Ural-Altay dil ailesinin Altay koluna mensup olan Türkçeyi diğer dillerden ayıran en belirgin
özellikler nelerdir?Türkçeyi diğer dillerden ayıran en belirgin
özellikler
1. Türkçe son takılı (post-positional) bir dildir. Kelimeler arası ilişkiler sona gelen çekim ekleri ve edatlarla sağlanır. Hint-Avrupa dilleri ve Sami diller ise ön takılı (pre-positional) dillerdir.
2. Farsçadaki ki, İngilizcedeki that, wich, Fransızcadaki que, qie, Arapçadaki ellezî gibi bağlayıcılarla kurulan yan cümle-temel cümle sentaks düzeni Türkçede yoktur. Türkçe bu yapıları sıfat-fiil (ortaç) ve zarf-fiillerle (ulaç) karşılar.
3. Sami dillerle birçok Hint-Avrupa dilinde görülen artikel Türkçede bulunmaz. Çünkü Türkçede isimler bir tek nesnenin değil türün adıdır. Belirlilik isim tamlamalarında tamlayan ekiyle, nesnelerde yükleme hâli ekiyle belirtilir. Bunların dışındaki belirlilik / belirsizlik ancak bağlamdan anlaşılır.
4.Yine bazı Hint-Avrupa dilleriyle Arap dilinin bir özelliği olan gramatikal cinsiyet (erkeklik, dişilik veya nötr) Türkçede yoktur.
5. Türkçe birçok dil gibi, teklik ve çokluk kategorilerine sahiptir. Arapçada bulunan ikilik (tesniye) Türkçede bulunmaz.
6. Birçok dilde aynı kelime hem isim hem fiil kökü olabilir; Türkçede olamaz. Aynı görülenler ya kök değildir, ya sonradan ortaya çıkmış biçimlerdir.
7. Evet-hayır sorusu bazı Hint-Avrupa dillerinde kelime sırası değiştirilerek; Arapçada ön ekle yapılır. Türkçede ise sona gelen -mi ekiyle.
8. Dünya dillerinin birçoğu gibi Türkçe de onlu (decimal) sayı sistemine sahiptir. Bazı Kafkas dilleriyle Bask dilinde ise sayı sistemi yirmilidir. Sayılarda Türkçeyi başka dillerden ayıran en önemli özellik ise yirmi, otuz, kırk, elli kelimelerinin iki, üç, dört, beş kelimelerinden bağımsız olmasıdır. Birkaç dilden örnek vererek bunu açayım. İngilizce: two-twenty, three-thirty, four-fourty, fivefifty. Rusça: dva-dvadtsat, tri-tridtsat, çitiri-sorok, pyat’-pyat’desyat. Arapça: isneyn-‘aşrûn, selâse-selâsûn, erba’a-erba’ûn, xamse-xamsûn. Moğolca: hoyarhorin, gurban-guçin, dörben-döçin, tabun-tabin. Görüldüğü gibi bazı dillerdeki iki-yirmi ve Rusçadaki dört-kırk (çitiri-sorok) müstesna birleri gösteren sayı ile onları gösteren sayı arasında açıkça köken birliği vardır. Fakat Türkçe kırk’ın dört ile, elli’nin beş ile hiç ilgisi yoktur.
Bazı fonetik özelliklerle konuyu bitirelim. Yine maddeler hâlinde veriyorum:
1. Hepinizin bildiği gibi Türkçede ünlü uyumları vardır. Altay ve Ural 22 Ahmet Bican Ercilasun dillerinde de bulunan bu özellik Sami dillerle Hint-Avrupa dillerinde yoktur.
2. Türkçede ünlü sayısı birçok dile göre fazladır; sekiz, bazı lehçelerde dokuz ünlü vardır. Bu bakımdan Türkçeye bir ünlü dili desek yeridir. Burada Arapçanın ünlülerinin sadece üç adet olduğunu hatırlatalım.
3. o, ö ünlüleri (Kırgız ve Altay gibi lehçeler müstesna) sadece ilk hecede, diğer ünlüler her yerde bulunabilir.
4. Türkçede dudak (labial), diş-dudak (labiodental), diş eti (alveolar), ön damak (palatal), arka damak (velar) ünsüzleri vardır. Güney Afrika’daki Hoysan dillerinde olduğu gibi şaklamalı (click) ünsüzler, Dravid dillerinde olduğu gibi kıvrık dil ucu (retroflex), Fransızcadaki r gibi küçük dil (uvular), Arapçadaki gibi yutak (pharyngeal) ve gırtlak (glottal) ünsüzleri yoktur.
5. Başta bulunamayan ünsüz sayısı epeyi fazladır: c, f, ğ, h, l, m, n, r, v, z. Türkiye Türkçesinde ve birçok Türk lehçesinde sonda bulunamayan ünsüzler de vardır: b, c, d, g.
6. Ünsüz birikmesi (cluster) Türkçede yoktur. Yani hece başında birden fazla ünsüz ve hece sonunda (bazı çiftler müstesna) birden fazla ünsüz yan yana bulunamaz. Örnek olarak, Hint-Avrupa dillerindeki kral, klasik, stres, sfenks; Arapçadaki ilm, vecd, fikr gibi kelimelere Türkçede rastlanmaz.
7. Çince, Japonca ve bazı Amerikan yerli dillerinde sadece açık hece bulunur, yani ünsüzle hece bitmez. Türkçe birçok dünya dili gibi hem açık, hem kapalı hecelere sahip bir dildir.
8. Kelime içindeki tek ünsüzler Türkçede mutlaka kendilerinden sonraki ünlüyle hece kurarlar: a-ra-da-ki. Bu kelime ar-ad-ak-i olarak hecelere bölünmez. Daha başka özelliklerden de bahsetmek mümkündür. Bunlar bence en önemlileridir ve birçok dile göre Türkçeyi ayırt edicidir. Bilinen ilk metinleri 8. yüzyılın birinci yarısına ait olan ve 11. yüzyılın ikinci yarısında yazılmış büyük bir sözlüğe sahip Türkçenin bu özellikleri o tarihlerden bugüne de hemen hemen hiç değişmemiştir.
KAYNAK: Ahmet Bican Ercilasun