sponsorlu reklam Admatic -sponsor

GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE EKONOMİK FAALİYETLER-GEÇİM KAYNAKLARI

GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE GEÇİM KAYNAKLARI

GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE EKONOMİK FAALİYETLER
 
GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE GEÇİM KAYNAKLARI-GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE GEÇİM KAYNAKLARI, GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE EKONOMİK FAALİYETLER, İNSANLARIN GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE EKONOMİK FAALİYETLERİAVCILIK ile ilgili görsel sonucu
 
EKONOMİ
 
Ñ İnsanların  kendi  ihtiyaçlarını  karşılamak  için  yaptıkları  faaliyetlerin  tümüne  EKONOMİ , bu faaliyetleri inceleyen bilim dalına   EKONOMİK COĞRAFYA  denir.
 
Ñ İnsanlar tarih öncesinde ve tarih çağları boyunca her dönemde farklı ekonomik faaliyetlerde bulunmuştur.
 
Ñ Geçmişten  günümüze  çeşitlenen  ihtiyaçların  ekonomik  faaliyetleri  çeşitlendirmesi  sırasıyla  şu  çağlar  içinde  gelişme  göstermiştir : ( Tarih öncesi çağlar kullanılan araca göre sınıflandırılır. )
 
Paleolitik  Çağ ( Kaba  taş  devri )
Mezolitik  Çağ ( Yontma  taş  devri )
 Neolitik  Çağ ( Yeni  taş  devri )
Kalkolitik  Çağ ( Maden  Devri )
İlk ve Ortaçağ
Yeniçağ
Sanayi  ( Endüstri ) devrimi ve sonrası
Bilgi  Çağı
 
 
PALEOLİTİK  ( KABA TAŞ ) ÇAĞDA   EKONOMİ :
 
Bu  çağda  olumsuz  iklim  koşulları  hüküm  sürüyordu.
Bu  çağdaki  insanların  düşmanlarından  korunmaları  gerekiyordu.
Dolayısıyla  olumsuz  iklim  koşullarından  ve  düşmanlardan  korunmak  için  mağaralar  ve  doğal taş  oyukları  insanların  barınağı  konumundaydı. İnsanlar küçük gruplar halinde yaşıyorlardı.
Bu dönemde insanların ortalama yaşam süresi 20 – 25 yıldı , beyin hacmi küçüktü ve boyları kısaydı.
İnsanlar yaşamlarını  avcılık  ve  toplayıcılık  ile  sağlıyorlardı , ekonomik faaliyet yoktu.
Bu  ekonomik  faaliyet  gereği  göçebe  bir   yaşam  tarzı  hâkimdi.
Bu  çağda  insanlar  kesici  ve  delici  aletlerini  taşlardan yapmışlardır. ( Bu  aletlerin  yapımı  nüfus artışında  ilk  sıçrama  dönemine – iki  milyon  yıl  öncesine – işaret  eder. Çünkü  bu  aletlerle  avlanan  ve  düşmanlarından , vahşi  hayvanlardan  korunan  insan  hızla çoğalmaya  başlamıştır.
Bu  döneme  ait  izler  günümüzde  İstanbul – Yarımburgaz  ve  Antalya – Karain  mağaralarında görülmektedir.
 
MEZOLİTİK ( YONTMA  TAŞ ) ÇAĞDA EKONOMİ :
 
Paleolitik  devrin  sonuna  doğru  buzulların  geri  çekilmesi  iklim  koşullarının  düzelmeye başlamasına  yol  açmıştır.
Bu dönemde insanlar göç etmeden yaşamak için doğal şartları uygun yerler buldular.
Bu dönemde tarım ilk kez denenmeye başlamıştır.
Göçebe yaşam tarzı devam etmiş , tarım denemeleriyle beraber yerleşik yaşam tarzının temelleri atılmıştır.
İlk   hayvan  evcilleştirilmesi  bu  çağda  olmuştur. ( köpek )
Dönemin sonlarına doğru ateş bulunmuştur.
Bu  döneme  ait  izler  günümüzde  Antalya – Beldibi  ve  Samsun – Tekkeköy’deki  kaya sığınaklarında  görülmektedir.
 
 
NEOLİTİK  ( CİLALI ( YENİ ) TAŞ ) ÇAĞDA   EKONOMİ :
 
Bu  dönemde  iklim  koşulları  düzelmiştir.
Birçok hayvan evcilleştirilmiş ve tarım insan faaliyetleri arasına girmiştir.
Topraktan  faydalanabileceğini  gören  insan  öncelikle  yarı  sedanter ( yarı  yerleşik ) bir  yaşam tarzını  benimsemiştir.
Bu çağ , yerleşik hayatın benimsendiği ve insan hayatında köklü değişikliklerin başladığı dönemdir. Bu dönemin en önemli özelliği insanın tüketicilikten üreticiliğe geçmesidir.
Tarımsal  faaliyetlerle  birlikte  eş  zamanlı  yerleşik  hayata  geçiş  ilk  köy  yerleşmelerinin kurulmasını  sağlamış , topraktan ( kerpiç ) evler yapılmıştır.
Yaşam koşullarının iyileşmesine bağlı olarak ortalama insanların boyu ve ömrü uzamaya , beyin hacmi büyümeye başlamıştır.
 
 
Bu  dönem  nüfus artışındaki  ikinci  sıçrama  dönemine – 10.000  yıl   öncesine – işaret  eder. Tarımsal  faaliyet  daha dengeli  beslenmeyi yerleşik  hayat  ise  daha  rahat  bir  yaşamı  sunduğundan  nüfus  artışı  hızlanmıştır.
İnsanların kap – kacak vb. ihtiyaçları için seramik yapan birtakım zanaatkârlar ortaya çıkmış ,
bitki liflerinden giysiler dokunmuştur.
Tarımda fazla ürün elde edilmesi sonucunda hayvancılık yapanlarla zanaatkârlar arasında ticaret ( takas yöntemi ) başlamıştır.
Bu  döneme  ait  izler  günümüzde  Diyarbakır – Çayönü  ve  Şanlıurfa’da  görülmektedir.
 
KALKOLİTİK  ( MADEN ) ÇAĞDA   EKONOMİ :
 
Bu  çağdaki  hızlı  nüfus  artışı  köylerin  büyüyüp  birleşerek  şehirlerin  kurulmasını  sağlamıştır. Yani  ilk  şehir  yerleşmelerinin  ortaya  çıkması  bu  dönemde  olmuştur.
Şehirlerin  ortaya  çıkması  devlet  örgütlenmelerinin ortaya çıkmasını  ve  düşmanlara  karşı  korunma  ihtiyacını  doğurdu.
Dönemin sonlarına doğru kent devletleri birleşerek büyük imparatorluklar  kurulmaya başladı.
Tekerleğin bulunduğu , madenlerin çıkartılmaya ve işlenmeye başlandığı dönemdir.
Bakır , altın , tunç  ve demir gibi madenlerin işletilmesi ile silah ve birçok sanayi kolunun temeli atılmıştır.
Korunma  ihtiyacı  madenlerin  işlenip  silah  yapılmasına , silahların  yapımı  ile  güçlenen  askeri birlikler  ise  güçlü  imparatorlukların  kurulmasına  ortam  sağladı.
Güvenlik  sorunu  nedeniyle  surların  yapımı  bu  dönemde  hız  kazandı.
Devletlerarası  siyasi  ve  ticari  ilişkiler  gelişince  toplumsal  yapıda  değişmeler  meydana  geldi ve değişik  meslek  grupları ( asker , din adamı , yönetici , çiftçi , tüccar , zanaatkâr ) ortaya  çıktı.
Kuru tarımın yerini sulu tarım almış , beslenen hayvan sayısı artmıştır.
Bu  döneme  ait  izler  günümüzde  Burdur – Hacılar , Yozgat – Alişar’da  görülmektedir.
 
İLK   VE   ORTAÇAĞ :
 
İnsan yaşamındaki değişim özellikle ortaçağda yavaşlamıştır.
Kurulan büyük imparatorluklarla ekonomik ve ticari değişim ilkçağda kıtalar arası bir nitelik kazanmıştır.
Özellikle Akdeniz çevresindeki denizcilik faaliyetleri ekonomik değişimin en yoğun olduğu alanlardır. Yine Asya içlerine kadar uzanan karayolları ( Kral yolu , İpek yolu , Baharat yolu ) da ekonomik faaliyetlerin yoğunlaştığı sahalardır.
Ülkeler arasında bu ticaret yollarını ele geçirmek ve elde tutmak amaçlı mücadeleler olmuştur.
 
YENİÇAĞ :
 
Avrupa’da Rönesans ve reformun yanı sıra teknolojinin de gelişmesiyle kıtalar arası deniz ulaşımı başlamıştır. Büyük yelkenli gemilerin yapılması ve pusulanın bulunmasıyla yeni yaşam alanları keşfedilmiştir.
Bu sahalardan elde edilen gelir ve Avrupa’da yaşanan toplumsal değişim sonucunda burjuva sınıfı güçlenerek teknolojiye ve sanata yatırım yapan bir sınıf hakim güç haline gelmiştir.
 
SANAYİ ( ENDÜSTRİ  )  DEVRİMİ VE   SONRASI :
 
Sanayi devrimi 1763 yılında James Watt’ın ilk buharlı makineyi bulmasıyla başlamıştır.
Buharlı makinelerin ortaya çıkışı , fabrikalarda kısa sürede binlerce parça eşyanın üretilmesini sağlamıştır.
Buhar gücünün ilk defa gemilere uygulanmasıyla uzak denizlere yolculuklar başlamış , yine lokomotiflerin yapılmasıyla karayolu ticareti de gelişmiş ve hızlanmıştır.
Ticari  faaliyetlerin  yoğunlaşması  ve  madenlerin  işlenmesi  bazı  devletleri  yükselişe  geçirirken bazı  devletleri  ise  gerilemeye  maruz  bıraktı.
Ekonomik  üstünlüğü  ele  geçirme  arzusu  o  dönemin  Avrupa  devletlerini  harekete  geçirerek coğrafi  keşiflerin  başlamasını  sağladı.
Bu  keşiflerle  elde  edilen  yeni  ticaret  yolları  ve  doğal  kaynaklar  Avrupa’nın  zenginleşmesini ve  Rönesans  hareketleriyle  sanat  ve  bilimde   ileriye  gitmesini  kolaylaştırdı.
Bilimsel  gelişmelerle  ortaya  çıkan  yeni  buluşlar ( özellikle  buharlı  makinelerin  icadı ) 1750 – 1850  yılları  arasında Sanayi  Devriminin ( İlk  İngiltere ) doğmasına  yol  açtı. ( Bu  dönem  nüfus artışındaki  üçüncü  sıçrama  dönemine  işaret eder. )
Sanayi  Devriminin  doğal  sonucu  olarak  ortaya  çıkan  fabrikalarda  üretimin  artması hammadde ve  enerji  ihtiyacını  doğurduğundan  bu  ihtiyaçları  karşılamak  için  madencilik  sektörü gelişmeye  başladı.
 
 
Üretimde ortaya çıkan iş gücü ihtiyacı nedeniyle özellikle Batı Avrupa’da kırdan kente göçler hızlanmış ve nüfusu bir milyonu aşan büyük kentler ortaya çıkmıştır. Böylece köy toplumlarının  yerini kent toplumları almıştır.
Üretim  ve  tüketim  arasındaki  doğal  köprü  olan  dağıtım ( pazar  alanlarına  ulaşma ) ulaşım sektöründeki  gelişimi  hızlandırdı.
Hızlı değişim bankacılık , finans ve sigortacılık gibi yeni iş kollarının oluşmasını sağlamıştır.
Avrupa’da beslenme , barınma ve sağlık olanaklarının gelişmesiyle ortalama insan ömrü uzamış  ve 60 yıla kadar çıkmıştır.
Gittikçe  zenginleşen  ancak  bunu  yaparken çok  yorulan  insan  bu  yorgunluğu  atmak  ve dinlenmek  için  turizm  sektörünün ortaya  çıkmasını  sağladı.
 
BİLGİ  ÇAĞI :
 
1844’de ilk telgraf işletmesi açılmış , 1876’da telefon icat edilmiştir. Ancak asıl önemli gelişme bilgisayarın  icadı  ve  internetin  tüm Dünyada yaygınlaşmasıyla ( 1994 )   birlikte  ortaya  çıkmıştır.
Ulaşımın  gelişmesi  ve  bilgi  çağının  ortaya çıkışı  dünyayı  resmen  küçük  bir  köy  haline getirmiştir.
Bu  iletişim  teknolojileri  sayesinde  birbirinden  uzak  fabrikalar  ve  şirketler  bir  yerden kolaylıkla  yönetilebilmekte ve  dünyanın  farklı  yerlerindeki  insanlar  eş  zamanlı  birbirleri  ile iletişim  kurabilmektedir.
Bu da  dünyayı  küçülme  konumuna  sokmuştur. İnternetin de kullanılmaya başlanmasıyla yenilik ve değişimlerden küçük bir   grup değil , dünyanın tamamı faydalanmaya başlamıştır.
 

SONUÇ :
 
İnsanın  ihtiyaçlarını  karşılama  çabasından  ortaya  çıkan  ekonomik  faaliyetlerin  en  ilkel  şekli avcılık  ve  toplayıcılık  olmuştur.
Yerleşik  hayatı  beraberinde  getiren  tarım  ekonomik  faaliyetlerin  çeşitlenmesindeki  ilk basamak  olmuştur. Tarımsal  üretimdeki  artış  ticaret  faaliyetlerini doğurmuştur.
Ticaretten  elde  edilen  gelirin  fazlasını  bir  yerlerde  muhafaza  etme  isteği  bankacılık  sektörünü ( parayı  ilk  bulan  Lidyalıların  ortaya  attığı  sektör ) ortaya  çıkarmıştır.
Hititler döneminde Anadolu’da var olan yollar Roma döneminde geliştirilmiş ve yeni yollar yapılmıştır.
Başlangıçta  kısa  mesafelerde  yapılan  ticaret  daha  uzaklara  taşınmaya  başlayınca  dönemin Kral  Yolu , İpek  ve  Baharat  yolları  önem  kazanmıştır. Bu  dönemlerde  ticaretin  ana  hatları  bu yollar  olduğundan  devletler  bu  yollara  sahip  olmak  için  birbirleriyle  savaşmıştır.
Ticaret  yollarında  artan  mal  sevkiyatları  bu  yollardaki  tehlikelerin ( hırsızlık – yağma ) doğmasına  yol  açtığından  bu yollarda  hem  karakol  hem de  konaklama  yeri  görevini  görecek kervansaraylar  ve  hanlar  yapılmıştır. (Selçuklu  ve  Osmanlı  döneminde)
Ticaret  yolları  ile  doğunun  zenginliğini  batıya  taşınması  batılı  devletlerin  bu  zenginliğin kaynağına  ulaşma  arzusuna  sahip  olmasına  yol  açmış , coğrafi  keşifler  ve  beraberindeki Rönesans ( bilim – sanat  devrimi ) hareketleri Sanayi  Devrimine  ortam  hazırlamıştır.
Sanayi  devrimi  sanayi  faaliyetlerinin , sanayi tesislerinde  artan  hammadde  ihtiyacı  madencilik sektörünün , üretimin  tüketiciye  ulaştırılma  kaygısı  ulaşım  sektörünün , tüm  bu  faaliyetlerle zenginleşen  insanın   dinlenme  ihtiyacı  ise turizm  sektörünün  ortaya  çıkmasını  sağlamıştır.
İnsanlar yaşamlarını kolaylaştırmak için önce hayvan gücünü , sonra buharı , petrolle çalışan patlamalı motorları ve elektriği kullanmaya başlamışlardır.
 
BİYOTEKNOLOJİ
 
Ekonomik  faaliyetler  çeşitlendikçe  her  geçen  gün  hayat  standardını  yükselten  insan  hızlı  bir nüfus  artışına  sebep  olmuştur.
Nüfusun  hızla  artması  ancak  doğal  kaynakların  aynı  oranda  artmaması  gelecek  için  büyük endişeler  doğurduğundan  bu  konuda  bazı  önlemler  almak  gerekiyordu.
Artan  nüfusun  doğal  kaynak  ihtiyacını  karşılayabilecek  tek  yol  teknoloji  olanaklarından faydalanmaktan geçiyordu.
Bu  nedenle  öncelikli  olarak  tarım  ve  hayvancılık  faaliyetlerinde bilimsel  ve  intansif   teknikler
( modern  teknikler ; sulama , makineleşme  vs ) kullanılarak  verim  artışı  sağlandı.
Yabani  bitkilerin  ıslah  edilmesiyle  kültür  bitkileri  oluşturularak  ürün  çeşitliliği  arttırıldı  ve hastalıklarla  mücadele  edildi.
20.  yüzyıl  sonlarında  bitki , hayvan  veya  mikroorganizmalar  kullanılarak  yeni  bir  organizma  elde   etmek  veya  var  olan   bir  organizmanın genetik  yapısında  değişiklik  yapmak  olarak  tanımlanan   BİYOTEKNOLOJİ  yöntemi  kullanılmaya  başlandı. Böylece  gen  aktarımı  yoluyla  hastalıklara  dayanıklı  yüksek  verimli   tohumlar  elde  edildi ( gen  teknolojisi )
Biyo teknoloji  dünyanın  tarımsal  gıda  ihtiyacını  büyük  ölçüde  karşılayan  bir  yöntem  olmasına  rağmen  ilaçlama  ve  kimyasal  gübreleme  gerektirdiğinden  ekosistemi  tehdit  edecek  boyutta endişeler  yaratmaktadır.

AHMET YILDIRIM - COĞRAFYA  ÖĞRETMENİ

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski

sponsor reklamı

SPONSOR REKLAMI

derskonumesnk