BİR METİN ÜZERİNDE İSİM TAMLAMALARINI BULMA, BİR METİN ÜZERİNDE İSİM TAMLAMALARINI GÖSTERME, İSİM TAMLAMALARINI BULMA ÇALIŞMASI,
derskonum.com'un değerli akademisyen-öğretmen-öğrenci-edebiyat sever takipçileri.
Derskonum.com olarak her dönem olduğu gibi yeni dönemde de sizler için kitap cevapları, konu anlatımı, pdf ders notları ile her zaman yanınızdayız..
Bu sayfamızda siz değerli takipçilerimiz için BİR METİN ÜZERİNDE İSİM TAMLAMALARINI BULMA,GÖSTERME üzerine bir paylaşım yazacağız.
METİN-1
Koca Ali öyle uzun boylu konuşmazdı. Subaşının karşısına çıkartıldığı zaman da, gece geç saatte köprünün üstünde ne aradığını anlatamadı. Bekçilerin bulduğu bütün kanıtlar aleyhine çıkıyordu. Budak Bey’in yeni sattığı beş yüz koyunun parası da mandıradan çalınmıştı. İki güçlü hırsız, bekçi çobanı sımsıkı bağlamışlardı. Sonra canını çıkarıncaya kadar dövmüşler, hatta işkence için bir kolunu da kırmışlardı. Ertesi gün yargıcın önünde bu çoban, hırsızın birini Koca Ali’ye benzettiğini söyledi. Gece geç saate kadar dükkânına gelmemesi, derinin dükkânda, para keselerinden birinin kapısı önünde bulunması, Koca Ali’nin suçlanmasına yetti. Ne kadar inkâr etse hırsızlık suçunu silemiyordu. Üstelik nereden geldiği, nereli olduğu da belli değildi.
- Subaşının karşısına: Belirtili İ. T.
- yargıcın önü: Belirtili İ. T.
- köprünün üstü: Belirtili İ. T.
- hırsızın birini: Belirtili İ. T.
- koyunun parası: Belirtili İ. T.
- hırsızlık suçunu: Belirtisiz İ.T.
- para keselerinden birinin kapısı önü: Zinc. İ. T.
- Koca Ali’nin suçlanması: Belirtili İ. T.
METİN-2
Bir Çin prensi tahta çıkacaktı ama yasalara göre, daha önce evlenmesi gerekiyordu. Uygun bir aday bulmak için bölgedeki genç kızları huzuruna çağırdı. Saraydaki hizmetçilerden birinin kızı prensi çok seviyordu. O da prensin huzuruna çıkmak istedi. Annesinin uyarılarını dinlemedi, çünkü sevdiği adamı bir kere bile görmek onu mutlu edecekti.
Bir Çin prensi : belirtisiz isim tamlaması
Bir Çin prensi : belirtisiz isim tamlaması
uygun bir aday : sıfat tamlaması
bölgedeki genç kızlar : sıfat tamlaması
genç kızlar : sıfat tamlaması
hizmetçilerden birinin kızı : zincirleme isim tamlaması ("den" ekinin tamlayan eki yerine kullanıldığını unutmayalım ...edebiyat fatihi)
prensin huzuru : belirtili isim tamlaması
annesinin uyarıları : belirtili isim tamlaması
bir kere : sıfat tamlaması
- METİN-3
Koca Ali'nin suçlanması burdaki suçlanması fiil değil mi
YanıtlaSilNe demek istiyorsun Koca Ali suçlu bir kere
SilHekimhan
YanıtlaSilKöprülü Mehmet Paşa, sefere çıkıp da Hekimhan’a gelince, yemyeşil ormanı, şırıl şırıl akan suları görünce, ordusunu burada dinlendirmeye karar verir. Ağaçların arasına çadır kurup dinlenmeye koyulurlar. Bazı askerler de etrafı görmek için gezintiye çıkarlar. Şimdiki Hasan Ağa Çeşmesi’nin bulunduğu yere geldiklerinde, küçük derenin suyunun içinde kırmızı bir şey aktığını fark ederler.
Askerler suyu takip ederek yukarıya çıkarlar ve yaralı bir adamın kanının akarak suya karıştığını görürler. Bunun üzerine hemen Köprülü’ye haber verirler. Paşa, hekimle birlikte yaralının yanına gelerek adamı muayene ettirir. Hekim: “Paşam bir canı kalmış.” der. Padişah: “Kurtulma Ümidi Yok mu?” diye sorar. O da: “Bir canı kalmış Paşam.” diye cevap verir. Padişah: “Ya bunun canını kurtarırsın ya da senin kanını bunun kanına katarım!” der. Hekim yarayı üç gün içinde iyi eder. Adamın kim olduğunu sorarlar. Adam da hekim olduğunu, ilaç yapmak için buralara geldiğini, eşkıyaların kendisini yaraladığını anlatır. Bundan sonra Köprülü ormanı kestirip yer açtırır. Bir han, bir hamam, bir de cami yaptırır. Etraftan birkaç aileyi de getirip buraya yerleştirir. Bu suretle bugünkü Hekimhan kurulur. İsmi de Hekim’in Hanı’ndan Hekimhan şekline dönüşür.bundaki sıfat tamlamaları ne
Köprülü Mehmet Paşa- ünvan sıfatı
Silyemyeşil ormanı-niteleme .
şırıl şırıl akan sular- fiilimsi sıfat..
Bazı askerler-belgisiz s.
Hasan Ağa-Ünvan sıfat
bulunduğu yere- fiilimsi sıfat..
küçük dere-niteleme S.
kırmızı bir şey-niteleme ve belirtme bir arada
Asıl Senin anonin
Sil
YanıtlaSilBen dervişim diyene,
Bir ün edesim gelir
Seğirdüben sesine,
Varıp yetesim gelir
Sırat kıldan incedir,
Kılıçtan keskincedir
Varıp anın üstüne,
Evler yapasım gelir
Altında gayya vardır,
İçi nar ile pürdür
Varuben ol gölgede,
Biraz yatasım gelir
Oda gölgedir deyu,
Ta'n eylemen hocalar
Hatırınız hoş olsun,
Biraz yanasım gelir
Ben günahımca yanam,
Rahmet suyunda yunam
İki kanat takınam,
Biraz uçasım gelir
Derviş yunus bu sözü,
Eğri büğrü söyleme
Seni sigaya çeken
Bir molla kasım gelir
Yücelerden yüce gördüm
Erbabsın sen koca Tanrı
Alim okur kelam ile
Sen okursun hece Tanrı
Kıldan köprü yaratmışsın
Gelsin kulum geçsün deyü
Hele biz şöyle duralım
Yiğit isen geç a Tanrı
Garib kulun yaratmışsın
Derde mihnete katmışsın
Anı aleme atmışsın
Sen çıkmışsın uca Tanrı
Kaygusuz Abdal yaradan
Gel içegör şu cür'adan
Kaldır perdeyi aradan
Gezelim bilece Tanrı
Tamlamalar ne
AKŞAM ÜZERİ ÇÖZÜM YAZACAĞIZ :)
Silsesine--- TAMYALANI DÜŞMÜŞ İSİM TAM.
Silanın üstüne, ---- BELİRTİLİ İSİM TAM BELİRTİLİ İSİM TAM
Altında --- TAMYALANI DÜŞMÜŞ İSİM TAM.
İçi --- TAMYALANI DÜŞMÜŞ İSİM TAM.
Hatırınız --- TAMYALANI DÜŞMÜŞ İSİM TAM.
Rahmet suyunda --- BELİRTİLİ İSİM TAM
kulum --- TAMYALANI DÜŞMÜŞ İSİM TAM.
Hekimhan
YanıtlaSilKöprülü Mehmet Paşa, sefere çıkıp da Hekimhan’a gelince, yemyeşil ormanı, şırıl şırıl akan suları görünce, ordusunu burada dinlendirmeye karar verir. Ağaçların arasına çadır kurup dinlenmeye koyulurlar. Bazı askerler de etrafı görmek için gezintiye çıkarlar. Şimdiki Hasan Ağa Çeşmesi’nin bulunduğu yere geldiklerinde, küçük derenin suyunun içinde kırmızı bir şey aktığını fark ederler.
Askerler suyu takip ederek yukarıya çıkarlar ve yaralı bir adamın kanının akarak suya karıştığını görürler. Bunun üzerine hemen Köprülü’ye haber verirler. Paşa, hekimle birlikte yaralının yanına gelerek adamı muayene ettirir. Hekim: “Paşam bir canı kalmış.” der. Padişah: “Kurtulma Ümidi Yok mu?” diye sorar. O da: “Bir canı kalmış Paşam.” diye cevap verir. Padişah: “Ya bunun canını kurtarırsın ya da senin kanını bunun kanına katarım!” der. Hekim yarayı üç gün içinde iyi eder. Adamın kim olduğunu sorarlar. Adam da hekim olduğunu, ilaç yapmak için buralara geldiğini, eşkıyaların kendisini yaraladığını anlatır. Bundan sonra Köprülü ormanı kestirip yer açtırır. Bir han, bir hamam, bir de cami yaptırır. Etraftan birkaç aileyi de getirip buraya yerleştirir. Bu suretle bugünkü Hekimhan kurulur. İsmi de Hekim’in Hanı’ndan Hekimhan şekline dönüşür
Bu metindeki isim Tamlamaları
Hekimhan
YanıtlaSilKöprülü Mehmet Paşa, sefere çıkıp da Hekimhan’a gelince, yemyeşil ormanı, şırıl şırıl akan suları görünce, ordusunu burada dinlendirmeye karar verir. Ağaçların arasına çadır kurup dinlenmeye koyulurlar. Bazı askerler de etrafı görmek için gezintiye çıkarlar. Şimdiki Hasan Ağa Çeşmesi’nin bulunduğu yere geldiklerinde, küçük derenin suyunun içinde kırmızı bir şey aktığını fark ederler.
Askerler suyu takip ederek yukarıya çıkarlar ve yaralı bir adamın kanının akarak suya karıştığını görürler. Bunun üzerine hemen Köprülü’ye haber verirler. Paşa, hekimle birlikte yaralının yanına gelerek adamı muayene ettirir. Hekim: “Paşam bir canı kalmış.” der. Padişah: “Kurtulma Ümidi Yok mu?” diye sorar. O da: “Bir canı kalmış Paşam.” diye cevap verir. Padişah: “Ya bunun canını kurtarırsın ya da senin kanını bunun kanına katarım!” der. Hekim yarayı üç gün içinde iyi eder. Adamın kim olduğunu sorarlar. Adam da hekim olduğunu, ilaç yapmak için buralara geldiğini, eşkıyaların kendisini yaraladığını anlatır. Bundan sonra Köprülü ormanı kestirip yer açtırır. Bir han, bir hamam, bir de cami yaptırır. Etraftan birkaç aileyi de getirip buraya yerleştirir. Bu suretle bugünkü Hekimhan kurulur. İsmi de Hekim’in Hanı’ndan Hekimhan şekline dönüşür
Bu metindeki isim Tamlamaları nedir?
Hekimhan
YanıtlaSilKöprülü Mehmet Paşa, sefere çıkıp da Hekimhan’a gelince, yemyeşil ormanı, şırıl şırıl akan suları görünce, ordusunu burada dinlendirmeye karar verir. Ağaçların arasına çadır kurup dinlenmeye koyulurlar. Bazı askerler de etrafı görmek için gezintiye çıkarlar. Şimdiki Hasan Ağa Çeşmesi’nin bulunduğu yere geldiklerinde, küçük derenin suyunun içinde kırmızı bir şey aktığını fark ederler.
Askerler suyu takip ederek yukarıya çıkarlar ve yaralı bir adamın kanının akarak suya karıştığını görürler. Bunun üzerine hemen Köprülü’ye haber verirler. Paşa, hekimle birlikte yaralının yanına gelerek adamı muayene ettirir. Hekim: “Paşam bir canı kalmış.” der. Padişah: “Kurtulma Ümidi Yok mu?” diye sorar. O da: “Bir canı kalmış Paşam.” diye cevap verir. Padişah: “Ya bunun canını kurtarırsın ya da senin kanını bunun kanına katarım!” der. Hekim yarayı üç gün içinde iyi eder. Adamın kim olduğunu sorarlar. Adam da hekim olduğunu, ilaç yapmak için buralara geldiğini, eşkıyaların kendisini yaraladığını anlatır. Bundan sonra Köprülü ormanı kestirip yer açtırır. Bir han, bir hamam, bir de cami yaptırır. Etraftan birkaç aileyi de getirip buraya yerleştirir. Bu suretle bugünkü Hekimhan kurulur. İsmi de Hekim’in Hanı’ndan Hekimhan şekline dönüşür
İsim tamlamaları nelerdir acill
Ne zaman Cevapliyacaksiniz
YanıtlaSilBlog yazarı Acil cevaplarmisiniz
YanıtlaSilDİKİLİTAŞ EFSANESİ
YanıtlaSilVaktiyle Uşak İlinin Banaz İlçesi yakınındaki Ayrancı Köyünde çocuklu bir kadın yaşarmış. Bu kadının evi köy dışındaki bir tarlanın ortasındaymış,tarlanın civarında tek tek evler varmış. Bir gün bu kadın yufka açıyormuş. Tam o vakit kadının çocuğu ağlamaya başlamış. Bunu gören kadın çocuğuna doğru uzanarak neden ağladığına bakmış ve çocuğunun altına pislediğini görmüş ve yerinden kalkıp bez almayı üşendiği için çocuğunun altını açtığı yufkalardan biriyle temizlemiş. Tam bu sırada annesi de çocukta oracıkta taş oluvermişler. Şimdi bu olayın geçtiği yer Dikili taş mevkii olarak bilinmektedir.isim tamlamaları nelerdir
Köprülü Mehmet Paşa- ünvan sıfatı
YanıtlaSilyemyeşil ormanı-niteleme .
şırıl şırıl akan sular- fiilimsi sıfat..
Bazı askerler-belgisiz s.
Hasan Ağa-Ünvan sıfat
bulunduğu yere- fiilimsi sıfat..
küçük dere-niteleme S.
kırmızı bir şey-niteleme ve belirtme bir arada
Blog yazarı sıfat tamlamaları ni istemiyorum isim tamlamalari nedir
YanıtlaSilNasıl nedir ya ilk okul türkçen de mi yok
Silordusunu- tamlayanı düşmüş isim tam.
YanıtlaSilAğaçların arası- belirtili İ.T
Hasan Ağa Çeşmesi’nin bulunduğu-Zincirleme İ.T
derenin suyunu--belirtili İ.T
adamın kanı-belirtili İ.T
Bunun üzeri -belirtili İ.T
yaralının yanı -belirtili İ.T
bunun canı-belirtili İ.T
senin kanını -belirtili İ.T
bunun kanı-belirtili İ.T
eşkıyaların kendisi-belirtili İ.T
Hekim’in Hanı-belirtili İ.T
YanıtlaSilKüçük Şeyler
Küçük şeylerde biri alphonse Daudet'ten çeviri olmak üzere 7 öykü vardır. Yazar,kitabın başına koyduğu on sözde'Anlatinin, artık şaşırtıcı olayları çocukça bir anlatımda anlatmaktan çıktığını,doğanın gözlerine karşı bilimlerin ve fenerin kazandığı zaferlerle ve insanlığın yüreğiyle ilgili olarak yıllarca süren incelemelerin ortaya koyduğu bilgilere dayanarak yazıldığını'soyler ve 'Buna, edebiyat otopsisi bilimi denir'diye ekler.Bu ön sözdeki anlatı tanımı, gerçekçilik ve dogalcilik akımlarının tanımı olarak görülebilir. Küçük Şeylerdeki öykülerin ortak özelliği,hemen bütün öykülerinin coşuculuktan gerçekçiliğe-doğallığa geçiş dönemi ürünleri olarak canlı, etkileyici öykü kişileri oluşturması ve çıkış noktalarının düş kırıklığı olmasıdır
Tamlamalari bulur musunuz lütfen çok acil
Bir kişi anlatımıyla yazarın filozof sandığı bir adamın Aslında okuma yazmasını bile olmayışını öğrenmesi Hiçte 3 kişi anlatımıyla kahramanın Her gördüğü yerde gülümsediği için kendisine aşık olduğunu sandığı Bu nedenle de evlenme mutlu olma hayalleri kurduğu genç kızın gülümsemesinin Aslında üst dudağının kısa olmasından ileri geldiğini öğrenmesini düğünde Evdeki bütün hazırlıklarını Bey'in kendisiyle evleneceğine yoran küçük beyin odalarının üzüntüsünden hastalanarak ölmesi konusu olarak alınır bireyin iç dünyasından kaynaklanan Dolayısıyla bireyi gerçekçi anlamda ele alan ilk anlatı ürünleridir ve ortak temalarının hayaller ve düş kırıklığı olduğu söylenebilir 250 kuruşa Bir asır öyküsü yazımızda ki ilk çevreci öykü olarak Dikkat çeker yazarın çocukluğundan beri sevdiği çeşitli hayvanların yaşadığı koruluğu 250 kuruşa bir oduncuya satılarak ağaçların acımasızca kesilişi konu alınır burada Bireysel ama aslında toplumsal anlamlı bir kırıklığı söz konusudur kediler ve pandomima adlı öyküler se gerçek anlamda gerçekçi ve doğalcı özellikler gösterir pandomim konusu yukarıda söz konusu edilen öykülerde olduğu gibi aşk ve düş kırıklığı dır kediler öyküsü ise kendine özgü bir hüzün içermesine karşın düş kırıklığının söz konusu edilmediği ya da dolaylı olarak edildiği bir yapıt olarak Dikkat çeker evdeki kedilerden dolayı yanından Bezen kahramanın kedi düşkünü karısına ya Ben kedileri diğer kararlı biçimde karşı çıkması üzerine karısının kediler diye yanıt vermesi adamın uğradı kırıklığı olarak kabul edilebilir
YanıtlaSilGüzel aşık cevrimizi
YanıtlaSilÇekemezsin demedim mi?
Bu bir rıza lokmasıdır
Yiyemezsin demedim mi?
Demedim mi? Demedim mi?
Gönül sana söylemedim mi? Ah
Demedim mi? Demedim mi?
Gönül sana söylemedim mi?
Bu bir rıza lokmasıdır
Yiyemezsin demedim mi?
Bu bir rıza lokmasıdır
Yiyemezsin demedim mi?
Yemeyenler kalır naçar
Gözlerinden kanlar saçar
Bu bir demdir gelir geçer
Duyamazsın demedim mi?
Demedim mi? Demedim mi?
Gönül sana söylemedim mi? Ah
Demedim mi? Demedim mi?
Gönül sana söylemedim mi?
Niye çattın kaşlarını
YanıtlaSilBilmiyom yar suçlarımı
Ölürsem ben saçlarını
Yolma gayrı, yolma leyli, leyli
Yolma leyli, leyli, yolma leyli, leyli
Yolma leyli, leyli yar
Ben yandım aşkın narına
Meyletmem dünya malına
Ölürsem ben mezarıma
Gelme gayrı, gelme leyli, leyli
Gelme leyli, leyli, gelme leyli, leyli
Gelme leyli, leyli yar
Bir garibim, düştüm dile
Gerçeklerde olmaz hile
Zalımlar elinden bile
Alma beni, alma leyli, leyli
Sallan boyuna bakıyım
YanıtlaSilSallan boyuna bakıyım
Elmas küpeler takıyım
Elmas küpeler takıyım
Eğal gerdandan öpüyüm
Eğal gerdandan öpüyüm
Bir o yandan beş bu yandan
Bir de gönül yaylasından
Haydan olur huydan olur
Haydan olur huydan olur
Arab atı taydan olur
Arab atı taydan olur
Bu gözellik soydan olur
Bu gözellik soydan olur
Öldüm yalvar yalvarı
Topuktan bağla şalvarı
Bu gözellik soydan olur
Bu gözellik soydan olur
Öldüm yalvar yalvarı
Topuktan bağla şalvarı
İsim tamlamasi istiyorum
YanıtlaSilYozgat ellerinde, garip garip gezerken
YanıtlaSilGöründün gözüme büktün belimi
Gariplik elinden candan bezerken
Nasıl arz ederdim garip halımı
Yüksek binalarda yeşil perde
Sen yüksek yerdesin ben ise nerede
Senin aşkın ile tutuldum derde
Kırdı felek kanadımı kolumu
Gel beri gel beri ben adam yemem
Saklarım sırrımı ellere demem
Cenneti alaya sensiz giremem
Ben bilirim cehennemin yolunu
İsim tamlaması istiyorumm çok acil
Blog yazarı bakar mısın
YanıtlaSilHikâye fakir bir çiftin yeni doğan kız evlatlarını yaşlı bir cadıya vermek zorunda kalmalarıyla başlar. Yaşlı cadı ile komşu olan çiftin erkeği, parasızlık ve annenin sürekli bu komşunun bahçesindeki marulları aşermesi sebebiyle bir gün cadının bahçesinden marul çalar; ancak ikinci kez çalarken yakalanır. Cadının büyü yapmasından çekinen baba, doğan kızını ona vermeyi kabul eder. Cadı doğumdan sonra kız çocuğunu alarak ona aslında bahçedeki marulların türünün adı olan ‘Rapunzel’ ismini verir.
Masalın sonraki kısımlarında cadı Rapunzel'i kaçmaması için bir ormanın göbeğindeki yüksek ve merdivensiz bir kuleye kapar. Buraya her ziyaretinde kulenin tepesine çıkabilmek için Rapunzel'in seneler içinde kulenin tepesinden yere dek uzayan örgülü sarı saçlarını tıpkı bir merdiven gibi kullanmaya başlar. Ve masal böyle devam eder.
Yozgat elleri---Bsiz isim tam
YanıtlaSilbelimi--tamlayanı düşmüş isim tam
Gariplik eli----Bsiz isim tam
halımı--tamlayanı düşmüş isim tam
Senin aşkın---Belirtili isim tam
kanadımı kolumu-tamlayanı düşmüş isim tam
Saklarım sırrımı ---tamlayanı düşmüş isim tam
cehennemin yolunu---belirtili isim tam.
YanıtlaSilmihriban(aşk) şiiri - abdurrahim karakoç
abdurrahim karakoç
mihriban(aşk)
abdurrahim karakoç
sarı saçlarına deli gönlümü
bağlamışlar, çözülmüyor mihriban!
ayrılıktan zor belleme ölümü
görmeyince sezilmiyor mihriban!yâr deyince kalem elden düşüyor
gözlerim görmüyor aklım şaşıyor
lâmbamda titreyen alev üşüyor
aşk kağıda yazılmıyor mihriban!önce naz sonra söz ve sonra hile
sevilen seveni düşürür dile
seneler asırlar değişse bile
eski töre bozulmuyor mihriban!tabiplerde ilaç yoktur yarama
aşk değince ötesini arama
her nesnenin bir bitimi var ama
aşka hudut çizilmiyor mihriban!boşa bağlanmamış bülbül gülüne
kar koysan köz olur aşkın külüne
şaştım kara bahtın tahammülüne
taşa çalsam ezilmiyor mihriban!tarife sığmıyor aşkın anlamı
ancak çeken bilir bu derdi, gamı
bir kördüğüm baştan sona tamamı
çözemedim çözülmüyor mihriban!.isim tamalma
YanıtlaSilsırığa tutundu ve kadını kıyıya çekti, merdivenlerin
üzerine yatırdı. Az sonra kadın kendine geldi, doğrulup oturdu; ellerini anlamsız hareketlerle ıslak entarisine siliyor,
aksırıp tıksırıyor, ama hiç konuşmuyordu.
Deminki kadın sesi bu kez Afrosinyuşka’nın yanında
duyuldu:
— Devrilene kadar içip sarhoş oldu, anam babam! Demin
de az kalsın kendini asacaktı, ipten kurtardılar. Bir koşu
bakkala gidecektim, kızımı da göz kulak olması için
kendisine bırakmıştım… Şu olanlara bak! Şuradaki satıcı
kadın anam babam, şu bizim satıcı kadın! Hemen şurada
otururuz, işte şurada, baştan ikinci ev…
Kalabalık dağılmaya başladı, polislerse hâlâ kadınla
uğraşıyorlardı. Kalabalıktan biri karakoldan söz etti.
Raskolnikov olup bitenleri tuhaf bir kaygısızlıkla,
aldırmazlıkla izlemişti. Birden içinde bir tiksinti duydu.
— Su… Hayır, değmez… tiksinç bir şey bu… –diye
mırıldandı.– Bir şey olacağı yok… Ne diye beklemeli?.. Bu
ne? Karakol mu?.. Zamyotov niye karakolda değil? Saat
dokuza geldiği halde, karakol hâlâ açık…
Sırtını korkuluklara çevirdi, çevresine bakındı. Kesin bir
tavırla,
— Evet! Gidelim bakalım! –diye mırıldandı, karakola doğru
yürümeye başladı.
Yüreği sağırlaşmış gibiydi. Düşünmek istemiyordu. “Her
şeye bir son vermek” kararıyla evden çıktığı zamanki
canlılığından eser kalmamıştı; kaygılı bile değildi, şu anda
duyduğu tek şey, tam bir uyuşukluktu. Ağır, uyuşuk adımlarla kanal boyunca yürürken,
“Eh, ne
yapalım, bu da bir çıkış yoludur!” diye düşündü. “Nasıl olursa
olsun, buna bir son vereceğim, çünkü böyle istiyorum. Ancak
bu bir çıkış yolu sayılır mı? Boş ver! Bir arşınlık bir yerin
olacak! Heh–he! Ancak bu nasıl bir son böyle? Hem son mu
bu? Söyleyecek miyim, söylemeyecek miyim onlara? Allah
kahretsin! Yoruldum, hemen bir yer bulup oturmalı ya da
uzanmalıyım. İşin en utanç verici yanı da son derece aptalca
olması! Tükürmüşüm aptalcalığına! Ne saçma şeyler geliyor
insanın aklına!..”
Karakola gitmesi için dosdoğru yürümesi, ikinci köşeden
sola sapması gerekiyordu; hemen şuracıktaydı karakol. Ama o
ilk köşeye varınca durdu, biraz düşündü ve ilk sokağa saptı.
Böylece iki sokak çevreden dolaşacak biçimde yürüyecekti.
Bunu belki hiçbir amacı olmaksızın yapmıştı, belki de birkaç
dakika olsun zamanı uzatmak istemişti. Başı önde yürüyordu.
Birden sanki kulağına birisi bir şey fısıldadı. Başını kaldırınca
tam o evin kapısı önünde bulunduğunu gördü. O akşamdan
beri buraya hiç gelmemiş, dolayından bile geçmemişti.
Karşı konulmaz, açıklanamaz bir arzuyla tutuştu içi. İçeri
girdi. Avludan geçti, sağa saptı, bildik merdivenlerden
dördüncü kata çıkmaya başladı. Merdivenler dar, dik ve çok
karanlıktı. Her merdiven sahanlığında duruyor ve dikkatle
çevresine bakınıyordu. Birinci kat sahanlığındaki pencere
çerçevelenmişti. “O zaman bu yoktu” diye düşündü. İşte,
ikinci katta Nikolaşka ile Mitka’nın çalıştıkları daire…
“Kilitli… Kapı da boyanmış, demek ki kiraya veriyorlar.”
İşte, üçüncü kat… ve işte dördüncü kat… “Burası!”
Şaşkınlıktan küçük dilini yutacaktı: Kapı ardına kadar açıktı,
içeride birileri vardı, sesler geliyordu. Bu hiç beklemediği bir şeydi. Bir iki saniye süren bir kararsızlıktan sonra, son
basamakları da çıkıp, içeri girdi.
Burası da onarılıyordu, içeride işçiler vardı. Buna çok
şaşırdı. Nedense her şeyi bıraktığı gibi bulacağını
düşünmüştü, hatta cesetleri bile, oracıkta… döşemenin
üzerinde… Şimdiyse duvarlar çırılçıplaktı ve evde hiç eşya
kalmamıştı; evi bu görünüşüyle tuhaf buldu. Yürüdü, pencere
kenarına oturdu.
İçeride topu topu iki işçi vardı, ikisi de gençti, yalnız biri
ötekinden oldukça küçüktü. O eski, sarı, yırtık duvar kâğıtları
tamlamaları bulur musunuz ?
10.Sınıf Edebiyat kitabı 190-194 arası Mai ve siyah İsim ve Sıfat tamlamalarını bulurmusunuz
YanıtlaSilAcilll
YanıtlaSilBu sayede tamlama mıdır
YanıtlaSilPrens in üzeride yaşadığı gezegen .-
YanıtlaSilHerhangi bir Gökbilmci-
Bir numara isim tamlaması mıı acillll
ACİLLLL