BİLİM FELSEFESİ DERS NOTLARI,BİLİM FELSEFESİ KONU ANLATIMLARI,BİLİM FELSEFESİ ÖZET MADDELİ, FELSEFE KONU ANLATIMLARI, 11.SINIF
FELSEFE DERSİ TÜM NOTLARI İÇİN TIKLA, ÜNİTE ÜNİTE ÖZET ÖZET NOTLAR :))))
FELSEFE DERSİ TÜM NOTLARI İÇİN TIKLA, ÜNİTE ÜNİTE ÖZET ÖZET NOTLAR :))))
ÜNİTE–8: BİLİM FELSEFESİ
A. Felsefe ile Bilim İlişkisi
Amaç bakımından bilim ve felsefe arasında bir paralellik bulunur. Her ikisi de hazır bilgilerle yetinmeyip aktif ve eleştirici bir tavırladoğrulara yönelirler. Her ikisi de mantık ilkelerini kullanarak evrendeki düzenin sebep ve kanunlarına inmeye çalışır ve insanı, hayatı anlamaya çalışır. Bilim, genel geçerliği olan ve herkesçe gözlemlenebilir olgulardan hareket eder, vardığı sonuçları yine olgulara dönerek doğrular. Felsefede ise hareket noktası olgular olmak zorunda değildir ve vardığı sonuçların doğrulanabilirliği olgular ile olmaz. Bilim ve felsefe iki ayrı cevaba ihtiyaç vermektedir. Bilimlerin ortaya koyduğu yeni buluş ve ilerleyişler felsefe için ne kadar yönlendirici olsa da felsefe ayrı ayrı bilimlerdeki verileri birleştirerek değerlendirmesi bilimsel faaliyetler için o kadar ufuk genişleticidir. Felsefe, bilimlerdeki kavram ve ilkeleri aydınlatmakta, bilimlerin verilerini eleştiriye tabi tutmaktadır. Bilimsel bilginin değerini, ortaya koymak yine felsefenin işidir. Felsefe genel bir varlığı anlamlandırma faaliyeti olarak bilimden önce gelir.
B. Bilimsel Bilginin Özellikleri
-Bilimsel olgusaldır; nesnel gerçekliğe dayanır.
-Bilimsel objektiftir (nesneldir).
-Bilimsel akıl ilkelerine ve mantığa dayalıdır.
-Bilimsel birleştiricidir; bilimsel yöntemle farklı bilimlerin farklı alanlarda ulaştığı sonuçları birleştirmeye çalışır.
-Bilim birikimli bir süreçtir.
-Bilim evrenseldir; yani insanlığın ortak mirasıdır. Herkes ve her toplum bilime katkıda bulunabilir. Bu nedenle bilim herhangi bir bireyin veya toplumun tekelinde değildir.
-Bilim eleştireldir; yani kuramlar ne kadar doğru görünse bile, karşıt görüşleri her zaman imkân dâhilindedir. Her zaman yanılma payı olduğu düşünülmelidir.
-Bilim seçicidir; yani sonsuz sayıdaki olgular içinde kendi amacına uygun olanları belirler ve açıklar.
-Bilim genelleyicidir; yani elde ettiği sonuçlar genel bir biçimde ifade edilir.
C. Bilimsel Yöntemin Özellikleri
-Problem tanımlanır.
-Gözlem yapılarak problemle ilgili bilgiler toplanır.
-Hipotezler (varsayımlar) kurulur.
-Hipotezlerden (varsayımlar) tümdengelimler yapılır ve bunlar deney ve gözlemlerle test edilir.
-Hipotezler kısmen doğrulanmışsa onlarla teori (kuram) oluşturulur.
-Hipotezler kesin doğruluğa sahipse (matematiksel olarak) genel yasalara ulaşılır.
D. Bilimsel Kuramın Özellikleri
Kuram ise bir ölçüde doğrulanmış, ama henüz bütünüyle kesinlenmemiş genel bir açıklamadır.
-Bilimsel kuram, bilimsel genellemeler ve açıklamalar ile bir sistem kurmaya çalışır.
-Mevcut olguları açıkladığı gibi sonradan olacaklar hakkında öndeyide bulunmayı sağlar.
-Kuramın önermeleri her zaman deney ve gözlemle denetlenebilir.
-Bilimsel kuramlar kesin değildirler. Yani zamanla değişebilirler.
-Kuramlar evrensel değildirler, sınırlı varlık alanı ile ilgili genel açıklamalardır.
E. Klasik Görüş Açısından Bilim (Pozitivizm)
- Bilim nesnel gerçekliği (olguları) konu edinir.
- Bütün bilimlere örnek olabilecek ideal bilim matematiktir.
- Bütün bilimler birbiriyle ilişkilidir ve tüm bilimler birbirine indirgenebilir (Comte’a göre sosyal fizik).
- Bilim, akla (mantığa) dayanan bir etkinliktir. Bilim adamı çalışmalarında tamamen nesnel olur.
- Bilimsel açıklama nedenselliğe dayanır. Neden-sonuç ilişkisi kurulmadan bilimsel açıklama yapılmaz.
- Bilimsel açıklamanın amacı, bilimsel yöntem kullanarak tümevarımsal olarak genel yasalara varmaktır.
- Bilim, birikerek sürekli ilerleyen bir sürece sahiptir.
- Bilimin açıklayamayacağı hiçbir şey yoktur.
F. Bilime Farklı Yaklaşımlar
1) Ürün Olarak Bilim (Yeni / Neopozitivizm)
Reichenbach, Carnap, Wittgenstein, Hempel ve B. Russell.
Bu anlayışa göre bilim; bilimsel yönteme dayanılarak ortaya konulmuş kuram ve kanunlardan oluşmuş kesin, nesnel, birikimli bilgiler yığınıdır. Bilimi anlamanın da yolu ürün olarak ortaya konulmuş bu bilgiler yığınını incelemektir.
Reichenbach’a göre; bilime ait metinler günlük dille yazılmış eserlerdir. Bu nedenle mantık dilini kullanarak bu metinleri çözümlememiz gerekir. Ancak bu sayede bilimi açıklayabiliriz. Mantık diliyle metinler doğrulanabilir veya yanlışlanabilir ise anlamlıdır. Anlamlı önermeler bilgi veren ve bilimsel önermelerdir. Reichenbach’a göre; bilimselliğin ölçütü doğrulanabilirliktir. Doğrulanabilen önermeler anlamlı ve bilimsel önermedir. Doğrulanabilir önermeler, olgulardan elde edilip tekrar olgularla denetlenebilen önermelerdir. Metafizik, estetik (sanat) ve etik (ahlak) önermeleri doğrulanamazlar. Çünkü bunlar olgusal içeriklere sahip değildir ve olgusal olarak denetlenemezler.
Bilim metafiziksel öğelerden ayıklanmaya çalışmıştır. Bunu anlamlılık ve doğrulanabilirlik ölçütleriyle gerçekleştirmeye çalışmışlardır. Bu yaklaşım ayrıca tümevarım metodunun kullanılmasını savunmuştur.
2) Etkinlik Olarak Bilim
T. Kuhn, Touilmin “Bilim; bir etkinlik sürecidir; bu süreci yönlendiren olgular bilim insanlarının oluşturduğu topluluk ve onların çalışmalarıdır.” Bilim ancak bu süreç incelemekle anlaşılabilir. Bu süreçteki tüm öğeler özellikle de bilim dışı öğeler (psikolojileri, inançları, bakış açıları, içinde yaşadığı toplumların yapıları) incelenmelidir. Bilimin bu süreci belirli adımlarla gerçekleşir. Bu süreç de sürekli kendini yenileyerek tekrar eder. Bilim statik bir yapıda değildir. Kuhn’a göre bilim kesintisiz akıp giden birikimsel bir süreç değildir. Tam aksine bilim bir takım kesintilere, devrimci dönüşümlere uğrayarak ilerleyen ve gelişen bir etkinliktir. Kuhn bu süreçleri Paradigma adlı kavramla açıklar.
Paradigma (değerler dizisi), belli bir bilim insanı topluluğunun kabul ettiği bir bakış açısı veya kuramsal çerçevedir. Bu kuramsal çerçeveyi, bilimsel kavram, yöntem ve bilimsel görüşler oluşturur. Paradigma bilim adamlarının bilimsel araştırmalarını etkileyen toplumsal bir çerçevedir.
Paradigmalar hep çatışma içerisindedirler. Bu çatışmada galip gelenler ile bugünkü bilim oluşmuştur. Bu paradigmalar sonsuza dek varlıklarını sürdürmezler, zamanla terk edilebilirler ve yerine yenileri gelebilir. Kuhn’a göre bilimin oluşumu ve gelişimi bir paradigmadan diğer paradigmaya geçişle olanaklıdır.
Allah razı olsun çok işime yaradı. :)
YanıtlaSilTEŞEKKÜR EDERİZ..UMARIM SİZLERE FAYDALI OLURUZ... iyi çalışmalar
Sil