BAĞLAŞIKLIKLA İLGİLİ ANLATIM BOZUKLUKLARINA ÖRNEKLER, DİL BİLGİSİ İLE İLGİLİ ANLATIM BOZUKLUKLARI ÖRNEKLERİ, BAĞLAŞIKLIKLA ALAKALI ANLATIM BOZUKLUKLARI, ANLATIM BOZUKLUKLARI,
· BAĞLAŞIKLIK –DİL BİLGİSİYLE İLGİLİ ANLATIM BOZUKLUKLARI
hazırlayan: Mustafa ŞAHİN
1-Özne
Eksikliği
2-Özne-Yüklem
Uyumsuzluğu
3-Nesne
Eksikliği
4-Dolaylı
Tümleç Eksikliği
5-Çatı
Uyuşmazlığı
6-Ek
Fiil Eksikliği
7-Yüklem
Eksikliği
8-Yardımcı
Fiil Eksikliği
9-Tamlama
Yanlışları
- 1-Özne Eksikliği
- Sıralı ya da birleşik yapılı cümlelerde görülür.
- Bu tür cümlelerde yargılar tek özneye bağlanmak
istenir.
- Eğer özneler farklıysa anlatım bozukluğu meydana
gelir.
- ÖRNEKLER
- Mağazanın inşaatı eylül ayında bitecek ve
faaliyete geçecektir.(mağaza)
- Arabayı boyatırsak daha yüksek fiyata satılmaz
mı?(araba)
- Bir süre kimse konuşmadı,soruyu çözmeye
çalıştı.(herkes)
- Bu tür dergilerin
sayısı azalıyor, okunmaz oluyor.
- Kazada şoförün suçlu
olduğu anlaşıldı ve hemen tutuklandı.
- Kitaba ilgi gösterildi
ve birçok defa basıldı.
- Mağazanın inşaatı
bitti, yakında hizmete girecek.
- Halit Ziya’nın
romanındaki bazı kelimeler sadeleştirilerek tekrar basılacak.
- Sınavda kopya
çekerseniz kimlik bilgileriniz sınav tutanağına yazılacak ve geçersiz
sayılacak .
- İhtiyarın sağlığı
günden güne bozuluyor ve artık olaylar karşısında direncini kaybediyor.
- Kitabı bir solukta
okumuştu; çünkü çok sürükleyiciydi.
- Arabanın benzini
bitmiş, bir türlü çalışmıyor.
- Kitabın çevirisinde
yanlışlar var hem de konuşma diline yatkın değil.
- Lambanın isi tavana
vurmuştu, adeta görünmez olmuştu.
- Bunun yapmaya cesaret
lazım, herkesin yapabileceği bir iş değil.
- Yaralıların ilk
müdahalesi olay yerinde yapıldı ve ambulansla hastaneye taşındı.
·
2-Özne-Yüklem Uyumsuzluğu
- Bir cümlede özne ile yüklem kişi ve
tekillik-çoğulluk bakımından uygun olmalıdır.
- Özne,insan dışındaki bir varlık ve çoğulsa
yüklemin tekil olması gerekir.
- Soyut kavramlar çoğul özne olduğunda yüklem tekil
olur.
- ÖRNEKLER
- Sıkıntılar onu ne hale getirmişler.
- Gözlerim yaşardılar.(yaşardı)
- Yürümekten ayaklarım ağrıyorlar.(ağrıyor)
- Nehirler nazlı nazlı akıyorlardı.(akıyordu)
·
Tekillik - Çoğulluk
Bakımından
- Çocuklar
bahçede top oynuyorlar. (doğru)
- Çocuklar bahçede top oynuyor. (doğru)
- Fikirler baskıyla yerleşmezler.
- Arılar kovanı
balla doldurdular.
- Çocuk felcinden korunmak için altı milyonun
üzerinde çocuk, aşılandılar.
- Birçok öğrenci
dünkü sınavdan erken çıkmışlar.
- Ağaçlar baharın
gelmesiyle çiçek açtılar.
- Yağmur bulutları
yavaş yavaş dağların ardına çekildiler.
- Bu tür kitaplar
daha çok üniversite öğrencileri tarafından okunuyorlar.
- Şehirde insanların birçoğu işe yetişmek
için erken kalkarlar.
- Çanakkale’de binlerce insan bu ülke için
canlarını vermişler.
- Birçok sinema sanatçısı, bugün sinemanın içine düştüğü duruma çare arıyorlar.
·
Şahıs Bakımından:
- -Özne birden çok ve içinde “ben” varsa yüklem “biz”
olur.
- ÖRNEKLER
- Ben ve Ahmet
aynı okula gidecek
- gideceğiz.
- Yeryüzünde bir sen bir de ben varım.
- varız
- Dışarıda sadece ben ve küçük bir çocuk kalmıştı.
- kalmıştık.
- Çarşıda birbirimizi kaybetmiştik, ne ben
onu ne de o beni bulabiliyordu.
- bulabiliyorduk.
- -Özne birden çok ve içinde “sen” varsa yüklem “siz”
olur.
- Sen ve arkadaşların
nereye kayboldu?
- Kayboldunuz?
- Annen ve sen
yarın okula gel.
- gelin
- Okuldan çıkınca sen ve arkadaşın doğruca
bizim eve gitsin.
- Gidin
- c) Olumluluk -
Olumsuzluk Bakımında
- Özne ; herkes,hepsi olduğunda yüklem olumlu olur.
- Özne ; hiçbiri,hiç kimse olduğunda yüklem olumsuz
olur.
- Kimse kıpırdamasın, yere yatsın.
- Hiçbiri okula gitmemiş, evde televizyon
izlemişti.
- Kimsenin yapamaz dediğini yaptı ve ödülü aldı.
- Herkes koridorda bekliyor, uyarılara rağmen sınav
salonuna girmiyordu.
- Hiç kimse onun yüzünü görmek istemiyor, ondan nefret ediyordu.
- Görgü tanıklarının hiçbiri konuşmuyor, sessiz
kalmayı tercih ediyordu.
- Hiçbiri -Ali Suavi’den başka- ülkede ayaklanmayı
düşünmemiş,padişaha bağlılığı kutsal bir görev saymıştı.
· 3-Nesne Eksikliği
- Fiil kökenli yüklemlerin bazıları nesne
alır,bazıları ise almaz.
- Birleşik ya da sıralı cümlelerde görülür.
- ÖRNEKLER
- Bize acıdı da getirdi buraya.(bizi)
- Aşka da inanmaz;ama hep arar.(aşkı)
- Buna okurlar karar versin ve uygulasın.((bunu)
- Dışarıda yağmur yağıyordu,biz de
seyrediyorduk.(yağmuru)
- Ona asla kızmıyor, çok seviyoruz.
- Yasalara göre paranın üzerine yazı yazmak ve yırtmak
yasaktır.
- Konuşmacının düşüncelerine katılıyor ve destekliyorum.
- Derslerine çalışmıyor, ihmal ediyordu.
- Bu kitaba çok para verdim ama hiç okumadım.
- Her zaman resmine bakacağım, hiç yanımdan ayırmayacağım.
- Önce gazetelerin haber başlıklarına şöyle bir göz
atalım, sonra tek tek okuruz.
- Yaptığı yanlışlar için kendine çok kızıyor; ama
bir türlü düzeltemiyordu.
- Hikayeci, bu küçük kasabada yaşayan insanların
yaşamından etkilenmiş ve kendi üslubuyla eserlerine yansıtmıştı.
- Romanda geçen olay çok karışıktı; ancak ikinci
okuyuşta anlayabildim.
- Devrik cümlelerin yazıya renk kattığı ,
tekdüzelikten kurtardığı bir gerçektir.
- Sınavda sorulara bakıyor ve hemen çözüyordu.
- Polis haftalarca olayı çözmeye çalışmış ama başaramamıştı.
·
4-Dolaylı Tümleç Eksikliği
- Cümlenin yardımcı öğelerinden biri olan dolaylı
tümlecin kullanılmaması anlatım bozukluğuna neden olur.
- ÖRNEKLER
- Öğretmenler çalışkanı sever,iyi not
verirler.(çalışkanlara)
- Birbirimizi kutladık,sarıldık.(birbirimize)
- Sizi seviyor ve güveniyoruz.(size)
- Malatya’ya gittik ve üç hafta kaldık.(orda)
- Arkadaşının sıkıntı
çektiğini biliyor, sezdirmeden yardım ediyor.
- Binaya giriş ve çıkışlar
yasaklandı.
- Karaya yaklaşıyor muyuz
yoksa uzaklaşıyor muyuz?
- Geçen hafta
arkadaşlarına uğradı ve bir gece kaldı.
- Olayları böyle
değerlendirmek ve bu açıdan bakmak yanlış.
- Çocukları çok sever, çok
iyi anlaşırdı.
- Kitaplarda öğretmen ve
öğrencilere indirim yapılır ve posta ücreti alınmaz.
- Yeni çıkan kitapları okumak
bir yana, haberimiz bile olmuyor.
- Sınav süresince
görevlilerle konuşmak ve soru sormak yasaktır.
- Garsonu sinirli bir
şekilde yanına çağırdı ve masaları silmesini söyledi.
- Gerçeğe ancak tek
yoldan gidilir; ama uzaklaştıran binlerce yol vardır.
- Hiç kimseyi hor görmez,
elinden geldiğince yardım etmeye çalışırdı.
- Ünlü sanatçı
şarkılarıyla salondakileri coşturmuş, neşeli dakikalar yaşatmıştı.
·
5-Çatı Uyuşmazlığı
- Temel cümle ile yan cümlenin yüklemleri çatı
yönünden uyuşmalıdır.
- ÖRNEKLER
- Bir buket çiçek alınarak hastayı ziyaret
etti.(edilgen-etken)-edildi-
- Bu sınav çalışarak kazanılabilir.(kazanılır)
- Çok düşünüp az konuşulmalı.(konuşmalı)
- Kendisine haber vererek,dönmesi
istendi.(istenildi.)
(ETKEN-ETKEN / EDİLGEN-EDİLGEN)
- Bütün yemekleri hazırlayıp sofraya koyuldu.
- İki bardak çay içildikten sonra o konuyu görüştüler.
- Trafik kurallarına dikkat edilirse kaza yapmazsınız.
- Bahçedeki zararlı otlar yolarak bir yere yığılmalıdır.
- Her ne kadar şehir dışına taşınmışsa bile istenen
rahatlığa kavuşulamamıştır.
- Bu halılar yarına kadar yıkanıp müşteriye teslim
etmelidir.
- Son yıllarda insanlar eski yalıları yıkmaya yerlerine
yüksek binalar yapılmaya başladı.
- Futbolda rakipler ne çok büyütülmeli ne de onları
küçümsemeliyiz.
- Bu kitabı dikkatlice incelerseniz, kitapta birçok
çelişkinin olduğu hemen fark edilir.
- Benim sözlerime kulak verirseniz bu tür yanlışlar
yapılmaz.
- Bu sınav çok soru çözerek kazanılır
· 6-Ek Fiil Eksikliği
- Birinci cümlenin ek eylemle kapatılmaması bazen
anlatımı bozabilir.
- ÖRNEKLER
- Düşüncelerinde ısrarlı;ama inatçı
değildi.(ısrarlıydı)
- Pazar çok kalabalık;fakat ucuz
değildi.(kalabalıktı)
- Kızı sarışın;ama güzel değildi.(sarışındı)
- Boyu kısa,bedeni de pek biçimli değildi.(kısaydı)
- Kardeşi çok zeki;ama akıllı değildi.(zekiydi)
- Ahmet Bey oldukça titiz;fakat kibirli
değildi.(titizdi)
- 7-Yüklem Eksikliği
- Farklı yüklem alan sıralı,bağlı ya da birleşik
cümlelerde yüklemlerden birinin kullanılmamasından kaynaklanan anlatım
bozukluğudur.
- ÖRNEKLER
- Okul bitince ne ben onu ne de o beni
aradı.(aradım)
- Onlar bana,ben onlara bakıyordum.(bakıyordu)
- O beni seviyordu,ben de onu.(seviyordum)
·
8-Yardımcı Fiil Eksikliği
- Bazı cümlelerde yardımcı fiil yazılması
gerekirken yazılmamıştır. Bu yardımcı fiil eksikliği anlatım bozukluğuna
neden olur.
- ÖRNEKLER
- Sabaha kadar dans (ettiler) ve müzik dinlediler.
- Öğlene kadar (çalıştılar) sonra döndüler.
- Yüklem, Ekeylem ve Fiilimsi Eksikliği
- O yıllarda ben otuz o ise otuz beş yaşlarındaydı.
- Amacı, arkadaşını ikinci kendisini birinci plana
çıkarmaktı.
- Buraya gelmeden önce mi sonra mı telefon
ettin?
- Dürüst biri olduğundan dün de bugün de kuşkuya
düşmüyorum.
- Boyu kısa, bedeni de pek biçimli değildi.
- Alpay’ın bu sert ve centilmence olmayan davranışı
büyük tepki topladı.
- Sanatçının son eseri seyirciden büyük ilgi ve
alkış aldı.
- Bu işyerinde çalışanların kravat ve koyu renk
ceket giymesi zorunludur.
- Yüklem, Ekeylem ve Fiilimsi Eksikliği
- Durmadan gazoz ve çekirdek yenilen bu yerden
hemen uzaklaştım.
- Bu sınavla hangisinin başarılı, hangisinin
başarılı olmadığını öğreneceğiz.
- Evin kirası çok uygun; ancak yeri güzel değildi.
- Olaydan büyük bir üzüntü duyduğunu, suçluların
cezalandırılmasını istedi.
- Bu söylemleriyle ülkemize yarar mı sağladı zarar
mı belli değil.
- Toplantı bitince biz yukarı onlar aşağı indi.
- İkinci yeni şairleri biçimle çok; ama anlamla hiç
ilgilenmemiştir.
- Hafta sonu nerelerin yağışlı, nerelerin yağışlı
olmadığını radyodan öğrendim.
- 9-Tamlama Yanlışları
- İsim tamlamalarında tamlayan görevindeki sözcüğün
kullanılmaması anlatım bozukluğu nedenidir.
- ÖRNEKLER
- Kızını,kasabada kaybetmiş.
- Ne zaman döneceğini bilmiyorum.
- Sınavda çok başarılı olduğunu duyduk.
Bir cümlede tamlama ekinin eksik veya gereksiz kullanımı anlatımı bozar.- Ahmet Bey,derneğimizin üye ve ikinci başkanıdır.
- Köpekler konuşur;ama dinlemesini bilene.
- Her
aile,çocuklarının sorunlarıyla ilgilenmesi gerekir.
- Bir cümlede tamlayan ile tamlananın uymaması
anlatım bozukluğu nedenidir.
- Senin ve benim sorumluluklarım çak farklı.
- Siyasi, askeri ve ekonomi alanlarında görüştürler.
- Bu ne benim ne de öğretmenimin aklına geldi.
- Askeri ve meslek liselerinin sınavları yakında
yapılacak.