merkezleri geliyor herkesin aklına. (IV) Ilgaz Dağı ise insan elinin ulaşamadığı güzellikleriyle farklı bir alternatif olarak duruyor karşımızda. (V) Bunu değerlendirmek ve bilmediğimiz güzellikleri keşfetmek için yola koyuluyoruz hemen. (VI) Ilgaz Dağı, aslında Batı Karadeniz Bölgesi’nde bulunan Çankırı ve Kastamonu illeri boyunca devam eden sıradağların genel adıdır. (VII) Dağın en yüksek noktası ise Kastamonu’nun 30 km. kadar güneyindeki Büyük Hacettepe’dir.
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar?
A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.
26. Şimdiki genç yazarlar yazın dünyasında yalnız kendilerinin var olduğunu sanıyor. Hemen kendilerini öne çıkarma peşine düşüyor, usta yazarların ürettiklerine çağın gerisinde kaldığı gerekçesiyle dudak bükebiliyorlar. Üstelik yıllardır emek veren yazara, şaire saygı göstermek yerine, onların kendilerine saygı göstermesini bekliyorlar. Deneyimli bir yazarın yapıtını incelemeyen, üslup özelliklerine dikkat etmeyen bir yazarın önemli yapıtlar ortaya koyabilmesi de mümkün değildir, bu da edebiyatımızın geleceği adına beni endişelendiriyor.
Bu sözleri söyleyen kişi, genç sanatçılarla ilgili özellikle aşağıdakilerin hangisinden yakınmaktadır?
A) Salt başkalarına öykünerek yapıt ortaya koymalarından
B) Yapıtlarında sadece kendi gözlemlerinden söz etmelerinden
C) Kolay yoldan maddi kazanç sağlamak için eser üretmelerinden
D) Hep aynı biçim ve içerikte yapıtlar yazmalarından
E) Usta edebiyatçıları görmezden gelerek kendilerini öne çıkarmalarından
27. Edremit ormanlarının çehresi sonbaharla birlikte değişiyor. Yemyeşil, capcanlı tablo yavaş yavaş tarifsiz bir hüzünle solgunlaşıyor adeta. Toprak kokusu keskinleşiyor, dereler coşkun şarkılar söylüyor. Buraların sakinleri sonbaharda bağ evlerinin kapısına kilit vurup kışlık evlerine çekiliyor. Yağmur damlaları, dokundukları yaprakları ağır ağır toprağa düşürüyor. Dağların yukarılarında, ormanın içinde gözden ırak kalmayı başarmış evlerin bacalarından hafif hafif duman yükseliyor. Kışın eli kulağında, gökyüzünden kar yağdı yağacak.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakiler-den hangisi söylenemez?
A) Öznel yargılara yer verilmiştir.
B) Yinelemelere yer verilmiştir.
C) Varlıklar niteleyici özellikleriyle verilmiştir.
D) Bitirilmemiş cümleler kullanılmıştır.
E) İnsana ait özellikler doğaya aktarılmıştır.
28. Çizgi roman, edebiyatın sahip olmadığı görsel araçlara sahip bir sanat dalı. Batı’da bu sanat dalı ciddi bir iş: Senaristleri, çizeri, boyacısı hatta konuşma balonlarını hazırlayan usta bir ekibiyle ortaya konuyor. Oldukça yaygın ve sevilen bir yazın türü olarak dikkatleri üzerine çekiyor. Türkiye’de ise çizgi roman birkaç önemli çizerin az sayıda eseri dışında çok boş bir alan durumunda. Bu alanda deneyim ve birikim yok. Renkler, şekiller iyi kullanılırsa okur dünyasında yeni açılımlar oluşturabilecek bu alana hiç el atılmadığını görüyoruz ne yazık ki.
Bu parçadan çizgi romanla ilgili aşağıdakilerden hangisi çıkarılabilir?
A) Toplumsal eleştiriler için en uygun tür olduğu
B) Ülkemize Batı’dan giren bir tür olduğu
C) Ürün ortaya koymak için bir ekip çalışmasının gerekmediği
D) Ülkemizde bu türe gereken önemin verilmediği
E) Görsel unsurlar taşımasıyla romandan üstün yönlerinin olduğu
29. Mezopotamya ovasını üstten gören Mardin ili, ünlü taş I evlerini
I
gezmeye gelen turistleri hayranlık içinde bırakıyor. Tarihî dokuyla
II
bütünleşmiş taş evlerin arasında daracık sokaklarda gezmek son
III
derece keyifli. Üç dinin temsilcilerinin yaşadığı nadir şehirlerden biri olan Mardin’de Kasımiye Medresesi, Ulucami, Deyrulzafaran
IV
Manastırı gezilebilecek farklı yerlerden bazıları.
V
Bu parçadaki altı çizili sözlerden hangisinin yazımı yanlıştır?
A)l. B) II. C)lll. D) IV. E) V.
30. O, Türk yazınında hem bir yazar, hem de bir gazeteci olarak ismi anılması gerekenlerden biridir. Gazetelerde yazdığı yazılar ülkede en çok konuşulan, tartışılan konular arasında ön sıraya oturmuştur. Eleştirmenlerle ters düşmek pahasına da olsa prensiplerinden, hiçbir zaman ödün vermemiştir. Bunun yanında değişik teknikler kullanarak yazdığı anıları ve gezi yazılarıyla yazınımıza değişik bir renk getirmiş, bu türlerin yazınımızda benimsenmesini ve yaygınlaşmasını sağlamıştır. Ayrıca yazarların anlaşılır bir Türkçeyle yazı yazması için üstün gayret göstermiş, bunda da büyük ölçüde başarılı olmuştur.
Bu parçada, sözü edilen sanatçı ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Gazete yazılarıyla gündemi belirlediğine
B) Yazarları dil konusunda yönlendirdiğine
C) Gazeteciliğinin yazarlığından daha başarılı olduğuna
D) İlkelerine sıkı sıkıya bağlı olduğuna
E) Bazı yapıtlarıyla edebiyatımıza yenilik getirdiğine
31. (I) Dil, bireyi ve toplumu yüceltir, onların sosyal anlamda gelişmesini sağlar. (II) insanların kaynaşmasında, kültürün oluşmasında dil kadar etkili bir araç yoktur. (III) Fakat bir toplumda dilin kullanımı yazınsal türlerde bile farklılıklar gösterebilir. (IV) Bu farklılıklar içinde dilin en kusursuz biçimini, en duru anlatımını kompozisyonda buluruz. (V) Çünkü kompozisyon, dil kurallarına uyarak düşünce ve duyguları güzel ve etkili bir biçimde anlatma sanatıdır.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde tanımlama yapılmıştır?
A) I. B) II. O) III. D) IV. E) V.
32. Ülkemizde tartışılan, konuşulan birçok konu, gerçek ve kuşatıcı sonuçlara ulaşılamadan geçilir, yarım kalır. Çünkü tartışılan ve konuşulan konular çok hızlı değişir. Su yüzüne çıkan ve tartışılma şansını bin yılda bir yakalamış bir konu veya kavram, tam da uzmanlarının eline düşecekken ve asıl söylenmesi gerekenler söylenecekken başka bir konuya geçiliverilir. Geçtiğimiz günlerde de “Sanat ve sanatçı nedir?” tartışması tam başlıyordu ki işin önemli yanlarına dokunulamadan bu tartışma gündemden düşüp gitti.
Bu parçada asıl vurgulanmak istenen düşünce aşağıdakilerden hangisidir?
A) Kesin sonuçlara bağlanmamış birçok olay ve kavram vardır.
B) Konusunda uzman olan kişiler, sadece belli konularda tartışmalara girmek istemektedir.
C) Sanat ve sanatçı ülkemizde yeteri kadar değer görmemektedir.
D) Gündem sürekli değiştiğinden tartışılması gereken konular gerektiği gibi ele alınamamaktadır.
E) Basın yayın organları sanatsal uğraşlara az yer vermektedir.
33. Aslında ne tiyatroyu ne sinemayı ne televizyonu birbirinden ayırdım, birini diğerine üstün görmedim, sadece tiyatro oyunculuğu ve yazarlığıyla daha uzun süre uğraştım. Hepsine aynı ciddiyetle yaklaştım. Benim için yaptığım işlerde özgün, samimi olmak ve bu toprakların kokusunun bulunması önemliydi. Bu arada ortaya koyduğum ürünlerin hepsi eleştirmenlerce beğenildi, bu da benim yazın dünyasında emin adımlarla ilerlediğimi gösteriyor.
Bu sözleri söyleyen kişi aşağıdakilerden hangisiyle nitelendirilemez?
A) Başarılı ürünler ortaya koyduğuna inanan
B) Okurların beklentilerini dikkate alan
C) Yeni ve içten ürünler ortaya koyma amacı taşıyan
D) Ulusal bir bakış açısına sahip olan
E) Yazınsal türler arasında bir ayrım gözetmeyen
34. Yazın dünyasında genç sanatçıların yapıtlarına ünlü bir yazarın ön söz yazmasını onlara gelecek eleştiri oklarına karşı bir kalkan görevi görmesini anlamam mümkün değil. Bu, o gençlerin, “Benim kendi ayaklarım üzerinde duracak cesaretim ve yeteneğim yok.” demesinden başka bir anlam taşımıyor.
Bu parçada “ünlü yazarların, eleştiri oklarına karşı bir kalkan görevi görmesi” sözüyle, genç yazarlarla ilgili olarak anlatılmak İsten aşağıdakilerden hangisidir?
A) Önemli yazarların beğenisini başarıya ulaşmak için tek ölçüt olarak benimsedikleri
B) Çabucak üne kavuşmayı düşündükleri
C) Geniş kitlelere seslenmelerini sağlayacak düzeyli bir edebiyat birkimi elde edemedikleri
D) Edebiyat dünyasının usta adlarını görmezden gelerek onları küçümsedikleri
E) Yetkin yazarları, eleştirilerden korunmak için kullandıkları
35. Ben hayatımı farklı işlerle ama hep yazarak kazandım. Televizyon muhabirliği bana kısa, yoğun ve net cümleler kurmayı öğretti. Daha sonra gazete ve dergilerde röportajlar ve yazı dizileri hazırladım. Hareket alanımın daha geniş olduğu bu yazılarda anlaşılır, akıcı yazmaya daha fazla özen gösterdim. Ben en çok da deneme türünde yazarken keyif aldım ve mutlu oldum. Çünkü bu yazılarda kuralıları ben belirleyebiliyordum.
Kendisinden böyle söz eden bir yazarla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Basındaki yazılarını yalın bir anlatımla oluşturduğu
B) Yaşamını yazarlıktan elde ettiği gelirle sürdürdüğü
C) Kendisini deneme yazarken özgür hissettiği
D) Yazılarında eleştirel bir tavır takındığı
E) Sözü uzatmadan anlatma ilkesine bağlı olduğu
36. (I) Yaklaşık otuz yıllık birlikteliğimizde kültür ve sanatımızın her alanından sizleri haberdar ettik. (II) Yeni yazarlar, sanatçılarla tanışmanıza aracı olduk uzun yıllar. (III) Birçok yazar ve sanatçının adını ilk kez dergimizin sayfalarında gördünüz. (IV) Dergimizin ilk sayılarında okuduğunuz adların bazıları, ne yazık ki bugün aramızda bulunmuyor; onları büyük bir özlem ve sevgiyle anıyoruz. (V) O günlerin genç kalemleri, ilk ürünleriyle ödül listelerinde yer alanlar, artık ustaların arasında sayılıyor.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümle, olumlu, basit bir cümledir.
B) II. cümle, girişik bileşik bir cümledir.
C) III. cümle, kurallı bir cümledir.
D) IV. cümle, sıralı bir cümledir.
E) V. cümle, içinde ara söz bulunan bir isim cümlesidir.
37. Türkiye’nin dört bir yanına ilkbahar güzellikleriyle gelir.
I
Karadeniz’e yağmurla gelen ilkbahar, Toroslar’da ise kış boyunca
tepeleri kaplayan beyaz örtünün erimesiyle başlar. Bir yandan eriyen
II III
karlar, su kaynaklarını ve çağlayanları beslerken diğer yandan Toros
IV
Dağları eteklerinde açan otları besler.
V
Bu parçada numaralanmış sözcüklerden hangisi birden fazla çekim eki almamıştır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
38. Yurt dışında düzenlenen bir kitap fuarına davet edilmiştim. Orada yazar dostlarımla sohbet ederken içlerinden biri, son romanımın İngilizce çevirisini benim yapıp yapmadığımı sordu. Yapmadığımı çünkü iyi derecede İngilizce bilsem de kendimi kısıtlanmış ve aynı kitabı ikinci kez yazıyormuş gibi hissedeceğimi söyledim. Oysa yazar dostum, “Yanılıyorsun, bu romanı sen yazdın; onu sanat nitelikleri kaybolmayan bir kitap olarak ancak sen çevirebilirsin.” deyince gerçek çevirinin ne olduğunu anladım.
Bu parçada çeviriyle ilgili olarak aşağıdakilerin hangisi anlatılmak istenmiştir?
A) Bir yapıtın, ancak yazarı tarafından başarılı bir biçimde çevrilebileceği
B) Her yazarda eserlerinin başka dillerde de yayımlanması isteğinin olmasının doğal olduğu
C) Sanat yapıtlarının alanında uzman kişilerce bilimsel bir anlayışla çevrilmesi gerektiği
D) Hiçbir yapıtın özgün özellikleri korunarak çevrilmesinin mümkün olmadığı
E) Sanatçının eserlerini yazdıktan sonra onların üzerinde herhangi bir değişiklik yapmaması gerektiği
39. Bu yaylada çiçek tomurcukları, anları davet eder; arılar bu tomurcuklardan kovandaki peteklerine çiçek özleri taşır.
Bu cümleyle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Birden çok basit çekimli eylem vardır.
B) Dolaylı tümlece yer verilmiştir.
C) Belirtisiz isim tamlaması kullanılmıştır.
D) Yüklemler çatı bakımından geçişlidir.
E) Ayrılma durum eki (-den, -dan), tamlayan eki göreviyle kullanılmıştır.
40. Yapıtlarınızda sırf heyecan olsun diye aksiyon sahnelerine bolca yer vermeniz, yapıtın yazınsal niteliğine gölge düşürüyor. En başta öyküyü ve karakterleri, hareket sahnelerine uygun tasarlarsınız o zaman olay akışı içinde aksiyona bol bol imkân doğabilir ki buna diyecek bir şey yok. Ancak olmadık yerde, yapıtı gereksiz sahnelerle doldurarak okuru aldatırsanız salt ticari amaçla ürün ortaya koymuş olursunuz ki bu da yazın dünyasındaki ömrünüzü, yaşadığınız günle sınırlandırmış olur.
Bu sözleri söyleyen eleştirmenin vurgulamak istediği aşağıdakilerden hangisidir?
A) Romanda aksiyon unsurlarının dengeli bir biçimde kurgulanması gerektiği
B) Gerçek dışı olaylara yer vermenin yapıtın niteliğini olumsuz etkilediği
C) Romanlarda anlatılanların gerçek yaşamdan seçilmesi gerektiği
D) İyi bir yazarın, yazın dünyasında ortaya konmuş başarılı örnekleri incelemesi gerektiği
E) Romanlarda okurun dikkatini çekecek aksiyon unsurlarına yer verilmesi gerektiği
CEVAPLAR
1 | E | 9 | D | 17 | A | 25 | E | 33 | B |
2 | C | 10 | E | 18 | E | 26 | E | 34 | E |
3 | B | 11 | B | 19 | C | 27 | D | 35 | D |
4 | D | 12 | D | 20 | A | 28 | D | 36 | E |
5 | D | 13 | C | 21 | B | 29 | A | 37 | C |
6 | B | 14 | B | 22 | B | 30 | C | 38 | A |
7 | C | 15 | C | 23 | C | 31 | E | 39 | E |
8 | D | 16 | D | 24 | B | 32 | D | 40 | A |