İnsanların Çevreye verdiği En Önemli Zararlar Nelerdir
İNSANLARIN ÇEVREYE VERDİĞİ ZARARLAR
İnsanoğlu yüzyıllardır çevresine ve doğaya verdiği zararların bedelini ödemektedir . Kişiye Özel hırslarla , ayrıyeten çok kazanmak arzusuyla , tembellikle , sorumsuzlukla doğaya kayıp verenler kendilerinin doğanın bir parçası olduklarını ve verdikleri zararın kendilerine döneceği gerçeğini gözardı etmişlerdir . Yüzlerce yıldır çevreye verdiği zarardan çok çeken insanoğlunda bir çevre bilincinin meydana gelmesi ( en azından mühim bir bölümünde ) çok yepyeni sayılır . 1970′li yıllardan bir sonra Dünya’da çevremizle ilgilenen hissedilir derecede bir duyarlılık oluşmuş ve bu olgu çevrebilim ( ekoloji ) adıyla biyolojik platformda meşgul bir biçimde ele alınmaya başlanmıştır .
ÇEVREYE VERİLEN ZARARLAR
Çevre kirliliğinin doruğa ulaşmasında 19 . yüzyıldaki Sanayi Devrimi’nin büyük tesiri olduğu doğrudur . Ancak çevre kirliliğinin bu tarihte başladığını zannetmek büyük bir hatadır . çevre kirliliği çok önceki çağlardan beri vardır . Ancak çevre biliminin ve kritik bir ekolojik bilincin meydana gelmesi yenidir . mesela ormanların bilerek yakılması insanoğlunun çevreye çağlar süresince verdiği zararın bir örneğidir . Orman yangını , çağlar ayrıyeten önce kişilerin sık yakalandığı sinüzit ve antrakoz ( akciğerlerde siyahlaşma ) bunun için benzer hastalıkların başlıca nedenidir . Ancak bunu yapan kişilerin , bu hastalıkların nedeninin , doğaya kendisinin elleriyle verdikleri zararlar olduğunu anladıklarını hiç sanmıyoruz .
Çevre kirliliğinin doruğa ulaşmasında 19 . yüzyıldaki Sanayi Devrimi’nin büyük tesiri olduğu doğrudur . Ancak çevre kirliliğinin bu tarihte başladığını zannetmek büyük bir hatadır . çevre kirliliği çok önceki çağlardan beri vardır . Ancak çevre biliminin ve kritik bir ekolojik bilincin meydana gelmesi yenidir . mesela ormanların bilerek yakılması insanoğlunun çevreye çağlar süresince verdiği zararın bir örneğidir . Orman yangını , çağlar ayrıyeten önce kişilerin sık yakalandığı sinüzit ve antrakoz ( akciğerlerde siyahlaşma ) bunun için benzer hastalıkların başlıca nedenidir . Ancak bunu yapan kişilerin , bu hastalıkların nedeninin , doğaya kendisinin elleriyle verdikleri zararlar olduğunu anladıklarını hiç sanmıyoruz .
Ortadönem’da da çevre kirliliğinin mühim bir sıkıntı olduğu anlaşılmaktadır . İngiltere’de evlerinin önüne kişilerin dışkılarını atmaları o civarında büyük bir sıkıntı olmuştur ki 1345 yılında bunu yapanlar iki şilin miras cezasına çarptırılmaya başlanmıştır . 12 . yüzyılda ise Fransa’da Philippe Auguste sokaklardaki iğrenç atıkların kaldırılmasını ilk emreden kral oldu . Bunun üst kısmına dışkılarını akarsulara atan millet kendisinin ana içme suyu kaynaklarını kirletti . çevre kirliliği ile ilgili ilk tanınan yasa 13seksensekiz’de İngiltere Parlementosu’nda onay edildi . Bu yasaya karşı akarsulara ve sokaklara dışkı atılmayacaktı . Yasayı uygulamayan yönetici , o çevrede yaşayanlarca kralın mühürdarına şikayet edilecekti . İnsanların kendisinin elleriyle doğayı kirletmelerinin sonucu olarak , kendilerinin gördükleri zararın vazgeçilmez boyuta ulaşmasıyla , ancak hükümet yasasıyla kendilerini koruyacakları kanaatine vararak oluşturdukları ilk yasa , bahsettiğimiz yasadır .
19 . yüzyıl sanayileşmesinde ise meydana çıkan tablo korkunçtur . Bütün sanayi bölgelerinde metalurji ve demir sert kuruluşları karaları , suları , havayı kirlettiler . Charles Dickens’in romanları , komünizmin teorisyeni Friedrich Engels’in yazıları , Londra’nın kirlenmişliğinin kitaplardaki en tanınan delilleridir . 1930′da gökyüzü kirliliğinden Belçika’nın Mosa Vadisi’nde 63 kişi öldü . 1952 yılında ise Londra’da yaşanan felaket çok ayrıyeten büyüktü . 4000′i aşkın kişi soluk alma zorluğundan , kişilerin doğayı tahribinin bir sonucu olarak öldü .
Günümüzde de statü birçok parlak değildir . Belki şöyle toplanmış ölümlere rastlanmıyor ama Dünya Sıhhatli örgütü’nün açıklamalarına karşı bir milyarı aşkın insan gökyüzü kirliliğinin doğrudan tehdidi altındadır . Yıllarca bir araya gelen çöplerin denizlere dökülmesi sonucu olarak bu pislikten Geçmiş zamanda ne civarında insanın kayıp gördüğünü saptama etmek ise olası değildir . hatta günümüzde de denizlere çöp dökülmesi şeklindeki uygulama tamamiyle terkedilmiş değildir . Şart deniz altı canlılarını öldüren , gerekse bunların vücutlarında zararlı maddeler birikmesine yol açan deniz kirliliği , sonuçta tekrardan insanoğluna kayıp vermektedir . Günümüzde , sayamadığımız bütün bu kirliliklerin kanser bunun için benzer birkaç hastalıkta mühim tesiri olduğu onay edilmektedir .