Çanakkale İçinde Vurdular Beni Türküsü hangi olay üzerine söylenmiştir?
Çankırı Karatekin Üniversitesi Türkiyat Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Ömer Çakır, Bugün gazetesine verdiği röportajda, Çanakkale türküsünün hikayesini şöyle anlatıyor: "Bu türkü, Çanakkale Deniz Savaşı henüz başlamadan önce askerler harbe hazırlanırken, vaktiyle Çanakkale yöresinde söylenen bir aşk türküsünün üzerine savaşla ilgili sözler ilave edilerek oluşturulmuş. Seyfullah isimli Çanakkale Sultanisi öğrencisinin, İstanbul'daki annesine yazdığı 29 Eylül 1914 tarihli bir mektubunda, "Birkaç günden beri Çanakkale sokaklarından askerler geçiyor. 'Çanakkale içinde aynalı çarşı, anne ben gidiyorum düşmana karşı' şarkısını söylüyorlar" diye yazmış. Savaşın öncesinde bu türkü doğuyor, savaş sırasında askerler tarafından söyleniyor, savaş bittikten sonra da askerlerin geri döndüğü toprakların hepsine bu türkü askerlerin ağzında gidiyor. Bugün Gagavuz Türkleri de, Arnavut, Makedon da, Bosna-Hersekli, Kerküklü de bu türküyü söyler. Anadolu'nun her yöresinde, dönemin bütün Osmanlı coğrafyasında Çanakkale Türküsü söylenir. Herkes kendi dilinde aynı türküyü söylüyor. Çanakkale Türküsü, milli mutabakatın ötesinde coğrafyaların mutabakatıdır. Bütün coğrafyaların birlikte söylediği bir türküdür.
Çanakkale içinde vurdular beni
Ölmeden mezara koydular beni
Of gençliğim eyvah
Çanakkale köprüsü dardır geçilmez
Al kan olmuş suları bir tas içilmez
Of gençliğim eyvah
Çanakkale içinde aynalı çarşı
Anne ben gidiyorum düşmana karşı
Of gençliğim eyvah
Çanakkale içinde bir dolu testi
Anneler babalar ümidi kesti
Of gençliğim eyvah
Çanakkale'den çıktım yan basa basa
Ciğerlerim çürüdü kan kusa kusa
Of gençliğim eyvah
Çanakkale içinde sıra söğütler
Altında yatıyor aslan yiğitler
Of gençliğim eyvah
Çanakkale'den çıktım başım selamet
Anafarta'ya varmadan koptu kıyamet
Of gençliğim eyvah
Yine Ömer Çakır'ın başka bir çalışmasında Çanakkale türküsü ile şu bilgiler yer almaktadır: Çanakkale türküsü Çanakkale savaşları başlamadan evvel mi yoksa harp sırasında mı yakılmıştır? Bu sorunun yanıtı bir mektupta bellidir. Söz konusu mektup Emrullah Nutku’nun (Çanakkale Şanlı Tarihine bir Bakış) isimli eserinde yer almaktadır. Mektubu yazan Emrullah Nutku’nun kardeşi Seyfullah’tır. 1903 doğumlu olan Seyfullah savaşın arifesinde Çanakkale Sultanisi (Lisesi) 1. sınıf talebesidir. Seyfullah, Çanakkale’den gönderdiği ve üzerinde 29 Eylül 1914 tarihi yazılı olan mektubunda şöyle der: Bir talebenin Annesine yazdığı Mektubu
Sevgili Anneciğim;
Canımıza tak diyen 2 yıllık gurbet hayatından artık kurtuluyoruz. Sana ve aileme kavuşacağım için seviniyorum.
Mektebimizi alıyorlar, hastane olacakmış, bizi de İstanbul’daki mekteplere dağıtacaklarmış. Hocalarımızın çoğu da askerlik hizmetine gidiyorlar, büyük sınıflar da gönüllü yazılacaklarmış. Bugün Türkçe hocamız sınıfa geldi, fakat çok kalmadı, bize veda etti. Bize; (Vakti gelince cephede yapılacak vatan hizmetinin mektepte yapılan hizmetten kutsi olduğunu) söyledi.
Birkaç günden beri Çanakkale sokaklarından askerler geçiyor. (Çanakkale içinde Aynalı çarşı, Anne ben gidiyorum düşmana karşı) şarkısını söylüyorlar. At üstünde zabitler, top arabaları, mekkare ve deve kervanları sokağımızı doldurdu. Harp olacakmış. İngiliz ve Fransız harp filoları boğazın dışında dolaşıyormuş. Buraları bombardıman edeceklermiş. Bu bombardımanı görmek isterdim, ancak yakında Çanakkale’den ayrılacağız. Ama ben size kavuşacağım.
Beybabamın, sizin ellerinizi öper kardeşlerime selam ederim.
Oğlunuz Seyfullah.
Mektubun Analizi
Mektuptan öğrendiğimize göre henüz Çanakkale savaşı başlamadan evvel Çanakkale’de harbe hazırlanan askerler tarafından Çanakkale Türküsü söylenmektedir. Bu da bize türkünün doğuş zamanını harp öncesine götürmemiz gerektiğini haber vermektedir. Türk müzik tarihi ve halk türküleri üzerine önemli çalışmaları bulunan Mahmut Ragıp Kösemibal'in görüşleri de bu belgeyi destekler mahiyettedir. Kösemihal, Musiki Mecmuası’nda bu türkünün Çanakkale savaşları esnasında yeniden hazırlanmış ve vakite uygun mısralar araya katılmış bir türkü olduğunu, asıl türkünün (ilk iki kıtadan anlaşıldığı gibi) (Çanakkale içinde vurdular beni-Nişanlımın çevresiyle sardılar beni; Çanakkale içinde aynalı çarşı-Ana ben gidiyorum düşmana karşı) daha eski olup, Çanakkale’de öldürülen bir delikanlının ağzından yakılmış bir ağıt olduğunu hatta Bay Vahit Lütfi’nin bu türkünün 1. Dünya Savaşı’ndan çok evvel söylendiğini kendisine anlattığını bildirir. Şamlı Selim tarafından (1915) senesinde yayımlanan ve üzerinde Risale-i Musikiyye yahut Musiki Gazetesi yazan eserin 13 numaralı nüshasında şu ifadeyi okuyoruz. Çanakkale Marşı bestekarı Kemani Kevser Hanım...
kaynak: http://www.on5yirmi5.com/haber/muzik/yerli-muzik/122630/canakkale-turkusunun-hikayesi.html
Çanakkale içinde vurdular beni
Ölmeden mezara koydular beni
Of gençliğim eyvah
Çanakkale köprüsü dardır geçilmez
Al kan olmuş suları bir tas içilmez
Of gençliğim eyvah
Çanakkale içinde aynalı çarşı
Anne ben gidiyorum düşmana karşı
Of gençliğim eyvah
Çanakkale içinde bir dolu testi
Anneler babalar ümidi kesti
Of gençliğim eyvah
Çanakkale'den çıktım yan basa basa
Ciğerlerim çürüdü kan kusa kusa
Of gençliğim eyvah
Çanakkale içinde sıra söğütler
Altında yatıyor aslan yiğitler
Of gençliğim eyvah
Çanakkale'den çıktım başım selamet
Anafarta'ya varmadan koptu kıyamet
Of gençliğim eyvah
Yine Ömer Çakır'ın başka bir çalışmasında Çanakkale türküsü ile şu bilgiler yer almaktadır: Çanakkale türküsü Çanakkale savaşları başlamadan evvel mi yoksa harp sırasında mı yakılmıştır? Bu sorunun yanıtı bir mektupta bellidir. Söz konusu mektup Emrullah Nutku’nun (Çanakkale Şanlı Tarihine bir Bakış) isimli eserinde yer almaktadır. Mektubu yazan Emrullah Nutku’nun kardeşi Seyfullah’tır. 1903 doğumlu olan Seyfullah savaşın arifesinde Çanakkale Sultanisi (Lisesi) 1. sınıf talebesidir. Seyfullah, Çanakkale’den gönderdiği ve üzerinde 29 Eylül 1914 tarihi yazılı olan mektubunda şöyle der: Bir talebenin Annesine yazdığı Mektubu
Sevgili Anneciğim;
Canımıza tak diyen 2 yıllık gurbet hayatından artık kurtuluyoruz. Sana ve aileme kavuşacağım için seviniyorum.
Mektebimizi alıyorlar, hastane olacakmış, bizi de İstanbul’daki mekteplere dağıtacaklarmış. Hocalarımızın çoğu da askerlik hizmetine gidiyorlar, büyük sınıflar da gönüllü yazılacaklarmış. Bugün Türkçe hocamız sınıfa geldi, fakat çok kalmadı, bize veda etti. Bize; (Vakti gelince cephede yapılacak vatan hizmetinin mektepte yapılan hizmetten kutsi olduğunu) söyledi.
Birkaç günden beri Çanakkale sokaklarından askerler geçiyor. (Çanakkale içinde Aynalı çarşı, Anne ben gidiyorum düşmana karşı) şarkısını söylüyorlar. At üstünde zabitler, top arabaları, mekkare ve deve kervanları sokağımızı doldurdu. Harp olacakmış. İngiliz ve Fransız harp filoları boğazın dışında dolaşıyormuş. Buraları bombardıman edeceklermiş. Bu bombardımanı görmek isterdim, ancak yakında Çanakkale’den ayrılacağız. Ama ben size kavuşacağım.
Beybabamın, sizin ellerinizi öper kardeşlerime selam ederim.
Oğlunuz Seyfullah.
Mektubun Analizi
Mektuptan öğrendiğimize göre henüz Çanakkale savaşı başlamadan evvel Çanakkale’de harbe hazırlanan askerler tarafından Çanakkale Türküsü söylenmektedir. Bu da bize türkünün doğuş zamanını harp öncesine götürmemiz gerektiğini haber vermektedir. Türk müzik tarihi ve halk türküleri üzerine önemli çalışmaları bulunan Mahmut Ragıp Kösemibal'in görüşleri de bu belgeyi destekler mahiyettedir. Kösemihal, Musiki Mecmuası’nda bu türkünün Çanakkale savaşları esnasında yeniden hazırlanmış ve vakite uygun mısralar araya katılmış bir türkü olduğunu, asıl türkünün (ilk iki kıtadan anlaşıldığı gibi) (Çanakkale içinde vurdular beni-Nişanlımın çevresiyle sardılar beni; Çanakkale içinde aynalı çarşı-Ana ben gidiyorum düşmana karşı) daha eski olup, Çanakkale’de öldürülen bir delikanlının ağzından yakılmış bir ağıt olduğunu hatta Bay Vahit Lütfi’nin bu türkünün 1. Dünya Savaşı’ndan çok evvel söylendiğini kendisine anlattığını bildirir. Şamlı Selim tarafından (1915) senesinde yayımlanan ve üzerinde Risale-i Musikiyye yahut Musiki Gazetesi yazan eserin 13 numaralı nüshasında şu ifadeyi okuyoruz. Çanakkale Marşı bestekarı Kemani Kevser Hanım...
kaynak: http://www.on5yirmi5.com/haber/muzik/yerli-muzik/122630/canakkale-turkusunun-hikayesi.html