12.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ordinat Yayınları Ders Kitabı Cevapları 2022 2023,12.Sınıf Edebiyat Kitabı Cevapları Ordinat Yayınları 2022 2023,KİTAP CEVAPLARI, EDEBİYAT KİTAP CEVAPLARI,
12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Ordinat Yayınları Sayfa 117
HAZIRLIK
1. “Leyla, Salome, Belkıs, Meryem, Züleyha ” gibi tarihî ve mitolojik kişileri araştırınız (Metni anlama ve çözümleme 3. soruya yöneliktir.).
- Cevap:
Leyla: Leylâ, ilâhî aşk sembolü, ilâhî muhabbet ufkudur. Leylâ’yı görebilmek, onun gerçek hüviyetini müşâhede edebilmek, Mecnun gibi sâdık bir âşık olabilmeye bağlıdır. Aksi hâlde görülen, sûretten başka bir şey değildir. O aşka nâil olmayan için Leylâ, sırf bir cisimden ibârettir.
Salome: Salome, Yahudiye kralı Herod’un karısı Herodias’ın kızıdır. Yeni Ahit’te ismi geçen kadınlardan biridir. Kral Herod, kendi doğum günü kutlamasında üvey kızı Salome’nin dans etmesini ister. Salome’nin dansı herkes tarafından çok beğenilir.
Meryem: Nasıralı İsa’nın annesi olan Yahudi kadındır. Yeni Ahit’te ve Kur’an’da önemli ve kutsal kişilerden biridir. Meryem Ana ve Bakire Meryem olarak da anılır. Meryem İsa’ya hamile iken Yusuf ile evlendi.
Züleyha: Züleyha, Yahudi ve İslam geleneğinde Potifar’ın karısına verilen isimdir. Kur’an’da Mısır azizinin eşi olarak geçer. Kuran’da Züleyha ile Yusuf’un hikâyesi şu şekilde anlatılır: Potifar köle pazarından Yusuf’u satın aldıktan sonra zamanla onu malikanesindeki her şeyden sorumlu kıldı.
2. Sezai Karakoç’un “Mona Roza” şiirinin yazılış hikâyesini araştırınız ve bu şiiri sunum kurallarına uygun olarak okuyunuz (2. etkinliğe yöneliktir. ).
- Cevap: Mona Rosa”, Türk şiirinin en görkemli “imkânsız aşk” şiirlerindendir. Sezai Karakoç, biraz da o “imkânsız aşk”ın etkisiyle evlenmez.Tam 50 yıl boyunca yayımlamaktan kaçındığı Monna Rosa adlı kitabını ancak 1998′de okur karşısına çıkarır.
3. Sezai Karakoç’un “diriliş” kavramı etrafında toplanan düşüncesi hakkında araştırma yapınız (Metni anlama ve çözümleme 10. soruya yöneliktir.).
- Cevap: Şöyle anlatır şair bu süreci: Edebiyatımızın ‘gül’, ‘bülbül’ gibi mazmunları alay konusuydu. Bütün değerler yere serilmiş gibi gözüküyordu. Kadın; ‘tak takıştır, sür sürüştür, muhallebiciye gel, piyasa vakti’ çerçevesinde algılanıyordu. Ben hecede ısrar ediyordum. ‘Gül’ kavramını yeniden diriltmenin gereğini düşünüyordum hep. ‘Monna Rosa’ (Mona Roza) böyle doğdu. Modern bir Leyla ile Mecnun denemesiydi bu. Bir gencin dilinden anlatılış şeklinde başladı şiir. ‘Rose’ bilindiği gibi ‘gül’ demekti. Böylece, aşağılanan ‘gül’ kavramını yeniden gündeme getirmek istedim
4. Cahit Zarifoğlu’nun “işaret Çocukları” adlı şiirini sınıfa getiriniz (Metni anlama ve çözümleme 11. soruya yöneliktir.).
- Cevap:
İŞARET ÇOCUKLARI
Yasin okunan tütsü tüten çarşılardan
Geçerdi babam
Başında yağmur halkaları
Anam yeşil hırkalar görürdü düşünde
Daha ilk güzelliğinde
Alnını iki dağın arasına germiş
Bir devin göğsüne benzer
Göğsünden dualar geçermiş
Çarşılar ellerinde ekmek iğneleri
Cami avlularına açılan
Havuz sularına kapılan çocuklar
Görmeden güneşin bütün renklerini
Götürmezlerdi dükkandaki babalarına
Ocaktan akan kaynar yemekleri
Nenelerinin koyduğu avuç taslarına
Başı ve yüreği şahbaz
Kaleleri ağırlayan kadınların
Süslerini kemerlerini
Başlarını ağırlaştıran
Ağır siyah şelale saçlarını
Tutunca gençleşirdi erkekler
Sonra insan o ki denizde
Küçük ve büyük nehirde
Bedeni ıslatan afsunlu suda
Önce niyet sonra yıkanırdı
Zaman dert getirdi sulara
İçinde eski balıkların yattığı kayalar
Savaşan insanların elinde
İnce yontulup taşındı balta mızrak şekline
Anam kanları kuruyan
Kavga ayıran bir kargı elinde
Kara ocağın taşlarına
İşaret koydu çocuklarını
Belinde gezdiren babamın
Beyaz yazılarla kazandığı adları
Yüreği korkuyla kuvvetlendi babamın
Unutup genç gelen günleri
Zamanın sürerken çektiği günleri
Çetin bilmecelerle
Sürdü atını şehirlere
Yün ören at güden kadınlar
Ormanlara tepeden eğilen toprak evlerde
Küçük pencereli karanlık dar odalarda
Uzaktan uzayıp gelen kurt seslerinin
Uzağa çekilip giden
Ayazda donan gülmeler içinde
Ormanlarda süt emziren anne
Unuttu gittikçe uzayan çocuğunu
Hep kaçarmış şehirlerin
Demir dağlarına
Uyuyunca toprak beşiğimde
Sahipsiz kalan
Ellerimden kayan aydınlık günlerim
Cahit ZARİFOĞLU
..12.sinif-edebiyat-kitabi-cevaplari-ordinat-yayinlari-sayfa-