İHTİLAF-I METALİ KONUSUNDAKİ GÜNCEL TARTIŞMALAR, İHTİLAF-I METALİ NE DEMEK, İHTİLAF-I METALİ TARTIŞMALARI, İHTİLAF-I METALİ,
İhtilâf-ı metâli’ konusu ile ilgili güncel tartışmaları araştırınız.
Kur'an-ı Kerim'de güneş ve ayın bir hesaba göre hareket ettiği (Rahman, 55/5) bunların, diğer fonksiyonlarının yanında aynı zamanda birer hesap ölçüsü kılındığı (En'am, 6/96), yılların sayısını ve hesabı bilmemiz için aya menziller tayin edildiği (Yunus, 10/5), gökler ve yer yaratıldığı zaman on iki ay meydana gelecek şekilde bir nizam konduğu (Tevbe, 9/36), ayın yeryüzünden hilal şeklinde başlayıp kademe kademe farklı şekillerde görülmesinin insanlar ve hac için vakit ölçüleri olduğu (Bakara 2/189) ifade edilmektedir.
Bu ayet-i kerimelerden, Hz. Peygamber (s.a.s.)'in uygulamalarından ve O'nun Ramazanın başlangıcı ve sonuyla ilgili olarak ifade buyurduğu, "Hilali görünce oruca başlayın; onu tekrar görünce bayram yapın. Hava kapalı olur (da hilal görülmez) ise içinde bulunduğunuz ayı otuza tamamlayın." (Buhari, Savm 11; Müslim, Sıyam, 17-20) mealindeki hadislerinden, İslam'da ibadet hayatına ve diğer bir takım hükümlere ilişkin vakitlerin belirlenmesinin, herkesin kolayca anlayıp hayata geçirebileceği son derece pratik ve sade bir kurala bağlandığı anlaşılmaktadır.
Dünyanın yuvarlak olması sebebiyle hilalin bir yerde görülürken başka yerde görülmemesi mümkündür. Buna "ihtilaf-ı metali" yani ayın doğuş yer ve vakitlerinin farklılığı denilir.
Oruca başlarken, ihtilaf-ı metalie itibar edilip edilmeyeceği konusunda İslam alimleri farklı görüşler ileri sürmüşlerdir. Hanefi mezhebine göre ayın görülmesinde ihtilaf-ı metali (ayın görüldüğü yerler arasındaki farklılığa) itibar edilmez. Dolayısıyla dünyanın herhangi bir yerinde hilal görüldüğü takdirde, bundan haberdar olan bütün Müslümanların oruca başlaması gerekir (İbn Abidin, Reddu'l-muhtar, II, 393-394).
Şafiiler ise, ihtilaf-ı metali'a itibar edilmesi gerektiğini, dolayısıyla dünyanın herhangi bir yerinde görülen hilalin, oraya uzak yerler için geçerli olmayacağını belirtmişlerdir (Şirbini, Muğni'l-Muhtac, Beyrut 1997, I, 619-620).
17 İslam ülkesinden kırktan fazla din ve astronomi bilgininin katılımıyla 1978 yılında İstanbul'da gerçekleştirilen "Rü'yet-i Hilal Konferansı"nda, dünyanın herhangi bir bölgesinde görülen hilal ile bütün Müslümanların oruca başlayacakları kararı alınmıştır. KAYNAK: DİB
İhtilâf-ı metâli’ konusu ile ilgili güncel tartışmaları araştırınız.
Kur'an-ı Kerim'de güneş ve ayın bir hesaba göre hareket ettiği (Rahman, 55/5) bunların, diğer fonksiyonlarının yanında aynı zamanda birer hesap ölçüsü kılındığı (En'am, 6/96), yılların sayısını ve hesabı bilmemiz için aya menziller tayin edildiği (Yunus, 10/5), gökler ve yer yaratıldığı zaman on iki ay meydana gelecek şekilde bir nizam konduğu (Tevbe, 9/36), ayın yeryüzünden hilal şeklinde başlayıp kademe kademe farklı şekillerde görülmesinin insanlar ve hac için vakit ölçüleri olduğu (Bakara 2/189) ifade edilmektedir.
Bu ayet-i kerimelerden, Hz. Peygamber (s.a.s.)'in uygulamalarından ve O'nun Ramazanın başlangıcı ve sonuyla ilgili olarak ifade buyurduğu, "Hilali görünce oruca başlayın; onu tekrar görünce bayram yapın. Hava kapalı olur (da hilal görülmez) ise içinde bulunduğunuz ayı otuza tamamlayın." (Buhari, Savm 11; Müslim, Sıyam, 17-20) mealindeki hadislerinden, İslam'da ibadet hayatına ve diğer bir takım hükümlere ilişkin vakitlerin belirlenmesinin, herkesin kolayca anlayıp hayata geçirebileceği son derece pratik ve sade bir kurala bağlandığı anlaşılmaktadır.
Dünyanın yuvarlak olması sebebiyle hilalin bir yerde görülürken başka yerde görülmemesi mümkündür. Buna "ihtilaf-ı metali" yani ayın doğuş yer ve vakitlerinin farklılığı denilir.
Oruca başlarken, ihtilaf-ı metalie itibar edilip edilmeyeceği konusunda İslam alimleri farklı görüşler ileri sürmüşlerdir. Hanefi mezhebine göre ayın görülmesinde ihtilaf-ı metali (ayın görüldüğü yerler arasındaki farklılığa) itibar edilmez. Dolayısıyla dünyanın herhangi bir yerinde hilal görüldüğü takdirde, bundan haberdar olan bütün Müslümanların oruca başlaması gerekir (İbn Abidin, Reddu'l-muhtar, II, 393-394).
Şafiiler ise, ihtilaf-ı metali'a itibar edilmesi gerektiğini, dolayısıyla dünyanın herhangi bir yerinde görülen hilalin, oraya uzak yerler için geçerli olmayacağını belirtmişlerdir (Şirbini, Muğni'l-Muhtac, Beyrut 1997, I, 619-620).
17 İslam ülkesinden kırktan fazla din ve astronomi bilgininin katılımıyla 1978 yılında İstanbul'da gerçekleştirilen "Rü'yet-i Hilal Konferansı"nda, dünyanın herhangi bir bölgesinde görülen hilal ile bütün Müslümanların oruca başlayacakları kararı alınmıştır. KAYNAK: DİB