MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ OLUŞUMU, MİLLİ EDEBİYAT OLUŞUMU KONU ANLATIMI, MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ BAŞLAMASI, MİLLİ EDEBİYAT,
Millî Edebiyat Dönemi’nin Oluşumu
Genç Kalemler dergisinin 1911’de Selanik’te yayımlanmaya başlanması, Tanzimat edebiyatında ilk işaretleri görülen Türkçülük hareketlerini de hızlandırmıştır.
Ömer Seyfettin’in Genç Kalemler’in ilk sayısında yayımladığı Yeni Lisan makalesiyle “sade Türkçe” bir dava olarak ilk kez bu dergide ele alınmış olur.
Ömer Seyfettin’in büyük bir “?” imzasıyla isimsiz bir şekilde yayımladığı “Yeni Lisan” makalesinin amacı, “yazı dilini konuşma diline yaklaştırmak” ve “yazı dili-konuşma dili arasındaki ikiliği ortadan kaldırmak”tır. Edebiyatın o döneme kadar Arapça ve Farsçanın tesiri altında “yapma bir dile” sahip olduğunu düşünen Milli Edebiyatçılar, sadece edebî değil, aynı zamanda sosyal bir dava saydıkları “Yeni Lisan” davasını gerçekleştirebilmek için şu işlemlerin zorunlu olduğunu savunmuşlardır:
Milli Edebiyat’ı bu yönden değerlendirecek olursak bu edebî dönem sanatçıları, aslında yukarıda sayılan tüm dönemleri eleştirmişlerdir. Divan edebiyatını aşırı Arap ve Fars hayranı, Tanzimat, Servetifünun ve Fecriati’yi ise aşırı Batı hayranı olarak görürler ve Yeni Lisan hareketinde de söyledikleri gibi tüm bu dönemlerin dil anlayışlarını eleştirirler.
Ömer Seyfettin, Ali Canip Yöntem, Ziya Gökalp “Yeni Lisan” makalesi etrafında doğan yeni hareketin öncüleri olurlar.
Milli Edebiyat döneminde birçok dergi yayımlanmıştır: 1911’de yayımlanan Genç Kalemler, Halit Fahri’nin yönettiği Şair (1919), Mustafa Nihat’ın çıkardığı Dergâh (1921) dergileri “Milli Edebiyat” hareketinin daha çok sanat ve edebiyat yönüne ağırlık vermişlerdir. Milliyetçiliği ideolojik yönden ele alan dergiler ise, Türk ‘Derneği (1911), Türk Yurdu (1912) ve Yeni Mecmua (1917)’dır.
Genç Kalemler’in ardından çıkan Türk Yurdu ve Yeni Mecmua gibi dergiler, Ziya Gökalp’ın sosyolojik çalışmaları, Halide Edip’in Yeni Turan romanı, Türkçülük akımının gelişmesini, edebiyat ortamının değişmesini ve Milli Edebiyat Akımı’nın doğuşunu sağlar.
Ömer Seyfettin’in büyük bir “?” imzasıyla isimsiz bir şekilde yayımladığı “Yeni Lisan” makalesinin amacı, “yazı dilini konuşma diline yaklaştırmak” ve “yazı dili-konuşma dili arasındaki ikiliği ortadan kaldırmak”tır. Edebiyatın o döneme kadar Arapça ve Farsçanın tesiri altında “yapma bir dile” sahip olduğunu düşünen Milli Edebiyatçılar, sadece edebî değil, aynı zamanda sosyal bir dava saydıkları “Yeni Lisan” davasını gerçekleştirebilmek için şu işlemlerin zorunlu olduğunu savunmuşlardır:
- Dilimizdeki Arapça ve Farsça dil bilgisi kuralları ve bu kurallarla yapılan tamlamalar kullanılmamalıdır.
- Arapça kelimeler asıllarına göre değil, Türkçedeki kullanımlarına göre değerlendirilmelidir.
- Dile yerleşmiş, Türkçeleşerek halkın konuşma diline kadar inmiş Arapça ve Farsça kelimeler dışındakiler atılmalıdır.
- İhtiyaç duyulduğunda diğer Türk lehçelerinden kelimeler alınmalıdır.
- Konuşmada İstanbul lehçesi esas alınmalıdır.
Milli Edebiyat’ı bu yönden değerlendirecek olursak bu edebî dönem sanatçıları, aslında yukarıda sayılan tüm dönemleri eleştirmişlerdir. Divan edebiyatını aşırı Arap ve Fars hayranı, Tanzimat, Servetifünun ve Fecriati’yi ise aşırı Batı hayranı olarak görürler ve Yeni Lisan hareketinde de söyledikleri gibi tüm bu dönemlerin dil anlayışlarını eleştirirler.
Ömer Seyfettin, Ali Canip Yöntem, Ziya Gökalp “Yeni Lisan” makalesi etrafında doğan yeni hareketin öncüleri olurlar.
Milli Edebiyat döneminde birçok dergi yayımlanmıştır: 1911’de yayımlanan Genç Kalemler, Halit Fahri’nin yönettiği Şair (1919), Mustafa Nihat’ın çıkardığı Dergâh (1921) dergileri “Milli Edebiyat” hareketinin daha çok sanat ve edebiyat yönüne ağırlık vermişlerdir. Milliyetçiliği ideolojik yönden ele alan dergiler ise, Türk ‘Derneği (1911), Türk Yurdu (1912) ve Yeni Mecmua (1917)’dır.
Genç Kalemler’in ardından çıkan Türk Yurdu ve Yeni Mecmua gibi dergiler, Ziya Gökalp’ın sosyolojik çalışmaları, Halide Edip’in Yeni Turan romanı, Türkçülük akımının gelişmesini, edebiyat ortamının değişmesini ve Milli Edebiyat Akımı’nın doğuşunu sağlar.