ÖMER HALİSDEMİR KİMDİR HAYATI, DARBEDEKİ ROLÜ, ŞEHİT EDİLİŞİ,
“ÖMER HALİSDEMİR”
15 Temmuz gecesi Türkiye'nin yaşadığı
en kara günlerden biri olmuştur. Darbeci teröristler ülkenin üniformasını
giyerek bu ülkenin milletine silahlarını doğrultmuştur. Halkın darbeye karşı
koyması, vatansever askerler ve emniyet teşkilatının bir bütün olması ile
teröristler etkisiz hale getirilmiştir. O geceye dair birçok kahramanlık
hikâyesini gördük, dinledik veya şahit olduk. Ancak o hikâyelerden en farklısı
Ömer Halisdemir'e ait. O vatanının üzerine gelecek büyük bir darbeyi tek başına
savuşturmuş ve ülkenin tarihini tek başına değiştirmiştir.
Niğde Çukurkuyu Köyü’nde yaşayan bir
ailenin oğlu olan Ömer Halisdemir 42 yaşında Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda
kıdemli başçavuş olarak vazifeli bir akserdi. 15 Temmuz darbe gecesi
teröristlerin yanında yer almadığı gibi, onlara karşı koymuş ve 30 kurşunla
şehit olmuştur.
Özel Kuvvetler Komutan Yardımcısı
Tuğgeneral Semih Terzi, 15 Temmuz'da görev gereği Silopi'de idi. 15 Temmuz
sabahı ısrarla Zekai Paşa'yı aradı. "Kayınpederimin durumu kritik
Ankara'ya gelmek istiyorum" dedi. Paşa, normal zamanlarda makul
karşılayacağı bu talepten şüphelendi. Aynı gün darbeci General Terzi'nin eşi de
bir bahane ile Zekai Paşa'nın eşini arayıp ikna etmeye çalışmıştı.
Zekai Paşa için tuhaf gelen başka
olaylar da vardı. Terörle cansiperane mücadele eden Zekai Paşa, sürekli arazide
idi. O günü yakın arkadaşlarına şöyle anlattı: "Ben, son bir yıldır,
düğüne bayrama gitmiyorum. Ancak kanser tedavisi gören bir arkadaşımızın düğünü
vardı. Bana da görev verdiler. 'Komutanım, sizden başka kıdemli kimse yok.
Genelkurmay adına hediye çekini siz takdim eder misiniz?' dediler. Doğrusu
tuhaftı. Çünkü Ankara'da benden kıdemli çok sayıda komutan vardı. Düğün
salonuna girince şüphelerim daha da arttı. Hem kıdemli komutanlar oradaydı hem
de salonda bulunmaması gereken kişiler de gelmişti. Hızlıca protokol görevini
yapıp çıktım."
Aksakallı'nın makam aracı, Külliye'ye
giden yol üzerinde 3 araç tarafından sıkıştırıldı. Paşa, zaten tedirgindi ve
yakın ekibini önceden uyarmıştı. Darbecileri atlattılar. Zekai Paşa, o gece bir
kalkışma olduğunu Özel Kuvvetler Karargâhı’nın da ele geçirilmek istendiğini
öğrenir öğrenmez hem en güvendiği adamını aradı hem de karargâhtaki nöbetçi
subaylara ulaşmaya çalıştı. Tabii aynı anda, ÖKK'den en sadık adamlarına da
silahlarını alarak komutanlığını önüne gelmeleri emrini verdi.
Zekai Paşa,
karargâhı aradığında, şok bir cevapla karşılaştı. Terzi, "Ben oraya
geliyorum. Kışlanın emniyetini sağlayın, içeriye komutanlardan kimseyi almayın,
gerekirse ateş edin" emrini vermişti.
Zekai Paşa, "Siz görevden
alındınız, artık Semih Paşa'nın emrini dinliyoruz" diyen albaya,
"Emrimi dinlemiyorsun, FETÖ'cülerin emirlerini dinliyorsun, sen
paralelcisin" diye bağırdı.
İşte
o andan itibaren yaşananları Zekai Paşa gözyaşları içinde şöyle anlattı:
"Başçavuş Ömer Halisdemir'i aradım, Ömer benim koruma astsubayımdır.
Ömer'e, "Sana, vatanımız ve milletimiz adına tarihi bir görev veriyorum.
Tuğgeneral Terzi vatan hainidir, isyancıdır. Onu, karargâha girmeden öldür!
Bunun sonunda şahadet var. Biliyorsun seninle 20 yıllık beraberliğimiz var.
Hakkını helal et" dedim.
Ömer
Başçavuş, sonu ölüme varan emir üzerine vakur bir sesle Zekai Paşa'ya hitaben,
"Baş üstüne komutanım, hakkım helal olsun. Siz de helal edin" dedi
Bu sırada darbeci general Terzi
helikopter pistinden karargaha yürüyordu. 10 kişilik koruma ekibi etrafındaydı.
Tam karargah binasının girişinde ÖKK Koruma Astsubayı Başçavuş Ömer Halisdemir
tarafından durduruldu. Terzi ve korumaları "Karargâha giremezsiniz. Zekai
Paşa'nın emri" demeye kalmadan kendisi etkisiz hale getirmeye çalışan özel
time rağmen namlusuna mermiyi sürdüğü tabancasını çekti darbeci Terzi'yi
alnından vurdu. Halisdemir ise 10 koruma tarafından ateş edilerek, başına ve
vücuduna isabet eden 30 kurşunla şehit düştü.