12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları ANKA KUŞU YAYINEVİ
12. Sınıf Edebiyat Kitap Cevapları ANKA YAYINLARI, 12. Sınıf Edebiyat Kitap Cevapları, Kitap Cevapları, 12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları,
derskonum.com'un değerli akademisyen-öğretmen-öğrenci-edebiyat sever takipçileri.
doğru konum= derskonum
.
5. Hikâyedeki zaman ve mekânları belirleyiniz. Ankara’nın mekân olarak seçilmesinin metne katkılarını açıklayınız.
Zaman
1960'lı yıllar
Mekân
.........................Ankara sokakları...
Ankara'nın seçilmesinin önemi büyük. Çünkü Ankara siyasilerin bürokratların yüksek statüdeki kişilerin en çok bulunduğu ildir....
6. Hikâyede anlatıcı kimdir? Anlatıcının metindeki işlevi nedir? Açıklayınız.
Anlatıcı 3. Kişidir. Olaylara dahil olmayan ancak tanık gözüyle ifade eden kişidir. Anlatıcı metnin ifadesini, üslubunu, olayları yaşayanlara olan mesafesini ifade eder.
7. KARGA İLE TİLKİ
Bir dala konmuştu karga cenapları;
Ağzında bir parça peynir vardı.
Sayın tilki kokuyu almış olmalı,
Ona nağme yapmaya başladı:
“-Ooo! Karga cenapları merhaba!
Ne kadar güzelsiniz, ne kadar şirinsiniz!
Gözüm kör olsun yalanım varsa.
Tüyleriniz gibiyse sesiniz,
Sultanı sayılırsınız bütün bu ormanın.”
Keyfinden aklı başından gitti bay karganın.
Göstermek için güzel sesini
Açınca ağzını düşürdü nevalesini.
Tilki kapıp onu dedi ki: “Efendiciğim,
Size küçük bir ders vereceğim:
Her dalkavuk bir alığın sırtından geçinir,
Bu derse de fazla olmasa gerek bir peynir.”
Karga şaşkın mahcup, biraz da geç ama,
Yemin etti gayrı faka basmayacağına”
La Fontaine’in (La Fonten) Masalları / çev.: Orhan Veli KANIK
Yukarıda verilen fabl örneğiyle Sancho’nun Sabah Yürüyüşü adlı hikâyeyi anlatım yönünden karşılaştırınız, iki metnin benzer yönlerini belirleyiniz.
Benzer yönleri:
Her ikisi de edebi metindir.
Her ikisinde de kahramanlar hayvandır.
İnsan dışı varlıklar konuşturulmuştur.
Anlatım 3. kişi tarafından yapılmıştır.
8. Yazar, metinde güldürü (mizah) unsurlarını hangi yollarla sağlamıştır? Açıklayınız.
Hayvanların ağzından onları konuşturarak sağlamıştır.
9. Yürüyordum. Yürüdükçe de açılıyordum. Evden kızgın çıkmıştım. Belki de tıraş bıçağına sinirlenmiştim.
Olur, olur! Mutlak tıraş bıçağına sinirlenmiş olacağım.
Otların yeşil olması, denizin mavi olması, gökyüzünün bulutsuz olması, pekâlâ bir meseledir. Kim demiş mesele değildir, diye? Budalalık! Ya yağmur yağsaydı… Ya otların yeşili mor, ya denizin mavisi kırmızı olsaydı… Olsaydı o zaman mesele olurdu, işte. Çukulata renginde bir yaprak, çağla bademi renkli bir keçi gördüm. Birisi arkamdan:
– Hişt, dedi.
Dönüp baktım. Yolun kenarındaki daha boyunu posunu almamış taze devedikenleriyle karabaşlar erik lezzetinde bana baktılar. Dişlerim kamaştı. Yolda kimsecikler yoktu. Bir evin damını, uzakta uçan bir iki kuşu, yaprakların arasından denizi gördüm. Yoluma devam ederken:
– Hişt hişt, dedi.
Dönüp bakmak istedim. Belki de çok istediğim için dönüp bakamadım. Olabilir. Gökten bir kuş, hişt hişt ederek geçmiştir. Arkamdan yılan, tosbağa, bir kirpi geçmiştir. Bir böcek vardır belki, hişt hişt diyen.
– Hişt, hişt, dedi yine.
(...)
Sait Faik ABASIYANIK, Hişt Hişt
Sait Faik Abasıyanık’ın Hişt Hişt adlı hikâyesinden verilen bölüm ile Sancho’nun Sabah Yürüyüşü hikâyesini tür ve anlatım yönlerinden karşılaştırınız.
.
.
.
DİĞER TÜM SAYFALAR İÇİN TIKLAYINIZ.
cevaplar nerde
YanıtlaSilGetirmişsiniz sağolun
YanıtlaSil