KELİME GRUPLARI KONU ANLATIMI DERS NOTLARI 9.SINIF DİL VE ANLATIM, KELİME GRUPLARI KONU ANLATIMI DERS NOTLARI, KELİME GRUPLARI, kelime grupları
KELİME GRUPLARI
Bir varlığı, bir kavramı, bir durumu veya bir eylemi karşılamak için belli kurallara göre oluşan kelime topluluğuna sözcük grubu denir.
Türkçede başlıca sözcük grupları şunlardır:
TAMLAMA GRUBU
Anlamca ilgili sıfat, isim, zamir türünde sözcüklerin kurdukları söz öbeklerine tamlama adı verilir. Tamlamalar birer kelime grubudur.
1 - SIFAT TAMLAMASI GRUBU
Bir sıfatın bir isimle oluşturduğu tamlamaya sıfat tamlaması denir. Tamlayan durumundaki sıfat tamlanan varlığın bir niteliğini, özelliğini belirtir ve ek almaz.
“Kuru ekmekleri ufalayarak pencereme koymuştum.”Güzel yazı, büyük bir iş, çalışkan çocuk, beş kişi, kırmızı kalem, yeşil saha, vb.
“Çamur deryası sokaklardan geçtik.” cümlesinde altı çizili bolüm sıfat grubudur.
Birincisinde sıfat tamlamasındaki isme “-lı, -li” eki getirilerek yapılır.
“Geniş bahçeli bir evi vardı.” cümlesinde alt çizili söz sıfat grubudur.
Bir sıfat tamlamasında sıfatla ismin yerini değiştirip isme -ı, -i, -sı, -si” iyelik eki getirilerek sıfat grubu yapılır.
“Bahçesi geniş bir evi vardı.” cümlesinde alt çizili söz sıfat grubudur.
2 - İSİM TAMLAMASI GRUBU
Bir ismin başka bir isimle oluşturduğu gruba isim tamlaması denir. Bir isim başka bir isimle araya bir ek alarak ya da ek almadan tamlama oluşturur. Tamlamada birinci sözcük tamlayan, ikinci sözcük tamlanandır. İsim tamlamaları dört türlüdür:
Zamirli tamlamalar belirtili isim tamlamasıdır.
Ben-im palto-m
A. Belirtili İsim Tamlaması
Belirtili isim tamlamasında tamlayan da tamlanan da ek alır. Bu tür tamlamada tamlayan -ın/in, tamlanan 3. kişi iyelik ekini (-ı,-i,-sı,-si) alır.
Ayşe’nin elbisesi, çocuğun gömleği, kapının kolu, okulun bahçesi vb.Tamlayanın, tamlayan ekini, tamlananın da tamlanan ekini aldığı isim tamlamasıdır.
“Kamyonun kasasında iri iri karpuzlar vardı.” cümlesindeki altı çizili tamlama belirtili isim tamlamasıdır.
tamlayan tamlanan
B. Belirtisiz İsim Tamlaması
Bu tamlamada yalnız tamlanan ek alır, tamlayan ek almaz.
çam ağacı, tarla kuşu, utanma duygusu, Türk bayrağı, okul çantası, yemek masası vb.
“Çocukken tren yolculuğunu çok severdim.” cümlesinde “tren yolculuğu” tamlaması belirtisiz isim tamlamasıdır.
tamlayan tamlanan
C. Takısız İsim Tamlaması
Bu tamlamada tamlayan ve tamlanan ek almaz. Bu tür tamlamalarda tamlayan, tamlananın ya neye benzediğini ya da neden yapıldığını anlatır.
taş duvar, cam boru, tahta köprü, çelik masa, demir kapı, yün çorap vb. Takısız tamlamada tamlayan tamlananın neden yapılığını gösterir; tahta köprüde köprünün tahtadan; “demir kapı”da, kapının demirden yapıldığı anlatılmaktadır. Yufka yürek, kiraz dudak, elma yanak, taş yürek, sırma saç tamlamalarında tamlayan, tamlanan varlığın neye benzediğini mecazlı olarak ifade etmektedir.
“Yün çorap” tamlamasında tamlayan, tamlananın neyden yapıldığını; “aslan asker” tamamlamasında ise tamlayan, tamlananın neye benzediğini bildirmektedir.
|
FİİLİMSİ GRUBU 4-5-6
Fiilimsilerin kendinden önceki veya sonraki sözcüklerle oluşturdukları gruplara “fiilimsi grubu” denir.
4 - İSİM-FİİL GRUBU
Fiillere “-ma-(y), -ış. -mak” eklerinden birinin getirilmesiyle isim fiil yapılır. İsim fiillerin kendinden önce gelen kelimelerle oluşturduğu guruba denir. İsim fiiller bazen grup oluşturabilir.
“Çocuğun şiir okuyuşunu beğendim.” “Yazı yazmak kolay değildir.”
5 - SIFAT-FİİL GRUBU
Fiillere “-an, -ası. -mez, -ar, -dik, -ecek, -miş” eklerinden birinin getirilmesiyle sıfat fiil yapılır. Sıfat fiillerin kendinden önce gelen kelimelerle oluşturduğu guruba denir.
“Ülkesini seven insan, vergisini verir.” “Okunacak kitaplar masada duruyordu.”
6 - ZARF-FİİL GRUBU
Fiillere “-a, -ıp, -arak, -dıkça, -madan, -alı, -maksızın, -r …-mez …” eklerinden birisinin getirilmesiyle zarf fiil yapılır. Zarf fiil sonda bu gurubu oluşturan diğer sözcükler zarf fiilden önce gelir.
“Kapıyı kapatıp geliyorum.” “Hava karardıkça yürümek güçleşiyordu.”
“Sınavdan dört yüz altmış üç puan almış.” “İyice düşünmeden karar verme.”
7 - TEKRAR ( İKİLEME GRUBU )
İkileme anlatım gücünü artırmak, anlamı pekiştirmek, kavramı zenginleştirmek amacıyla aynı sözcüğün tekrar edilmesi veya yakın ya da zıt anlamlı olanının bir araya gelmesiyle oluşan gruplardır. İkilemeler farklı şekillerde oluşturulur:
Yapılış şekillerine göre çeşitleri
1)Aynı kelimenin tekrarlanmasıyla yapılır: ağır ağır, güzel güzel, tatlı tatlı, konuşa konuşa, atlaya atlaya, koşa koşa, deste deste, soğuk soğuk,…
2)Zıt kelimelerin tekrarlanmasıyla yapılır: İyi kötü, aşağı yukarı, büyük küçük, alt üst, düşe kalka, bata çıka …
3)Biri anlamlım diğeri anlamsız veya anlamı unutulmuş iki kelimenin tekrarlanmasıyla yapılır.
ev mev, kitap mitap, su mu, sıkı fıkı, tek tük, saçma sapan, ufak tefek …
4)Her ikisi de anlamsız veya anlamı unutulmuş kelimenin tekrarlanmasıyla yapılır. ıvır zıvır, çıtı pıtı, abuk sabuk, paldır küldür, apar topar, mırın kırın…
5)Yakın anlamlı kelimelerin tekrarlanmasıyla yapılır : akıl fikir, ak pak, mal mülk…
6)Eş anlamlı kelimelerin tekrarlanmasıyla yapılır: bitmek tükenmek, sağ salim, doğru dürüst, ses seda, güçlü kuvvetli…
7) Yansımayla yapılır: tıkır tıkır, çatır çatır, horul horul, gümbür gümbür…
“Yağmur, yavaş yavaş şiddetini artırıyordu.” “Doğru dürüst bir iş bulamamış.”
“Aşağı yukarı yarım saat sonra kasabaya ulaşırız.” “Minik dere şırıl şırıl akıyor.” “Üzerinde eski püskü bir palto vardı.”
8 - BAĞLAMA GRUBU (BAĞLAÇ grubu)
Bağlama edatları (bağlaç) ile birbirine bağlanmış iki veya daha fazla isim unsurundan meydana gelmiş kelime gruplarıdır.
Dilimizde kullanılan bazı bağlaçlar : "ve, veya, veyahut, ya da, yahut, ama, fakat, ancak, de.....de, gerek....gerek(se), ha........ha, hem, hem de, hem.....hem (de), ile, ilâ, ister.....ister(se), kâh..........kâh, lâkin, ne......ne (de), ya....ya (da), değil."
Bağlama grubunda her unsur kendi vurgusunu taşır.
Bağlama grupları cümlede ve kelime grubunda isim, sıfat ve zarf olarak kullanılır.
Bağlama edatı (bağlaç), isim unsurlarının arasında bulunur. İsimler grubun kuruluşuna eşit olarak katılırlar.
Kırmızı ve Siyah, babalarla oğulları, olmak veya olmamak, olmak ya da olmamak, Ayaşlı ve Kiracıları, üç ilâ beş, çalışkan fakat şanssız, para değil mutluluk, güzel ama vefasız, ne sevinç ne üzüntü, ne mendil ne de bir kol, eli de ayağı da, ne yer ne yâr; hem annem,hem babam, hem de kardeşim , zengin mi fakir mi; ya bunu, ya şunu, ya da onu...
İçinde ikiden fazla isim bulunan bağlama gruplarında "ve" bağlacı son iki ismin arasında yer alır.
Okumak, anlamak ve uygulamak , Ufak tefek, sinirli ve inatçı , Dağ, deniz ve ova...
Bu grupta isim unsuru, kelime grubu olabilir.
Hicranla ağaran bu saçlar değil, sevgisiz kalan kalp ihtiyarlarmış
Ne gülen, ne el sallayan, ne de bir çift lâf eden oldu.
İçeri girmek ve annesinin niçin kovulduğunu sormak istedi.
Gelenekler, arkasından başkaları geldiği için ve kendilerine ihtiyaç kalmadığı için giderler. (Beş Şehir)
Ne gülen, ne el sallayan, ne de bir çift lâf eden oldu.
İçeri girmek ve annesinin niçin kovulduğunu sormak istedi.
Gelenekler, arkasından başkaları geldiği için ve kendilerine ihtiyaç kalmadığı için giderler. (Beş Şehir)
9 – EDAT GRUBU
Bir ad veya ad soylu kelimeden sonra gelen edatın, eklendiği kelime ile birlikte oluşturduğu grup. Edat grupları cümle içinde sıfat ve zarf görevindedir. Cümlenin kuruluşuna yüklem olarak da katılır:
Başlıca edatlar şunlardır: İçin, kadar, gibi, üzere, bir, dolayı, değil, -e göre, -e doğru, -e rağmen, -e karşı, -den başka, -den beri, -den yana, -den sonra, sadece, ile…
Yumruk kadar çocuk; Komşuya ait eşya; Kıştan beri bekliyoruz; Yemekten sonra geliriz; Herkese benzemek insan için kolay değildir; Hatır için çiğ tavuk yenir delikanlı. Sanki bütün dünya iskelet kemikleri gibi çatırdıyordu
İçin: Hastalandığı için iki gündür gelmiyor. (neden)
Kadar: Bu kadar başarılı birini hiç görmedim (karşılaştırma)
Gibi: Rüya gibi bir yazdı. (benzetme) ( sıfat yapmış)
Üzere: Kitabı geri vermek üzere aldı. (koşul)
• -e göre: Babama göre, öğretmen olmalıymışım. (görüş)
-e doğru: Akşama doğru size geliriz. (zaman)
Dikkat!
• Sonunda doğru adrese geldik. (sıfat)
• Tahtaya bir doğru çizdi. (isim)
• O her zaman doğru konuşur. (zarf)
• Bana doğru bağırdı. (edat)
• Bana doğru söyle, yalan konuşma. (zarf)
10 - AİTLİK GRUBU
-ki aitlik ekiyle yapılan bu grup, cümlede zamir veya sıfat görevinde bulunur : çalışkan öğrencininki, sizinki, tarihten önceki, üniversite ile çarşı arasında gidip gelen dolmuşlardaki vb.
11 - ÜNVAN GRUBU
Bir şahıs ismiyle, bir unvan veya akrabalık isminden meydana gelen kelime gruplarıdır: Bilge Kağan, Bayındır Han, Osman Gazi, Mehlika Sultan, Hasan Paşa, Ali Bey, Ahmet amca, Şinasi Efendi, Kemal Ağa, Nigâr Hanım...
Şahıs ismi başta, unvan ve akrabalık ismi sonda bulunur.
İki unsur eksiz birleşir.
Şahıs ismi birleşik isim olabilir: Mehmet Âkif Bey, Halide Nusret Hanımefendi, Kâzım Karabekir Paşa...
İki unsur eksiz birleşir.
Şahıs ismi birleşik isim olabilir: Mehmet Âkif Bey, Halide Nusret Hanımefendi, Kâzım Karabekir Paşa...
Bu grup, cümlede ve kelime gruplarında isim olarak kullanılır : Zafer yolunda unutamayacağım yüzlerden biri, Hatice Nine'nin yüzüdür. Perviz Efendi cevap vermedi.
Grubun vurgusu birinci unsur üzerindedir.
Dikkat !!! Birinci unsuru unvan veya akrabalık ismi olan "Sultan Süleyman, Şah İsmail, Doktor Ömer, Profesör Muharrem Ergin, Bay Mustafa, Prens Sebahattin, Mareşal Fevzi Çakmak, Şair Eşref, Onbaşı Mehmet, Öğretmen Salih" gibi tamlamalar unvan grubu değil birleşik isimdir. Yani isim tamlaması grubu oluşturur.
12 - ÜNLEM GRUBU
Bir ünlemle bir isim unsurundan oluşan kelime gruplarıdır.
Ey Türk gençliği
Ünlem başta, isim unsuru sonda bulunur. Vurgu ünlem üzerindedir.
a canım!, be kardeşim!, bre yalan dünya!, hey çocuklar!
İsim unsuru, bir kelime grubu olabilir.
Ey hanların gönlümü sızlatan duvarları!
Ey garip çizgilerle dolu han duvarları
Ey Türk istikbalinin evlâdı!
A benim keleş oğlum!
Ey mavi göklerin kızıl ve beyaz süsü!
Ey âlemi donatan ışık, toprağa can verev el!
Ey garip çizgilerle dolu han duvarları
Ey Türk istikbalinin evlâdı!
A benim keleş oğlum!
Ey mavi göklerin kızıl ve beyaz süsü!
Ey âlemi donatan ışık, toprağa can verev el!
Cümle kuruluşuna katılmayan bu grup hitaplarda kullanılır.
Hey Sakarya, kim demiş suya vurulmaz perçin?
İlâhî bir kudretin, ebedî bir feyzin var, ey Türk!
Ey tatlı ve ulvî gece, yıllarca devam et.
İlâhî bir kudretin, ebedî bir feyzin var, ey Türk!
Ey tatlı ve ulvî gece, yıllarca devam et.
"Ey sevgi dalımda ilk açan tomurcuk,
Kanımın akışını yenileştiren damar,
Gül rengi ışıkları sevda dolu akşamlar,
İçime yeni bir fecir gibi dolan çocuk." (Orhan Veli)
Kanımın akışını yenileştiren damar,
Gül rengi ışıkları sevda dolu akşamlar,
İçime yeni bir fecir gibi dolan çocuk." (Orhan Veli)
13 - SAYI GRUBU
Basamak sistemine göre sıralanmış sayı isimleri topluluğudur. Sayılar sondan başa doğru büyür. Küçük sayı sonda bulunur.
Genellikle ara sayılar sayı grubudur.
Bir, beş, on, yüz, bin, milyon isim
İki yüz, beş bin, otuz milyon sıfat tamlaması
On bir, doksan iki, yüz elli dört sayı grubu
İki yüz, beş bin, otuz milyon sıfat tamlaması
On bir, doksan iki, yüz elli dört sayı grubu
Sayı grupları en az iki kelimeden oluşur. İkiden fazla kelime bulunduran sayı gruplarında her unsur kendi içinde bir kelime veya kelime grubudur.
Yedi / yüz sıfat tamlaması
Yedi yüz / elli sayı grubu
Yedi yüz / elli iki sayı grubu
Yedi yüz / elli sayı grubu
Yedi yüz / elli iki sayı grubu
Yedi yüz elli iki / bin sıfat tamlaması
Yedi yüz elli iki bin / altı sayı grubu
Yedi yüz elli iki bin / altı yüz sayı grubu
Yedi yüz elli iki bin / altı yüz / on dört sayı grubu
Yedi yüz elli iki bin / altı sayı grubu
Yedi yüz elli iki bin / altı yüz sayı grubu
Yedi yüz elli iki bin / altı yüz / on dört sayı grubu
Sayı grubunun sıfat tamlamasından farkı:
1. Sayı grubunda en küçük sayın sonda bulunur:
on / altı, elli iki bin / dört yüz / kırk iki
2. Sıfat tamlamasında ilk sayı ismi sondaki sayı isminin adedini gösterir:
Elli / bin, beş / yüz, beş yüz / milyon
on / altı, elli iki bin / dört yüz / kırk iki
2. Sıfat tamlamasında ilk sayı ismi sondaki sayı isminin adedini gösterir:
Elli / bin, beş / yüz, beş yüz / milyon
Sayı grupları cümlede isim ve sıfat olarak kullanılır.
Yaptığı sarayların adedi kırk iki idi.
Kalede yüz elli asker kalmıştı.
Kalede yüz elli asker kalmıştı.
Bütün sayı isimleri birbirinden ayrı yazılır. Ancak senet vb. evraklarda araya rakam sığdırılmasın diye bitişik yazılabilir.
Kısaltma Grupları Bu gruplar genellikle isim-fiil, sıfat-fiil ve zarf-fiil gruplarının kısalması ve kalıplaşması sonucu oluşmuşlardır
Bu grupların ortak özelliği, iki isim unsurundan meydana gelmeleri ve vurgunun ikinci unsurda olmasıdır.
Karnı tok olan adam > karnı tok adam
Başı açık olarak > başı açık
Başı açık olarak > başı açık
Yüzü aşkın olan > yüzü aşkın
Kitabı tetkik etmek > kitabı tetkik
Kitabı tetkik etmek > kitabı tetkik
evine bağlı olan > evine bağlı
fikrine müracaat etmek > fikrine müracaat
başına buyruk olarak > başına buyruk
fikrine müracaat etmek > fikrine müracaat
başına buyruk olarak > başına buyruk
eninle dost olan (insanlar) > Seninle dost (insanlar),
bayrakla süslü olan (sınıflar) > bayrakla süslü (sınıflar),
sırmayla işli olan (cepken) > sırmayla işli (cepken)
parayla yüklü olarak >parayla yüklü
bayrakla süslü olan (sınıflar) > bayrakla süslü (sınıflar),
sırmayla işli olan (cepken) > sırmayla işli (cepken)
parayla yüklü olarak >parayla yüklü
Yansıma Grubu
Doğadaki seslerin taklidi sonucu ortaya çıkan sözcüklere yansıma dendiğini belirtmiştik. Bu yansımaların oluşturduğu kelime grupları da vardır.
“Tenceredeki su fokur fokur kaynıyor.” cümlesindeki “fokur fokur” sözü bir yansıma grubudur. Bu söz, tenceredeki suyun kaynarken çıkarmış olduğu sesi karşılamaktadır.
“Koridordan takır tukur sesler geliyor.”
BİRLEŞİK FİİL GRUBU
Bir tanesi fiil olmak koşuluyla birden çok sözcükten oluşan fiillere birleşik fiil denir. Birleşik fiiller, birden çok kelimeden oluştuğu için birer kelime grubudur. Yardımcı fiillerle yapılan “hasta olmak, merak etmek, sabretmek, hissetmek” gibi birleşik fiillerle herhangi bir fiille başka bir sözcüğün anlamca kaynaşıp kalıplaşmasıyla oluşan “hata yapmak, göze girmek, meydana gelmek, varsaymak, karar vermek” gibi birleşik fiiller birer kelime grubudur. Deyimler bu gruba girer.
DEYİM GRUBU
Anlatımı güçlendirmek, söze güzellik katmak amacıyla birden çok sözcüğün genellikle mecaz anlama gelecek biçimde kaynaşmasıyla oluşan sözlere deyim denir. Deyimler, kalıplaşmış olduğundan onu oluşturan sözcükler değiştirilemez.
“Bu işçilerin, ekmeğini taştan çıkarmak için ölürcesine çalıştıklarını gördüm.” cümlesinde “ekmeğini taştan çıkarmak” sözü deyimdir. Üç sözcüğün kalıplaşmasıyla oluşan bu deyim, gerçek anlamından uzaklaşarak “geçimini sağlamakta çok becerikli olmak” anlamını kazanmıştır.
“Müdür beyi görünce nedense dili çözülüverdi.”
Atasözleri
Yıllara dayalı bilgi, birikim ve deneyim sonucu söylenen özlü sözlere atasözü adı verilir. Atasözlerinin söyleyeni belli değildir. Ayrıca atasözleri genel anlamlar içerir ve yargı bildirir. Atasözlerinin de kalıplaşmış bir yapısı olduğundan onları oluşturan sözcüklerin yerine başka sözcükler getirilemez.
“El, elin eşeğini türkü söyleyerek arar.” sözü bir atasözüdür. Bu atasözü “kişinin başkalarının işini önemsemeden yaptığı” anlamını içerir.
“Minareyi çalan, kılıfını hazırlar.” atasözü “Kolay kolay gizlenemeyecek bir suçu işleyecek olan kişi, bunun önlemini alır.” anlamındadır.
Kimi atasözleri anlamca aynı doğrultudadır, kimi atasözleri ise anlamca birbiriyle çelişir.
“Gün doğmadan neler doğar.”
atasözleri “sıkıntıların devamlı olmadığı, bir gün elbet biteceği” anlamını taşır.
“İyilik eden iyilik bulur.”
atasözleri anlamca birbiriyle çelişmektedir. Birinci atasözünde “iyiliğe iyilikle karşılık verileceği” savı ortaya konurken, ikincisinde bunun tam tersi bir görüş belirtilmiştir.
Atasözleri çoğunlukla mecaz anlamlar içerir.
“İşleyen demir ışıldar.” atasözü mecaz anlamlıdır. Bu atasözü “Tembel tembel oturanlar hantallaşır; çalışanlar açılır, daha yararlı işler yapar.” anlamını taşır.
“Bugünün işini yarına bırakma.” atasözü ise gerçek anlamlıdır.
Atasözleri deyimler gibi kalıplaşmış sözlerdir. Deyimler bir duyguyu, düşünceyi, anlık bir durumu kısa ve etkili bir şekilde bildirir. Atasözlerinin deyimlerden farkı yargı bildirmeleri, cümle hâlinde olmaları ve daha çok doğa, insan ve hayat karşısında toplumun felsefesini, dünya görüşünü yansıtmalarıdır. Ayrıca deyimler genellikle mastar hâlindedir.
“Gönül kimi severse güzel odur.” sözü “Herkesin bir güzellik ölçütü vardır ancak bir kimse için güzel, gönlünün sevdiğidir.” anlamında bir atasözüdür.
“Gönül vermek ise “sevmek, âşık olmak” anlamında bir deyimdir. Görüldüğü üzere atasözü yargı bildirmekte, deyim ise mastar hâlindedir.
Grubun vurgusu küçük sayı ismindedir.