Düşsel (Fantastik) Anlatım Genel Özellikleri
Olağanüstü olayların gerçek bir zemine oturulması ile ortaya çıkan anlatıma düşsel anlatım denir.
- Düşsel anlatımda olaylar ne kadar olağanüstü görünürse görsün, bu olaylarda gerçeğe uygunluk olabilir. Çünkü düşsel anlatımda kişiler yaşadığımız dünya içerisinde kişilerdir.
- Düşsel anlatımda gerçek kişilerin yanında hayaletlere, ruhlara, düşsel yaratıklara da yer verilir.
- Öykü, roman, masal gibi türlerde düşsel anlatımdan yararlanılır.
- Düşsel anlatımda kişiler daha, gerçekten uzak, olağanüstü nitelikler taşır.
- Düşsel anlatımda zaman belirli olabileceği gibi, belirsiz ya da olağanüstü de olabilir.
- Düşsel anlatımda insan dışındaki varlık ya da kavramlar kişileştirilir.
- Düşsel anlatımın kullanıldığı metinlerde de düşsel anlatımın kullanılmadığı kurumca metinlerde de olay örgüsü, kişi, zaman ve mekân aynıdır.
- Her iki anlatımda da yapıyı meydana getiren öğeler arasındaki ilişki değişmez. Değişiklik, iletişime katılan öğelerin farklılığıyla ilgilidir. Yani kişiler,mekan ,yer ve zamanla ilgilidir.
- Düşsel, yani fantastik anlatımda tema düş gücüyle oluşturulduğundan, hayâlı unsurlar ağır basar. Düşsel olmayan anlatımda tema daha çok, gerçek yaşama aittir ve olabilir niteliktedir.
- Düşsel anlatımda olayların geçtiği mekan“Kafdağı, uzay, X Gezegeni ” gibi düş gücüyle oluşturulmuş, hayali bir yerdir. Yani günlük yaşamda karışılabileceğimiz niteliklerden uzaktır.
- Düşsel olmayan anlatımda ise mekan, olağanüstü özelliklerden uzak, gerçek yaşamda karşılaşılabilecek bir yerdir. Bu; bir ülke, şehir, kasaba, köşk ya da yalı olabilir.
- Düşsel anlatımda kahramanlar yer yer gerçek yaşamdan kişilerde olmakta birlikte olağanüstü özellikler taşıyan, gerçeklikten uzak kişilerdir.
- Düşsel olmayan anlatımda ise gerçeğe uygun kişilerdir. Günlük yaşamda karşılaşılabilecek özellik taşırlar.
- Düşsel anlatımda zaman belirli olabildiği gibi, belirsiz de olabilir. Masallarda bu, “bir varmış bir yokmuş” , “zamanın birinde” gibi sözlerde ifade edilir.
- Düşsel olmayan anlatımda ise zaman daha çok, belirlidir ve içinde bulunulan zamanın özelliklerini taşır.
Keloğlan kuyunun yarısına gelince sağ tarafından karanlıkta aniden bir kapı açılır. Adamın biri keloğlan’ı kucakladığı gibi bu kapıdan içeri çeker. Neye uğradığını anlamayan keloğlan kendine gelince, bir de ne görsün: Geniş bir bahçe ve bu bahçenin ortasında büyük bir saray duruyor mu? Sarayın bahçesinde gülerin arasında dünya güzeli bir kız oturmuş, arkasında bir dudağı yerde, bir dudağı gökte iri ve koyu siyah renkte bir zenci ayakta durmakta. Çiçeklerin arsında bir tavus kuşu dolaşmakta. Şaşkınlıkla bunları seyre dalan keloğlan’ın birinden arkasında gürleyen bir sesle aklı başından gider adeta. Dönüp bakınca, ne görsün? …Koca bir dev arkasında durmuyor mu?
Bu paragrafta düşsel anlatımdan yararlanılmıştır. Olayın geçtiği yer ve zaman belli değildir. Gerçeğe yakın kişilerin (Keloğlan ) yanında geçerek dışı kişiler(dev) yer almaktadır. Ancak anlatım düşsel olmayan kurmaca metinlerde olduğu gibidir.