Dünyadaki ilk şehirler ne zaman kurulmuştur, Bu şehirler kuruldukları yer ve fonksiyonları bakımından hangi benzer özelliklere sahiptir, COĞRAFYA SORULARI,
Dünyadaki ilk şehirler ne zaman kurulmuştur?
Üç farklı bölgede üç farklı yerleşim birimi yapılan arkeolojik kazılarda ortaya çıkmıştır. Kazılarda çıkan duvar kalıntıları üzerinde Karbon14 testi uygulayarak tarihlendirme yapılmıştır ve bu üç farklı alanda Sümerlerden çok daha eskilere dayanmaktadır. Yazının başında da dediğimiz tarih öncesi devir diye adlandırdığımız zamanlarda insanlar tarafından yaşam alanı olarak kullanılmıştır.Bu buluşlar ile tarihçiler kayıtlarını yeniden gözden geçirmek durumunda kaldılar. Sonuç olarak tarihçilerin medeniyetin doğduğu yerin Sümer olduğu iddaası çürütülmüş oldu. Ortaya çıkan bu yerler Eriha, Çatalhöyük ve Lepenski Vir’dir. Eriha M.Ö.7000 yılında, şimdinin Ürdün’de, Şeria Irmağı’nın vadisinde, Lut gölünün kuzey ucunda bulunan yerleşmede 1867, 1930, 1963 yıllarında İngilizler (J.Garstang), 1952-1956 K.Kenyon ve E. Sellin tarafından 1907-1911 yılları arasındaki kazıların yapılmasıyla bulunmuştur. Çatalhöyük, Güney Anadolu’da, MÖ 7500 yıllarına dayanan, çok geniş bir cilalı taş ve bakır çağı yerleşim yeridir. Günümüz Konya Şehri’nin güneydoğusunda, Hasandağı‘nın yaklaşık olarak 136 kilometre uzağında, Konya Ovası’na hakim buğdaylık arazide bulunmaktadir. Doğu yerleşimini, en son Cilalı Taş Devri sırasında ovadan 20 metre yüksekliğe kadar ulaşan bir yerleşim birimi oluşturmaktadır. Ayrıca, batıya doğru da ufak bir yerleşim birimi ve birkaç yüz metre doğuya doğru da bir Bizans yerleşimi bulunmaktadır. Muhtemelen, bugüne kadar bulunmuş en eski ve en gelişmiş cilalı taş devri yerleşim merkezidir. 1958 yılında James Mellaart tarafından keşfedilmiş, ilk kazıları 1961-1963 ve 1965 yıllarında yapılmıştır. 1993’te yeniden başlayan ve günümüze kadar devam eden kazılar Ian Hodder tarafından yönetilmektedir. Tarih öncesi yerleşim birimleri tunç çağından önce terk edilmiştir. Bir zamanlar iki yerleşim birimi arasında Çarşamba Nehri’nin bir kanalı akmaktadır, ve yerleşim birimleri, ilk tarım zamanlarında elverişli sayılabilecek alüvyonlu toprak üzerine kurulmuştur. Evlerin girişleri üst kısımlarında bulunmaktadır. Lepenski Vir ise 1965 yılında Djerdap Hidroelektrik Santralinin inşası sırasında ortaya çıkmıştır. Yugoslavya’daki Danube nehrinin sağ kıyısında yer almaktadır. Karbon 14 testi bu yerleşim alanının da M.M.6500 yıllarında var olduğunu göstermiştir.
Sümerlerin tarihte hikayesi M.Ö.5000 yıllarına dayanmaktadır. Araştırmalar gösteriyor ki Sümerlerden binlerce yıl önce insanların yerleşim yeri olarak benimseyip yaşam alanı inşaa ettikleri söz konusudur. Sanılanın aksine ilk insanların mağaradaki yaşam savaşa daha da eski tarihlere dayanmaktadır. Bu kalıntıların arasında kültürel gelişimini en ileri seviyeye taşıyabilmiş olan Çatalhöyüktür. Günümüzde halen kazıları devam etmekte olan bu şehir kalıntısı, bir çok konuda araştırma için zengin bir arkeolojik materyal sunmaktadır. https://zamankapsulum.wordpress.com
Dünyadaki ilk şehirler ne zaman kurulmuştur?
Üç farklı bölgede üç farklı yerleşim birimi yapılan arkeolojik kazılarda ortaya çıkmıştır. Kazılarda çıkan duvar kalıntıları üzerinde Karbon14 testi uygulayarak tarihlendirme yapılmıştır ve bu üç farklı alanda Sümerlerden çok daha eskilere dayanmaktadır. Yazının başında da dediğimiz tarih öncesi devir diye adlandırdığımız zamanlarda insanlar tarafından yaşam alanı olarak kullanılmıştır.Bu buluşlar ile tarihçiler kayıtlarını yeniden gözden geçirmek durumunda kaldılar. Sonuç olarak tarihçilerin medeniyetin doğduğu yerin Sümer olduğu iddaası çürütülmüş oldu. Ortaya çıkan bu yerler Eriha, Çatalhöyük ve Lepenski Vir’dir. Eriha M.Ö.7000 yılında, şimdinin Ürdün’de, Şeria Irmağı’nın vadisinde, Lut gölünün kuzey ucunda bulunan yerleşmede 1867, 1930, 1963 yıllarında İngilizler (J.Garstang), 1952-1956 K.Kenyon ve E. Sellin tarafından 1907-1911 yılları arasındaki kazıların yapılmasıyla bulunmuştur. Çatalhöyük, Güney Anadolu’da, MÖ 7500 yıllarına dayanan, çok geniş bir cilalı taş ve bakır çağı yerleşim yeridir. Günümüz Konya Şehri’nin güneydoğusunda, Hasandağı‘nın yaklaşık olarak 136 kilometre uzağında, Konya Ovası’na hakim buğdaylık arazide bulunmaktadir. Doğu yerleşimini, en son Cilalı Taş Devri sırasında ovadan 20 metre yüksekliğe kadar ulaşan bir yerleşim birimi oluşturmaktadır. Ayrıca, batıya doğru da ufak bir yerleşim birimi ve birkaç yüz metre doğuya doğru da bir Bizans yerleşimi bulunmaktadır. Muhtemelen, bugüne kadar bulunmuş en eski ve en gelişmiş cilalı taş devri yerleşim merkezidir. 1958 yılında James Mellaart tarafından keşfedilmiş, ilk kazıları 1961-1963 ve 1965 yıllarında yapılmıştır. 1993’te yeniden başlayan ve günümüze kadar devam eden kazılar Ian Hodder tarafından yönetilmektedir. Tarih öncesi yerleşim birimleri tunç çağından önce terk edilmiştir. Bir zamanlar iki yerleşim birimi arasında Çarşamba Nehri’nin bir kanalı akmaktadır, ve yerleşim birimleri, ilk tarım zamanlarında elverişli sayılabilecek alüvyonlu toprak üzerine kurulmuştur. Evlerin girişleri üst kısımlarında bulunmaktadır. Lepenski Vir ise 1965 yılında Djerdap Hidroelektrik Santralinin inşası sırasında ortaya çıkmıştır. Yugoslavya’daki Danube nehrinin sağ kıyısında yer almaktadır. Karbon 14 testi bu yerleşim alanının da M.M.6500 yıllarında var olduğunu göstermiştir.
Sümerlerin tarihte hikayesi M.Ö.5000 yıllarına dayanmaktadır. Araştırmalar gösteriyor ki Sümerlerden binlerce yıl önce insanların yerleşim yeri olarak benimseyip yaşam alanı inşaa ettikleri söz konusudur. Sanılanın aksine ilk insanların mağaradaki yaşam savaşa daha da eski tarihlere dayanmaktadır. Bu kalıntıların arasında kültürel gelişimini en ileri seviyeye taşıyabilmiş olan Çatalhöyüktür. Günümüzde halen kazıları devam etmekte olan bu şehir kalıntısı, bir çok konuda araştırma için zengin bir arkeolojik materyal sunmaktadır. https://zamankapsulum.wordpress.com
Bu şehirler, kuruldukları yer ve fonksiyonları bakımından hangi benzer özelliklere sahiptir?
İlk yerleşmeler,iklim ve toprak şartlarının elverişli olduğu alanlarda kuruldu.Buralar;Mezopotamya yöresi,Güney Asya ve Nil vadisi idi.İlk yerleşmeler tarımsal faaliyetlerin yapıldığı yerleşmeler olduğu için verimli alüvyal toprakların varlığı,su kaynaklarınca zengin alanlar bu yerleşmeleri kendine çeken alanlar oldu.Günümüzde de bu koşulların Dünya yerleşme haritasının oluşturulmasında belirleyici bir rol oynadığını görüyoruz.Nitekim çöllerde,kutuplarda yerleşmelerin gelişememesi temelde tarımsal faaliyetlerin gerçekleştirilemeyişinden kaynaklanmaktadır.