Ahmet Muhip Dıranas Serenad Şiirinin İncelemesi,Tahlili,Kafiye ve Redifleri,Zihniyeti,Nazım Birimi,Ahenk Unsurları,Söz Sanatları,Dili,Ses Olayları
Serenad
Yeşil pencerenden bir gül at bana,
Işıklarla dolsun kalbimin içi.
Geldim işte mevsim gibi kapına
Gözlerimde bulut, saçlarımda çiğ.
Açılan bir gülsün sen yaprak yaprak,
Ben aşkımla bahar getirdim sana;
Tozlu yollarından geçtiğim uzak
İklimlerden şarkılar getirdim sana.
Şeffaf damlalarla titreyen, ağır
Koncanın altında bükülmüş her sak
Seninçin dallardan süzülen ıtır,
Seninçin karanfil, yasemin zambak…
Bir kuş sesi gelir dudaklarından;
Gözlerin gönlümde açan nergisler.
Düşen öpüşlerdir dudaklarından
Mor akasyalarda ürperen seher.
Pencerenden bir gül attığın zaman
Işıkla dolacak kalbimin içi.
Geçiyorum mevsim gibi kapından
Gözlerimde bulut, saçlarımda çiğ.
Ahmet Muhip Dıranas
Şiirin Biçim Özellikleri
Şiirin nazım birimi: Şiir dörtlükler halinde yazılmıştır. Şiirin tamamı beş dörtlükten oluşmuştur.
Şiirin ölçüsü: 6 + 5 = 11’li hece ölçüsüdür.
Şiirin uyak şeması: a b a b / c d c d / e f e f / g h g h / ı j ı j biçimindedir; “çapraz uyak” biçimi uygulanmıştır.
Serenad Şiirinin Dili: Sade, yalın okuyan herkesin rahatça anlayacağı günlük hayatta kullanılan dil kullanılmıştır.
Serenad Şiirinin Teması:
Şiirin uyak şeması: a b a b / c d c d / e f e f / g h g h / ı j ı j biçimindedir; “çapraz uyak” biçimi uygulanmıştır.
Serenad Şiirinin Teması:
Sevgiliye İlan-ı Aşk etme
Temayı en iyi yansıttığını düşündüğünüz dizeler:
Işıklarla dolsun kalbimin içi.
Temayı en iyi yansıttığını düşündüğünüz dizeler:
Işıklarla dolsun kalbimin içi.
Ben aşkımla bahar getirdim sana
Serenad Şiirinde Gelenek: 1940-1960 yılları arasında etkili olan SAF/ÖZ şiirin temsilcilerindendir.
Serenad Şiiri ve Şair: Ahmet Muhip Dıranas Saf şiirin en önemli temsilcilerinden biridir. Muzikalitenin ve imgenin yer aldığı mezac anlamlarin sıkça kullanıldığı şiirler yazar..
Şiirin Ahenk Unsurları (Uyak ve Redifler)
1. Dörtlük
---bana
---kapına “a” redif; “n” yarım uyak
---içi
---çi (ğ) “çi” tam uyak (kulak kafiyesi)
Not: Burada çiğ kelimesi “ğ” sesi zayıf çıktığından dolayı “çi” şeklinde okunur. Bu nedenle kulak kafiyesi olur. Şair, anlamı bozmamak için böyle bir yola başvurmuştur. Bu durum halk edebiyatı şairlerinde de görülmektedir.
2. Dörtlük
---yaprak
---uzak “ak” tam uyak
---bahar getirdim sana
---şarkılar getirdim sana “getirdim sana” redif; “ar” tam uyak
3. Dörtlük
---ağır
---ıtır “ır” tam uyak
---sak
---zambak “ak” tam uyak
4. Dörtlük
---gelir dudaklarından
---öpüşlerdir dudaklarından “dudaklarından” redif; “ir” tam uyak
---nergisler
---seher “er” tam uyak
5. Dörtlük
---zaman
---kapından “an” tam uyak
---içi
---çi(ğ) “çi” tam uyak (kulak kafiyesi)
Şiirdeki Söz Sanatları
“Geldim işte mevsim gibi kapına” Bu dizede benzetme sanatı vardır. Şair kendini mevsime benzetmiştir.
“Gözlerimde bulut, saçlarımda çiğ” Bu dizede benzetme sanatı vardır. Şair, gözlerinin nemli oluşunu buluta, saçlarındaki beyazları çiğe benzetmiştir.
“Açılan bir gülsün sen yaprak yaprak” Bu dizede benzetme sanatı vardır. Şair sevgiliyi güle benzetmiştir. Yaprak yaprak benzetme yönüdür.
“Işıklarla dolsun kalbimin içi” Bu dizede mecaz sanatı vardır. Şair ışık kelimesini gerçek anlamının dışında kullanmıştır.
“Seninçin dallardan süzülen ıtır, Seninçin karanfil, yasemin zambak…” Bu dizelerdehüsn-i talil sanatı vardır. Sıradan bir doğa olayını, yani çiçeklerin açmasını şair, güzel bir sebebe bağlamış.
“Gözlerin gönlümde açan nergisler” Bu dizede benzetme sanatı vardır. Şair, sevgilisinin gözlerini nergis çiçeğine benzetmektedir.
“Ürperen seher” sözünde kişileştirme sanatı vardır. Ürperme insana ait bir özelliktir.
Benzetme: Geldim işte, Mevsim gibi kapına
Benzetme: Gözlerimde bulut; gözyaşı dökmesini buluta benzetmiştir.
Benzetme: Saçlarımda çiğ. Saçının beyazlığını çiğe benzetmiştir.
Benzetme: Açılan bir gülsün sen. Sevdiğini açılan bir güle benzetmiştir.
Hüsn-i Talil ( Sıradan Bir Doğa Olayını Güzel Bir sebebe Bağlama) : Senin için dallardan süzülen ıtır, senin için karanfil, yasemin, zambak… Doğadaki kokuların, çiçeklerin oluş sebebi sevgilinin varlığına bağlanmıştır.
Benzetme: Gözlerin gönlümde açan nergisler. Sevgilisinin gözlerini nergis çiçeğine benzetmektedir.
Şiirin İçerik Yönünden İncelemesi (Açıklama – Yorum)
Serenad; “geceleyin açık havada sevgili için müzik aracılığıyla verilen küçük konser” demektir.
Serenad, bir aşk şiiridir. Ancak şiiri oluşturan kelimelerin seçimi ve dizimi şiiri diğerlerinden farklı kılıyor. Şiir her okunuşunda, her okuyanın zaman, birikim ve anlayışına, bulunduğu ruhsal duruma göre farklı anlamlar içeriyor.
Yeşil pencerenden bir gül at bana,
Işıklarla dolsun kalbimin içi.
Geldim işte mevsim gibi kapına
Gözlerimde bulut, saçlarımda çiğ.
Şair, ilk dörtlükte sevgilisinin evinin önüne, gönlü dolu bir biçimde gelir. Bu geliş, sıradan bir geliş değildir. Bir ayrılık sonrası geliştir. Çünkü şairin “saçlarında çiğ, gözlerinde bulut” vardır. Şair, ağlamaklıdır. Şairin gelişi “mevsim gibi”dir. İşte böyle hüzünlü ve ağlamaklı bir biçimde şair, sevgiliden bir işaret beklemektedir. O işaretse bir güldür. Şairle sevgilisi arasında bir belirsizlik vardır. Eğer sevgili bir gül atarsa bu belirsizlik sona erecektir. Şairin “kalbinin içi ışıklarla dolacaktır”. Kalbin ışıkla dolması, belirsizliğin giderilmesi ve bundan duyulan mutluluğu ifade eder. Saçlardaki çiğ ise uzun bir beklemenin ifadesidir. Şair, sevgiliden gelecek bu işareti uzun zamandır beklemektedir.
Açılan bir gülsün sen yaprak yaprak,
Ben aşkımla bahar getirdim sana;
Tozlu yollarından geçtiğim uzak
İklimlerden şarkılar getirdim sana.
Açılan gül benzetmesinden sevgilinin henüz çok genç olduğunu ve şairin de ona aşkı tanımasında yardımcı olacağı anlamı çıkıyor. Nasıl ki baharda güller yaprak yaprak açıyorsa, sevgili de şairi tanıdıkça açılacak, güzelleşecektir. Şairin, uzak iklimlerle kastettiği farklı ülkelerdir. Tozlu yollar ise çekilen sıkıntıları ifade eder. Şaire göre aşk, öylesine evrensel bir şeydir ki, farklı ülkelerdeki farklı insanlar da aynı duyguları paylaşır. Bu da şarkılarda açıkça kendini gösterir.
Şeffaf damlalarla titreyen, ağır
Koncanın altında bükülmüş her sak
Seninçin dallardan süzülen ıtır,
Seninçin karanfil, yasemin zambak…
Mevsim bahardır, bu nedenle bahçede çeşitli çiçekler vardır. Şair, sevgiliyi goncaya benzeterek, diğer çiçeklerin, onun güzelliğini tamamlamaktan öteye gidemediğini söylüyor. Itır olsun, yasemin olsun, karanfil ya da zambak olsun hepsi sevgilinin güzelliği karşısında boyun eğmiş durumdadır.
Bir kuş sesi gelir dudaklarından;
Gözlerin gönlümde açan nergisler.
Düşen öpüşlerdir dudaklarından
Mor akasyalarda ürperen seher.
Sevgilinin sesi, şaire kuş sesi gibi gelmektedir. Gözleri ise nergis çiçeğini anımsatmaktadır. Şair, sevgiyi öptüğünü hayal eder ve o zaman yanaklarının seher gibi kızaracağını düşünür. Her ne kadar bazı yorumcular şairin sevgiliyle buluşup, konuşup, öpüştüğünü söylese de son dörtlükte sevgilinin şaire, henüz bir işaret vermediği anlaşılıyor.
Pencerenden bir gül attığın zaman
Işıkla dolacak kalbimin içi.
Geçiyorum mevsim gibi kapından
Gözlerimde bulut, saçlarımda çiğ.
Şair, sevgilinin kapısının önünden ayrılırken gelecek bir işaret için umudunu kaybetmemiştir. Ne zaman ki o işareti alacak o zaman şairin içi ışıkla dolacak, yani mutluluğu bulacaktır. Ancak henüz bir işaret alamadığı için hüzünlü ve ağlamaklı bir biçimde sevgilinin kapısından geçip gitmektedir. Belki de bahar mevsimi gibi bu aşkın da gelip geçeceğinden çekinmektedir. Şair, karmaşık duygular içindedir. Hüznü ve umudu bir arada yaşamaktadır.
Dil ve Anlatım
Şiirde sade, açık, yalın ve akıcı bir dil kullanılmıştır. Herkesin anlayacağı bir dille yazılan şiir, okuyanın ruhsal durumuna ve bulunduğu zamana göre farklı çağrışımlar yapabilir.
Ahenk açısından “gonca” kelimesi “konca”, ölçüye uygunluk açısından da “senin için” “seninçin” biçiminde kullanılmıştır.
Şiir, aşkı konu aldığı ve karmaşık duyguları barındırdığı için lirik bir anlatımla yazılmıştır.
Şiirde soyut duygular, bazı somut ifadelerle (gül, bulut, nergis, seher vb.) anlatılmıştır.
Genel Değerlendirme
Serenad, Batı şiirinin ve Halk edebiyatı şiirinin etkileriyle kaynaşmış bir aşk şiiridir. Şiiri diğerlerinden ayıran, yaşanan duyguların farklı bir biçimde, farklı çağrışımlar yapacak şekilde yazılmasıdır.
Şairin, kendine özgü buluşları ve duyguları somut nesnelerle anlatması şiire ayrı bir hava katıyor. Şiir herkesin anlayabileceği ancak farklı duyguları çağrıştıran bir tarzda yazılmış. Türk edebiyatı içersinde çok okunan ve çok beğenilen bir yere sahip olan şiir, herkesin anlatmak isteyip de anlatamadığı duyguları yansıtıyor.
Kaynak: https://www.edebitahlil.com/
Yazar: Engin Gülmüş (Edebiyat Öğretmeni)
Yazar: Engin Gülmüş (Edebiyat Öğretmeni)
Serenad Şiiri Ses Olayları:
Işıklarla: Bu kelimede ünlü düşmesi ses olayı vardır. ışıklar-ile=ışıklarla
Kapına: Kapına kelimesinde “n” kaynaştırma ünsüzü vardır. kapı-n-a
Titreyen: “y” kaynaştırma harfi vardır. titre-y-en
Koncanın: “n” kaynaştırma ünsüzü vardır. konca-n-ın
Kalbimin: Bu kelimede ses yumuşaması ses olayı vardır. Kalp-imin= Kalbimin
Geçtiğim: Bu kelimede ses yumuşaması ses olayı vardır. Geçtik-im= Geçtiğim
Gönlümde: Bu kelimede ünlü düşmesi ses olayı vardır. Gönül-ümde=gönlümde
Attığın: Bu kelimede ses yumuşaması ses olayı vardır. Attık-ın=Attığın
Şiirle ilgili sorular ve cevapları:
1. Sevgilinin penceresi niçin yeşildir? Sevgilisinin attığı gülün anlamını düşünerek açıklayınız.
Şair sevdiğini arzulanan, ulaşılmak istenen bir gül gibi düşündüğünü görmekteyiz. Gül nasıl ki yeşil yapraklar arasında görünüyorsa şair sevdiğinin de yeşil penceresinden görünmesini ve kendisine bir gül verecek olan gül fidanı gibi düşünmektedir.
Sevgilinin pencereden bir gül atması demek, gül gibi olan yüzünü göstermesi demektir.
Şair sevdiğini arzulanan, ulaşılmak istenen bir gül gibi düşündüğünü görmekteyiz. Gül nasıl ki yeşil yapraklar arasında görünüyorsa şair sevdiğinin de yeşil penceresinden görünmesini ve kendisine bir gül verecek olan gül fidanı gibi düşünmektedir.
Sevgilinin pencereden bir gül atması demek, gül gibi olan yüzünü göstermesi demektir.
2. “Kalbin içinin ışıkla dolması”, “mevsim”, “bulut” ve “çiğ” kelimeleriyle gerçekte ne anlatılmak isteniyor? Mevsim hangi mevsimdir? Niçin?
“Kalbimin içinin ışıkla dolması” “mevsim” “bulut” “çiğ” kelimeleriyle şair aşkını, sevgisini dile getirmektedir.
Kalbinin ışıkla dolması, sevinmesi, mutlu olması anlamını taşımaktadır. Sevgili kendisine bir gül atarak ona karşı ilgisiz olmadığını gösterecek, böylece şairin kalbi sonsuz bir sevinçle dolacaktır.
Mevsimler sürekli tekrar eder dururlar. Şair böylece “Mevsim gibi kapına geldim.” derken bıkıp usanmadan sevgilisine geldiğini; “gözlerimde bulut saçlarımda çiğ” sözleriyle de aşkının büyüklüğünden dolayı çektiği ıstırabı dile getiriyor.
Burada bahsedilen mevsim bahardır. Çünkü bahar ışıklıdır, bulutludur ve bu mevsimde çiğ yağar.
“Kalbimin içinin ışıkla dolması” “mevsim” “bulut” “çiğ” kelimeleriyle şair aşkını, sevgisini dile getirmektedir.
Kalbinin ışıkla dolması, sevinmesi, mutlu olması anlamını taşımaktadır. Sevgili kendisine bir gül atarak ona karşı ilgisiz olmadığını gösterecek, böylece şairin kalbi sonsuz bir sevinçle dolacaktır.
Mevsimler sürekli tekrar eder dururlar. Şair böylece “Mevsim gibi kapına geldim.” derken bıkıp usanmadan sevgilisine geldiğini; “gözlerimde bulut saçlarımda çiğ” sözleriyle de aşkının büyüklüğünden dolayı çektiği ıstırabı dile getiriyor.
Burada bahsedilen mevsim bahardır. Çünkü bahar ışıklıdır, bulutludur ve bu mevsimde çiğ yağar.
3. Şair sevgilisini hangi çiçeğe benzetiyor? Aşkının bahar getirmesi ile ilkbaharda güllerde meydana gelen değişiklik arasında nasıl bir ilgi vardır? Açılmış gülün halk ve klasik edebiyatımızdaki anlamını düşünerek açıklayınız.
Şair sevgilisini güle benzetiyor.
Bahar gelince güller yapraklanır, tomurcuk haline gelir, goncalaşır ve nihayet açar. Edebiyatta açılmış gül olgun ve aşka karşılık vermiş sevgili anlamındadır. Bu bakımdan şairin aşkının baharı getirmesiyle ilkbaharda güllerde meydana gelen değişiklikler arasında ilgi vardır.
Şair sevgilisini güle benzetiyor.
Bahar gelince güller yapraklanır, tomurcuk haline gelir, goncalaşır ve nihayet açar. Edebiyatta açılmış gül olgun ve aşka karşılık vermiş sevgili anlamındadır. Bu bakımdan şairin aşkının baharı getirmesiyle ilkbaharda güllerde meydana gelen değişiklikler arasında ilgi vardır.
4. Üçüncü dörtlükte şair bir gül fidanının yağmur sonrası hangi durumunu bize anlatmaya çalışıyor? Niçin bütün koku sevgiliye ait?
Şair yağmur sonrası gül fidanının yapraklarında biriken su damlacıklarının ağırlığıyla dalların büküldüğünü ve bu dallardan suların sızdığını anlatmaya çalışıyor.
Her şeyin, bütün çabaların, akıtılan gözyaşlarının bütün güzelliklerin kaynağı sevgilidir. Bunun için bütün kokular, güzel şeyler hep sevgili içindir, sevgiliye aittir.
Şair yağmur sonrası gül fidanının yapraklarında biriken su damlacıklarının ağırlığıyla dalların büküldüğünü ve bu dallardan suların sızdığını anlatmaya çalışıyor.
Her şeyin, bütün çabaların, akıtılan gözyaşlarının bütün güzelliklerin kaynağı sevgilidir. Bunun için bütün kokular, güzel şeyler hep sevgili içindir, sevgiliye aittir.
5. Şair, sevgilisinin sesini, gözlerini hangi benzetmelerle anlatıyor? Gösteriniz.
Şair sevgilisinin sesini, kuş sesine; gözlerini, gönlünde açan nergislere benzeterek anlatıyor.
“Bir kuş sesi gelir dudaklarından
Gözlerin gönlümde açan nergisler.” mısralarında olduğu gibi.
Şair sevgilisinin sesini, kuş sesine; gözlerini, gönlünde açan nergislere benzeterek anlatıyor.
“Bir kuş sesi gelir dudaklarından
Gözlerin gönlümde açan nergisler.” mısralarında olduğu gibi.
6. Birinci dörtlükle, son dörtlük arasındaki farklı noktaları bulunuz. Şairin bu iki dörtlükte anlatmak istediği düşünce nedir?
Birinci dörtlükte şair, sevgilisinin kendisine bir gül atmasını isteyerek ondan sonra olacakları sıralıyor. Son dörtlükte ise şayet sevgilisi kendisine bir gül atacak olursa ve bu gülü attığı zaman olacakları ifade ediyor. Yine birinci dörtlükte şair, sevgilisinin kapısına geldiğini son dörtlükte ise geçip gittiğini söylüyor.
Birinci dörtlükte şair, sevgilisinin kapısına tıpkı bir mevsim gibi geldiğini, gözlerinin yaşlı, saçlarının dağınık olduğunu, eğer sevgilisi ona bir gül atarsa yani güle benzeyen yüzünü gösterirse kalbinin sonsuz bir sevinçle dolacağını söylüyor.
Son dörtlükte ise şair sevgilisinin kapısından gözleri buğulu saçları dağınık geçip gittiğini, sevgilisinin penceresinden ona bir gül attığı zaman, yani atacak olursa kalbinin sevinçlere boğulacağını dile getiriyor.
Birinci dörtlükte şair, sevgilisinin kendisine bir gül atmasını isteyerek ondan sonra olacakları sıralıyor. Son dörtlükte ise şayet sevgilisi kendisine bir gül atacak olursa ve bu gülü attığı zaman olacakları ifade ediyor. Yine birinci dörtlükte şair, sevgilisinin kapısına geldiğini son dörtlükte ise geçip gittiğini söylüyor.
Birinci dörtlükte şair, sevgilisinin kapısına tıpkı bir mevsim gibi geldiğini, gözlerinin yaşlı, saçlarının dağınık olduğunu, eğer sevgilisi ona bir gül atarsa yani güle benzeyen yüzünü gösterirse kalbinin sonsuz bir sevinçle dolacağını söylüyor.
Son dörtlükte ise şair sevgilisinin kapısından gözleri buğulu saçları dağınık geçip gittiğini, sevgilisinin penceresinden ona bir gül attığı zaman, yani atacak olursa kalbinin sevinçlere boğulacağını dile getiriyor.
7. Şiirin şekil özelliklerini daha önce okuduğunuz şiirlerle karşılaştırınız. Şiiri öz bakımından “Sanat” şiiriyle karşılaştırınız.
Daha önce ölçülü ve kafiyeli şiirlerin yanı sıra serbest şiirler de okuduk. Diğer şiirlerden bazılarının serbest olmalarına, kafiyelerinin düzensiz olmasına karşılık bu şiirin hece ölçüsüyle yazıldığını, kafiye örgüsünün düzenli olduğunu, kafiyelerinin sağlam olduğunu görmekteyiz.
Şair böylece vezinli ve kafiyeli bir şiir yazmıştır. Her dörtlüğün bağımsız bir şekilde kafiyelenmiş olması bakımından “Sanat” şiirine benzemektedir.
Sanat şiiri toplumcu bir anlayışla yazılmıştır. Şair toplumsal değerlere önem verir, toplumun problemlerine değinir. Serenad şiiri ise ferdi bir şiirdir. Şair sevgilisine olan aşk duygularını dile getirmiştir. Sanat şiiri “biz” şiiri, bu şiir ise “ben” şiiridir.
bana yaprak ağır
içi sana sak
kapına uzak ıtır
çiğ sana zambak
Daha önce ölçülü ve kafiyeli şiirlerin yanı sıra serbest şiirler de okuduk. Diğer şiirlerden bazılarının serbest olmalarına, kafiyelerinin düzensiz olmasına karşılık bu şiirin hece ölçüsüyle yazıldığını, kafiye örgüsünün düzenli olduğunu, kafiyelerinin sağlam olduğunu görmekteyiz.
Şair böylece vezinli ve kafiyeli bir şiir yazmıştır. Her dörtlüğün bağımsız bir şekilde kafiyelenmiş olması bakımından “Sanat” şiirine benzemektedir.
Sanat şiiri toplumcu bir anlayışla yazılmıştır. Şair toplumsal değerlere önem verir, toplumun problemlerine değinir. Serenad şiiri ise ferdi bir şiirdir. Şair sevgilisine olan aşk duygularını dile getirmiştir. Sanat şiiri “biz” şiiri, bu şiir ise “ben” şiiridir.
bana yaprak ağır
içi sana sak
kapına uzak ıtır
çiğ sana zambak
dudaklarından zaman
nergisler içi
dudaklarından kapından
seher çiğ
nergisler içi
dudaklarından kapından
seher çiğ
8. Şiirin tamamı bir söz sanatı üzerine kurulmuştur. Bu sanatı bulunuz.
“Geldim mevsim gibi kapına” , “Açılan bir gülsün sen” , “Bir kuş sesi gelir dudaklarından” , “Gözlerin gönlümde açan nergisler” , “Dudakların düşen öpüşlerdir, mor akasyalarda ürperen seher” mısralarında olduğu gibi şiir teşbih sanatı üzerine kurulmuştur.
9. Şiirde başka söz sanatları varsa gösteriniz. Şair ahenk unsuru olarak yalnızca kafiye kullanmıştır. Burada bulunan başlıca ahenk unsurlarını gösteriniz.
“Işıklarla dolsun kalbimin içi” sözlerinde mecaz vardır.
“Gözlerimde bulut, saçlarımda çiğ” sözleriyle mübalağa yapılmıştır.
“Tozlu yollarından geçtiğim uzak iklimlerden” sözleri insan ömrünün geçen yılları yerine kullanılarak istiare yapılmıştır.
“Ürperen seher” sözleriyle teşhis sanatı yapılmıştır.
Şiirde ahenk unsuru olarak birinci sırada kafiye kullanılmıştır. Bunun dışında; yer yer yapılan tekrarlar “yaprak yaprak” “senin için v.b. gibi” ve ilk dörtlüğün küçük bir değişiklikle sonda tekrarlanması kullanılan ahenk unsurlarıdır.
“Geldim mevsim gibi kapına” , “Açılan bir gülsün sen” , “Bir kuş sesi gelir dudaklarından” , “Gözlerin gönlümde açan nergisler” , “Dudakların düşen öpüşlerdir, mor akasyalarda ürperen seher” mısralarında olduğu gibi şiir teşbih sanatı üzerine kurulmuştur.
9. Şiirde başka söz sanatları varsa gösteriniz. Şair ahenk unsuru olarak yalnızca kafiye kullanmıştır. Burada bulunan başlıca ahenk unsurlarını gösteriniz.
“Işıklarla dolsun kalbimin içi” sözlerinde mecaz vardır.
“Gözlerimde bulut, saçlarımda çiğ” sözleriyle mübalağa yapılmıştır.
“Tozlu yollarından geçtiğim uzak iklimlerden” sözleri insan ömrünün geçen yılları yerine kullanılarak istiare yapılmıştır.
“Ürperen seher” sözleriyle teşhis sanatı yapılmıştır.
Şiirde ahenk unsuru olarak birinci sırada kafiye kullanılmıştır. Bunun dışında; yer yer yapılan tekrarlar “yaprak yaprak” “senin için v.b. gibi” ve ilk dörtlüğün küçük bir değişiklikle sonda tekrarlanması kullanılan ahenk unsurlarıdır.
9-Şiirde yer alan açık ve örtük iletileri bularak aşağıdaki şemalara yazınız.
Açık İleti
Yeşil pencerenden bir gül at bana,Tozlu yollarından geçtiğim
Örtük İleti
Işıklarla dolsun kalbimin içi.gülsün sen yaprak yaprak
Gözlerin, gönlümde açan nergisler.
İklimlerden şarkılar getirdim
10-Konusu yönünden düşünüldüğünde okuduğunuz şiirin türü nedir?
11. Şairin etkilendiği akımın ve şiir anlayışının ilkeleri, şiire nasıl yansımıştır?
ŞAİR SAF ŞİİR ANLAYIŞINDAN ETKİLENMİŞTİR. BU DA ŞİİRE ŞU ŞEKİLDE YANSIR
*ŞİİRDE İMGE VE MECAZLAR YER ALIR
*ANLATIM KAPALIDIR
*SEMOLİZM AKIMININ İZLERİ GÖRÜLÜR
*ŞİİRDE MÜZİKALİTE ÖN PLANDADIR
*ŞEKİL VE DİL MÜKEMMELLİĞİ GÖZE ÇARPAR.
LİRİK ŞİİRDİR. ŞAİRİN DUYGULARINI İFADE ETMEKTEDİR.
11. Şairin etkilendiği akımın ve şiir anlayışının ilkeleri, şiire nasıl yansımıştır?
ŞAİR SAF ŞİİR ANLAYIŞINDAN ETKİLENMİŞTİR. BU DA ŞİİRE ŞU ŞEKİLDE YANSIR
*ŞİİRDE İMGE VE MECAZLAR YER ALIR
*ANLATIM KAPALIDIR
*SEMOLİZM AKIMININ İZLERİ GÖRÜLÜR
*ŞİİRDE MÜZİKALİTE ÖN PLANDADIR
*ŞEKİL VE DİL MÜKEMMELLİĞİ GÖZE ÇARPAR.
saygılar 83 sayfaya kadar metni anlama ve cozümlemeleri cok güzel anlayarak birebir yaptım sonra 83 fayfad obür yaptıgım cözümlemeler gibi degil anlamadım lüfen rıca edsem obürküler gibi yaparmısınız cok ihtiyacım var teşşekürler
YanıtlaSilistediğiniz bir örneğin linki var mı varsa yazın onun gibi yapalım..
YanıtlaSilBenim sitemden, benim yaptığım incelemeyi kopyalıyorsun "isim ve kaynak" bildirmiyorsunuz. Bu sence etik mi? Kopyaladığını incelemelere isim ve kaynak bildirmek çok mu zor? Engin Gülmüş
YanıtlaSilSitemiz hak sahiplerine karşı titizlikle yaklaşmaktadır.. KAynak sayfada mevcuttur. Sizin sitenizden alınan kısmın altında özel olarak aktif link şeklinde zaten paylaşılmıştır..
YanıtlaSilTeşekkür ederim, gözümden kaçmış.Altta yazar ismi de belirtseniz daha iyi olurdu. İncelemelerimi alan diğer siteler buna dikkat ediyor.
YanıtlaSilTabiki Engin Bey.. Bu bizim için de iyi bir durum. Kaynak göstererek kişilerin tanıtımına hizmet etmek en iyisi..
YanıtlaSil