ANLATIM BOZUKLUKLARI ÖRNEK CÜMLELER, ANLATIM BOZUKLUKLARI, ANLATIM BOZUKLUKLARINA ÖRNEK CÜMLELER,
DİL BİLGİSİ
İLE İLGİLİ (BAĞLAŞIKLLIK) ANLATIM BOZUKLUKLARI
YÜKLEM EKSİKLİĞİ
v
Mutluluğu yakalamak konusunda sen, zengin olmak
konusunda kardeşin başarılıydı.
v
Ben babamı sizse gerçek bir dostunuzu kaybettiniz.
v
Bu iş yerinin cefasını ben, sefasını sen sürüyorsun.
v
Şairin sanat yaşamında şiir anlayışı pek az ya da hiç
değişmemiştir.
v
Sınav derecelerinden bazı öğrenciler çok bazıları ise
hiç memnun değillerdi.
v
Bir türlü ısınamadığı bu şehirden hemen ayrılmak ve
bir daha dönmek istemiyordu.
v
Sen kendi işini, biz kendi işimizi yapalım.
v
Ne hayal kırıklığına uğrayacağız ne de yersiz
korkulara.
v
Sanatçılar sesleriyle konuşur, biz futbolcular ise
ayaklarımızla.
v
Ay bir yandan sen bir yandan sar beni.
v
Ne sen beni unut ne de ben seni.
v
Çiçekleri sen çelenkleri de Ali getirsin.
v
O da sözünü geri alsın ben de.
v
Gömleğimi ve kravatımı aceleyle giydim, dışarı çıktım.
v
Bu konuda ne sen ne de annen konuşsun.
v
Tatlı yiyecekleri de içecekleri de hiç içmem.
ÖZNE EKSİKLİĞİ ( Kim, Ne )
v
Oyunun ilginç bir yanı kalmamış, seyircileri
bıktırmıştı.
v
Okulun inşaatı bir an önce tamamlanacak ve hizmete
açılacak.
v
Futbolcunun tansiyonu yükselince kenara alındı.
v
Ablamın en yakın arkadaşı onu ziyarete gelmiş ama
ortada yok.
v
Adliyede olay çıkarmak isteyen suçluya engel olunarak
cezaevine gönderildi.
v
Kitabı bir solukta okudu çünkü çok akıcıydı.
v
Firmamızın ürettiği mallar piyasada çok tutuldu ve
biraz daha büyüdü.
v
Yöredeki büyükbaş hayvan sayısı artıyor ancak ihraç edilemiyor.
v
Bu tür insanların yalanları ortaya çıkar ve komik
duruma düşer.
v
Yönetim kurulu son toplantısını yaptı ve oy birliğiyle
feshedildi.
v
Saatin camı kırılmış, kullanılamaz hale gelmişti.
v
Hesaptaki yanlışlar düzeltilecek ve deftere yeniden
işlenecek.
v
Bu tür çizgi romanların sayısı artıyor ve kitapçılarda
daha fazla yer alıyor.
v
Kuşların tüyleri uzun uçuştan dolayı döküldü ve bir
daha da uçamadılar.
v
Boş evin sıvaları dökülmüş, farelere teslim olmuştu.
NESNE
EKSİKLİĞİ ( Neyi, Kimi )
v
Günlerdir uğraştığımız projeye şöyle bir göz attı,
onaylayıp bana verdi.
v
Tevfik Fikret şiirlerinde toplumsal sorunlara eğilerek
başarıyla işlemiştir.
v
Oğluna Fransa’dan bir mektup göndererek yanına
çağırdı.
v
Arkadaşıma bu meseleyi anlattım ve ikna ettim.
v
Kitapların numaralarını yapıştırıp raflara
yerleştirdi.
v
Onun hayata bakışı, yorumlayışı herkesinkinden
farklıydı.
v
Her okuduğuna hemen inanıyor ve herkese anlatıyordu.
v
İktidarlar dönem dönem, sanata pranga vurup
köleleştirmeyi istiyor.
v
Bana her zaman destek oldu, hiçbir zaman kırmadı.
v
Sınava girdim ve kazandım.
v
Telefon üç kez çaldı, kimse açmadı.
DOLAYLI
TÜMLEÇ EKSİKLİĞİ ( -e, -de, -den )
( Kime,
Neye, Nereye, Kimde, Neyde, Nerede, Kimden,
Neyden, Nereden )
v
Annesini ihmal ediyor, bir mektubu çok görüyordu.
v
Ali, yaşlı teyzesini her zaman ziyaret eder, hediyeler
alırdı.
v
Çıkan yeni romanları incelemek ve tezi için
yararlanmak istiyordu.
v
Dilimize giren yabancı sözcükleri bir an önce
çıkarmalıyız.
v
Son eserinizi beğendim diyemem, pek çok dil yanlışı
var.
v
Bu anlayış bizi Batı’ya yaklaştırmıyor aksine
uzaklaştırıyor.
v
Geyve’nin havası insanı diriltiyor, yaşama sevinci
veriyor.
v
Öğrencimizi tebrik ediyor, bütün öğretmenler adına
başarılar diliyoruz.
v
Biliyorsun ki seni çok sever, herkesten de çok
inanırım.
v
Yeni edebiyat öğretmenini önceleri hiç sevmedik, ama
sonraları alıştık.
ZARF
TÜMLECİ EKSİKLİĞİ ( Ne Zaman, Nasıl, Ne Kadar…)
v
Annem her zaman bizim için yaşadı, kendini düşünmedi.
v
Öğrencilerine hiçbir zaman kötü davranmadı, sevgiyle
yaklaştı.
v
Her şeye rağmen moralini hiç bozmadı, çalıştı.
v
Her akşam evde oturur, dışarı çıkmazdı.
v
Sana hep destek olduk, seni kırmadık.
v
Her gün aynı şapkasını takar, şapkasını çıkarmazdı.
v
Daima bu lokantaya gelir, başka yere gitmezdi.
v
Asla haksız bir kazanç peşinde olmadım, namusumla
yaşadım.
v
Her gece iki saat ders çalışır, çalışmadan uyumazdı.
v
Onu her zaman destekledim, ona sırt çevirmedim.
EDAT
TÜMLECİ EKSİKLİĞİ ( Ne ile Kim ile…)
v
Beni sevdiğini söylüyor ama hiç ilgilenmiyor.
v
Olanlardan sonra kimseyi aramıyor, konuşmuyordu.
v
Ahmet Bey müfettişin büroya geldiğini, görüşmek
istediğini biliyordu.
v
İhtiyar, komşusuna iki günde bir uğrar, söyleşirdi.
v
Birbirini seven ve yardımlaşan insanlara ihtiyacımız
var.
v
Çalıştığım kuruma gidip ilişiğimi kestim.
v
Onu seviyor, evlenmek istiyorum.
v
Öğretmene ne sordun, ne konuştun, anlamadım.
v
Size gelip biraz dertleşmek istiyorum.
v
Sabahları amcasının dükkânına uğrar, saatlerce sohbet
ederdi.
EK
EYLEM ( EK FİİL ) EKSİKLİĞİ ( idi, imiş, ise, -dır )
v
Bu başarılı çocuk çok akıllı ve yaramaz değildi.
v
Evleri güzel, bahçeleri de bakımsız değildi.
v
Ayakkabılar oldukça pahalı, alınabilecek gibi değildi.
v
Sen bir martı, bense mavi denizlere açılan bir
tekneyim.
v
Fikirlerinde ısrarlı; ama inatçı değildi.
FİİLİMSİ
(EYLEMSİ) YANLIŞLIKLARI
( İsim-Fiil:
-ma,-ış, -mak / Sıfat-Fiil: -an, -ası,- mez, -ar, -dik, -ecek, -miş
Zarf-Fiil: -asiye, -ken, -alı, -e…-e, -madan, -ince, -ip, -arak,
-dıkça, -meksizin )
v
Bu tür suçlamaların yersiz ve doğru olmadığını hepimiz
biliyoruz.
v
Huzurevinde bana duyulan sevgi ve anlayış gözlerimi
yaşarttı.
v
Kimin dürüst, kimin dürüst olmadığını nasıl
anlayacağız?
v
Çok az ya da hiç çalışmadan başarılı olunamaz.
v
Tahmin edileceği üzere bu yiyecekleri genç ve hasta
olmayanlar yiyebilir.
v
Kimi zaman hiç, kim zaman gereğinden çok konuşarak
tutarsızlığını gösteriyor.
v
Görevlilerin beyaz kravat ve koyu renk ceket giymesi
gerekiyor.
v
Akşam yemeğinden sonra kuruyemiş ve kola içmek kilo
yapıyor.
v
Onun bu denli başarılı olacağını doğrusu
beklemiyordum.
v
Bizi en çok sevindiren onun ziyarete geldiğidir.
v
Antrenör, yeni oyuncunun oynayıp oynamamasına karar
verecek.
v
Bizlerin başarılı olduğumuzu hiç çekemezdi.
v
Tiyatro, toplumun yükselişini ve çökmesini gösteren
bir aynadır.
v
Çocukların eve geldiğiyle gitmesi bir oldu.
v
Düzenli çalışmak ve zamanını kütüphanede geçirmesi
başarmasını sağladı.
ÇATI
UYUMSUZLUĞU ( ETKEN × EDİLGEN ÇATILI FİİLLER )
v
Kışın hastalanmamak için sebze ve meyveleri bol su ile
yıkayıp yenmeli.
v
Anlatım bozukluğu farklı örnekler vererek anlatılırsa
daha iyi öğretilir.
v
Dediklerime dikkat edilseydi bu yanlışları da yapmazdı.
v
Eserde bazı mesajlar vererek okuyucular düşündürülüyor.
v
Müzik dinlenerek ders çalışmaktan
hoşlanmıyorum.
v
Bu yazar ilk eserinden başlayarak incelenmeli,
tekrar değerlendirilmelidir.
v
Türkiye’de de taksiye binildiğinde klasik
müzikle karşılaşabiliyorsunuz.
v
Yazmaya karar verince şiirden başlanması
iyi olur.
v
Firmanın defterlerini inceledik ve gereken
araştırmalar yapıldı.
v
Gölün kenarındaki müstakil ev tamamlayıp satışa
sunuldu.
TAMLAMA
YANLIŞLIKLARI
v
Anne ve baba çocuğun yetişmesinde önemli katkıları vardır.
v
Dikkatli bir öğrenci işlem hatası yapmayıp doğru
seçeneği bulması gerekir.
v
Sanat dergileri siz okuyucularımız için yararlı
olacağı inancındayız.
v
Öğrencilerimizden hiçbiri sınavda başarısız
olmamıştır.
v
Her zamanki gibi benim de senin de odanı annem
temizledi.
v
Herkes kendi işiyle uğraşıyordu, bizimle uğraşacak
hali yoktu.
v
Onu ne görevden alabildik ne de görev yerini
değiştirebildik.
v
Bu ödülü kendim ve arkadaşlarım adına alıyorum.
v
Bu okuldan başkasına gitmiyor, eğitimini beğenmiyordu.
v
Sınavı kazanması için Ali daha fazla soru çözmesi
gerekiyor.
v
Konuştuklarımızı duyduğunu sonradan fark ettik.
v
Romanlarında köylü, öykülerinde şehir kadınlarını
anlatıyordu.
v
İşaret ve belgisiz sıfatlar, bir ismi belirtmediğinde
zamir olur.
v
Olaya hem bilimsel hem de ahlak açısından bakılmalı.
v
Okullarımızda kültürel ve sanat etkinlikleri
yapılmaktadır.
v
Bu okulda zamanında birçok olaylar yaşandı.
v
Maç gününden önce birçok biletler çoktan satılmıştı.
v
Hasanların evine birkaç defalar gitmişliğim var.
v
Yarışmada birbirinden yakışıklı delikanlı ve kızlar
vardı.
v
Gecenin bir yarısı havlayan köpeklerin ve kedilerin
gürültüsüyle uyandık.
v
Parkta cıvıl cıvıl öten kuşların ve ağaçların arasında
dolaştık.
v
Bu öykü, sanatçının edebiyatımızda insan psikolojisine
eğilen ilk eserdir.
v
Bu mahalle, yüksek binaları, caddeleri ve gösterişli
pastaneleriyle zenginliğin bir sembolü gibiydi.
ANLAMLA (BAĞDAŞIKLIK)
İLGİLİ ANLATIM BOZUKLUKLARI
GEREKSİZ
SÖZCÜK KULLANIMI:
v
Yağan yağmura aldırmaksızın Geyve sokaklarında
saatlerce el ele dolaştık.
v
Çoğunluk sağlanamadığı için veli toplantısı bir ay
sonraya ertelendi.
v
Trafik polisi yol kenarındaki taşıt araçlarına ceza
yağdırdı.
v
Ben gidersem sazım sen kal dünyada, gizli sırlarımı
aşikâr etme.
v
Sanki bir daha geri dönmeyecek gibi konuştu.
v
2004’lü yıllarda dershanede öğretmenliğe başladığımı
hatırlıyorum.
v
Bu kadar yol yaya yürümekle biter mi hiç?
v
Mecburen karakola gitmek zorunda kaldım.
v
Taraflar sonunda aynı görüş birliğine vardılar.
v
Hava sıcaklığı dışarıda yaklaşık sıfırın altında eksi
on derece civarında.
v
Uçak alçalarak havaalanına başarılı bir iniş yaptı.
v
Ünlü iş adamı vakfımıza karşılıksız bağışta bulundular.
v
Güney Marmara’daki fay kırığının büyük bir depreme yol
açabileceği söyleniyor.
v
Erkek oğlum olsun diye çok dua ettim ama…
v
TDK Kurumu dil konusunda önemli gelişmelere imza attı
son yıllarda.
v
Kulislerde bu seneki YGS sınavının çok zor olacağı
konuşuluyor.
v
Bu kitabı ancak geri iade etmek şartıyla
alabilirsiniz.
v
Arkadaşımın bu beklenmedik sürprizi karşısında ne
yapacağımı şaşırdım.
v
Seninle ilk tanıştığımız günü unutmam mümkün değil!
v
Son yıllarda GAP projesiyle ilgili yeni gelişmelerin
olduğu söyleniyor.
v
Hükümet dışarıdan ithal edilen ürünler için bazı
önlemler aldı.
v
Ders anlatırken arka sırada bazı öğrencilerin alçak
sesle fısıldaşmaları Turgay Hoca’yı katil yapabilir!!!
v
Bu dersin kötü bir kâbusa dönmemesi için yukarıdaki
uyarıyı dikkate almak gerekir.
v
Arapça ve Türkçe dilleri çok zengindir.
v
Pek çok genç güncel modayı yakından takip etmeye
çalışıyor.
v
En güzel telafi, yapılan yanlış hatayı bir daha
tekrarlamamaktır.
v
Havaların soğumasıyla kimse evden dışarı çıkmak
istemiyor.
v
Bütün bunlar kırk yıllık yaşanmış tecrübelerin bir
ürünüdür.
v
Paragraf konusunda öğrenciler için hazır bir formül
yoktur.
v
Bu toplantıya yaptığın olumlu katkılarından dolayı çok
teşekkür ederiz.
v
Sol şeritte arabalarla bir ralli yarışına girdi.
GEREKSİZ
YARDIMCI EYLEM (ETMEK, OLMAK, EYLEMEK…) KULLANIMI:
v
Sanırım bu olaydan sonra kendisinden şüphe ettiğimizi
anladı.
v
Bundan sonra çocuğuma anlayışla yaklaşacağınızı umut
ediyorum.
v
Bu kuruma başvuruda bulunanların sayısı hiç de az
değil.
v
Sizlerle dövüş etmeye hiç niyetim yok beyler!
v
Bilgileri pekiştirmek için konuları sık sık tekrar
etmek gerekir.
v
Zamanında orada oluruz, telaş etmeyiniz.
v
Bu işin sonunu iyi hesap ettin mi sen?
v
Siparişlerinizi beş dakikaya kadar hazır ederiz.
v
Öyle saf biri ki ondan kimse kuşku etmez!
v
Küçük yaştaki çocuklar daha çabuk hasta oluyor.
v
Bu genel cerrahın bütün hastalarını iyi ettiğini
duydum.
GEREKSİZ EK KULLANIMI (EK YANLIŞLIKLARI):
v
Pek çok yazarlarımız ne yazık ki aydın özelliği
taşımıyor.
v
Bu koskoca evde yapayalnız yaşanılır mı hiç?
v
Otoyolda hız yapmasını severdi rahmetli.
v
Öğretmenimiz Türk klasiklerinin iyi okunulması
gerektiğini ifade etti.
v
Kasabadaki çıkan yangında birçok ev kül oldu.
v
Görmemezden gelmen beni çok üzdü.
v
Oynamasını bilmeyen gelin yerim dar dermiş.
v
Bakkalcı Tahsin Amca mahallemizin en sevilen
insanıdır.
v
Başarısızlığının nedeni kendine güvenmemesindendir.
ANLAMCA
ÇELİŞEN İFADELERİN KULLANIMI:
v
Öğretmeniniz konuyu ayrıntılı olarak özetledi.
v
Bundan aşağı yukarı tam on iki yıl önceydi.
v
Ben genellikle hiç yalan söylemem.
v
Şüphesiz bu sanatçının romanları da diğer eserleri
gibi güzel olmalı.
v
Adam bizi göz göre göre aldattı sanırım.
v
İçeride hemen hemen hiç kimse kalmadı.
v
Borsada geçen sene tam beş bin lira civarında
kaybetmiş.
v
Hiç şüphesiz komisyon başkanının açıklamaları olayın
aydınlatılmasına yardımcı olabilir.
v
Kısmen de olsa kendimi ona karşı tamamen sorumlu
hissediyorum.
v
Unuttum boyunu posunu huyunu suyunu / Dönersen yalanla
dolanla utanma sıkılma / Bu eski huyundur.
SÖZCÜĞÜN YANLIŞ
YERDE KULLANIMI:
v
İzinsiz inşaata girmek tehlikeli ve yasaktır.
v
Son günlerde nedense çok başım ağrıyor.
v
Alkollü araç kullanmak tehlikelidir.
v
Ne zaman yağmur yağsa ilk aklıma sen geliyorsun.
v
Olanlardan sonra uykusuz yola çıkmak istemiyorum.
v
Televizyonlar tekrar tekrar vurulan sivilleri
gösteriyor.
v
Öğrenimini tamamlayınca hemşire olarak doğduğu bu
ilçede çalışmaya başladı.
v
Otobüs yoğun sis yüzünden karşıdan gelen kamyonla
çarpıştı.
v
Eğitim en etkili televizyonla verilir.
v
Alınan bu karar savaşta askerin daha çok ölmesine
neden oldu.
v
Biz en doğal vatandaşın hakkını bile koruyamıyoruz.
v
Benim yine çok karnım acıktı.
v
Ünlü sanatçı Ankaralı Turgut halk konserinde
bestelediği şarkıları söyledi.
v
Her eve gelişimde bir melek beni karşılar.
v
Her canın istediğinde buraya gelemezsin.
v
Selamsız sabahsız eve girdi.
v
Kolay para kazanmak peşinde herkes.
YANLIŞ ANLAMDA SÖZCÜK KULLANIMI (BİRBİRİYLE
KARIŞTILAN SÖZCÜKLER)
v
9 Ağustos 1980 yılında Ankara’nın küçük bir
kasabasında doğmuşum.
v
Yıldan yıla biriken borçlar ülkenin ekonomik yönden
dışa bağımlılığını sağladı.
v
Silahla tehdit edip adamın para dolu çantasını
çalmışlar.
v
Duvarın dışında duran çam ağacını oradan söküp
yazlığın bahçesine ekti.
v
Sakarya’mız betonlaşma yüzünden çirkin bir görünüme
kavuştu.
v
Bulutlar büyük bir fırtınanın yaklaştığını
müjdeliyordu.
v
Saçları bir hayli büyüdüğü için çocuk, okul müdürü
tarafından içeri alınmadı.
v
Yapılan etkinlikler Geyve’mizin dünyaca tanınmasına
neden oldu.
v
Bu tür tatbikatlarda ölüm şansı her zaman yüksektir.
v
Dış politikada azımsanmayacak bir başarı gösterdik.
v
Genç kız, babasının kendisine verdiği parayı
küçümseyerek cebine koydu.
v
Belediye otobüs fiyatlarını belirlerken emeklileri
mağdur etmemeye çalıştı.
v
Çorap dokuyan köylü kadınları görünce resimlerini
çektim.
v
Sınıfa yeni gelen öğrenci üzerindeki çekimserliği bir
türlü atamadı.
v
Sakarya milletvekili meclisteki son oylamada çekingen
kaldı.
v
Akşam güneşinin ışıkları camlarda yankılanıyordu.
v
Bunca yağmura karşılık barajlarda yeterince su
birikmemiş.
v
Yaşantım hep
çalkantılar içinde geçti.
v
Sevgi ve saygının etken olduğu bir dünyada savaşın
çıkması mümkün mü?
v
Toplantıda ekonomik kriz ve buna bağımlı olarak gelir
dağılımındaki dengesizlik tartışıldı.
v
Bu hocanın kendine özgün bir anlatımı olduğu kesin.
v
Gergin geçen toplantı sonucunda kimsede konuşacak hal
kalmadı.
v
Fiyatlar çok pahalı olduğu için alışveriş yapamadık.
ATASÖZÜ VE DEYİMLERİN YANLIŞ KULLANIMI:
v
Onu görünce ne yapacağımı şaşırdım, elim ayağıma
karıştı.
v
Herkesin ağzına bir kaşık bal çalmışlar ki kimse
durumdan şikâyetçi değil.
v
El ayak çekilince kimseye görünmeden buluşurduk.
v
Yumruk kadar çocuktan ne istiyorsunuz siz?
v
Biz gençler şiire gönül koyduk, onu yüceltmek için
canla başla çalışacağız.
v
Benim verilemeyecek hiçbir hesabım yok, başım açık.
v
O kadar umursamaz ki kendisine yapılan bütün
eleştirilere göz yummuştu.
v
Az veren maldan, çok veren candan olur, derler.
v
Yüzünden dökülen bin parçaydı bu gün, yüzü hiç
gülmüyordu.
v
Ona yardım et, elinden geleni ardına koyma.
v
Bu anlamsız sözleriyle şimşekleri üzerine topladı.
ANLAM BELİRSİZLİĞİ ( NOKTALAMA EKSİKLİĞİ,
ZAMİR EKSİKLİĞİ…):
v
Hasta yakınlarının gelmesini bekliyordu.
v
Bayan satıcıya vitrinde gördüğü kazağın fiyatını
sordu.
v
Bu sorunun da bir çözüm yolu mutlaka vardır.
v
Osmanlı Devleti’nde kadının rolü hakkındaki
araştırması çok ilginçti.
v
Bu sınavı kazanacağını herkes gibi ben de biliyordum.
v
İnsafsız kardeşinden üç kuruşu bile esirgedi.
v
Kardeşini dün okulda görmüşler.
v
Babası Muhittin’i okula göndermeyecekmiş, onunla hemen
görüşmeliyim.
v
Yaşlı gözlerini silerek yanıma geldi.
MANTIKSAL
YANLIŞLIKLAR, KARŞILAŞTIRMA VE SIRALAMA YANLIŞLIKLARI:
v
Çaldığım bütün kapılar ardına kadar kapandı bana.
v
Geyve’de yapılan birinci geleneksel ayva festivali çok
ilgi çekti.
v
Bırakın bayramda telefon etmeyi yanıma gelip elimi bile
öpmedi.
v
Beyin zarı iltihapları iyi tedavi edilmezse ölüme
hatta sara nöbetine yol açabilir.
v
Gerçekte suçsuz
olan biri beşe karşı dört oyla mahkûm edilmişti.
v
Annem, bu diziyi babamdan çok sever.
v
Muhittin babasından benim korktuğum kadar korkmaz.
v
Arkadaşına göre az çalışıyor.
v
Ne mutlu bize ki yarına ulaşabildik!
v
Bildiğim tek şey hiçbir şey bilmediğimdir.
v
Polis bir faciayı daha başlamadan bitirdi.
v
Temmuz ve ağustos en sıcak aylardan biridir.
v
Hastalığımı ameliyat ederek beni kurtardılar.