AŞIK DERYAMİ HAYATI KİŞİLİĞİ ESERLERİ, AŞIK DERYAMİ KİMDİR, AŞIK DERYAMİ KİMDİR HAYATI EDEBİ KİŞİLİĞİ EDEBİ FİKRİ YÖNÜ, ŞAİR VE YAZAR, AŞIK DERYAMİ KİMDİR ŞİİRLERİ,
Âşık Deryamî’nin Edebi Şahsiyeti
Âşık Deryamî’nin Edebi Şahsiyeti
Âşık Deryamî, yirminci
yüzyıl Âşık Edebiyatı’nın en önemli temsilcilerinden biridir. Aynı zamanda
Deryamî, âşıklık geleneğinin son şairlerindendir.
Âşık Deryamî, okuma fırsatı
bulamaması, herhangi bir ustaya çıraklık edememesine rağmen güçlü bir şiir
söyleme ve saz çalma yeteneğine sahip olmuştur. Âşık Deryamî’nin okuyamaması ve
çıraklık edememesi şiirlerinde bir eksikliğe yol açmamıştır. Deryamî, âşıklık
geleneği içerisinde pişen bir ozandır. Şiirlerinde dilini ustaca kullanmıştır.
Mektep görememesine rağmen şiirlerinden yola çıkarak O’nun geniş bir bilgiye
sahip olduğunu anlamaktayız. Kendi dönemindeki şairlerle birlikte kendinden
önceki şairleri de iyi bilmekte ve bunları şiirlerinde ustaca işlemektedir. . Âşık
Deryamî, kendi imkânlarıyla ve herhangi bir ustaya çıraklık yapmadan
yetişmesinden dolayı kendisini “Hüdâ-yi nâbit” olarak nitelendirmiştir.
Âşık Deryamî, irticalen şiir söyleme konusunda
sanatı çok güçlü olan bir şairdir. Deryamî, bu konudaki ustalığını şiirlerinde
bize ustaca aktarmıştır. İrticalen söylediği şiirlerinin çok olması onun için
bir dezavantaj da doğurmuştur. Çünkü bu şiirlerin çoğunluğu yazıya
geçirilememiştir. Bunu etkileyen nedenlerin biri de kendisinin bu konuda
yetersiz oluşudur. Âşık Deryamî, yazmayı o kadar iyi becerememektedir. Bu
durumu kendisi şöyle anlatmaktadır. “ Bende şiir bin doğar. Kalemi elime
aldığımda bu yüze iner. Yazmaya başladığımda bu ona düşer.” Bir şiirinde de
yine bu durumu “Duygu yüzdür ama yazdığın hiçtir / Duyduğun satıra geçmesi
güçtür.” Diyerek dile getirmiştir.
Dil
özellikleri bakımından Âşık Deryamî’nin şiirleri, açık, sade, anlaşılırdır. İlk
yıllarında özellikle 1962’den önceki şiirlerinde Azeri Türkçesine ait kelimeler
ve eski âşıklık geleneğine ait motifler karşımıza çıkmaktadır. Bugün
kullanımdan düşmüş kimi eski tabirler, Âşık Deryamî’nin 1962 öncesindeki
şiirlerinde görülmektedir. Bunlarla birlikte Deryamî’nin şiir dili konuşma
diline yakındır. Yaşadığı yüzyılın etkisiyle de Âşık Deryamî’nin şiir diline
Türkçeye de yeni giren birtakım kelimeler girmiştir. Örneğin: fotokopi, ruj,
imaj, moda, makyaj vs. Şair bu unsurları kimi zaman benzetmelerle dile getirmiş,
kimi zaman da bu unsurları mizahi bir dille eleştirmiştir. “Fotokopi Çıktı”
şiirini buna örnek olarak göstermek mümkündür. Âşık Deryamî’nin şiir dilinin
basit olması onun şiirlerini sıradanlaştırmaz. Âşık Deryamî, dilini sade
tutmakla, halka seslenmeyi, halk
tarafından anlaşılmayı, halkı halkın dilinden anlatmayı amaçlamaktadır. O, sade
söyleyişle diline bir akıcılık, çekicilik kazandırmıştır. Âşık Deryamî’nin
şiirlerinde Klasik Edebiyat’ta “sehl-i mümteni” denilen, kolay, rahat, açık
söyleyiş özelliğini görmekteyiz.
“Öte yandan sade ve
çıplak söyleyişi, beylik anlatım ve konulara sapmayışı “alelâde” olan her şeyden
ustalıkla kaçışı ( ve özellikle) kendisi, ailesi, hayatı üzerinde yiğit, içten
inanılmaz samimiyeti, Âşık Deryamî’nin soylu şair kimliğini de ortaya
koymaktadır.” (KABAKLI, 2002:807-811)
Âşık Deryamî,
şiirlerinde en çok aşk temini işlemiştir. Aşk, Âşık Deryamî’nin şiirlerinde
daha çok platonik düzeyde görülmektedir. O’nun şiirlerinde sürekli inleyen,
sevgiliye sitemde bulunan, hasretlik çeken bir kişi vardır. İkinci olarak en
çok işlediği konular arasında toplumsal konulu şiirler yer almaktadır. Bu
şiirlerinde genel itibariyle öğütçü bir tavır takınmış olan Âşık Deryamî,
eleştirel boyutuna da sıkça yer vermektedir. Âşık Deryamî, yaşadığı yüzyıl
şartlarının bir sonucu olarak, toplumun bozulmasına, insanların yozlaşmasına,
bireysel çıkar nedeniyle toplumun harcanmasına şahit olmuştur. Bu durumlar
karşısında sessiz kalmamış ve şiirlerinde bu unsurları, mizahi bir dille,
eleştirel bir bakışla işlemiştir. Âşık Deryamî’nin şiirlerine konu ettiği diğer
önemli unsur da dindir. O, çağdaşlarına bakıldığı zaman dini konulara, biraz
daha çok yer vermiştir. Bunun nedeninin de yine toplumun, o yüzyıldaki
durumunun olduğunu söylemek doğru olacaktır. Toplum bozulmuştur ve çöküntü
içindedir. Bu durumdan kurtuluşu ve düzgün bir hayatın kaynağını din olarak
göstermiştir. Bu şiirlerini de öğütçü bir hava ile söylemiştir. Bunlara ek
olarak Âşık Deryamî’nin şiirlerinde işlediği temel konularından birisi de kendi
hayatı, yaşadıkları ve gördükleridir. O, kendi hayatını şiirlerinde fazlaca
anlatmıştır. Gençliği, evliliği, karısı, çocukları, etrafındaki bazı şahıslar,
devlet büyükleri ve özellikle çektiği sıkıntılar ve hastalığı şiirlerinde geniş
bir yer kaplamaktadır.
Âşık Deryamî,
şiirlerinde genellikle 8’li ve 11’li hece ölçüsünü kullanmıştır. 15’li ve 16’lı
hece ölçüsü ile de yazdığı şiirleri vardır ancak bunlar fazlaca yer
kaplamamaktadır. Daha çok yarım ve tam kafiyeyi kullanmakla birlikte zengin
kafiyeye ve cinasa da başvurmuştur. Aliterasyonlara ve asonanslara çok sık yer
vermiştir. Bu unsurların da katkısı ile şiirine bir ahenk, bir müzikalite
katmıştır. Âşık Deryamî daha çok koşma nazım biçimini kullanmış fakat bunun
yanında semaî, divani, destan, muamma, lebdeğmez, sone gibi birçok nazım
şeklini de ustalıkla kullanmıştır.
Âşık Deryamî’nin en
önemli özelliğinden biri de hiç şüphesiz eleştiri gücüdür. Âşık Deryamî,
bireyleri, toplumu, özellikle devlet büyüklerini, yozlaşan insanları, sahte
hoca ve âlimleri, halka sırt çevirmiş memurları eleştirmiştir. Eleştiri
yaparken de sert bir dile başvurmaz, bunu mizahla yapar. İnce ve derin bir
mizah anlayışına sahip olan Âşık Deryamî, eleştirel şiirlerinde bu özelliğini,
çok usta bir şekilde kullanmıştır. Hiç mektep yüzü görmemiş bu değerli şair,
basit gibi görünen mısralarına koyduğu felsefi derinlik ve düşündürme gücü ile
de ustalığını gözler önüne sermektedir.
Âşık Deryamî’nin edebi
kişiliğinin oluşmasında etkili olduğunu düşündüğümüz şahıslar şunlardır: Yunus
Emre, Karacaoğlan, Sümmânî, Seyrânî, Emrah, Âşık Veysel ve Huzûrî. Âşık
Deryâmî, bu şairleri fazlaca okuyamasa da onları kulaktan dolma bilgilerle
tanımış ve şiirlerinden haberdar olmuştur. İçlerinden Emrah’a nazireler bile
söylemiştir. Bu şairlerden bazıları ile de bizzat tanışmıştır. Şiirlerini dinlemiş, beğenmiş ve onların
sanatlarında görülen bazı motifleri, kendi şiirlerinde de işlemiştir.
Görüldüğü üzere Âşık
Deryamî’nin edebî kişiliğini oluşturan önemli unsurlar: kendi yaşadıkları,
yüzyıl şartları ve toplumun durumu, hem kendi dönemindeki hem de kendinden
önceki bazı şairlerdir.