12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları ANKA KUŞU YAYINEVİ.
12. Sınıf Edebiyat Kitap Cevapları ANKA YAYINLARI, 12. Sınıf Edebiyat Kitap Cevapları, Kitap Cevapları, 12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları,
derskonum.com'un değerli akademisyen-öğretmen-öğrenci-edebiyat sever takipçileri.
doğru konum= derskonum
.
.
12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 219 Cevapları Anka Yayınevi
Nurullah Ataç, Türk edebiyatında modern anlamda deneme türünde ürün veren ilk yazar ve eleştirmendir. Ataç; çeviri, deneme ve eleştirileriyle Cumhuriyet Dönemi’ne damgasını vurmuştur.
Deneme türünün en eski örneklerini, deneme terimi daha kullanılmadan önce, eski Yunan ve Latin edebiyatlarında görmekteyiz. Eflatun (Eflatun), Cicero (Çiçero) ve Seneca’nın (Seneka) kimi eserleri deneme niteliği göstermektedir. Deneme türü gerek adını, gerek kesin biçimini XVI. yüzyılın ikinci yarısında almıştır. Bu türün kurucusu Fransız yazar Montaigne’dir. İngiliz yazar Bacon (Beykın) da bu türün Batı’daki en büyük yazarlarından biridir.
Metni Anlama ve Çözümleme
1. Yazar, denemenin ana düşüncesini hangi cümlelerle ifade etmiştir? Gösteriniz.
- Cevap:
2. Yazar gerçekçi edebiyatı niçin sevmektedir? Açıklayınız.
- Cevap:
3. Batılılar, edebiyata neden “humanites- insanlıklar” adını vermişlerdir? Yorumlayınız.
- Cevap:
4. Denemeden alınan aşağıdaki bölümlerde, hangi anlatım biçimleri ve düşünceyi geliştirme yolları kullanılmıştır? Verilen boşluklara yazınız.
- Cevap:
“Büğünün birçok yazarları sanatın toplumsal görevi üzerinde türlü türlü sözler söylüyorlar. Okurları düşler acununa alıp götürmek de edebiyatın toplumdaki görevlerinden biri değil midir? Biz gerçek içinde yaşıyoruz, duvarlarını yıkıp aşamadığımız bir gerçek içinde.”
➢ Anlatım biçimi:
“humanites” yani “insanlıklar”, kişiye insanlığı, insanca duyguları, düşünceleri aşılıyan bilgiler.
➢ Düşünceyi geliştirme yolu:
Madame Rachilde ’in (Madam Raşild) “Güneş Satıcısı ”nı (le Vendeur du Soleil) bir türlü unutamam, çok anlattım onu okurlarıma, bir kez daha anlatayım: Paris’in bir köprüsü üzerinde bir satıcı, bağırıyor, dil döküyor, sattığı nesnenin eşsiz güzelliklerini anlatıyor. Başına toplananlar merakla bekliyorlar: nedir acaba o adamın sattığı? En sonunda söylüyor: “Size güneşi, her gün gözlerinizin önünde duran, ama sizin bakmadığınız, güzelliğini göremediğiniz güneşi satıyorum. Bakın! bakın! sizin bütün hulyalarınızdan güzel değil mi?» Dinleyenlerin çoğu omuzlarını silkip gidiyor, ancak bir iki kişi: «Sahi! ne de güzelmiş!” diyorlar.
➢ Düşünceyi geliştirme yolu:
DİĞER TÜM SAYFALAR İÇİN TIKLAYINIZ.