İstanbul'un pek çok edebi türe konu olmasının nedeni,
İstanbul’un romandan hikâyeye tiyatrodan şiire kadar pek çok edebî türde mekân olarak konu edilmesini neye bağlıyorsunuz?
Orhan Veli’nin gözlerini kapatarak dinlediği İstanbul edebiyatın içerisinde haddi hududu olmayan bir yer tutar. İstanbul’u hiç görmeyenlerden tutun İstanbul’un her karışı ile ezberleyenine kadar İstanbul büyük bir hikâyedir. Şehrin tarihi temelleri içerisinde barındırdığı küçüklü büyüklü öyküler onun bir mekân olarak tercih edilmesinde önemli etkendir diyebiliriz.
İki yakayı bir araya getiren İstanbul edebiyatında iki yakasını bir araya getirip onu nizama dizer. Bir ucunda sefalet gecekondu hayatı yoksulluk var iken diğer ucunda akla hayale sığmayacak zenginliklerin bulunduğu İstanbul’un mekân olarak tercih edilmesi eserin zenginleştirilmesi hayalle rüya arasında bir gerçeklik kazanmasını sağlar.
Edebiyatın her döneminde bir mekân olarak kullanılan İstanbul, divan edebiyatı halk edebiyatı alanlarımızda da büyük yer tutmuştur. Edebiyatta mekân olarak değerlendirilen İstanbul’u kent metaforu içinde de en geniş kapsamlı metafor içine almak mümkündür. Mekân olarak tercih edilirken İstanbul’un 15 milyonu aşan nüfusunu da değerlendirmek gerekir bu büyük bir kitleye hitap edebilme fırsatıdır aynı zamanda. Anadolu’nun yolu da bir dönem mutlaka İstanbul’a düşmüştür gerek ekmek parası gerek sevda uğruna. İstanbul’da yaşanan bir kırıklık ya da bir neşe ile değişen hayatları anlatmak için kız kulesinden başlayıp laleliden çıkan yazar zengin bir eserin altına imza atacaktır.