sponsorlu reklam Admatic -sponsor

Orhan Veli Kanık Kitabe-i Seng-i Mezar Şiirinin İncelenmesi,Tema,Konu,

Kitabe-i Seng-i Mezar Şiirinin İncelenmesi,
Orhan Veli Kanık Kitabe-i Seng-i Mezar Şiirinin İncelenmesi, Şiir Tahlili, Ne Demek, Zihniyeti, Nazım Birimi, Kafiye ve Redifleri, Ahenk Unsurları, Söz Sanatları, Ses Olayları


Kitabe-i Seng-i Mezar Ne Demek: Mezar Taşı Yazısı

Şiirin şekil özellikleri
Kitabe-i Seng-i Mezar Şiirinin Nazım Biçimi: Serbest Şiir
Kitabe-i Seng-i Mezar Şiirinin Nazım Birimi: Bent
Kitabe-i Seng-i Mezar Şiirinin Birim Sayısı: 2 Bentten oluşmuştur.
Kitabe-i Seng-i Mezar Şiirinin Ölçüsü: Serbest Ölçü
Kitabe-i Seng-i Mezar Şiirinin Ahenk Unsurları: Kelime ve ses tekrarlarıyla sağlanır.
Kitabe-i Seng-i Mezar Şiirinin Kafiye ve Redifleri: unutulmamalıdır ki Garipçiler hele de Orhan Veli şiirlerinde kafiye vs.nin gereksiz olduğunu düşünür. Alt alta olmasa bu kelimeler şiir içerisinde ahengi oluşturur.
Dünyada / zamanlarda
Adını/sayılmazdı
Kitabe-i Seng-i Mezar Şiirinin Söz Sanatları:
Abartı ( mübalağa) : “Hiç bir şeyden çekmedi dünyada
                                Nasırdan çektiği kadar.”  Abartı yapılmıştır.
Kitabe-i Seng-i Mezar Şiirinin Dili: Sade, yalın okuyan herkesin rahatça anlayacağı günlük hayatta kullanılan dil kullanılmıştır.

Sizce metnin içeriği, şiirin dil ve anlatım özelliklerini etkilemiş midir? Bundan hareketle şiirin dil ve anlatım özellikleriyle ilgili çıkarımlarda bulununuz.
İÇERİK -KONU GÜNCEL SIRADAN BİR KONUDUR. BU DA ŞİİRİN DİLİNİ SADE ANLATIMIN YALIN VE AÇIK OLMASINI ETKİLEMİŞTİR.Şiirinin Dili: Sade, yalın okuyan herkesin rahatça anlayacağı günlük hayatta kullanılan dil kullanılmıştır.

Kitabe-i Seng-i Mezar Şiirinin Teması: İnsanlar, Ölüm.


Orhan Veli Kanık’ın şiir anlayışı, okuduğunuz şiire nasıl yansımıştır?
👇👇👇👇
Kitabe-i Seng-i Mezar Şiirinde Gelenek: Garip Akımının kurucusu olan şair, şiirde kafiye, ölçü gibi şeylerin gereksiz olduğu görüşündedir. Ama yine de şiirlerinin bazılarında bunları kullandığı görülür. Basit şiir kolaydır. Zor olan basit şiir yazmaktır der.
Kitabe-i Seng-i Mezar Şiiri ve Şair: Garip Akımının kurucusu olan şair, hayatın içinden insanlara da şiirlerinde yer vermiştir. Bu şiir de hayatın içinde sıradan birinin ölümü üzerine yazılmıştır.


şiirin yazıldığı dönemin gerçekliği ile ilgili yönleri:
dönem 1940-1960 arasıdır. bu dönemde toplum biraz yoksul durumdadır. Savaş yıllarıdır. Millet zor durumdadır. Maddi olarak yokluk içindedir. Şiirde de bunu görmekteyiz.
Bunun dışında kültürel bazı ögeler de var. Örneğin ölen birinin elbiselerini başkasına verme gibi.

Kitabe-i Seng-i Mezar Şiiri Ses Olayları:
Çektiği : Bu kelimede ünsüz yumuşaması ses olayı vardır. Çektik-i : çektiği
Yaratıldığından: Bu kelimede ünsüz yumuşaması ses olayı vardır. Yaratıldık-ından: yaratıldığından
Vurmadığı : Bu kelimede ünsüz yumuşaması ses olayı vardır. Vurmadık-ı = vurmadığı
Adını : Bu kelimede kaynaştırma sesi vardır.  Adı-n-ı : adını
Tüfeğini: Be kelimede ünsüz yumuşaması ses olayı vardır. tüfek-i=tüfeği
depoya: Depoya kelimesinde “y” kaynaştırma ünsüzü vardır. depo-y-a
ekmek kırıntısı: Kırıntısı kelimesinde “s” kaynaştırma ünsüzü vardır. kırıntı-s
Kendi gitti: Gitti kelimesinde ünsüz benzeşmesi ses olayı vardır. git-di=gitti
Kahve ocağında: Ocağında kelimesinde ünsüz yumuşaması ses olayı vardır. ocak-ı=ocağı

KİTABE-İ SENG-İ MEZAR ŞİİRİNİN YORUMU

KEFENİN CEBİ YOK Kİ!

Kitabe-i Seng-i Mezar
 Orhan Veli’nin en sevdiğim şiirlerinden biridir. Konu ölüm olmasına
rağmen ünlü şair Orhan Veli Kanık öyle güzel anlatmıştır ki… Günlük dili öyle güzel yedirmiştir
ki şiirine sanki karşılıklı sohbet ediyormuş hissine kapılıyor insan. Üç bölümden oluşan şiir
yazıldığı dönemde yazarın kendine has üslubundan dolayı garipsenmiştir.

Hiçbir şeyden çekmedi dünyada,
Nasırdan çektiği kadar’
Hatta çirkin yaratıldığından bile,
O kadar müteessir değildi
Kundurası vurmadığı zamanlarda
Anmazdı ama Allah’ın adını
Günahkâr da sayılmazdı
Yazık oldu Süleyman Efendiye (Bütün Şiirleri, s.45)


Mısraları ile başlıyor şiir. Süleyman Efendi o zaman ki şiirlerde geçen önemli kişilerin aksine
halktan biri. Kendi hâlinde, kendi sorunları ile ilgilenenin, okumamış biridir. Bence şair burada
halkın durumunu da Süleyman Efendi üzerinden gözler önüne sermiştir. 1938-1941 yılları
arasında yazılan şiir, dönemine bakıldığında ülkenin savaştan yeni çıkmış zamanına denk
gelmektedir. Hâliyle halk fakir ve cahildir. Toplum hakkında da dolaylı yoldan bilgi veren bir
şiirdir.

İkinci bölümde ise Orhan Veli
‘Bir akşam uyudu;
Uyanmayıverdi.’
 (Bütün Şiirleri, s.46)

Mısraları ile ölümü çok basit ve güzel bir dille anlatmıştır. Şair herkesin bir gün ölümü
tadacağı gerçeğini ve ölümün kaçınılmaz olduğunu, vurgulamıştır.
‘Duyarlarsa öldüğünü alacaklılar,
Haklarını helal ederler elbet’ 
(Bütün Şiirleri, s.46)
Mısraları ile toplumun değer yargıları hakkında fikir sahibi olmamıza yardımcı olmuştur.
Toplumdaki ölen kişiye olan saygıyı gözler önüne sermiştir.

’Artık ne torbasında ekmek kırıntısı,
Ne matarasında dudaklarının izi;
Öyle bir rüzigâr ki,
Kendi gitti
İsmi bile kalmadı yadigâr.
(Bütün Şiirleri, s.47)

Üçüncü bölümde ki bu dizelerde şair ölümü rüzgâra benzetmiştir. Rüzgâr ölen kişiyi götürmüş
ve geride hiç bir şey bırakmamıştır. Geriye kalan sadece yakınlarının hafızalarında kalan
anılardır. Bu dizelerle beraber malın ve mülkün ne kadar değersiz olduğunu bir kez daha
anladım. Geride bırakacağımız sadece anılar varken, fazladan mülk sahibi olmaya çabalamak
gereksizdir. Sürekli daha fazla mal ve mülke sahip olmak adına sevdiklerimizle geçirdiğimiz
zamandan kısıp, para kazanmaya çalışmaktayız. Ancak bu dünyadan bir rüzgârla gideceğimiz
zaman yanımızda götürebileceğimiz hiçbir şey olmayacak. Biriktirmemiz gereken tek şeyin
anılarımız olması gerektiği inancındayım. Ölürken arkamızda dolu dolu yaşadığımız,
sevdiklerimizle birlikte çokça zaman geçirdiğimiz bir yaşam bırakmalıyız. Bu yüzden
yakınlarımızla elimizden geldiğince fazla ve verimli zaman geçirmeliyiz.

Bu düşünceler içinde şiiri okumaya devam ettikçe yazarın son dizelerde çok güzel bir şekilde
şiiri özetlemiş olduğunu gördüm. ’Ölüm Allah’ın emri, Ayrılık olmasaydı.’ Mısraları ile biten
şiirde ana konular olan ölümün kaçınılmazlığı ve geride bırakılan acı güzel bir şekilde
anlatılmıştır.

Şiirde en çok sevdiğim noktalardan biri dilin sadeliği ve basitliğidir. Genelde şiirlerde bulunan
ağır dilin aksine gündelik bir dil kullanılması şiiri sevmemdeki en önemli faktörlerden biri.
Özellikle ‘Mesele filan değildi öyle, To be or not to be kendisi için ‘(Bütün Şiirleri, s.46) gibi
dizeler alışık olduğum şiir kalıplarından çok farklı olmasından dolayı ilgimi çekmeyi
başarmıştır. Şairin anlatış tarzında ki hafif alaycı tavır da şiiri okurken bir sohbet havası
oluşturduğu için ayrıca hoşuma gitmiştir.

Bu şiir, her okuyuşumda bir burukluk bırakır bende. Ölümün her insana aslında ne kadar da
yakın olduğunu hatırlatır her bir dize. Ve her okuyuşumda hayata daha sıkı bir şekilde
sarılmam gerektiğini öğretir. Dert ettiğimiz problemlerin ne kadar boş ve gereksiz olduğunu
fark etmemi sağlar. Bir ders niteliği taşındığından, Orhan Veli Kanık’ın bu şiiri benim için çok
özeldir. Herkesin kendine bir hayat dersi çıkaracağını düşündüğüm bu şiiri, okumayan
herkese tavsiye ederim.

Bibliyografik Künye

• Orhan Veli, Bütün Şiirleri, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 2003

Yazı Kaynak: https://stars.bilkent.edu.tr/turkce

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski

sponsor reklamı

SPONSOR REKLAMI

derskonumesnk