10.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Anı Ünitesi Ders Notları PDF İndir Yeni Müfredat
İçerik:
1-Anı ( Hatıra ) Nedir ? Özellikleri
2-Anı ( Hatıra ) Türü Tarihsel Gelişimi
3-Anı ( Hatıra ) Türü ile Diğer Türlerin
Karşılaştırılması
4- Anı Türüne Örnek Metin
5- Anı ( Hatıra ) Türünde Önemli
Eser-Yazar
1-Anı ( Hatıra ) Nedir ? Özellikleri
Bir kimsenin kendi hayatını, yaşadığı devrede şahidi olduğu ya da duyduğu olayları edebî değer taşıyan bir dille anlattığı yazılara anı (hatırat) denir. Bir başka deyişle, özümüzde bir iz bıraktığı için unutulmayan ve anılmaya değer bulduğumuz olayları anlatan yazı türüdür.
Başka bir tanım yaparsak: Bir kimsenin, özellikle tanınmış kişilerin yaşadıkları dönemde gördükleri ya da yaşadıkları ilginç olayları gözlemlerine ve bilgilerine dayanarak anlattıkları yazı türüdür.
Anılar, genellikle
aşağıdaki nedenlerden dolayı yazılır:
(1) Geçmişi bir kez daha yaşamak ve yazma alışkanlığı kazanmak.
(2) Anıları unutulmaktan kurtarmak.
(3) Yok olup gitmesini göze alamadığımız bir gerçeğe kalıcılık kazandırmak.
(4) Anıyı oluşturan olayı, durumu, yerleri, kişileri söz konusu edip,
başkalarının bilgisine, yararına sunmak.
(5) Kamuoyu önünde aklanmaya çalışmak, pişmanlığı dile getirip içini boşaltmak,
günah çıkarmak.
(6) Gelecek kuşaklara geçmişten sonuçlar çıkarıp sunmak.
(7) Gerektiği zaman bir eleştiride bulunmak.
(8) İnsanoğlunun; yaşantılarını, deneyimlerini başkalarıyla paylaşmak gereğini
duymak.
(S.
SARICA - M. GÜNDÜZ, Güzel Konuşma Yazma, s. 375)
Anı ( Hatıra ) Türü Özellikleri :
1 - Yaşanmakta
olanı değil, yaşanmış bir konuyu anlatır.
2 - İnsan belleğinde iz bırakan olay ve olguları anlatır
3 - Tarihsel gerçeklerin öğrenilmesine katkı yaptığı için tarihçilere ışık
tutar.
4 - Tanınmış, bilim, sanat ve politika adamlarının yaşamlarını çalışma ve
araştırmalarını anlatır.
5 - Yazarın unutulmasını istemediği gerçekleri kalıcı kılar.
6 - Geçmiş birinci kişinin ağzından kişisel yargılar ve yorumlarla verilir.
7-Anıların, tarihî gerçeklerin
açıklanması sırasında, önemli yardımları dokunur. Anı; tarih değilse de, tarihe
yardımcıdır.
8-Yazıldığı
devir için önemli birer belge
niteliğindedir.
9-Anıda
süslü sanatlı bir anlatımdan çok açık, sade ve akıcı bir üslûp kullanılır.
10-Anılar,
ya günü gününe tutulan notlar hâlinde ya da sonradan hatırlanmak suretiyle
yazılır.
Anılar
yaşanmakta olanı değil, yaşanmış olanı anlatır.
11-Samimi
bir üslup ve öznel bir bakış açısıyla kaleme alındığından doğruluğuna yüzde yüz
güvenilen kaynaklar değildir.
12-Anı
türünde birinci kişi anlatımı söz konusudur.
13-Yazar,
hafızasına yardımcı olması için; ele aldığı dönemle ilgili “fotoğraf, mektup, yazı,
gazete, dergi, tanık kişiler” gibi kaynaklardan yararlanır.
14-Yazar
anlattıklarını tümüyle kanıtlamak zorunda değildir.
15-Kişisel
hayatı ele alan öğretici metinler içerisinde sınıflandırılır.
16-
Anılar genelde öyküleyici
anlatım türünden
yararlanılarak
yazılır. Ayrıca betimleyici, açıklayıcı
ve
söyleşmeye bağlı anlatım türlerinden de
yararlanılır.
Anı Türleri: Anılar, konularına, yazarın
kişiliğine ve amacına göre çeşitlendirilir:
•
Savaşları, siyasal ve toplumsal olayları, devletler arasındaki ilişkileri; bu
ilişkilerde görev almış kişilerin anlattığı (imparatorlar, krallar, politikacılar,
kumandanlar) anılara “siyasal anı” denir.
•
Bir edebiyatçının kendi yaşamını, içinde yer aldığı edebiyat ortamını,
dönemindeki edebiyat hareketlerini ve olaylarını anlattığı anılara “yazınsal/edebi
anı” denir.
Hazırlayan : Mustafa ŞAHİN
2-Anı ( Hatıra ) Türü Tarihsel Gelişimi
Batıda en çok yaygın bir tür olup ilk örneğini
eski Yunan sanatçısı Ksenophon'un
"Anabasis" adlı eseriyle vermiştir.
18. yüzyılda J. J. Rouseau'nun "
İtiraflar" Goldoni'nin
"İyilik Sever Somurtkan", Goethe'nin
"Şiir ve Gerçek Andre Gide'nin
"Jurnaller "bu alanda önemli eserlerdir. 19.
yüzyılda Fransız edebiyatında : Victor
Hugo'nun "Gördüklerim", Stendhal'ın "Bencillik Anılar, Verlaine'nin " İtiraflar Rus yazar Tolstoy'un İtidafım" 20. yüzylda
dünyanın her ülkesinde çok sayıda edebiyatçı bu türde eserler vermeye devam
etmektedir.
Türk Edebiyatında Anı Türü Tarihsel Gelişimi
Bizde, 7. yüzyıla ait "Göktürk Yazıtları" bu türün ilk örneği
sayılmaktadır.Ancak bunlar bunlar tam
anlamıyla anı sayılmaz.Ayrıca bir kitabedir. Yani taşlara
yazılmışlardır.
Türk Edebiyatında anı türünün ilk örneği Babür İmparatoru Babür Şah’ın yazdığı Babürname adlı eserdir. Bu eserde Babür Şah 1494’te tahta çıkışından 1524’e kadarki başından geçen olayları anlatır
Bu eserden sonra 17. yüzyılda Ebul Gazi Bahadır Han'ın yazdığı "Şecere-i Türk" , Katip Çelebi ve Naima'nın bir çok eseri bu türün örneklerindendir.
Eski
edebiyatta anı özelliği taşıyan "vakainameler,
gazavatnameler, sefaretnameler ve
menakıbnameler bu türün örnekleri sayılmaktadır.
*Osmanlı
İmparatorluğunda devletin resmî tarihçileri olan vak’anüvislerin eserlerine
vak’aname denirdi. Bun eserlerde anı niteliği taşıyan metinlere rastlanır.
*Divan
edebiyatında bazı mesneviler anı türünde kaleme alınmıştır. Keçecizade
İzzet Molla’nın yazdığı “Mihnet-i Keşan” hem anı hem gezi özelliği
taşır.
Katip Çelebi ve Evliya Çelebi, yazdıkları bazı eserlerde kendi hayatlarından ve tanık oldukları olaylardan kesitler sundukları için “anı türünde yazan yazar” olarak değerlendirilir.
Edebi tür anlamında anı ise bizde Tanzimat
döneminde başlamıştır. Tanzimat
Dönemi’nde yazılan ilk anı, Akif
Paşa’nın “Tabsıra” adlı eseridir. (Tanzimat
Dönemi, dönemin siyasi hayatını ve entrikalarını yansıtır.)
Daha sonra ; Namık Kemal,Ziya Paşa, Ahmet Mithat Efendi,Muallim Naci bu dönemde eser veren sanatçılardır.
Bu
türün Batılı anlamda ilk örnekleri
Servetifünun Dönemi’nde verilmiştir.
*Halit Ziya Uşaklıgil’in Kırk Yıl adlı
eseri, Batılı anlamda anı türünün ilk örnekleri arasındadır.
Anı türü Servetifünun döneminden sonra Milli edebiyatta ve özellikle de Cumhuriyet edebiyatında çoğu yazar tarafından benimsenmiş ve tür olarak edebiyatımızda hak ettiği değere kavuşmuştur.
Ayrıca, son dönemde, Celal Bayar, İsmet İnönü, Kazım Karabekir ve Rauf Orbay
gibi siyasi kişilerin yazdıkları anılar, yakın tarihimizi aydınlatması
bakımından önemli eserlerdir.
Atatürk'e olan bağlılığı ve yakınlığı ile tanınan Falih Rıfkı Atay, Atatürk'e ilişkin anılarını "Çankaya" adlı eserinde bir araya getirmiştir.
3-Anı ( Hatıra ) Türü ile Diğer Türlerin
Karşılaştırılması
ANI İLE
GÜNLÜĞÜN BENZER VE FARKLI YANLARI |
|
Benzerlikleri |
*Ben merkezli anlatım vardır. *Öyküleyici, açıklayıcı ve betimleyici
anlatım kullanılır. *Yazar gözlem ve izlenimlerini
aktarır. *Dil, göndergesel ve heyecana
bağlı işlevlerde kullanılır. *Genelde sade,anlaşılır bir dil
kulanılır. *Yazar olaylar veya kişiler
hakkında yeri geldikçe kişisel düşüncelerini belirtebilir |
Farklılıkları |
*Günlük
yaşanırken anı ise yaşandıktan sonra yazılır *Günlük
yaşanırken anı ise yaşandıktan sonra yazılır *Anılar,
yazarların yaşlılık çağlarında yazdıkları ve yaşamları boyunca
karşılaştıkları olayları nesnel bir şekilde ortaya koyan yazılardır *Günlükler
ise daha öznel, derin, içten ve ruhun derinliklerinden kopup gelen Anlık
duygu ve düşünceler hakimdir. *Anı yazılarının
anlatım açısından kurgusal niteliklere sahip olduğunu da söyleyebiliriz *Günlükler
ise kurgudan uzak yoğun düşüncelerin toplamıdır. *Günlük genelde
yazan kişiyi ilgilendirir ama anılar da başkalarının yaşamına dönük kesitler
de bulunur. *Günlükler o
günün tarihi atılarak yazılır ve olaylar sıcağı
sıcağına değerlendirilir; anıda ise yazıldığı zamanla
anlatılacak olaylar arasında belli bir zaman
farkı vardır. |
Anı
ile Gezi Yazısı Karşılaştırması |
*Anılar
anlatım özellikleri bakımından gezi yazısına benzese de yazarın dış dünyadan
çok kendinden söz etmesi, yani kendini ön plana çıkarması yönüyle gezi
yazısından ayrılır. *Her
iki türde de birinci tekil kişili (ben merkezli) anlatım vardır. *Anı
yazarı yaşadığı,tanık olduğu olayın kendi üzerinde bıraktığı etkileri
anlatırken gezi yazarı gözlemlerini ve izlenimlerini aktarır. *Gezi
yazısında gezilip görülen yerlerle ilgili edinilen gözlemler, bilgiler
yansıtılırken yazar hep ikinci plandadır. Gezi yazılarında mekân, çevre, yer
ön plandadır. Gezilen yer dikkat çekici yönleriyle anlatılır. Anılarda ise
çevreye ait bilgiler gezi yazısı kadar ayrıntılı değildir. Anılarda olaylar ve
olaylarda rol alan kişiler ön plandadır. *Anı
ve gezi türlerinde genellikle açıklayıcı, öyküleyici ve betimleyici anlatım
türlerinden yararlanılır. Anlatım açık duru ve yalındır. Akıcı bir üslup
vardır. |
Anı ile Otobiyografi Karşılaştırması *Otobiyografi
anı türüyle benzerlik gösterir fakat bazı yönlerden ondan ayrılır. *Otobiyografinin
anıdan en önemli farkı genellikle kronolojik bir sıra izlenmesi ve kendisini
anlatan kişinin ilk günlerden itibaren kaleme almasıdır. *Otobiyografi
daha çok yazan kişi hakkında bilgi verir, anı ise kişinin çevresi hakkında da
önemli bilgiler verir. *Otobiyografide
merkez, yazarın kendisidir, yazar kendi yaşamı ve başından geçen olayları
aktarır. Anı aracılığıyla bir dönemin, bir sürecin genel durumu, o süreci
paylan kişiyi kapsayacak şekilde aktarılarak aydınlatılır
|
4-Anı Türüne Örnek Metin
ATATÜRK SÜNNET DÜĞÜNÜNDE
Şimdi,
modern Türkiye’nin kurucusu Büyük Önder Atatürk’ün kişiliğini bir başka yönüyle
tanıtan bir anıyı okuyalım:
“Atatürk
bir yaz gecesi Acar motoru ile Boğaz’da gezintiye çıkmıştı. Kanlıca önlerine
geldiler. Yalılardan birinin bahçesi renkli elektrik, krepon kağıtları ve
çiçeklerle donatılmıştı. Anlaşıldığına
göre
orada büyük bir topluluk eğleniyordu.
Acar
moturunun gürültüsünü duydular. Kadın erkek, çoluk çocuk alkışla sevgi
gösterisinde bulundular. Atatürk çok duygulandı, yalıya yanaşılmasını emretti.
Bir
sünnet düğünü vardı. Bir vatandaşın mutlu bir gününe katılmaktan doğan sevinç,
Atatürk’ün yüzünden açıkça okunuyordu.
Sünnet
olan çocukların ve anne ile babanın göğüsleri
kıvanç
ve öğünçle doldu. Herkesin yüreğini bir neşe kapladı. Ortalığı bir bayram
havası sardı.
Atatürk,
ayrılacağı sırada çocukların babasını çağırdı. Bir çek uzattı:
–
Buraya uğrayacağımızı bilmediğimiz için hazırlıksız geldik, dedi. Yarın bankaya
uğrar, sonra benim adıma çocuklara birer armağan alırsınız.
Baba
çeki saygıyla aldı.
–
Atam, dedi alınacak hiçbir armağan sizin imzanızı taşıyan bu çek değerinde
olamaz. izin verin, biz bunu çocuklarımızın sonsuz bir övüncü olarak
saklayalım.
Bu
ince düşünüş ve tok gözlülükten son derece duygulanan Atatürk:
–
Peki! Siz bu çeki saklayın, ama yarın bankaya uğrayın ve çocukları benim adıma
sevindirin, diyerek ikinci bir çek verdi. Nafiz EDGÜLER (Atatürk’ten Anılar)
Yanına Aldığı İlk Er
O, Samsun’a çıktığı
zaman, üstü başı yırtık, postalları patlamış, silahsız bir er gördü. Yüzünün
rengi bakıra dönmüş, yağlan eriyip kemik ve sinir kalmış bu Türk askeri
ağlıyordu. O’na sordu:
– Asker ağlamaz arkadaş, sen ne ağlıyorsun?
Er irkildi, başını
kaldırdı. Bu sesi tanıyordu ve bu yüz ona yabancı değildi. Hemen doğruldu ve
Anafartalar’daki Komutanını çelik yay gibi selamladı.
– Söyle niçin ağlıyorsun?
İç Anadolu’nun yanık
yürekli çocuğu içini çekti:
– Düşman memleketi bastı, hükümet beni terhis etti. Silahımızı elimizden
aldı. Toprağıma giren düşmanı ne ile öldüreceğim? Kemal Atatürk, er’in omzuna
elini koydu:
– Üzülme çocuğum, dedi. Gel benimle!
Ve Samsun deposunda
giydirilip silahlandırarak yanına aldığı ilk er bu Mehmetçik oldu.
Hazırlayan : Mustafa ŞAHİN
6- Anı ( Hatıra ) Türünde Önemli Eser-Yazar
KONU İLE İLGİLİ TESTLER İÇİN TIKLAAA
10.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Anı Ünitesi Ders Notları |
10.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Anı Ünitesi Ders Notları,10.Sınıf Edebiyatı Anı Ünitesi Konu Anlatımı, PDF DERS NOTLARI, 10.Sınıf Anı Konu Anlatımı,