KELİMEDE ANLAM PDF İNDİR,SÖZCÜKTE ANLAM KONU ANLATIMI PDF, KELİMEDE ANLAM DERS NOTLARI, KELİMEDE ANLAM TYT,
Sözcükte
Anlam (Sözcük Anlamı) Konu Anlatımı
Sözcükte anlam konusunu ele almadan önce “Sözcük
nedir?” sorusunun cevabını bilmeliyiz. Çeşitli harflerin bir araya
gelmesiyle anlamlı bir birim oluşturan yapı birimine sözcük ya da kelime
denilmektedir.
Sözcüklerin oluşması ve günümüzdeki kullanım şekillerine ulaşması, uzun yıllar
süren bir süreçten sonra meydana gelmiştir. Her dilde kelimeler, seslerin
düzenli bir sistemle bir araya gelmesiyle oluşmuştur. Ancak kelimeler
kullanıldıkları cümleye göre farklılık gösterebilmektedir.
Bugün hava soğuk olacakmış. (Gerçek anlam)
Yeni sınıfında çok soğuk karşılandı. (Mecaz anlam)
Yukarıdaki
örneklere dikkat edilirse ilk cümlede kullanılan “soğuk” kelimesi gerçek
anlamında kullanılmıştır. Ancak ikinci cümledeki “soğuk” sözcüğü gerçek
anlamının dışına çıkmıştır, yani mecazlı kullanılmıştır. İkinci cümledeki
“soğuk” kelimesi “beklenilen ilginin gösterilmemesi” şeklinde
anlamlandırılabilir.
“Sözcükte Anlam”
konusunu aşağıdaki sınıflandırmaya göre çalışmak daha faydalı olacaktır.
A. Anlam Bakımından Sözcükler
·
Gerçek Anlam
·
Yan
Anlam
·
Mecaz
Anlam
·
Terim
Anlam
·
Ad
Aktarması (Mecaz-ı Mürsel)
·
Dolaylama
·
Somut
ve Soyut Anlam
·
Güzel
Adlandırma
B. Anlam İlişkisi Bakımından Sözcükler
·
Eş Anlamlı Sözcükler
·
Eş
Sesli (Sesteş) Sözcükler
·
Zıt
Anlamlı Sözcükler
·
Yakın
Anlamlı Sözcükler
A.Anlam Bakımından Sözcükler
Kelimelerin bir
araya gelmesiyle cümleler, cümlelerin bir araya gelmesiyle paragraflar ve paragrafların
bir araya gelmesiyle metinler oluşmaktadır. Dikkat edildiğinde metinlerin
temelini oluşturan unsurların sözcükler olduğu görülebilir. Bu nedenle
sözcüklerim hangi anlamda kullanıldıklarını bilmek son derece önem teşkil eder.
Sözcükler bağlama göre, yani kullanıldıklarını cümleye göre farklı anlamlar
kazanabilmektedir.
Bir sözcüğün tek
başına kullanıldığında tanımlanabilen anlamı, gerçek ya da temel anlam olarak
adlandırılır. Kelimelerin sözlük anlamı da gerçek anlamdır. Gerçek anlam
genellikle sözcüğün akla gelen ilk anlamı da olmaktadır.
Bugünkü antrenmandan sonra ayağı şişmişti.
Kalp ameliyatından sonra eski sağlığına
kavuşmuştu.
Baş ağrısından dolayı geceleri yatamıyordu.
Yukarıdaki
örneklerde yer alan “Ayak, kalp ve baş” sözcükleri gerçek anlamda
kullanılmıştır. Dikkat edilirse sözlük anlamlarına uygun ve akla gelen ilk
anlamda kullanıldıkları görülür.
Yan anlamda
kullanılan sözcükler gerçek anlamdan yola çıkılarak bir benzerlik sonrasında
oluşmuştur. Yani bir varlığın ismi, şekil olarak ya da işlevsel olarak
benzerlik kurulabilen başka bir varlıktan alınmıştır. Burada dikkat edilmesi
gereken husus, sözcüğün gerçek anlamdan tam olarak kopmamış olmasıdır.
Örneğin “İpliği makarasına sardı.“ cümlesindeki “Sarmak” sözcüğü gerçek anlamda
kullanılırken “Çocuklar köpeğin etrafını sardı.” cümlesi gerçek anlamdan yola çıkılarak
oluşturulduğundan yan anlam olmaktadır.
Sandalyenin ayağı kırılınca yere düştüm.
Kalemin başından tutarak sallıyordu.
Kapının kolu oynayınca korkudan ayağa fırladık.
Yukarıdaki
örneklerde yer alan “Ayak, baş ve kol” sözcükleri insan organlarıdır. Ancak bu
cümlelerde bir benzetme sonrasında cansız varlıklara aktarılarak sözcükler
gerçek anlamdan yan anlama kaymıştır.
Mecaz Anlam
Kelimelerin sözlük
anlamlarından uzaklaşıp başka bir anlamda kullanılmasıdır. Genellikle somut
kelimelerin soyutlaştırılmasıyla kullanılır.
Örneğin gerçek
anlam bölümünde “Kalp” sözcüğü ile ilgili örnek vermiştik. Aşağıdaki örnekte de
bu kelimenin mecazlı halini görebilirsiniz.
Bugün söylediklerin kalbimi çok kırdı.
Bu cümlede kalbin
bir organ olarak kullanılması, cümledeki gibi kırılması mümkün değildir. Bu
cümlede kalp, gönül manasında kullanılmıştır.
Yemekler bir saat sonra fırından pişmiş olarak çıktı. (Gerçek anlam = Yenebilir
duruma gelme)
Bu sektörde pişmiş biri olarak senin fikrini almak isterim.
(Mecaz anlam = Tecrübe edinme)
Gözüm bu adamı hiç tutmadı.
Temiz bir iş sonrasında kutlama yapıyoruz.
Terim Anlam
Sözcüğün spor,
sanat, bilim vb. özel alanlarda kullanılan ve kazanılan anlamına terim anlam
denir.
Teşhis en önemli sanatlardan biridir.
(Edebiyat)
Meridyenler arasında 4 dakikalık bir mesafe vardır.
(Coğrafya)
Birazdan ikinci perde başlayacak. (Tiyatro)
Fenerbahçe sağ taraftan korner kullanacak. (Spor)
Mecaz-ı Mürsel (Ad Aktarması)
Bir kelimenin
benzetme ilgisi ya da amacı olmaksızın başka bir sözcüğün, ismin yerine
kullanılmasına mecaz-ı mürsel denilmektedir. Bir varlık anlatılmak
istenildiğinde direkt onun ismini vermek yerine, onun bir kısmını ya da başka
bir özelliğini söyleyerek anlatmaya çalışmamızdır ad aktarması.
Mecaz-ı mürsel
yapılırken, iç-dış, parça-bütün, sanatçı-eser gibi anlam ilişkileri
kurulabilir.
Örneğin;
Orhan Pamuk’u severek okurum.
Bu örnekte
kastedilen yazarın kitabıdır. Ancak kitap ismi yerine yazarın ismi söylenerek
mecaz-ı mürsel yapılmıştır.
Uçak Ankara’ya inmek üzere alçalmaya başlamıştı.
(Ankara derken Esenboğa Havalimanı kastedilmiştir.)
Öğretmen tüm sınıfa ödev verdi. (Sınıftaki öğrencilere)
Bugün Zeki
Müren dinliyorum.
(Zeki Müren’in şarkılarını)
Büroyu taşımak için şirketle anlaştım.
(Bürodaki eşyaları)
Bu fikrimizi dünyaya yaymalıyız. (İnsanlara)
Tek sözcükle
anlatılabilecek kavram ve varlıkları birden fazla sözcükle söyleme biçimine
dolaylama denir. Daha fazla bilgi için “Dolaylama” başlıklı yazımızı okuyabilirsiniz.
Hayat arkadaşıyla birlikte geziye çıkmıştı. (Eşi)
Kara elmasıyla ünlü bir şehrimizdir. (Kömür)
Yavru vatanda bu hafta sonu seçim yapılacak. (Kıbrıs)
Takım bugün meşin
yuvarlığı kaleye göndermeyi başaramadı. (Top)
Türkçemizde yer
alan bazı sözcüklerin karşıladığı varlıklar duyu organlarımızla algılanırken
bazı kavramlar ise duyu organlarımız tarafından algılanamamaktadır.
Somut sözcükler
duyu organlarımızla algılayabildiğimiz, yani dokunabildiğimiz, tadabildiğimiz,
duyabildiğimiz varlıkların anlamlarını karşılar.
Kuş, kalem, yıldız, güneş, yağmur, deniz…
Soyut sözcüklerin
karşıladığı kavramlar ise beş duyu organımızla algılanamazlar. Biz kavramların
varlıklarını ancak düşüncelerimiz yoluyla algılayabiliriz.
Mutluluk, üzüntü, akıl, düşünce, dil, cesaret,
umut…
Söylenmesinden
çekinilen, korkulan, ürkülen bazı kavramların ve düşüncelerin başka sözcükler
kullanılarak ifade edilmesine güzel adlandırma denir. Güzel adlandırma bazen
inançlardan, tabulardan, ahlaki durumlardan dolayı kullanılabilir.
Örneğin; halkımız
arasında “Cin” sözcüğünü kullanmak yerine “Üç harfliler” demek güzel adlandırma
örneğidir.
Mahallenin neşe kaynağı olan ihtiyar dün akşam hakkın rahmetine kavuştu. (Ölmek)
Arkadaşımızın babası ince
hastalığa yakalanmıştı. (Verem)
Görme engelli (Kör)
İşitme engelli (Sağır)
Kefen (Yakasız gömlek)
B. Anlam İlişkisi Bakımından Sözcükler
Eş anlamlı
sözcükler, aynı varlığı ya da aynı kavramı anlam olarak karşılarlar ancak
yazılışlarında yani seslerinde farklılıklar vardır. Bir dilde bir kavrama iki
farklı isim aynı anda verilmez. Ancak eş anlamlı sözcüklerin oluşması, aynı
anlama gelen başka bir sözcüğün yabancı dilden gelmesiyle mümkün olabilir.
Cahil-bilgisiz
Celse-oturum
Cesur-yürekli
Cimri-pinti
Ek-ilave
Enkaz-yıkıntı
Eser-yapıt
Nasihat-öğüt
Nesil-kuşak
Eş sesli sözcükler
her ne kadar anlamları farklı olsa da yazılışları yani sesleri birbirine
benzeyen kelimelerden oluşur. Yazılışları aynı ama anlamları birbirinden farklı
olan bu sözcüklere sesteş sözcükler de denilmektedir. Türkçemizde 200’den fazla
sesteş sözcük olduğu bilinir.
Yaş: Islaklık
Yaş: İnsanın geçirdiği her yıl
Yüz: İnsan suratı
Yüz: Sayı
Bu yoğunluktan bezdim artık. (Bıkmak)
Temizlik bezlerini kuruladım. (Kumaş)
Sıcak havayı gören denize daldı. (Suya atlama eylemi)
Ağacın dallarını budamak gerek. (Ağaç gövdesi)
Gül: Çiçek
Gül: Eylem
Ek: İlave
Ek: Yapmak eylemi
UYARI: “Boya” sözcüğü ile “Boya-” fiili
arasında anlam bağlantısı kurulabildiğinden sesteş sözcükler olarak kabul
edilmez. Bu tür sözcükler ortak köklü kelimeler olarak adlandırılır. Bundan
başka şu sözcüklerde sesteşlik aranmaz: Savaş, barış, tat, kuru, sıva, güven,
ağrı…
UYARI 2: Türkçede şapkalı ünlü “^” olarak tabir edilen sözcüklerde
sesteşlik aranmaz.
Bu akşam kar yağacak.
Bu işten bizim kârımız ne olacak?
Adet -> âdet
Anlam bakımından
birbirine karşıt olan, anlamca birbiriyle çelişen kelimelerin bütününe zıt
anlamlı ya da bir diğer ifade ile karşıt anlamlı sözcükler denilmektedir.
Zıt anlamlı
kelimeleri günlük hayatımızda da sıklıkla kullanmaktayız. Zıt anlamlı sözcük
örnekleri aşağıda yer
Acı-tatlı, iyi-kötü, zengin-fakir,
siyah-beyaz, aşağı-yukarı, yüksek-alçak, uzun-kısa, sıcak-soğuk, az-çok,
boş-dolu…
UYARI
Sözcüklere
olumsuzluk eki olan “-ma/me” getirilerek zıt anlamlı yapmak doğru değildir.
Söylemek –>
Söylememek
Yukarıdaki
örnekteki gibi “-ma/me” getirilerek kelimenin zıttı değil, ancak olumsuzu
yapılabilir.
UYARI II:
Türkçede her
sözcüğün eş anlamlısı, sesteşi ya da zıt anlamlısı yoktur.
Anlamları aynı yani
eş anlamlı görünen ancak aralarında az da olsa anlam farkı bulunan kelimelere
yakın anlamlı sözcükler denilmektedir.
UYARI
Eş anlamlı
sözcükleri cümle içerisinde birbirinin yerine kullanabiliriz. Ancak yakın
anlamlı sözcükleri cümle içerisinde birbirinin yerine kullanmamız anlatım
bozukluğuna yol açar.
İstemek – dilemek
Usanmak – sıkılmak
Uğraşmak – didinmek