11. VE 12. YÜZYILLARDA İSLAMİYET VE TÜRK KÜLTÜRÜ, 11. VE 12. YÜZYILLARDA İSLAMİYET VE TÜRK KÜLTÜRÜ KONU ANLATIMI, 11. VE 12. YÜZYILLARDA İSLAMİYET VE TÜRK KÜLTÜRÜ DERS NOTLARI,
11. ve 12. yüzyıllarda islamiyet ve türk kültürü
11. VE 12. YÜZYILLARDA İSLAMİYET VE TÜRK KÜLTÜRÜ
Türkler yaklaşık olarak IX. yüzyıldan itibaren boylar hâlinde İslamiyet'i kabul etmeye başlar. Bunda hem TürklerinŞamanist inanışlarının İslam inanışlarına yakın olması hem de Türk-Çin düşmanlığı büyük rol oynar. Çünkü Arap dünyası daÇinlilerle savaş halindedir ve bu ortak düşmanlık, Türklerle Arap dünyasının yakınlaşmasına neden olur. Arap dünyası, yiğitliklerine hayran kaldıkları Türk boylarını yanlarına çekerek hem Çinliler karşısında güç kazanmak hem de İslamiyet'i daha geniş coğrafyalara yaymak istemektedir. Bu yüzden de Türk boylarıyla dostluk ve akrabalık bağlarıkuvvetlendirilmeye, Türk beyleri Arap saraylarına komutan olarak alınmaya başlanır. Hatta daha da önemlisi, 752 yılındaÇinlilerle yapılan Talaş Savaşı'nda güç birliği yapılarak savaşa birlikte girilir. Böylece Türk beyleri Arap-İran saraylarını, bu coğrafyadaki yerleşik yaşamı ve kültürü yakından tanıma olanağı bulur. Bu yaşama biçimine ve kültüre özenmeye, İslamiyet'i kabul edip boylar hâlinde yerleşik yaşama geçmeye başlar. Nitekim XI. yüzyılda kurulan Karahanlı Devleti'nin İslamiyet'i resmi din olarak kabul etmesi de İslami inanışların Türk boylarında uzun bir süreç içinde de olsa ne kadar köklü bir değişime neden olduğunu gösterir.
Türklerin İslamiyet'i kabul etmeleri ve yerleşik yaşama geçmeleri, sosyal ve kültürel yapılarında da büyük değişikliklere neden olur. Özellikle dil, edebiyat, bilim, ahlak ve sanat alanlarında Türkler yeni bir yörüngeye girer. İslam bilimlerininöğretildiği medreselerden yetişen Türk aydınları, önce Anadolu dışında, sonra da Anadolu sahasında Arap ve Farskültürünün, dilinin etkisinde eserler vermeye; İslam uygarlığının kültür birikimini topluma yaymaya başlarlar. Ancak eski edebiyat ve kültür değerlerini de bir anda terk edemezler.
Genel Özellikler
1İslam inançlarıyla Müslüman Arapların ve İranlıların oluşturduğu ortak kültür ve edebiyatın etkisindedir.
2Dilde gittikçe yoğunlaşan bir Arapça-Farsça etkisi görülür. Bu dillerden alınmış kavram, sözcük ve tamlamalar kullanıldığı gibi tamamen Arapça ve Farsça ile yazılmış eserler de vardır.
3Genellikle yazılıdır. Sözlü edebiyat da İslami etkiler altında, halk arasında yaşamış ve gelişmiştir.
4Yazılı eserlerin sahipleri genellikle bellidir.
5Düz yazı da yaygınlaşmış olmakla birlikte, şiirin edebiyattaki ağırlığı devam eder.
6Nazımda aruz ölçüsü, Arap ve iran edebiyatlarından gelmiş nazım tür ve biçimleri, tam ve zengin uyak ön planaçıkmıştır. "Beyit" en çok kullanılan nazım birimidir. Halk arasında dörtlük nazım birimi ve hece ölçüsü kullanılmaya devam etmiştir.
7Yüksek zümre arasında müziğin şiire eşliği azalmıştır.
8Şiirde daha çok bireysel duygular işlenmekle birlikte, düz yazıda toplumsal konulara yönelme görülür.
9"Aşk" temasıön plana geçer. "Kahramanlık" teması az işlenir. Dinî konular da hem şiirde hem de düz yazıda önemliölçüde yer alır. Tabiat teması araç olarak kullanılır.
10Halk tabakalarıyla seçkinlerin dilleri, şiir ve edebiyat anlayışları farklılaşır. Türkçede çeşitli bölge farklılıklarıortaya çıkar. Bölgeler, uzak yurtlar arasında farklı gelişmeler yaşanır. "Halkın edebiyatı" "seçkinlerin edebiyatı"biçiminde bir ayrılık kendini gösterir.
11. ve 12. yüzyıllarda islamiyet ve türk kültürü
11. VE 12. YÜZYILLARDA İSLAMİYET VE TÜRK KÜLTÜRÜ
Türkler yaklaşık olarak IX. yüzyıldan itibaren boylar hâlinde İslamiyet'i kabul etmeye başlar. Bunda hem TürklerinŞamanist inanışlarının İslam inanışlarına yakın olması hem de Türk-Çin düşmanlığı büyük rol oynar. Çünkü Arap dünyası daÇinlilerle savaş halindedir ve bu ortak düşmanlık, Türklerle Arap dünyasının yakınlaşmasına neden olur. Arap dünyası, yiğitliklerine hayran kaldıkları Türk boylarını yanlarına çekerek hem Çinliler karşısında güç kazanmak hem de İslamiyet'i daha geniş coğrafyalara yaymak istemektedir. Bu yüzden de Türk boylarıyla dostluk ve akrabalık bağlarıkuvvetlendirilmeye, Türk beyleri Arap saraylarına komutan olarak alınmaya başlanır. Hatta daha da önemlisi, 752 yılındaÇinlilerle yapılan Talaş Savaşı'nda güç birliği yapılarak savaşa birlikte girilir. Böylece Türk beyleri Arap-İran saraylarını, bu coğrafyadaki yerleşik yaşamı ve kültürü yakından tanıma olanağı bulur. Bu yaşama biçimine ve kültüre özenmeye, İslamiyet'i kabul edip boylar hâlinde yerleşik yaşama geçmeye başlar. Nitekim XI. yüzyılda kurulan Karahanlı Devleti'nin İslamiyet'i resmi din olarak kabul etmesi de İslami inanışların Türk boylarında uzun bir süreç içinde de olsa ne kadar köklü bir değişime neden olduğunu gösterir.
Türklerin İslamiyet'i kabul etmeleri ve yerleşik yaşama geçmeleri, sosyal ve kültürel yapılarında da büyük değişikliklere neden olur. Özellikle dil, edebiyat, bilim, ahlak ve sanat alanlarında Türkler yeni bir yörüngeye girer. İslam bilimlerininöğretildiği medreselerden yetişen Türk aydınları, önce Anadolu dışında, sonra da Anadolu sahasında Arap ve Farskültürünün, dilinin etkisinde eserler vermeye; İslam uygarlığının kültür birikimini topluma yaymaya başlarlar. Ancak eski edebiyat ve kültür değerlerini de bir anda terk edemezler.
Genel Özellikler
1İslam inançlarıyla Müslüman Arapların ve İranlıların oluşturduğu ortak kültür ve edebiyatın etkisindedir.
2Dilde gittikçe yoğunlaşan bir Arapça-Farsça etkisi görülür. Bu dillerden alınmış kavram, sözcük ve tamlamalar kullanıldığı gibi tamamen Arapça ve Farsça ile yazılmış eserler de vardır.
3Genellikle yazılıdır. Sözlü edebiyat da İslami etkiler altında, halk arasında yaşamış ve gelişmiştir.
4Yazılı eserlerin sahipleri genellikle bellidir.
5Düz yazı da yaygınlaşmış olmakla birlikte, şiirin edebiyattaki ağırlığı devam eder.
6Nazımda aruz ölçüsü, Arap ve iran edebiyatlarından gelmiş nazım tür ve biçimleri, tam ve zengin uyak ön planaçıkmıştır. "Beyit" en çok kullanılan nazım birimidir. Halk arasında dörtlük nazım birimi ve hece ölçüsü kullanılmaya devam etmiştir.
7Yüksek zümre arasında müziğin şiire eşliği azalmıştır.
8Şiirde daha çok bireysel duygular işlenmekle birlikte, düz yazıda toplumsal konulara yönelme görülür.
9"Aşk" temasıön plana geçer. "Kahramanlık" teması az işlenir. Dinî konular da hem şiirde hem de düz yazıda önemliölçüde yer alır. Tabiat teması araç olarak kullanılır.
10Halk tabakalarıyla seçkinlerin dilleri, şiir ve edebiyat anlayışları farklılaşır. Türkçede çeşitli bölge farklılıklarıortaya çıkar. Bölgeler, uzak yurtlar arasında farklı gelişmeler yaşanır. "Halkın edebiyatı" "seçkinlerin edebiyatı"biçiminde bir ayrılık kendini gösterir.
Yeni Kültürün Edebiyata Yansıması
Türkler İslamiyeti kabul ettikten sonra Kur'an ' ı Kerim ve temel kitapları Arapça olmasından dolayı Arapça öğrenmişlerdir. Medreselerde bilim dili Arapçadır. Edebiyat dili Farsça olarak kullanılmaya başlanmıştır.
Bu durum Anadolu Selçuklu' larından sonra kurulan Anadolu Beyliklerine kadar sürmüştür. 15 Mayıs 1207 tarihinde Karaman oğlu Türkçe' yi devlet dili olarak ilan etmiştir.
Osmanlı Devleti' nin kurulmasından sonra Türkçe İmparatorluk dili olmuştur. 15. yüzyıldan sonra Arapça - Farsça Türk Diline kurallarıyla Türk Diline girmiştir.