11.SINIF FELSEFE KİTABI CEVAPLARI SEMİH OFSET-SEK YAYINLARI, 11.SINIF FELSEFE SEMİH OFSET-SEK YAYINLARI KİTAP CEVAPLARI, 11.SINIF FELSEFE KİTAP CEVAPLARI,
FELSEFE SEMİH YAY.
SORU VE CEVAP
FELSEFE SEMİH YAY. SORU VE CEVAPLAR
1. Felsefe nedir?
Philo: sevgisi
Sophia: bilgelik
Philosophia: bilgelik sevgisi
Philo: sevgisi
Sophia: bilgelik
Philosophia: bilgelik sevgisi
Felsefe: Varlık, bilgi ve değerler üzerine yapılan birleştirici ve bütünleyici
yorumlardır.
2. Felsefede tutarlılık neden önemlidir?
Felsefede tutarlılık bir düşüncenin
kendisiyle çelişmemesidir. Düşünce önermesinin öncülleri ile sonucu
arasında uyumluluk olması önemlidir. Çünkü filozof ve filozofun düşüncesi
kendisiyle çelişik olamaz.
3. Felsefe ve hikmet arasında nasıl bir ilişki vardır?
Felsefe bilgi arama etkinliği iken
hikmet bilgi arama etkinliği olmakla beraber bilgiye hakikate ulaşmış olmadır.
bu bakımdan hikmet felsefeyi kapsar.
4. Geçmişten geleceğe felsefenin işleviyle ilgili düşünceleriniz nelerdir?
Felsefe İlkçağda mitolojik ve dini
açıklamalar yerine daha çok akla dayalı bir şekilde sistemli ve tutarlı olarak
evren ve bilgiyi açıklama çabası gütmüş.
Ortaçağda kilise Hıristiyanlığı felsefi
akla dayandırarak temellendirmeyi hedeflenmiş.
Yeniçağda aklın, özgürlüğün ve
aydınlanma felsefesinin oluşumunda aktif rol almış.
Günümüzde ise özgür düşüncenin ölümünde
etkili ve denetleyicidir.
5. Bir felsefe sorusu yazınız.
Felsefe nedir?
1. Doğruluk ve gerçeklik nedir? Birer örnekle anlatınız.
Gerçeklik (realite), bir nesnenin
zihinsel bağımsız olarak varolmasıdır.
Örnek: Güneşin varlığı.
Doğruluk (Hakikat), bilgin nesnesi ile
örtüşmesidir.
Örnek: Güneş tutulması.
2. Genelgeçer ve doğru bilgi edinebilir miyiz? Neden?
Genelgeçer ve doğru bilgi edinemeyiz.
Çünkü obje ve objeyi bağlı olarak bilgi değişir. En azında suje yani bizim
bilgi hakkında algimiz gelişir. Bilim Genelgeçer doğru bilgiden diverse
de isabetli değil.
3. “İnsan zihni boş bir levhadır.” görüşüne katılıyor musunuz? Tartışınız.
Insan zihni boş bir
levhadır, diyen J. Locke aynı sözün celisigi "iç deney" kavramıyla
akla ve doğuştan bilgiye kapı aralamaktadir.
Zihin ve zihin kategorileri yok sayılmış, bu da isabetli değildir.
Zihin ve zihin kategorileri yok sayılmış, bu da isabetli değildir.
4. Temellendirme nedir? Örnekle ifade ediniz.
Felsefede
Temellendirme, bir paradoxun bir düşüncenin bir önergenin akıl ile
desteklenerek tutarlı olmasını sağlamaktır. Felsefedeki Temellendirme
Bilimlerde ispat ve kanıt anlamındadır.
Örnek: Platon idea lar teorisini gölge ve yansıma ile temellendirmiş.
Örnek: Platon idea lar teorisini gölge ve yansıma ile temellendirmiş.
5. Bilginin doğruluk ölçütleri nelerdir?
Bu ölçütlerden ikisini söyleyiniz.
1 Uygunluk
2 Tutarlılık
3 Apacıklık
4 Yarar
5 Tümel Uzlaşım
2 Tutarlılık
3 Apacıklık
4 Yarar
5 Tümel Uzlaşım
1. Ontoloji nedir? Kısaca anlatınız.
Ontoloji varlık
felsefesi dir. Felsefenin varlığı bir bütün olarak genel bir şekilde ele
almasıdır.
2. Felsefenin varlıkla ilgili temel sorularının sorulma nedeni nedir?
Varlığın olup
olmadığı, varlık varsa ne olduğu, arkenin ne olduğu, varlığın tek
mi çok mu olduğu tartışılarak varlık temellendirmeye çalışılmıştır.
Kısaca ontoloji,
varlığın niteliği ve niceliği araştırılmıştır.
3. Varlığı oluş ve idea olarak gören filozoflar hangileridir?
Varlık OLUŞ diyenler:
Herakleitos, Whitehead
Varlık IDEA diyenler:
Platon, Aristo, Farabi, Hegel
4. Pragmatizm ve varoluşçuluk gibi akımların özellikleri nelerdir?
Pragmatizm yarar ve
fayda sağlayan ve sonuç itibari ile başarı getiren,
Existansiyalizm bireyin
Varoluşun ötesine geçerek özünü yakalama özgürlüğü kazanmasidir.
5. Kendiniz ya da varlık hakkında hiç soru sordunuz mu? Arkadaşlarınızla paylaşınız.
Ben Kimim? Niye
varım? ben neyim ve ne olmalıyım?
Neden ve nasıl oluyor ki bu evren varolmustur?
Neden ve nasıl oluyor ki bu evren varolmustur?
1. Ahlak nedir? Kısaca anlatınız.
Ahlak huy, karakter,
yaratılış anlamlarını gelir.
Kavram olarak bir toplumda geçmişten günümüze ortaya çıkan ve toplumun yaşantısı belirleyen etkenlerdir.
Socrates ahlak üzerine felsefe yaparak etik felsefesi başlatmıştır.
Kavram olarak bir toplumda geçmişten günümüze ortaya çıkan ve toplumun yaşantısı belirleyen etkenlerdir.
Socrates ahlak üzerine felsefe yaparak etik felsefesi başlatmıştır.
2. Ahlak felsefesinin konusunu oluşturan kavramlar nelerdir? Bunlardan üç tanesini söyleyiniz.
İyi,
kötü, özgürlük, sorumluluk, Erdem, vicdan, irade, ödev, ahlak yasası. ...
3. Erdemli yaşamak ne demektir? Kısaca anlatınız.
Ahlakı bir ilkedir.
Iyi, istenilen olumlu kararlar verme ve bu kararlara uygun eylemde bulunma.
4. Özgürlük ve sorumluluk ilişkisi ahlak felsefesi çerçevesinde nasıl değerlendirilmelidir?
Özgür iyi ve kötü
olandan dilediğini secmedir. Sorumluluk özgürce seçilen davranışın sonucuna
katlanmadir.
Özgür insanlar
yaptıkları eylemden sorumludurlar. Köle, çocuk, deli ve buyruk altında olanlar
yaptıkları eylemden sorumlu değiller.
5. Uygulamalı etik alanları nelerdir?
1 çevre etiği
2 meslek etiği
3 enformasyon etiği
4 biyoetik (tıp etigi)
5 siyaset etigi
1. Zanaat ile sanat eseri arasındaki fark nedir?
Sanat, estetik
heyecan uyandıracak eserleri bize veren çalışmadır. Bu çalışmayı yaparak eser
veren insan sanatçı adını alır.
Zanaat, maddi
gereksinimleri karşılamak için el becerisiyle yapılan iş anlamında kullanılır.
Bu nedenle sanat ve zanaat birbirinden farklıdır
2. Sanat ve doğadaki güzel kavramıyla
hangi felsefe dalı ilgilenir? Belirtiniz.
Estetik ilgilenir.
Natüralist ve realist görüşü
savunan düşünürler doğal güzelliğe,Romantikler ise sanat güzelliğine önem
vermişlerdir.
3. Güzelliğin ölçütleri nelerdir? Oran, simetri, uyum,harmonia,
4. Sanat eserinin nitelikleri nelerdir?
Biriciklik
Özgünlük
Ölçülülük (oran, simetri)
Kalıcılık
Estetiklik
Öznellik
Yerellik-Evrensellik
5. Sanat ve sanatçıya etki eden etkenler
nelerdir?
Sanatçı içinde bulunduğu toplumun ve
dönemin siyasetinden, kültüründen, başka insanlarca görülmeyen nitelikleri
ayrıntılı bir duyumsallıkla -sezgisi ve duygusal zekâsıyla-alımlar ve onları
eserlerinde yansıtır.
Sanat eseri artık güzellik değerinin tüm
başka çevresel bileşenlerinin etkisini hissettiren taşıyıcısı olarak
estetik nesne hâline dönüşür.
1. Din felsefesi ile teoloji arasında ne gibi farklar vardır?
u Teoloji (Tanrıbilim, ilahiyat), belli bir
dini bu dine ait olan konu ve problemleri ele alır. Bu nedenle Yahudi,
Hıristiyan ve İslam teolojisi gibi değişik teolojiler vardır. Teoloji,
konu aldığı dinin inanç ve ibadetlerini doğru kabul eder, onları savunmaya ve
güçlendirmeye çalışır.
u Din felsefesi, herhangi bir dini ve onun pratik
öğelerini ele almaz. Din olgusunu ele alır. Din felsefesi genel olarak dinin
doğası, ibadetin anlamı, din, bilim ve ahlak ilişkileri gibi konuları
açıklayarak, değerlendirmeye çalışır. Bu değerlendirmeyi yaparken mantıksal bir
analize başvurur. Din felsefesi, dine eleştirel ve objektif bir
tavırla yaklaşır.
2. Dinî alanın temel kavramları
nelerdir?
• Din:Evren ve insan yaşamına yön veren ve
biçimlendiren sistem.
• İnanç: bir dine, bir düşünceye gönülden bağlı
bulunmak.
• İman: dinin ortaya koyduğu doğruları tasdik
etmek.
• Tanrı : her şeyi yaratan, var eden varlık.
• İbadet: tanrı’nın buyruklarını yerine getirme, tanrı’ya
yönelen saygı davranışı, tapınma.
• Dinî tecrübe: dinî emirlere bağlı olarak inanan insanda gerçekleşen her türlü dinî yaşantı, dinî duygu, düşünce ve uygulamaların tümü.
• Peygamber: tanrının mesajlarını iletmek için
seçtiği kul.
• Kutsal: tapınılacak derecede sayılan, dinî bir saygının konusu olan.
• Vahiy : tanrı tarafından peygamberlere
bildirilen ilahi mesajlar.
• Tevhit: tanrı’nın ilahlığını tanımak, bir
olduğunu tasdik etmek ve ona hiçbir eş ortak koşmamak.
• Fıtrat: yaratılıştan gelen, dış etkenlerle
bozulmayan yapı.
3. Dinî tecrübe fıtrat ile ilgili
olabilir mi? Niçin?
Dinî tecrübe İnsanların dinî emir ve yasaklardan hareketle ritüellerden edindikleri ve
kendi hisleriyle geliştirdikleri manevi duyguya dayalı birikim.
Fıtrat Yaratılış
gereği doğuştan getirilen, çevresel faktörlerden etkilenmeyen ve Tanrı ile bağ
kurmaya elverişli olan kabiliyetlerin potansiyel hâli.
Fıtrat doğuştan gelen, yaratılış gereği
olan, dini tecrübe edinilen manevi duygulardır.
4. İnsan neden inanmak ister?
Düşüncelerinizi kısaca ifade ediniz.
İnsana yaratılışta yüklenen fıtrat
gibi inanma gereği var. Buna gerek düşünce gerek yaşanmışlık gerek diğer
faktörler inanma eğilimidir. Güçlü olduğunda gücü verenin, zayıf olduğunda
kendinden üstün güce gerek duyma, içindeki vicdan erdem iyi irade yönelimleri
Tanrı’yı öngörür.
5. Tanrı’nın varlığı hakkındaki
görüşler nelerdir?
Teizm: Tanrı kavramı, Tanrı’nın hem evrenle olan ilişkisi hem de yetkin bir varlık
olduğu düşüncesinden hareketle tanımlanır. Tanrı kendisi dışında başka hiçbir
nedene ihtiyaç duymaksızın var olan yetkin varlıktır. Bu tanım teizm olarak
bilinen tanrı anlayışını ifade eder. Buna göre Tanrı evrenin yaratıcısı ve
nedensiz ilk nedendir.
Monoteizm: Tek tanrıcılık olarak bilinen bu anlayışa göre Tanrı, evreni yaratan,
öncesiz ve sonrasız, benzeri olmayan, tek mutlak güç sahibi yetkin varlıktır.
Politeizm: Birden çok Tanrı’nın varlığını kabul eden anlayıştır. Bu Tanrı anlayışı
Antik Çağda ortaya çıkmıştır. Tek tanrılı dinlerde bulunmayan antropomorfik
yaklaşımlar politeizme dönüşmüştür.
Deizm: Tanrı, evrenin yaratıcısı ve ilk nedenidir. Bu anlayışa göre Tanrı, doğanın
yaratıcısı olmakla birlikte onun
işleyişine hiçbir şekilde müdahalede bulunmaz. Evren, kendi kurallarına göre oluş,
bozuluş ve yok oluş içerisindedir. Deizm, Tanrı dışındaki kitap, vahiy,
peygamber ve ahiret gibi tek tanrılı dinlerin temel kavramlarını reddeder.
Panteizm: Tüm tanrıcılık da denilen bu görüş, her şeyi Tanrı olarak görür. Evrendeki
tüm varlıkların toplamı görülen Tanrı evrene aşkın değil, içkindir;
yani Tanrı ile evren bir ve aynı şeydir.
Panenteizm: Tanrı’yı evrenle özdeş kabul eden panteizmden
farklı olarak her şey Tanrı’ya bağlanır fakat her şey Tanrı değildir, her
şey Tanrıʼda içkindir. Bu anlayışa göre Tanrı,
evrene aşkındır, öyleyse Tanrı ile evren özdeşliğinden bahsedilemez.
1. Siyaset biliminin toplum yaşamına katkısı nelerdir?
Siyaset bilimi, siyasette “olanı”
inceler, açıklar ve yasalarını bulmaya çalışır. Temel konusu devlettir; bunun
yanında siyasi ve sivil kurumları, siyasal rejimleri araştırır; problemleri
üzerine çözümler önerir. Siyaset alanına giren tüm olguları, bilimsel
yöntemlerle araştırır, genel sonuçlara ve yasalara ulaşmaya çalışır.
Siyaset bilimi, bireylerin siyasi
yaşamdaki rolü, yönetim biçiminin toplumsal yaşama etkileri ve siyaset
kurumunun işlevlerini inceler.
2. Siyaset felsefesinin temel sorunları
nelerdir?
• Bireyin temel hakları nelerdir?
• İktidarın kaynağı nedir?
• Birey - devlet ilişkisi nasıl
olmalıdır?
• En iyi yönetim biçimi hangisidir?
• Devletin varlık nedeni nedir?
• Meşruiyetin ölçüsü nedir?
• Sivil toplumun demokratik yaşamda
işlevi nedir?
• Devlet gerekli midir?
• Bürokrasiden vazgeçmek mümkün müdür?
• Egemenlik türleri nelerdir?
3. Devletin ortaya çıkışı ile ilgili kaç
farklı görüş ileri sürülebilir? Başlıklar hâlinde yazınız.
1. Doğal varlık olarak devlet (Platon,
Aristo, Farabi, ibni Haldun)
2. Yapay varlık olarak devlet (Hobbes,
Locke, Rousseau)
4. İdeal düzenin olabileceğini
reddedenlerin görüşleri hangileridir?
Toplumsal olaylar üzerine görüşlerini
bildiren sofistler, insan hareketlerini etkileyen örf, âdet ve
ilkeler üzerine düşünmüşlerdir. Protagorasʼa göre, genelgeçer bir kuraldan bahsetmemiz mümkün değildir.
Çünkü herkesin üzerinde uzlaşacağı bir
kural yoktur. Bu yüzden ideal düzenin varlığından da söz edilemez. Gorgias da
hiçbir şeyin var olmadığını söyleyerek şüpheciliği son safhaya taşımış ve ideal
düzenin olabileceğini reddetmiştir.
Kelime anlamı hiçcilik olan nihilizme
göre ideal düzen yoktur. Kaynağını Gorgiasʼın
düşüncelerinde bulan bu anlayış, her türlü ilke ve kural içeren öğretilere
karşıdır. Nihilistler toplumsal düzen sembolü olan devlet ve onun bütün
kurumlarını yaptırımın kaynağı olması nedeniyle reddederler.
Düzenin koruyucusu olan devletin,
insanlar arasındaki eşitsizliklerin kaynağı olduğunu ileri süren anarşizm,
her türlü otorite ve düzeni reddeder. Anarşizme göre insanlar üzerinde baskı
oluşturan tüm kısıtlama ve zorlamaları meşrulaştıran düzenin somut göstergesi
olan devlet ortadan kaldırılmalıdır.
5. Devlet mi bireye, birey mi devlete
hizmet etmelidir? Düşüncelerinizi kısaca ifade ediniz.
Devletin amacı insanları bir arada yaşatmaya çalışmak ve aralarındaki problemleri adalet ve hakkaniyet ölçütleri
içinde çözmeye yardımcı olmaktır. Problem elbette ki bireyseldir. Devlet,
fertler arasında cereyan eden hak ihlallerini gidermeyi amaçlar. Devletin
insanları bir arada yaşatmak için gerekli olduğu kesindir.
1. Felsefenin bilime katkısı nedir? Kısaca açıklayınız.
Felsefe, bilimin varsayımları, doğası,
anlamı ve yöntemi hakkında sorular sorarak bilime katkılarda bulunur, ufkunu
açar. Buna karşılık felsefe de bilimsel sonuç ve bilgilerden bakış açısını
geliştirmek için yararlanır.
2. Klasik bilim anlayışı (ürün olarak
bilim) ve modern bilim anlayışı (etkinlik olarak bilim) arasındaki temel fark
nedir? Söyleyiniz.
1. Bilimi ürün olarak kabul eden yaklaşım: Reichenbach (Rayhınbah), Carnap
(Karnap), Hempel, Schlick (Şilik), Mach (Mah) gibi düşünürlerin temsil ettiği;
bilimi olmuş, tamamlanmış, sonuçlandırılmış eserlerden ibaret gören
yaklaşımdır. Bu görüşün indirgemeci anlayışı temsil ettiği kabul edilir.
2. Bilimi bilim insanlarının bir etkinliği olarak gören yaklaşım: Kuhn (Kun),
Toulmin (Tulmin) gibi düşünürlerin savunduğu yaklaşımdır. Bütüncü yaklaşım
olarak kabul edilir
3. Paradigma kavramı size neyi
çağrıştırıyor? Anlatınız.
Paradigma, belli bilim insanı
topluluğunun kabul ettiği bir bakış açısı olarak bilimsel kuramların ve
yasaların uygulamasını gerçekleştiren, kavram, yöntem veya bilimsel
görüşlerdir. Kısaca değerler dizisi, bilim insanının dış nesnel gerçekliği
açıklamada kullandığı bakış açısıdır; yani kuramsal çerçevedir
.
4. Bilimsel yöntem hakkındaki
düşüncelerinizi ifade ediniz.
Bilimsel yöntem, saptanan probleme ilişkin gözlem, deney, hipotez, teori, yasa ve bunlara
ait betimleme, açıklama ön deyi aşamalarını kapsayan kavramlar çerçevesinde
oluşan sistemli yolun genel adıdır. Bu yönüyle diğer düşünme biçimlerinden
ayrılır.
5. Bilimin yaşamımıza katkısı nelerdir?
Bilimsel bilginin uygulamaya dönük yönü
olan teknoloji ile yaşam iç içedir. Günlük hayatımızda önemli bir yer tutan
ulaşım, iletişim, sağlık, eğitim, konut vb. alanların tümünde teknolojik
araçlardan yararlanıldığı açıktır. Bilimin yaşamla bu denli yakın ilişkisi bizlere
birinin diğeri tarafından yadsınamaz oluşunu hatırlatır. Bilimsel bilginin
yaşamımızdaki ağırlığı ortadayken bilimin her türdeki uygulamalarını hoş
karşılamalı ve onaylamalı mıyız? Örneğin, GDO da denilen genetiği değiştirilmiş
gıdalar, insan kopyalama ve genom projesi (insanın gen haritasının çıkarılması)
gibi konularda ne düşüneceğiz?
Geriye dönük olarak baktığımızda nükleer enerjinin barışçıl olmayan
uygulamasının insanlara yaşattığı acı (Hiroşima ve Nagazaki) ortadayken bu
soruya evet diyebilmek oldukça zor gözüküyor. Öyleysebu tür sorunları aşmaya
yardımcı olacak başka bilgi türleri de olmalıdır, sanat, din, felsefi bilgi
gibi.