sponsorlu reklam Admatic -sponsor

AŞIK DERYAMİ KİMDİR HAYATI EDEBİ KİŞİLİĞİ EDEBİ FİKRİ YÖNÜ

   AŞIK DERYAMİ HAYATI KİŞİLİĞİ ESERLERİ, AŞIK DERYAMİ KİMDİR, AŞIK DERYAMİ KİMDİR HAYATI EDEBİ KİŞİLİĞİ EDEBİ FİKRİ YÖNÜ, ŞAİR VE YAZAR, AŞIK DERYAMİ KİMDİR ŞİİRLERİ,  
Âşık Deryamî’nin Edebi Şahsiyeti

NOT: BURADAKİ MAKALE TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ÖĞRETMENİ MUSTAFA ŞAHİN'E AİTTİR. ÖZGÜN İÇERİKTİR. kopya edilmesi hukuki işleme yol açar.
Âşık Deryamî, yirminci yüzyıl Âşık Edebiyatı’nın en önemli temsilcilerinden biridir. Aynı zamanda Deryamî, âşıklık geleneğinin son şairlerindendir. 
Âşık Deryamî, okuma fırsatı bulamaması, herhangi bir ustaya çıraklık edememesine rağmen güçlü bir şiir söyleme ve saz çalma yeteneğine sahip olmuştur. Âşık Deryamî’nin okuyamaması ve çıraklık edememesi şiirlerinde bir eksikliğe yol açmamıştır. Deryamî, âşıklık geleneği içerisinde pişen bir ozandır. Şiirlerinde dilini ustaca kullanmıştır. Mektep görememesine rağmen şiirlerinden yola çıkarak O’nun geniş bir bilgiye sahip olduğunu anlamaktayız. Kendi dönemindeki şairlerle birlikte kendinden önceki şairleri de iyi bilmekte ve bunları şiirlerinde ustaca işlemektedir. . Âşık Deryamî, kendi imkânlarıyla ve herhangi bir ustaya çıraklık yapmadan yetişmesinden dolayı kendisini “Hüdâ-yi nâbit” olarak nitelendirmiştir.
             Âşık Deryamî, irticalen şiir söyleme konusunda sanatı çok güçlü olan bir şairdir. Deryamî, bu konudaki ustalığını şiirlerinde bize ustaca aktarmıştır. İrticalen söylediği şiirlerinin çok olması onun için bir dezavantaj da doğurmuştur. Çünkü bu şiirlerin çoğunluğu yazıya geçirilememiştir. Bunu etkileyen nedenlerin biri de kendisinin bu konuda yetersiz oluşudur. Âşık Deryamî, yazmayı o kadar iyi becerememektedir. Bu durumu kendisi şöyle anlatmaktadır. “ Bende şiir bin doğar. Kalemi elime aldığımda bu yüze iner. Yazmaya başladığımda bu ona düşer.” Bir şiirinde de yine bu durumu “Duygu yüzdür ama yazdığın hiçtir / Duyduğun satıra geçmesi güçtür.” Diyerek dile getirmiştir.
            Dil özellikleri bakımından Âşık Deryamî’nin şiirleri, açık, sade, anlaşılırdır. İlk yıllarında özellikle 1962’den önceki şiirlerinde Azeri Türkçesine ait kelimeler ve eski âşıklık geleneğine ait motifler karşımıza çıkmaktadır. Bugün kullanımdan düşmüş kimi eski tabirler, Âşık Deryamî’nin 1962 öncesindeki şiirlerinde görülmektedir. Bunlarla birlikte Deryamî’nin şiir dili konuşma diline yakındır. Yaşadığı yüzyılın etkisiyle de Âşık Deryamî’nin şiir diline Türkçeye de yeni giren birtakım kelimeler girmiştir. Örneğin: fotokopi, ruj, imaj, moda, makyaj vs. Şair bu unsurları kimi zaman benzetmelerle dile getirmiş, kimi zaman da bu unsurları mizahi bir dille eleştirmiştir. “Fotokopi Çıktı” şiirini buna örnek olarak göstermek mümkündür. Âşık Deryamî’nin şiir dilinin basit olması onun şiirlerini sıradanlaştırmaz. Âşık Deryamî, dilini sade tutmakla,  halka seslenmeyi, halk tarafından anlaşılmayı, halkı halkın dilinden anlatmayı amaçlamaktadır. O, sade söyleyişle diline bir akıcılık, çekicilik kazandırmıştır. Âşık Deryamî’nin şiirlerinde Klasik Edebiyat’ta “sehl-i mümteni” denilen, kolay, rahat, açık söyleyiş özelliğini görmekteyiz.
“Öte yandan sade ve çıplak söyleyişi, beylik anlatım ve konulara sapmayışı “alelâde” olan her şeyden ustalıkla kaçışı ( ve özellikle) kendisi, ailesi, hayatı üzerinde yiğit, içten inanılmaz samimiyeti, Âşık Deryamî’nin soylu şair kimliğini de ortaya koymaktadır.” (KABAKLI, 2002:807-811)
Âşık Deryamî, şiirlerinde en çok aşk temini işlemiştir. Aşk, Âşık Deryamî’nin şiirlerinde daha çok platonik düzeyde görülmektedir. O’nun şiirlerinde sürekli inleyen, sevgiliye sitemde bulunan, hasretlik çeken bir kişi vardır. İkinci olarak en çok işlediği konular arasında toplumsal konulu şiirler yer almaktadır. Bu şiirlerinde genel itibariyle öğütçü bir tavır takınmış olan Âşık Deryamî, eleştirel boyutuna da sıkça yer vermektedir. Âşık Deryamî, yaşadığı yüzyıl şartlarının bir sonucu olarak, toplumun bozulmasına, insanların yozlaşmasına, bireysel çıkar nedeniyle toplumun harcanmasına şahit olmuştur. Bu durumlar karşısında sessiz kalmamış ve şiirlerinde bu unsurları, mizahi bir dille, eleştirel bir bakışla işlemiştir. Âşık Deryamî’nin şiirlerine konu ettiği diğer önemli unsur da dindir. O, çağdaşlarına bakıldığı zaman dini konulara, biraz daha çok yer vermiştir. Bunun nedeninin de yine toplumun, o yüzyıldaki durumunun olduğunu söylemek doğru olacaktır. Toplum bozulmuştur ve çöküntü içindedir. Bu durumdan kurtuluşu ve düzgün bir hayatın kaynağını din olarak göstermiştir. Bu şiirlerini de öğütçü bir hava ile söylemiştir. Bunlara ek olarak Âşık Deryamî’nin şiirlerinde işlediği temel konularından birisi de kendi hayatı, yaşadıkları ve gördükleridir. O, kendi hayatını şiirlerinde fazlaca anlatmıştır. Gençliği, evliliği, karısı, çocukları, etrafındaki bazı şahıslar, devlet büyükleri ve özellikle çektiği sıkıntılar ve hastalığı şiirlerinde geniş bir yer kaplamaktadır.
Âşık Deryamî, şiirlerinde genellikle 8’li ve 11’li hece ölçüsünü kullanmıştır. 15’li ve 16’lı hece ölçüsü ile de yazdığı şiirleri vardır ancak bunlar fazlaca yer kaplamamaktadır. Daha çok yarım ve tam kafiyeyi kullanmakla birlikte zengin kafiyeye ve cinasa da başvurmuştur. Aliterasyonlara ve asonanslara çok sık yer vermiştir. Bu unsurların da katkısı ile şiirine bir ahenk, bir müzikalite katmıştır. Âşık Deryamî daha çok koşma nazım biçimini kullanmış fakat bunun yanında semaî, divani, destan, muamma, lebdeğmez, sone gibi birçok nazım şeklini de ustalıkla kullanmıştır.
Âşık Deryamî’nin en önemli özelliğinden biri de hiç şüphesiz eleştiri gücüdür. Âşık Deryamî, bireyleri, toplumu, özellikle devlet büyüklerini, yozlaşan insanları, sahte hoca ve âlimleri, halka sırt çevirmiş memurları eleştirmiştir. Eleştiri yaparken de sert bir dile başvurmaz, bunu mizahla yapar. İnce ve derin bir mizah anlayışına sahip olan Âşık Deryamî, eleştirel şiirlerinde bu özelliğini, çok usta bir şekilde kullanmıştır. Hiç mektep yüzü görmemiş bu değerli şair, basit gibi görünen mısralarına koyduğu felsefi derinlik ve düşündürme gücü ile de ustalığını gözler önüne sermektedir.
Âşık Deryamî’nin edebi kişiliğinin oluşmasında etkili olduğunu düşündüğümüz şahıslar şunlardır: Yunus Emre, Karacaoğlan, Sümmânî, Seyrânî, Emrah, Âşık Veysel ve Huzûrî. Âşık Deryâmî, bu şairleri fazlaca okuyamasa da onları kulaktan dolma bilgilerle tanımış ve şiirlerinden haberdar olmuştur. İçlerinden Emrah’a nazireler bile söylemiştir. Bu şairlerden bazıları ile de bizzat tanışmıştır.  Şiirlerini dinlemiş, beğenmiş ve onların sanatlarında görülen bazı motifleri, kendi şiirlerinde de işlemiştir.

Görüldüğü üzere Âşık Deryamî’nin edebî kişiliğini oluşturan önemli unsurlar: kendi yaşadıkları, yüzyıl şartları ve toplumun durumu, hem kendi dönemindeki hem de kendinden önceki bazı şairlerdir. 

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski

sponsor reklamı

SPONSOR REKLAMI

derskonumesnk