SERVET-İ FÜNUN ŞİİRİNİN GETİRDİĞİ YENİLİKLER VE EDEBİYATIMIZDAKİ ÖNEMİ, SERVET-İ FÜNUN EDEBİYATI, SERVET-İ FÜNUN ŞİİRİNİN GETİRDİĞİ YENİLİKLER, SERVET-İ FÜNUN ŞİİRİNİN ÖNEMİ,
Günümüz şiirlerinden
yola çıkarak Servetifünun şiirinin getirdiği yenilikleri ve buradan hareketle
edebiyatımızdaki
önemini konu alan kısa bir yazı yazarak sınıfta okuyunuz.
Servet-i Fünuncular Türk şiirinde çok önemli yenilikler gerçekleştirdiler.
Servet-i Fünun şiiri, Tanzimat'ın çok ilerisindedir. Türk edebiyatının modernleşmesinin kesin kanıtı şiirde ortaya konan başarı ve yeniliklerdir.
Şiir alanındaki başarıda, Servet-i Fünun'un başındaki isim olan Tevfik Fikret'in şair olması ve gruptakilerin çoğunun şiirle uğraşması etkili olmuştur.
Fransız edebiyatını örnek alan Servet-i Fünuncular Türk şiirinin biçim ve içeriğinde çok önemli yenilikler gerçekleştirmişlerdir.
II. dönem Tanzimat şairlerinin "her güzel şeyin şiire konu olabileceği" biçimindeki görüşlerinde yer alan "güzel'i, Servet-i Fünuncular kaldırdılar. Böylece şiirin konusu sınırsız biçimde genişlemiş oldu. İlgi çekici buldukları her konunun şiire girmesine fırsat doğmuş oldu. Günlük hayata ait basit olaylar şiire bol bol girdi. Ancak Servet-i Fünuncular siyasi ve sosyal konularla ilgilenmediler. Bunda yaşadıkları dönemin ağır siyasi şartlarının yanı sıra, kişilikleri de etkili olmuştur.
Servet-i Fünuncular şiirlerinde, çoğunlukla bireysel duygulara ve hayallere yer verdiler. Aşk, tabiat, aile hayatı onların şiirlerindeki başlıca konulardır. Onlar, şiirlerinde duyguyu ön plana aldılar; işledikleri konular da aşırı duygusallığın ürünüdür.
Servet-i Fünuncuların şiirlerinde aşk konusu, genellikle romantik bir bakış açısıyla ele alınmıştır. Sosyal hayatla ilgilenmedikleri için, şiirlerinde aile hayatı ile ilgili içten duygulara geniş yer vermişlerdir. Onlarda gerçeklerden kaçış, içine kapanış vardır. Devrin ağır şartları içinde bunalınca yalnızlık, sükûnet, inzivaya çekilme arzuları öne çıkmıştır. Şiirlerinde marazilik (hastalıklı) durumu öne çıkar.
Servet-i Fünun şairleri üç ayrı tipte nazım biçimi kullanmışlardır.
1. Divan şiirinden alarak geliştirdikleri nazım biçimi. Servet-i Fünun sanatçıları, Divan şiirindeki müstezadı alıp "serbest müstezat" biçimini geliştirdiler.
2. Fransız şiirinden aynen aldıkları türler: Sone, terza-rima, balad bunlardandır.
3. Kendilerinin geliştirdikleri biçimler. Bunlar Divan şiirinde ve Fransız şiirinde olmayıp kendi kendilerine icat ettikleri biçimlerdir.
Servet-i Fünuncular şiirlerini aruz ölçüsüyle yazmışlardır. Aruz veznini Türkçeye uygulamada başarılı oldular. Aruz veznini kullanırken geleneksel kalıpların dışına çıktılar. Şiiri monotonluktan kurtarmak ve ritim oluşturmak için bir şiirde birden çok aruz kalıbını denediler. Cenap Sahabettin ve Tevfik Fikret bunun öncülüğünü yaptılar. Vezinlerin ahenk oluşturmada sağladığı imkânlardan yararlanmayı denediler.
Servet-i Fünuncular, şiirde yeni bir dil, yeni bir söyleyiş, yeni semboller manzumesi ortaya koymayı hedeflediler. Onlar, şiirin dilini değiştirdiler. Başlangıçta makul biçimde kullandıkları Arapça, Farsça kelime ve tamlamaların ölçüsü, sınırı belirlenemedi. Kurmak istedikleri duygu ve hayal dünyası için dilin doğallığının sınırlarını aşmakta tereddüt göstermediler.
Şiirlerinde alışılmıştan farklı, o güne kadar kullanılmamış tamlamalara yer verdiler. Yeni imajlar ve semboller için "Saat-i semen-fam, ud-i mükevkeb fakr-ı matemi, lerze-i rûşen, buse-i gülgun, heykel-i ikrar, nay-ı zümürrüd, tûf-ı tesliyet, zemzeme-fermayı ser-aheng-i sahar, nağme-i şeffaf..." gibi tamlamaları kullandılar.
Servet-i Fünuncular şiirin biçimi konusunda önemli değişiklikler gerçekleştirdiler. Şiirde beyit bütünlüğü anlayışını kırdılar. Cümlenin bir dizede ya da beyitte tamamlanması zorunluluğunu kaldırdılar. Onların şiirlerinde bir cümlenin mısranın ortasında bitip yeni bir cümlenin başladığı görülmüştür.
Hep üstüne titrer; gece bazen yatağımda
Birlikte uyurduk.
Bırakıp mektebe gitsem
Dil teng-i hasret
Servet-i Fünun sanatçıları, anjanbman (bağlanım, atlama) adı verilen bu söyleyiş tarzına sık sık başvurdular.
Bu söyleyiş biçimi Türk şiirine Fransız şiirinden geçmiştir.
Edebiyat-ı Cedideciler olarak da tanınan Servet-i Fünuncular şiirde ahenge büyük önem vermişlerdir. Onlara göre ahenk, edebi eserin insana sanat zevki vermesinde önemli bir öğedir. Sanatçılar, ahenk oluşturmak için kafiye, vezin, aliterasyon gibi öğelerden yararlanmışlardır.
TÜM SERVETİ FÜNUN NOTLARI İÇİN TIKLAAA