9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Tiyatro Ders Notları PDF
1. Tiyatro Nedir ? Özellikleri
2. Tiyatronun Öğeleri
3. Tiyatro Terimleri
4. Tiyatronun Kısa Tarihçesi
5. Modern Tiyatro Türleri
A-Trajedi
B-Komedi
C-Dram
D-Müzikli Tiyatrolar
1-Tiyatro Nedir ? Öz
*Olmuş ya da olması düşünülmüş birtakım olayların sahne üzerinde, gerçeğe uygun bir şekilde oyuncular tarafından gösterilmesine tiyatro denir.
Tiyatronun Özellikleri
*Olay çevresinde oluşan edebi metinler içerisinde sınıflandırılır.
*Kurmaca metinlerdir.
*Amaç estetik haz vermektir.
*Dil şiirsel-heyecana bağlı işlevlerde kullanılır
*Tiyatro eseri, olayları oluş halinde gösterir ve buna drama denir.
*Hayattaki olayları konu edinen, sahnede oynanmak amacıyla yazılan edebi eserdir.
Bu eserlerde olaylar yazarın ağzından anlatılmaz, eserin kişileri tarafından doğrudan doğruya söylenir ve yapılır.
*Konuyu-metni-iletiyi oyuncular canlandıracağı için jest-mimik-oyunculuk kabiliyeti çok önemlidir.
*Tiyatroda da roman ve öyküde olduğu gibi serim, düğüm ve çözüm evreleri vardır.
*Dramatik bir eser, olayların gelişmesine göre bazı bölümlere ayrılır, bunlara perde denir.
*Tiyatronun etkileyiciliği ve gücü, güzel sanatların neredeyse tüm dallarını (edebiyat, müzik, resim, dans...) kendinde toplamasından, tüm duyu organlarımızı etkilemesinden gelir.
*Okur - yazar olmayı gerektirmeden geniş bir kitleyle yüz yüze iletişim kurduğu için tiyatronun kitleleri harekete geçirme ve yönlendirme gücü vardır.
*Tiyatro doğrudan doğruya insanın serüvenlerini, kendisiyle ve çevresiyle olan çatışmalarını, sosyal yaşayışını, sorunlarını konu alır.
*Olayları ve kişileri canlı olarak gözümüzün önüne getirmesi, yaşatması, seyirciyi çok yönlü ve derin bir biçimde etkilemesi; tiyatronun seyirciye yeni bir yaşantı, yeni bir dünya görüşü kazandırmasında önemli bir etkendir.
*Tiyatro, her ülkede din törenlerinden doğmuştur.
*Bu sanat, dinlere ve toplum şartlarına göre, her ülkede ayrı özellikler göstermiştir.
2-TİYATRONUN ÖGELERİ
Tiyatronun ; eser, dramatik örgü,kişiler, sahne, dil-ifade,seyirci, oyuncu, yönetmen, gibi öğeleri vardır.
TİYATRONUN ÖGELERİ | |||
*Eser
| ⁕ Sahnede canlandırılmak amacıyla yazılan edebî metinlere tiyatro eseri denir. Tiyatro eserinde olaylar oluş hâlinde gösterilir, yazar varlığını hissettirmez ve bir anlatıcı bulunmaz. | ||
*Dramatik Örgü/(Olay Örgüsü | ⁕ Tiyatro eserinde olay, genelde yaşamdan alınır ya da gerçeğe benzer; çünkü sahneleme zorluğu, olay örgüsünde çok geniş olaylara, olağanüstülüklere ve dağınıklığa izin vermez.⁕ Olay, çoğunlukla bir savaşımdan (mücadeleden), yani iki gücün çatışmasından doğar. Çatışan güçler, insanla insan, insanla hayvan, insanla doğa, insanla doğaüstü varlıklar vb. olabilir. Tiyatro eserinde olayların hareket hâlinde sergilenmesine aksiyon (eylem) denir. | ||
*Kişiler(Şahıs Kadrosu)
| ⁕ Tiyatro eserinde dramatik örgüyü var eden, yaşayan ve yaşatan insanlara şahıs kadrosu denir. Şahıs kadrosunda temel unsur insandır ancak insanın dışındaki varlıkların (cin, peri, ejderha, ağaç, ev, hayvanlar vb.) da insani bir kimlikle şahıs kadrosu içinde yer alması mümkündür. ⁕ Oyun kişisi, ya insanın ortak ve genel özelliklerini simgeleyecek biçimde tip olarak ele alınır; ya da insanın kişisel özelliklerini yansıtacak biçimde karakter olarak işlenir. (Oyuncu ⁕ Bir rolü oyunculuk sanatı uyarınca oynayan (sahnede canlandıran) sanatçıya oyuncu denir. Erkek oyuncuya aktör, kadın oyuncuya aktrist denir)
| ||
TİYATRONUN ÖGELERİ |
| ||
Sahne/Mekan
| ⁕ Tiyatroda oyunun oynandığı, olayın geçtiği yerdir. Sahne, izleyicilerin kolayca görebilmeleri için genellikle yerden belirli bir ölçüde yüksek olan; oyun, müzik gibi her türlü gösteri yapmaya uygun alandır. ⁕ Tiyatro eserinde bir perdelik bölümün dekor bakımından değişik olan küçük kısımlarına da sahne denir |
| |
Zaman:
| Metindeki olayların yaşandığı zamandır. Tiyatroda olayların gerçekleştiği zaman sahnede dekorlarla tasvir edilir |
| |
Üslup:
| ⁕Bir sanatçıya,bir çağa veya bir ülkeye özgü teknik,renk,biçimlendirme ve söyleyiş özelliğine üslup denir.Her tiyatro yazarının kendine özgü bir üslubu vardır.Yazar,eserini kendi duyuş,düşünüş ve anlatış özelliklerine göre oluşturur. ⁕Tiyatroda,toplumun çeşitli kesimlerinden kişiler ve olaylar canlandırılır.Fakat kişilerin konuşmalarını ve olayları sahnede olduğu gibi yansıtmak yeterli olmaz.Konuşmaların ve olayların aktarımında yazarın yorumlaması da önemlidir.Yazarın kişiselliği,kullandığı dilin yapısı,anlatılmak istenen konu,eserin yazıldığı zaman,üslubun oluşmasında etkili olan öğelerdir. |
| |
Seyirci:
| ⁕ Tiyatro izleyicisine seyirci denir. ⁕ Tiyatroda, diğer sanatlardan farklı olarak seyirciyle oyuncuların aynı ortamda olması etkileşimde canlılığı getirir. Bu nedenle oyuncu ve izleyici arasında sürekli duygu alışverişi vardır. Tiyatroda seyirci ve oyuncu iki temel ögedir, birlikte duyar ve düşünürler. |
| |
Yönetmen :
| Sinema ve tiyatroda, eserin sahneleninceye veya seyirci önüne çıkıncaya kadar geçirdiği her anı yöneten kimsedir. Rejisör denir |
|
3-TİYATRO TERİMLERİ
Adapte: Yabancı bir eseri yer adları, şahıs adları, deyimleri, gelenek ve görenekleriyle yerli hayata uygulayarak çevirme.
Aksesuar: Tiyatro sahnesinde kullanılan eşya.
Aksiyon: Roman, hikâye, tiyatro vb. türlerde konuyu genişleten asıl olaylar. Genel anlamıyla hareket.
Aktör: Erkek tiyatro sanatçısı.
Aktrist: Kadın tiyatro sanatçısı.
Akustik: Tiyatro, konser salonu ve benzeri kapalı yerlerin, sesleri bozmadan yansıtabilme özelliği.
Antik tiyatro: Eski Yunan - Lâtin tiyatrosu.
Darülbedayi: İstanbul Şehir Tiyatrosunun eski ismi. 1914'te kurulmuştur.
Dekor: Tiyatroda, sahneyi eserin konusuna göre döşeyip hazırlamada kullanılan eşyanın toplu adı. Üç çeşit dekor vardır: realist dekor, şairane dekor, stilize dekor.
Diyalog: İki kişi arasında karşılıklı konuşma. Roman, hikâye ve tiyatroda kahramanların konuşmaları.
Döşeme: Türk Halk Edebiyatında "başlangıç" karşılığı kullanılan bir kelime.
Dramatize etmek: Bir olayı, duyguyu, düşünceyi canlandırarak anlatmak; olduğundan daha acıklı bir şekle sokmak.
Dublör: Tiyatroda ve sinemada bir rolün yedek oyuncusu.
Epizot: Bir hikâyede asıl olaya karışan ikinci derecede önemli bir olay. Bugünkü perde karşılığı.
Fars (Farce): Komedinin, sanat yönü az, kaba bir türü. Çok eskiden perde arası gösterisiydi, sonra bağımsız oldu.
Fasıl: Bölüm. Tiyatroda perde karşılığı kullanılmıştır. Karagöz oyununda belli bir vak'anın geçtiği bölüm.
Feeri: Masalların tiyatro sahnesinde dramatize edilmesinden doğma, cinlerin perilerin de rol aldığı bir tiyatro türü.
Grotesk: Gülünç, güldürücü.
Jest: Tiyatro sahnesinde, sanatçıların bütün el, kol, ayak ve benzeri beden hareketleri.
Kabare tiyatrosu: Daha çok güncel konuları iğneleyici, taşlayıcı biçimde ele alan skeçlerin oynandığı, monologların, şarkıların ve şiirlerin söylendiği küçük tiyatro.
Kanto: Tanzimat Dönemi'nde Türk sahnesinde azınlık aktristlerce bağlatılan oyunlu ve neşeli şarkılar.
Koro: Eski Yunan tiyatrosunda bir grup erkek ve kadından kurulu şarkıcılar topluluğu.
Kostüm: Tiyatroda sanatçıların giydiği oyuna uygun kıyafet.
Kulis: Tiyatroda, sahnenin arkasında bulunan kısım; sahne arkası.
Maket: Tiyatroda dekor taslağı.
Mimik: Bir duygu veya düşüncenin kaş, göz. ağız, yüz hareketleriyle anlatılması.
Mizansen: Bir tiyatro eserinin sahneye konması, sahneye göre düzenlenip uygulanması.
Monolog: Tek kişinin konuşması. Tek kişilik taklitli bir komedya türü. İnsanın içinden kendisiyle konuşması.
Muhavere: Konuşma. Tiyatro, roman, hikâye, fabl, röportaj ve benzeri türlerde kahramanların konuşmaları.
Pandomim: Sessiz hareket. Sessiz hareketler, jestler, yüz ifadeleri ve kostümler yoluyla duyguları,düşünceleri, tutkuları anlatmaya yarayan tiyatro çeşidi.
Perde: Tiyatro eserinde bir perdenin açılmasından kapanmasına kadar geçen bölüm.
Piyes: Tiyatro eseri.
Reji: Sahneye koyma ve yönetme işi.
Rejisör: Sinema ve tiyatroda, eserin sahneleninceye veya seyirci önüne çıkıncaya kadar geçirdiği her anı yöneten kimse; yönetmen.
Repertuvar: Opera, operet ve tiyatro topluluklarının bir oyun mevsiminde gösterecekleri eserlerin listesi.
Rol: Opera, operet, tiyatro ve benzeri sahne sanatlarında, oyuncuların, eser kişilerini sahnede canlandırmaları.
Rövü (revü): Tiyatroda, eserden önce gösterilen müzikli ve danslı oyun.
Sahne: Tiyatro. Tiyatro sahnesi. Tiyatro eserinde bir perdelik bölümün, dekor bakımından değişik olan küçük kısımları. Bir perdelik bölüm içinde, kişilerin girip çıkmasıyla değişen topluluk, meclis. Yapılarına göre tiyatro sahneleri şunlardır: sabit sahne, döner sahne, asansörlü sahne.
Senaryo: Tiyatroda yazılı metin. Sinemada filmin konusunun yazılı şekli.
Suflör: Tiyatroda, kuliste durarak oyunculara sözlerini fısıltıyla söyleyip hatırlatan yardımcı.
Şakşak: Ona oyununda Pisekâr'ın elinde bulunan kapalı yelpazeye benzer bir gürültü aracı. Vuruşlarda ses çıkarır.
Tablo: Tiyatro eserlerinde, perdeden daha küçük bölümlerin her biri. Bir perde çeşitli lablolara bölünmüş olabilir.
Takım: Orta oyununda kişiler, rol alan bütün sanatçılar.
Temaşa: Tiyatro.
Tirat: Sahnede kişilerin birbirlerine karşı söyledikleri uzun sözler.
Tirajik: Korku, sıkıntı, şiddetli heyecan veren veya korkunç, kötü, sonu ölümle neticelenen.
Trajikomik: Hem acı,hem gülünç olayların anlatıldığı tiyatro.Olaylar gülünç ama olay acınacak hâlde verilir.
Tuluat: Tiyatro türlerinden biri. Sanatçılar, oynadıkları eserin konusuna bağlıdırlar; ama oyundaki sözleri içlerinden geldiği gibi söylerler. Yazılı esere uymak mecburiyetleri yoktur. Perdeli orta oyunu da denir.
4-KISA TARİHÇE
Batı tiyatrosunun kökeni Antik Yunan tiyatrosuna, Antik Yunan tiyatrosunun kökeni ise şarap ve bağ bozumu tanrısı olduğuna inanılan Dionysos adına MÖ 6. yüzyılda düzenlenen şenliklere dayanır. Yunan tiyatrosunda sadece iki tür oyun vardı: trajedi ve komedi. Bugün tiyatronun simgesi haline gelen gülen ve ağlayan maskeler bu uygulamanın bir uzantısıdır. bu dönem tiyatrosu Aristoteles'in "üçlü birlik" ilkesine dayanır: olay, yer ve zamanda birlik. Bu şenliklerde ilk örnekleri verilmeye başlanan trajedi ve komedilerle 18. yüzyılda ortaya çıkan dram, modern tiyatronun temellerini oluşturan tiyatro türleridir.
İlk tiyatro şenliği M.Ö. 534 yılında Atina'da yapılmıştır.
Türk Tiyatrosu Tanzimat dönemine kadar geleneksel boyutta varlığını sürdürür.
Geleneksel tiyatromuzda dört önemli tür vardır. Bunlar:
1. GÖLGE OYUNU(KARAGÖZ):Deriden kesilen ve tasvir adı verilen birtakım şekillerin, arkadan ışık yardımıyla beyaz bir perde üzerine yansıtılmasına dayanan bir gölge oyunudur.
2- ORTA OYUNU: Bir meydan ortasında kişiler tarafından icra edilen, içinde müzik, dans, şarkı bulunan sözlü ve doğaçlama bir oyundur.
3-MEDDAH:Methedici(övücü),taklitler yapıp hoş öyküler anlatarak halkı eğlendiren sanatçıya meddah denir.Günümüzdeki stand-up gösterilerinin temeli demek doğru olur
4- KÖY SEYİRLİK OYUNLARI: Köylerde oynanan, önemli dönemlerde icra edilen, oyuncularının köy halkından olduğu oyunlardır.
*Modern tiyatro, Türk edebiyatına Tanzimat Dönemi’nde Batı’dan gelmiştir. Modern anlamda ilk tiyatromuz Şinasi tarafından yazılan Şair Evlenmesi eseridir. Namık Kemal’in Vatan yahut Silistre oyunu da sahnelenen ilk eserimiz olmuştur. Tanzimat Dönemi’nde Ahmet Mithat Efendi, Recaizade Mahmut Ekrem, Abdülhak Hamit Tarhan, Ahmet Vefik Paşa, Güllü Agop gibi sanatçılar tiyatro türünde önemli çalışmalar yapmışlardır.
*Servetifünun Dönemi’nde İstibdat dönemi nedeniyle yavaş da olsa tiyatro türü gelişimini sürdürmüştür.
*Fecriati Dönemi’nde geri planda kalan tiyatro, Millî Edebiyat Dönemi’nde ön plana çıkmıştır. İlk kadın oyuncu Afife Jale bu dönemde sahneye çıkar. Musahipzade Celal bu dönemin en önemli tiyatro yazarlarındandır.
*19. yüzyılın sonlarıyla 20. yüzyılın başlarında altın çağını yaşayan ortaoyunu, Tanzimat'ta benimsenmeye başlayan Batı modelindeki tiyatro ile uzun süre yarışmış, Cumhuriyet'ten sonraysa öbür geleneksel türlerle birlikte silinmeye yüz tutmuştur.
5-Morn Tiyatro Türleri:
A-TRAJEDİ
Konusunu tarih ya da mitolojiden alan, acıklı bir sonu olan seyirciye, hayatın acıklı yönlerini göstermek, ahlak, erdemi anlatmak için yazılmış tiyatro türüdür.
1. İlk örnekleri MÖ 6. yüzyılda Antik Yunan’da verilmeye başlanmıştır.
2. Dramatik örgü, genellikle yüceltilmiş sözlerle konuşan bir kahramanın iyi bir durumdan kötü bir duruma düşmesi üzerine kurulmuştur.
3. Temel amaç, tutkuların insanı felakete sürükleyebileceğinin izleyiciye gösterilmesidir:
İzleyici iyi insanların tutkularına yenik düştüklerinde kötü bir sonla karşılaştıklarını sahnede görünce bundan etkilenip korku ve acı duyacak, kendi ruhunu tutkularından arındıracaktır.
4. Tragedyalar baştan sona ciddi bir hava içinde oynanmış; izleyicide ürperti, korku, acı uyandıracak olaylara sahnede yer verilmemiş; sahne dışında gerçekleştirilen bu olayların haberleri sahnede duyurulmuştur.
5. Tragedyalar, diyalog ve koro bölümlerinden oluşmuştur.
6. Tragedyada konular tarih ve mitolojiden alınmış, erdem ve ahlâk gibi değerler yüceltilmiş, üç birlik kuralına uyulmuştur.
7. Tragedyalar manzum olarak yazılmıştır.
8.Kötü, bayağı söz ve söyleyişler yoktur
Eski Yunan'da: Aiskhylos, Euripides, Sophokles
Fransız edebiyatında: Corneille ve Racine temsilcileridir.
B-KOMEDİ
İnsanların ve olayların gülünç yanlarını sergileyen her tür tiyatro eserine komedi denir. İlk komediler de trajediler gibi Antik Yunan’da yazılmış ve oynanmıştır.
klasik komedyaların özellikleri:
1. Komedyada kişisel ve toplumsal bozuklukların yol açtığı gülünç durumlar sahnelenmiş, seyircinin güldürülürken düşündürülmesi ve doğru yola yönlendirilmesi
amaçlanmıştır.
2. Komedyada konular, günlük yaşamdan; kişiler halktan seçilmiştir.
3. İzleyicinin korkmasına ve acı duymasına neden olabilecek her tür olay sahnede gösterilebilmiştir.
4. Antik Yunan ve Roma komedyaları diyalog ve koro bölümlerinden oluşmuş; manzum olarak yazılan bu metinlerde üç birlik kuralına uyulmuştur.
5. Üslupta soyluluk aranmamış, metinde her türlü kaba söze yer verilebilmiştir.
6. Üç birlik kuralına uyulur.
7. Birbiri ardınca süren koro ve diyalog bölümleri vardır.
8. Antik komedyanın en tanınmış yazarları, Aristophanes, Menandros ve Plautus’tur. Moliere de 17. yüzyılda birçok komedya yazmıştır.
Komedi Türleri
a. Karakter komedyası: Kişilerin olumsuz, çarpık, gülünç taraflarının ön plana çıkarıldığı komedyalara karakter komedyası denir. Moliere’in Cimri ve Tartuffe, Shakespeare’in Venedik Taciri, bu tür komedyalara örnek gösterilebilir.
b. Töre komedyası: Toplumun, geleneklerin ve çeşitli toplumsal değerlerin gülünç, çarpık ve aksayan yönlerinin ele alındığı komedyalara töre komedyası denir. Aristophanes’in Eşek Arıları, Moliere’in Gülünç Kibarlar, Gogol’ün Müfettiş,
c. Entrika komedyası: Olayların, insanı şaşırtacak, kişide merak duygusu uyandıracak biçimde geliştiği komedya türüne entrika komedyası denir. Moliere’in Scapin’in Dolapları, Shakespeare’in Yanlışlıklar Komedyası bu
Eski Yunan'da Aristophanes, Menandros, Terentius, Plautus, Fransız Edebiyatı’nda Moliere temsilcileridir.
Edebiyatımızdaki modern tiyaro türünün ilk örneği olan Şinasi’nin Şair Evlenmesi, töre komedyalarına örnek gösterilebilir. |
C-DRAM
Yüzyıllar boyunca trajedi ve komediden ibaret olan Batı tiyatrosuna 18. yüzyıldan itibaren dram türü eklenmiştir: Dram, klasisizm akımının kuralcılığına karşı gelişen romantizm akımıyla birlikte ortaya çıkmış bir tiyatro türüdür. Dram kelimesi, sonraki zamanlarda tragedya ve komedya dışındaki bütün tiyatro eserlerini, hatta bütün bir tiyatro edebiyatını karşılar hâle gelmiştir. Tür olarak dram: Hayatı olduğu gibi acıklı ve gülünç yönleriyle sahnede göstermek için yazılan tiyatro eseridir.
Romantizm akımıyla şekillenen dram (romantik dram) türünün belli başlı özellikleri şunlardır:
1. Yaşamı, olayları, kişileri gerçek dünyada olduğu gibi,
gülünç ve üzücü, olumlu ve olumsuz yanlarıyla birlikte
verme amacı vardır.
2. Konular günlük hayattan alınabileceği gibi tarihten de
alınabilir. Hem acıklı hem de gülünç sahneler bulunur.
3. Kişiler yaşamın her alanından, halkın her kesiminden
seçilebilir.
4. Her millet kendi kimliğini yansıtan ögeleri kullanabilir.
5. Üzüntü ve korku verici olaylar sahnede gösterilebilir.
6. Nazım ya da nesir yoluyla yazılabilir.
7. Üç birlik kuralında yer alan zaman ve yer birliği kuralına uyma zorunluluğu yoktur.
8. Bu tiyatro türünün gelişmesine Shakespeare, Goethe, Schiller ve Victor Hugo’nun önemli katkıları olmuştur.
D-Müzikli Tiyatro: Müzikli tiyatrolar, sözleri müzikle bestelenerek sahnede canlandırılan oyunlardır. Bu tür tiyatrolarda konunun bir bölümü veya tamamı bestelenmiş olabilir.
Opera: Trajedi ve dramın bütün sözlerinin müzikle bestelenmiş şeklidir. Tamamı bestelenmiş olarak müzik eşliğinde sahnelenen operalar, kültür seviyesi yüksek olan toplumsal tabakalara seslenir. Müzikli ve duygusal tiyatro eserleri içinde sanat değeri en yüksek tür olan operalarda, oyuncular eseri büyük bir orkestra eşliğinde sahneler.
Operet: Bu tiyatro türünde sözlerin bir kısmı müzikli, diğer kısmı müziksizdir. Operetlerde oyunun müziksiz olan kısmı daha fazladır. Halkın pek çok kesimini içeren geniş bir kitleye seslenir. Basit bir anlatımı olan operet, halkın anlayabileceği bir dile sahiptir. Bu tür, halk için yazılan, onu seviyesine uygun olan eğlenceli ve hafif konuları içerir.
Komedi müzikal: Vodvil veya komedi türü oyunların arasına müzik parçalarının konması şeklinde ortaya çıkan tiyatrodur.
Bale: Sözsüz tiyatro oyunu olan bale, sahne eserindeki konunun müzik ve dansla canlandırılmasından ibarettir.
Revü: Tablo, skeç, şarkı ve monolog gibi sahnelerden kurulu, daha çok. gündelik olayları alaya alan ve taşlayan gösteri türüne denir. Operetin daha hafif bir biçimi olan revü; dedikoducu, geveze, boşboğaz bir kadın ile bir erkeğin konuşmaları şeklinde sergilenir. Aralarda müzik ve danslara yer verilir.
Skeç: Genellikle bir nükteyle son bulan, az kişili ve yalın, şakacı bir içeriği olan kısa, müzikli oyundur.
Vodvil: Hareketli, eğlenceli bir konuya dayanan, içinde şarkılara da yer verilen hafif komedidir. Bu nedenle vodvil, bir "komedi türü" olarak da gösterilir.
Pandomim: Duygu ve düşünceleri müzik ve türlü eşyalar aracılığıyla ortaya koyan, bazen dansla, bazen de el, kol, ayak ve yüz hareketleriyle yansıtan, sözlerin yer almadığı oyundur