doğru konum= derskonum
DERSKONUM ANADOLU LİSESİ 2020-2021 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 1.DÖNEM 1.SINAV |
HAZIRLAYAN: İSMAL GÖÇER
1-) Bana öyle geliyor ki
insanoğlu, ezelden başlayıp öngöremediği ya da anlayamadığı bir geleceğe uzayan
korkunç bir kör dövüşüne dalmış. Karşılaştığı her engeli yenmiş, biri hariç.
İnsan sadece kendini yenemiyor.
Bu
metinlerde yazarların “insan” ilgili
görüşleri aşağıdaki bilim dallarından hangisiyle ilişkilidir?
A) Tarih B) Sosyoloji C)
Psikoloji D) Felsefe E) Coğrafya
2-)
Aşağıdaki eserlerden hangisi Türkçenin sözlüklerinden biri değildir?
A)Atabetü'l
Hakayık B) Lehçe-i Osmani C) Divanü Lügâti’t-Türk D) Mukaddimetü’l-Edeb E) Muhâkemetü’l-Lugateyn
3-)
Aşağıdakilerden hangisi Kaşgarlı Mahmut’un
Divan-ı Lügâti’t-Türk adlı eseri için söylenemez?
A) Eser
tamamen Arap imla kurallarına göre yazılmıştır.
B) Türkçeden
Arapçaya bir sözlük şeklinde düzenlenmiştir.
C) Madde
başı olarak alınan kelime sayısı sekiz bin civarındadır.
D) Madde
başları Türkçe, açıklamaları içeren kısımlar Arapçadır.
E) Türkçenin
Farsçadan üstün bir dil olduğu iddiasıyla yazılmıştır.
4-)
Eserin ilk
110 sayfalık bölümü Latin alfabesine göre dizilmiş 1560 sözcük içeren
Latince-Farsça-Kıpçakça sözlükle başlar. Ardından sözcüklerin anlamlarına göre
öbeklere ayrıldığı 1220 sözcük içeren ikinci bir sözlük yer alır. Eserin
Kıpçakça-Almanca sözlükle başlayan Almanca Kitabı denen ikinci bölümünde,
Kıpçakça-Almanca ve Kıpçakça-Latince dizinler verilmiştir. Bu dizinlerde bazı
sözcüklere örnek cümleler de mevcuttur. Ardından Kıpçakçaya çevrilmiş dualar,
ilahiler, 47 Kıpçak bilmecesi ve Kıpçakça eklere ilişkin bazı dil bilgisi
kuralları yer alır.
Bu
parçada tanıtılan sözlük aşağıdakilerden hangisidir?
A)
Mukaddimetü’l-Edeb B) Divanü
Lügâti’t-Türk
C) Codex
Cumanicus D)
Lehce-i Osmani E)
Lehcetü’l lügat
5-)
Ön yüzleri
rokoko tarzından bozma yapılarıyla düzgün bir cadde. Kurşun rengi, koyu sarı,
mat, açık mavi yapılar... Ekim ayının yağmurlu bir günü. Sokaklar ıslak, biraz
önce dinmiş yağmur. Bir süre sonra yeniden çiseleyebilir. Kentin, daracık
körfeze yakın, hafif bir yokuşla çıkılan eski, kibar mahallesi: Östermalm. Taş
döşeli, dört köşe alandan doğru aşağıya inen dar bir sokak var; ölgün körfezin
ucu görünüyor oradan. Kıyı ya çekilmiş küçük gemilerin direkleri. Öte yandaki
sokak, iki yanını dolduran dükkânlarıyla Dramaten Tiyatrosu ‘nun yanına, kıyıya
iniyor. Biraz ötede, yanda, kentin biraz daha canlı bir caddesi var. Bu parçada
kullanılan anlatım biçimi aşağıdakilerden hangisidir?
A)
Açıklayıcı B)
Betimleyici C) Öyküleyici
D)
Tartışmacı E) Öğretici
6-)
Kafası
karışmıştı. Bu soruları sormaya kalksa ustasına, ne karşılık alacağını biliyor
gibiydi. Senin aklın ermez demeyecekti. Kendi kendine, şu anda, benim aklım
bunlara şimdilik ermiyor ya bir gün gelecek erecek mi, diyordu. Ama ustası öyle
demeyecekti. “Düşünme!”, diyecekti, o kadar. Ben öldükten sonra, sen de yanına
bir çırak alıp yetiştirmeye başladığın zaman bunları düşünmeye başlar, hem
kendini anlarsın hem beni, diyecekti. Duymuş gibiydi şimdiden, bu sözleri
şimdiden işitmiş gibiydi. Demek ustasına erişen, onun ötesine bile taşan bir
yanı vardı kendinin de. Bunları düşünebiliyordu.
Bu
parçada aşağıdaki anlatım
tekniklerinden hangisi kullanılmıştır?
A) Montaj B) Diyalog C) Anlatma D) Özetleme E) İç monolog
7-)
Küçürek öykü
türünün edebiyatımızdaki en önemli temsilcisi sayılır. Diyalog tekniği bu
yazarımız için önemli bir yer tutar. “Yangın”, "Yolcu", “Gece
Bekçisi”, “Rastlantı”, “Zaman”, “Keşke”, “Kısa” ve “Yanıt” adlı öykülerinde
diyaloglar kişilerle ilgili uzun betimlemelerin yerini tutacak nitelikte
söylemsel bir işlev üstlenir. Uzun satırlar yerine kısa kısa konuşmalar
aracılığıyla öyküdeki kişilerin ilişkisine ve onların kendi gerçeklerine
ulaşır.
Bu
parçada sözü edilen yazar aşağıdakilerden hangisidir?
A) Ferit
Edgü B) Necati Tosuner C) Tarık Günersel
D) Vüs’at O.
Bener E) Tarık Dursun
K.
8-) Çoğu kez ruh sağlığı
çeşitli derecelerde zedelenmiş kişilerdir kahramanları. Bu kişilerin bireysel gibi
görünen sorunlarının gerisinde hep toplum vardır, tutunamamanın acısı ya da
ayrıcalığı vardır. Garip bir biçimde dışa dönük kişilerdir bunlar. Durumu
beğenmiyordum. Daha doğrusu, kendimi beğenmiyordum. Son günlerde sinirlerim
gergindi, bir doktora bile gitmeyi düşünüyordum. Bir kitapla oyalanmayı
denedim.
Bu parçalardaki altı çizili cümlelerde yazar
aşağıdaki bilim dallarının hangisinden yararlanmıştır?
A) Felsefe B) Psikoloji C) Sosyoloji D) Psikiyatri E)
Halk bilimi
9-)
Bu okulu kazanacakların
hepsi de benim gibi yoksul çocuklar mı, anne? Onu da öğrendin mi? – Öyle ya, yoksul çocukları ki parasız yatılı
için imtihan oluyorlar. – Öyleyse ben
burayı kazanırım. Üzülme. Sınavı pekiyiyle bitiririm. Artık burada,
arkadaşlarım olur. Haftada iki gün sen hastaneden, ben okuldan çıkıp eve
döneriz. Sana da konuk günlerinde bakkal bisküvi alırım. (Parasız Yatılı-Füruzan)
Bu
parçanın teması aşağıdakilerden hangisi olabilir?
A)
Halk-aydın yabancılaşması
B) Nesiller
arasında yaşanan çatışma
C) Yurt
özlemi çeken göçmenlerin dramı
D) Bir
ailenin zorluklar karşısındaki mücadelesi
E) Büyük
şehirlere göçün ortaya çıkardığı problemler
10-)
Bugün
geldiğimiz noktada “hikâye anlatma” tarzında klasik yapıda öyküler yazmaya
devam eden yazarlar olduğu gibi, daha çok ima yoluyla anlatan, imgesel bir dil
kullanarak daha kısa metinler kuran yani küçürek hikâyeler yazanlar da vardır.
Küçürek hikâye yazarları, sıradan fakat yoğun ve özgün yaşantıları bu yollarla
bize anlatırlar. Bu tür hikâyeler nasihatte bulunmaz, karakter geliştirmez,
okuyucuyu bir yere taşımaz ancak bazı değişmez hakikatleri sezdirir, insanları
onlarla aniden yüzleştirerek şok uyarmalar yapar.
Bu
açıklamaya göre aşağıdaki parçaların hangisi küçürek bir hikâyeden alınmış olabilir?
A) Birkaç hafta
önce, her sabahki gibi, kahvemi içerek gazeteleri gözden geçiriyordum. Puslu,
bungun bir haziran sabahıydı.
B) Kaç
kardeştik bilmiyorum. En küçük bendim ve henüz saymayı bilmiyordum.
Öğrendiğimde ise hepimiz dağılmıştık.
C) Evin her
yanı yeni ovulmuş pirinç kaplar gibi pırıl pırıl. Su kapları dolu. Gaz tüpleri
dolu. Artık kafasının takılıp kalacağı tek nokta yok.
D) Oğlum
Musa da erliğini İstanbul’da yaptıydı. Bura delikanlısının erliği de, sivilliği
de hep deniz üzeredir. Denizi daha bebeyken biliverirler.
E) Ülkenin
büyük şehirlere uzak bir dağ başı kasabasında, bir demiryolu istasyonunda
çalışan üç hikâyeciydik. İstasyon binasına bitişik yan yana üç kulübemiz vardı.
11-)
Aşağıdakilerden hangisi bireyin iç dünyasını esas alan roman kahramanlarını
tanımlayan kavramlardan biri değildir?
A) Durgunluk
B) Yalnızlık C) Yoksulluk
D) Pişmanlık E) Bilinçaltı
12-)
Aşağıdakilerden hangisi modernizmi esas
alan yapıtların belirleyici özelliklerinden biri değildir?
A)Okurların merak duygusunu kamçılanması
amaçlanır
B)Yaşamın çok boyutlu ve kavranması zor
gerçeklerden oluştuğu savunulur
C)Anlatıcı,büyük ölçüde birey bilinciyle kendi
"ben" ini öne çıkarır.
D)Topluma ait değerleri yansıtma amacı yoktur.
E)Anlatılanlar kişilerin iç dünyasının
süzgecinden geçirilerek verilir.
13-) Aşağıdakilerden hangisi günümüzün önemli
öykücülerinden olan Mustafa Kutlu'ya ait bir eser değildir?
A)
Fikrimin İnce Gülü B) Uzun Hikaye
C) Bu
Böyledir D) Yoksulluk İçimizde
E) Ya Tahammül Ya Sefer
14-) Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yay ayraç
içindeki noktalama işareti doğru kullanılmıştır?
A) Cahit
Külebi’nin düzyazılarından derlediğimiz bu kitap dostlara mektuplar (;) iç
döküşler, anılar, anlatılar, söyleşilerden oluşuyor.
B) Bizi
(,) zengin yapan zevklerimiz, görgümüz, dünya görüşümüz, manevi dünyamızın
derinliği, değerlerimiz, etik anlayışımız ve hayal gücümüz müdür?
C)
Felsefi bilgiler, çevresindeki varlıklara ve yaşanan olaylara karşı ilgi duyan,
soran, sorgulayan ve araştırma yapan insanlar sayesinde ortaya çıkar (...)
D) Uygur
alfabesi, Türkçenin yazımı için hiç de elverişli olmadığı hâlde Türkler
tarafından 8. yüzyıl ortalarından 18. yüz yıla kadar yaklaşık bin yıl
kullanılmıştır (!)
E)
Gökyüzü çökmedikçe (,) yeryüzü delinmedikçe hiçbir kuvvetin Türk milletinin
düzenini bozmaya ve devletini yıkmaya gücü yetmeyecektir.
15-) (I) Gerçekte bir edebiyat değil, tüm sanatlar
felsefeyle yoğrulmuştur. (II) Yanlız onlardaki felsefe bizim “felsefe” adıyla
bildiğimiz felsefe değildir. (III) Düşünen edebiyat başkadır, içine felsefe
konmuş edebiyat başkadır. (IV) Edebiyatın felsefeyle donandığı gibi resim,
müzik, heykeltıraş da felsefeyle donanmıştır. (V) Ancak genellikle resimdeki,
müzikteki felsefeyi görmeyiz de edebiyattaki felsefeyi görürüz.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde bir
yazım yanlışı vardır?
A) I. B) II. C) III.
D) IV. E) V.
16-)
Dakikalar geçmiyordu ( ) gece yarısı sayılırdı. “Ah ( ) bu ne uzun gece (
)” diye düşündü. Havanın buz gibi etkisini iliklerinde duydu ( ) Kızağın bir
köşesine sığınarak ısınmaya çalıştı ( )
Bu
parçada yay ayraçla belirtilen yerlere sırasıyla aşağıdaki noktalama
işaretlerinden hangileri getirilmelidir?
A)
(,) (!) (.) (.) (.) B) (,) (,) (.) (.)
(.) C) (,)
(,) (!) (.) (.)
D)
(;) (,) (!) (.) (…) E) (;) (…) (!) (.) (.)
17-)
Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın çıkışı hece şiirinin iyice tıkandığı
bir döneme rastlıyor. Cahit Sıtkı Tarancı gibi, Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın da ilk
şiirlerinde Necip Fazıl etkisini görüyoruz. Havaya Çizilen Dünya’daki bazı
şiirler bunu gösterir. Ne var ki bu etki öyle büyük bir etki değildir, daha çok
biçimde görülmektedir.
Bu
parçadaki altı çizili sözcükle hece şiiri hakkında anlatılmak istenen durum
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Değersizleşmek B) Ortadan kalkmak
C) Önemini kaybetmek D) Üretkenliğini yitirmek
E) Değişmek, başkalaşmak
18-)
38 yaşında gözlerini kaybeden Cemil Meriç bütün kitaplarını başkalarına
özellikle de kızı Ümit Meriç’e yazdırdı ve bunu yaparken en doğru kelimeleri
seçebilmek için her zaman kılı kırk yarardı.
Bu
cümlede geçen “kılı kırk yarmak”
deyimi ile aşağıdakilerden hangisi anlatılmak istenmiştir?
A) Gereksiz ayrıntılarla
ilgilenmek zorunda kalmak
B) Söylemesi beklenen şeyi
söylemekte nazlı davranmak
C)Ayrıntılı bir biçimde
incelemek, önemle üstünde durmak
D)Çok konuşarak başkalarının söz
söylemesine, konuşmasına engel olmak
E)Bir kimseye dokunacak, zarar
verecek en ufak bir davranışta bile bulunmamak
19-)
Aşağıdaki dizelerin hangisinde bir yazım yanlışı yapılmamıştır?
A) Birşey var, yangın
yangın sanıp sarmalayan içi
B) Dönüpte bakıyorsunuz her şey gelip geçici
C) Unutulmak terkedilmekten daha zor bilseniz
D) Unutulan düşleri türküler de özlüyorum
E) Bazen bir yanlış bile
olabiliyor sevindirici
20-)
Aşağıdakilerden hangisinde “sürmek” sözcüğü verilen anlamına
uygun kullanılmamıştır?
A) Olmaya devam etmek: Baygınlığım
ne kadar sürdü, bilmiyorum.
B) Bir maddeyi yüzey üzerine yaymak:
Boyanmış yerlere elinizi sürmeyin diye uyardım.
C) Yönetip yürütmek: Otomobil
sürmek, büyük araç sürmekten daha kolaydır.
D) Uzatmak, ileri doğru götürmek:
Kahve pişirmek için su doldurup, cezveyi ocağa sürüyordu.
E) Zaman almak: Her işi gibi
misafirliği de kısa olur, en çok bir saat sürerdi.
Hdhd
YanıtlaSil