1.Ruh hırsızları Abasılar
Yakut Türkleri, korunmak için bu kötücül ruhlara kurbanlar sunarlar. Albastı, Alkarısı, Albız da denen ve yeraltında yaşayan bu yaratıkları bir tek şamanlar görebilir. İnsanları yalnızken, çaresiz ve sıkıntılı olduklarında yakalar, delirtir, yoldan çıkartır ve ruhunu kaçırırlar. Dişleri demirden, tek gözlü, tek ayaklı veya ayaksız ve kel olarak tasvir edilirler.
2.Her şeye can veren Ayıhılar
Altay, Yakut ve Saka mitolojilerinde Abası’nın karşıtı iyi ruhlar. Yaradılışın ve iyiliğin başlangıcı olan meleklerin tamamına Ayıhı deniyor. İyilik yapan insanları koruyorlar korumasına ama yoldan çıkanları inadına yalnız bırakıyorlar. Çocukların doğmasını, toprağın bereketli, ürünlerin verimli olmasını onlara borçluyuz. Ayıhıların en kıdemlisi “Ürüng Ay Toyon”.
3.Görenlerin yüreğine korku salan Abra
Abura ve Apra olarak da bilinen, timsah suratlı devasa büyüklükteki yeraltı yılanı. Gözleri parlak bakır renkli, ayakları kızıl, çenesi de çok güçlü. Tengiz de denen yeraltındaki büyük denizde yaşıyor. Aslında üçlü takılıyor bu ejdere benzeyen yılanlar. Ker Abra, Ker Yutpa ve Ker Doydu olarak bu üçünden hep birlikte bahsediliyor. Bu yüzden hepsinin aynı varlık olması da bir ihtimal.
4.Gülmekten öldüren Arçura
Arçuri ve Arçuray da deniyor. Çuvaş’larda şeytani orman cini. Yerleri süpüren saçları, kıllarla kaplı vücuduyla kara görünümlü bir şey. İkisi önde ikisi arkada dört kızıl gözü, üç kolu ve üç bacağı var. Kaşla göz arasında ak sakallı bir adam, yakışıklı bir genç, yayınbalığı, kuş, keçi vs. olabiliyor ve insanları gıdıklamak suretiyle gülmekten çatlatarak öldürdüğü söyleniyor. Kahkahalar atarak ve tokat şaklaması gibi konuşarak kurbanlarını avlıyor. Bu sese dönüp bakanların vay haline!
5.Azdıran yol cini Azmıç
Balkarların kayıp cini veya yol cini. Azıtkı veya Azıktı olarak da bilinir. Tek başına seyahat edenlerin başına musallat oluyor. En sevdiği kişi kılığında görünerek insanları peşine takıyor; dağdan, uçurumdan, ırmaktan düşürüyor.
6.Müfettiş Bükrek’le tanışın
Altay mitolojisinde savaşan iki ejderhadan iyi olanı. Bükre veya Bukra da denir. İnsanların yardımcısıdır. Rivayet o dur ki; bin yılda bir yeryüzüne inerek dünyanın durumunu kontrol eder. Kanatları olmadığından, uçamayan bir kertenkeleye benzer. Uzun boynu, çok güçlü pençeleri ve dünyanın her yerinden duyulabilen billur gibi bir sesi var derler. Kötü ejderha Sangal ile dokuz yıl savaşmış ve en sonunda yenmeyi başarmış.
7.Kutupların Siyahı Sangal
Bükrek ile yaptığı savaşın sonunda yenilmiş. Fakat bunu hazmetmiş mi hazmedememiş mi bilinmez. Bükemediğin eli öpeceksin arkadaşım!
8.Çocuk düşmanı Çarşamba Karısı
Bu kötücül ve çirkin yaratıkla muhatap olmak istemiyorsanız Çarşamba geceleri herhangi bir işe başlamayın, ya da başladığınız işi bitirin yarım bırakmayın, bizden söylemesi… Mazallah Çarşamba Karısı, evin çocuğunu herkesin gözü önünde alıp götürebilir! İşsiz güçsüz gezenlere “Çarşamba karısı gibi gezip durma” denmesi bundan.
9.Suyun anası Çay Ninesi
Azeri halk kültüründe dere ve nehirlerde yaşlı kadın kılığında yaşayan bir varlık. Suya çok bakana kızıyor, başını döndürüyor ve akıbetini Narkisos gibi yapıyor. Bu yüzden Azeriler nehir kenarına gittiklerinde “su sahibi”ne selam vermemezlik etmiyorlar. Çay Ninesi’ni kızdırmamak için suya çöp dökmek de fena halde yasak.
10.Demir tırnaklı, demir burunlu, pis kokulu Demirkıynak
“Demirtırnak” da denen, kılıktan kılığa girip, korkunç sesler çıkartan bu kötücül yaratık ahalinin delirmesine sebep olurmuş. Ormanlarda yaşayan bu varlığın tek korktuğu şey su olduğundan bulabildiğiniz ilk su kaynağına kendinizi atmaktan başka çıkış yolunuz yok. Efsanenin çeşitli varyasyonlarında Tepegöz’ün kızı ya da kızkardeşi olduğu söylenir. Hikayenin kahramanı Basat, önce Demirtırnak’ı ardından da Tepegözü öldürür.
11.Dünyadaki bütün kötülüklerin kaynağı Emegenler
Yunan Mitolojisi’yle benzerlik taşıyan Çerkes efsanelerinde anlatılan çirkin, çok başlı dev varlıklar. Çerkeslerin üstün güçlere sahip mitolojik kahramanları Nartların baş düşmanı Emegenler, üç ayda bir yüzden fazla çocuk doğururlar. Nart kahramanları, Emegenleri her daim yenmeyi başarsa da, yakalandıklarında Emegenler tarafından yendikleri için onlardan çekinirler.
12.Başa konsa, gölgesi düşse Hüma’dan bilinen talih
Kumay veya Umay kuşu. Cennet kuşu olarak tasvir edilen Hüma, çok yükseklerden ve hiç dinlenmeksizin uçabilen, ayakları asla yere değmeyen efsanevi bir yaratık. Eskiden hükümdar ölünce halk bir meydanda toplanır, Hüma’nın başına konduğu ya da gölgesinin düştüğü kişiyi tahta geçirirmiş. Hüma’ya “devlet kuşu” “talih kuşu”, hükmdara da “hümayun” denmesinin işte asıl kaynağı bu.
13.Neanderthalin hafızamızdaki mirasçısı Garmakoçi
Laz halkının vücudu kıllarla kaplı, uzun boylu, insanla maymun arası orman adamına verdikleri isim. Mitolojilerinin aynı olması nedeniyle Lazlarla akraba oldukları kabul gören Gürcülerde Oçokoçi adıyla biliniyor. Megrelya’da Oçhokoçi denen bu yamyam yaratık pek çok masal ve efsanenin baş kahramanı ve bir cadının kocası.
14.Issız yerlerin ruhu Gulyabani
İnsan yediği düşünülen kocaman, uzun sakallı, asalı bir dev olarak tasvir edilir. Oysa bazı Türk halklarına göre, her zaman kadın kılığındadır. “Guleybanı” ve “Aleybanı” olarak anılır. Araştırmacıların eski Arap rivayetlerine dayandırdığı, vücudu tüylerle kaplı, pis kokulu bu acayip varlığın ayakları terstir. Aman ırakta kalmayın! Çünkü dağ yamaçlarında ve kimsenin olmadığı çöllerde akşamüstü ortaya çıkarmış.
15.Enkebit gibi çöktün, git başımdan!
İç Anadolu’ya özgü doğaüstü bir varlık. Anlatılara göre; İnsanları uykudayken boğazlayarak öldürmeye kalkan Enkebit’in sağ elinin ortası deliktir, başında da altın bir fesi vardır. Başındaki fesi alabilen kişiye zarar veremeyeceğine inanılır.
16. Kendisini yakalayabilene altın veren Hıbılık
İnsanın göğsüne oturur ve nefesi kesilip ölene kadar boğazını sıkar. Hıbılık kimi basarsa, o insan yerinden kıpırdayamaz, dili tutulur. Enkebit’le benzer bir biçimde Hıbılık’ın da başında sihirli bir börk (şapka) vardır. O şapkayı çalabilen kişinin zengin olacağına inanılır.
17.Sidikten korkan Hınkır Munkur
Yakaladığı insanları önce boğarak öldüren sonra da yiyen bir canavar. İnsana benzer fakat karnında bulunan bir kesenin içinde yavrusunu taşır. En korktuğu şey üzerine işenmesi olan Hınkır Munkur’u gördüğünüzde hala korkudan altınıza yapmamışsanız, bununla tehdit etmeniz kaçması için yeterli.
18.Ateşten korkan Hırtık
Üst kısmı insan, alt kısmı hayvan, bedeni tüylerle kaplı, ayakları ters kötücül cin. Fırat Nehri’nde yaşadığı kabul edilir. Ateşten korkan Hırtık, karanlıkta ortaya çıkar. Kılığına girdiği kişinin yakınlarıyla konuşarak onları akarsu kıyısına götürür ve boğar. Geceleri at çalıp, sabaha kadar onları yorar. İnanışa göre; ata tutkal sürülünce, yapışan Hırtık’ın yakasına iğne takabilen kişi onun sahibi olabilir.
19.Türk Zombie’si, ölülerin eşkiyası Hortlak
Gece mezardan kalkan, sırtında kefenle dolaşan yaşayan ölüler. Kızdıklarına sataşırlar, hızlı koşarlar, ata binebilirler, silah kullanabilirler, istediklerini döverler, sevdiklerini kaçırırlar, ev basarlar, yol keserler. Hortlak saldırısından korunmak için mezarlık yakınlarından geçerken dua okunur. Halk inancına göre birinin hortlaması uğursuzluktur, kesin ahiretten kovulmuştur.
20.Nesnenin içindeki gizemli güç: İççi
Eskilere göre, her dağın, akarsuyun ve ormanın koruyucusu vardır. Bunlar iyilikseverdirler ve insanlara yardım ederler. Karşılığında da saygı beklerler. Bulundukları yerin temizlik ve güvenliğine çok önem verirler. Hatta insanlara örnek olmak için bu titiz ruhların temizlik yaptıkları bile görülmüştür.
21.Köpekbaşlı insansı İtbaraklar
Türklerin sürekli savaşa tutuştukları, “çok tüylü köpek” manasına gelen İtbaraklar, Oğuz Kağan destanlarına göre kuzey-batıya doğru uzanan karanlık ülkelerin içinde yaşarlardı. Destanı okuyanlar bilirler; Oğuz Han, İtbaraklara karşı bir akın yapmış fakat yenik düşüp, dağlardaki bir nehrin ortasında kalan küçük bir adacığa sığınmak zorunda kalmıştı.
22.Tarakla insan döven Karakoncolos
Karakoncolos, kara renkte, çok çirkin, maymun, kedi veya çocuk büyüklüğünde bir kötülük cini. Özellikle Bulgar folklorunda rastlanan bir yaratık. Zemheride sokaklarda dolaşır, rastladığına sorular sorar. Yanıtların içinde “kara” kelimesi geçmezse; elindeki kocaman tarakla adam döver. “Karamanlıyım” ya da “Ankara’ya gidiyorum” deyip sıvışmanız hayrınıza.
23.Kabus cini Kamos
Karakura da denir. Rüyalarda insanları korkutan ve ruhlarını alan kötücül bir yaratık. Biçimsiz bir varlıktır. İnsanları uykuda yakalayarak götürür. Üzerine çöktüğü insan nefes alamaz. Gün ışığından korkar. Güneş doğunca da donar kalır.
24.Pantolonunuzu iliklemeyin, Karakorşak geliyor!
Geceleri izbede dışarıya çıkmanın doğru olmadığını vurgulayan bir halk anlayışının dışavurumu. Altay ve Türkmen kültüründe eşek, köpek, domuz, keçi kılığına girdiğine inanılan kötücül cin. Gece kapıları çalıp, ev sahibinin tanıdığı bir ses ve kılıkla çağırarak kaçırır. Bu cinden korunmak istiyorsanız pantolonunuzun düğmelerini açmanızı hatta açık gezmenizi tavsiye ederiz.
25.Avın bereketi Kayberen’den sorulur
Kırgızların iyiliksever ruhlar arasında saydıkları “kayıp eren” adıyla andıkları ruhlar. Dağlarda yaşar ve geviş getiren hayvanları korurlar. Bu ruhlar, hayvanların artıp çoğalmasını sağlar. Ancak kızarlarsa hayvanları telef edebilirler.
26.Ayakları kayıştan Gulyabani: Kayış Baldır
Çocukları korkutmak için uydurulmuş kötücül varlık. Elsiz ve ayaksız bir ihtiyar görünümündedir. Yolda seyir halindeki insanları aldatıp, omzuna biner. Kim omuzuna alırsa, bir anda Kayış Baldır’ın karnından yılana benzer üç arşın uzunluğunda iki ayak çıkar ve yolcunun bedenine sarılır, yolu bitinceye kadar da bırakmaz.
27.Garip bir çoban: Kuzu Kuzu Kuşu
Balıkesir’in Bigadiç ilçesinde ormanda yaşadığına inanılan bir kuş. Hikayesi şöyle: Bir gün bir adam çobanın birini, kuzularına bakması için tutar. Çobanın bir an dalgınlığına gelir ve kuzuları kaybeder. Sahibinden de korktuğu için “Allah’ım beni kuş yap da buradan uçup gideyim” der. Çobanın dileği gerçekleşir. Bigadiçliler o zamandan beri “kuzu kuzu” diyen çobanın sesinin ormanlarda yankılandığını hikaye ederler.
28.Yılanların hiç yaşlanmayan ecesi Şahmeran
Erbüke olarak da bilinen Maranlar, belden aşağısı yılan üstü insan doğaüstü yaratıklardır. Yeraltında yaşayan bu akıllı ve iyicil Maranların ecesi, hiç yaşlanmayan ve ölünce ruhunun kızına geçtiğine inanılan Şahmeran’dır. Onun insanlarca öldürüldüğünü henüz bilmeyen, bu nedenle derde deva olma işine devam eden Meranların, Şahmaran’ın ölümünü duydukları an Meran Ülkesi’nden çıkıp şehirleri yerle bir edecekleri söylenir. Bu inanış en çok Cizre, Nusaybin ve Tarsus civarında yerleşiktir.
29.Şamanların göksel rehberi Merküt
Merküt veya Bürküt de denilen Altay ve Moğol mitolojisindeki efsanevi kartal. Kimi yerlerde Anka kuşu ile özdeşleştirilmiş. Bazan da bir tanrı veya tanrıça olarak görünür. Gök yolculuğuna çıkan şamanın ruhuna ilk üç gök katı boyunca kılavuzluk eder.
30.Kuşların haydutu Şeşe
Azerilerin inanışına göre, bilinmezler aleminden gelen kötücül bir kuştur. Yalnızca geceleri uçan bu kuş, erkek çocukları boğazından vurur. Bu nedenle de çocuğun altı aya kadar gözetim altında tutulması gerekir. İnanışa göre, Şeşe’yi yakalayan biri, anında öldürmelidir. Öldüren kişi Şeşe’nin vurduğu herhangi bir çocuğun boğazına elini sürerse çocuk kurtulur.
31.Aneeeeeem Öcü geldi!
Arapça ecinni kelimesinin Türkçe’deki karşılığı. Kalabalık yerlerde yaşadığına inanılır ve kısa boylu olarak tasvir edilir. Kocaman başları, tüyle kaplı bedenleri ve tersine duran ayakları vardır. Çarptığı iddia ediliyor. Cin çarpan insanın vücudu morarırmış, bir süre sonra da ölür derler.
32.Yunan Mitolojisi’ndeki Kiklopların tastamam aynısı: Tepegöz
Özellikle Dede Korkut hikayelerinde adı geçen yerel kültürümüzün en meşhur canavarı. Annesi alageyik kılığına girebilen bir peri, babası da çoban. Hem dişi, hem erkek Tepegöz’lere rastlanabilir. Parmağında büyülü bir yüzük takılıdır. Kaf dağında yaşayan Tepegöz’ün kılıcın kesmediği, okun işlemediği bedeninin tek zayıf yanı tek gözüdür. En sonunda Basat adlı kahraman tarafından öldürülür.
33.Güneş’i ve Ay’ı yutan Yelbegen
Altay mitolojisinde bazan yedi başlı bir dev bazan da ejderha olarak anlatılagelen insan yiyen at düşmanı mitolojik canavar. Üç, yedi veya 12 başı vardır. Siyah ya da sarı renklidir. Güneş ve Ay tutulması, Yelbegen’in bu gök cisimlerini yemesi olarak anlatılır.
Kaynak:
• Türk Mitoloji Ansiklopedisi-Deniz Karakurt
• Türk Mitoloji Ansiklopedisi-Deniz Karakurt