Bu düşünce ihtiyar adamı birden telaşlandırdı; inmeli elleriyle titreyerek, yanında duran kuru odun yığınına uzandı.
“birden” = Zaman Zarfı
“inmeli elleriyle” = Durum zarfı
“inmeli elleriyle” = Durum zarfı
İçi rahat etti; odunlar yanındaydı. Elini kürkünün içine sokarak tekrar etrafı dinlemeye koyuldu.
“elini kürkünün içine sokarak” = Durum Zarfı
İşittiği seslerden çıkardığına göre reisin geyik derisi çadırı sökülmüş, sarılmış, sıra ötekilere gelmişti.
Güçlü kuvvetli kabilenin en cesur avcısı olan reis kendi oğluydu.
“en” = Miktar Zarfı
Eşyaları toparlayan kadınların şamatası arasında reisin, ellerinin ağırlığına hiddetlenen gür sesi duyuldu.
İhtiyar Koskoosh kulağı bu sese verdi.
Oğlunun konuşmasını son defa işitiyordu.
“son defa” = Durum Zarfı
İşte Geehow’un çadırı da söküldü, arkasından Tusken’inki.
“arkasından” = Zaman Zarfı
Yedi, sekiz, dokuz; herhalde sökülmedik bir tek büyücü Şaman’ın çadırı kalmıştı.
“herhalde” = Durum Zarfı
Hah! İşte onu da devirdiler.
Eşyalarını toplayan Şaman’ın homurtuları bile duyuluyordu.
Bir çocuk ağladı, ardından onu susturmaya çalışan anasının sesi geldi.
“ardından” = Zaman Zarfı
İhtiyar küçük Kootec bu gidişle sağlam bir adara olamayacak diye düşündü.
Belki bir, iki aya varmaz ölür; cesaretini bir tuntra çukuruna gömüp, kurtlar çıkarmasın diye de üstüne taş yığarlardı. Ne çıkar?
“ne” = Soru Zarfı
“Belki” = Durum Zarfı
“Bir, iki aya varmaz” = Zaman Zarfı
Bilemedin iki üç sene sonra anası bir daha doğururdu.
“Bilemedin iki üç sene sonra” = Zaman Zarfı
“bir daha” = Miktar Zarfı
“bir daha” = Miktar Zarfı
Hem eninde sonunda aç kurt gibi bekleyen ölüm, hepsini alıp götürmeyecek miydi?
“aç kurt gibi” = Durum zarfı
“eninde sonunda” = Zaman zarfı
Bu da nesi? Ha, köpekleri kızağa koştuktan sonra, takımları sıkıyorlardı.
“köpekleri kızağa koştuktan sonra” = Zaman Zarfı
Bir daha duyamayacağı sesleri dikkatle dinledi.
“dikkatle” = Durum Zarfı
Kamçılar saklıyor, köpekler hırlıyordu; kızağa koşulmayı da hiç istemezlerdi.
“hiç” = Durum Zarfı
İşte biri yola koyuldu.
Kızaklar birbirinin ardından hareket ediyordu.
“birbirinin ardından” = Durum Zarfı
Gidiyorlardı. Ömrünün onlarla geçen kısmı bitmiş, şimdi yalnızlığa, tek başına ölüme terk ediliyordu.
“tek başına” = Durum Zarfı
“tek başına” = Durum Zarfı
Hayır! Geyik derisi çarıkların altında gıcırdayan karın sesini duydu; yanı başında birisi duruyordu.
Elini başına koydu, ne iyi kalpliydi oğlu.
Kafile hareket ettikten sonra babalarının yanına uğramayan öteki oğulları düşündü.
“Kafile hareket ettikten sonra” = Zaman Zarfı
Ama kendi oğlu iyi idi, beklemişti.
Genç adamın sesi onu düşüncelerinden ayırdı.