11.Sınıf Edebiyat 1.Ünite Giriş Konu Anlatımı,Ders Notları PDF,11.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı 1.Ünite Giriş Konu Anlatımı, Ders Notları PDF,PDF DERS NOTLARI,11.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Giriş Ünitesi Ders Notları, 11.Sınıf Edebiyat Giriş Ünitesi PDF ÖZET NOTLAR
Derskonum.com olarak her dönem olduğu gibi yeni dönemde de sizler için kitap cevapları, konu anlatımı, pdf ders notları ile her zaman yanınızdayız..
Bu sayfamızda siz değerli takipçilerimiz için …11.Sınıf Edebiyat 1.Ünite Giriş Konu Anlatımı,Ders Notları PDF İNDİR üzerine bir paylaşım yazacağız.
Sizde eğer bize ve tüm eğitim camiasına yardımcı olmak adına hazırladığınız yazılıları-notları-soruları-videoları paylaşmak isterseniz mail adresinden bize ulaşabilirsiniz.
İyi çalışmalar..
doğru konum= derskonum
doğru konum= derskonum
destek olmak için lütfen paylaşınız
ÜNİTE İÇERİĞİ
Ünite İçeriği:
1-Edebiyat Toplum İlişkisi
3. Edebiyatın Sanat Akımları ile ilişkisi
A-Felsefe Nedir ? Edebiyat-Felsefe İlişkisi
B-Edebi Akımlar ve Özellikleri
11.Sınıf Edebiyat 1.Ünite Giriş Konu Anlatımı,Ders Notları PDF |
1-Edebiyat Toplum İlişkisi
Edebiyat Nedir?
Edebiyat, kişinin duygu ve düşüncelerini, kendine özgü bir dil kullanarak, estetik kurallar çerçevesinde, yazılı veya sözlü olarak dile getirmesidir.
Edebiyat Kelimesinin Kökeni
“Edebiyat” kelimesi, Arapça “adabiyyāt” kelimesinden gelir. Kelime “adb” kökünden gelir ve sözlükteki anlamı şöyledir: – görgü, terbiye, konuk ağırlama adabı,
– yaşam tarzına ilişkin hikâye ve gözlemlerden oluşan anlamlarına gelen “adab” kelimesinin çoğul hali
Edebiyatın Konusu
Yazar ve şairlerin ortaya koydukları eserlerde ele alıp işledikleri her şey, edebiyatın konusunu oluşturur.
Edebiyatın Yöntemi
Dil ürünlerinin tüm özelliklerinin tarihi akış içinde bilimsel olarak incelenmesi de edebiyatın yöntemini oluşturur.
EDEBİYAT, BİR GÜZEL SANAT DALIDIR..
Edebiyat ve Toplum İlişkisi
*Edebiyat diğer sanat dalları gibi toplumsaldır.
*Toplumun her türlü özelliği edebiyata sirayet eder.
*Toplumdan uzaklaşmış bir edebiyatın varlığı mümkün değildir.
*Edebiyat toplumu etkiler, değiştirir geleceğini şekillendirir.
*Toplumsal bir işlevi ve sorumluluğu bulunduğundan edebiyat toplumun sorunlarını dile getirir.
*Toplumdaki değişimin günümüzde en önemli etkin öğelerinden biridir edebiyat.
*Bireysel olarak ele aldığımızda insanlarda yeni fikirler oluşturabilmenin de güçlü bir unsurudur.
*Toplumun kültürel birikimim gelecek kuşaklara aktarılmasını sağlar.
*Edebiyatın toplumun aynasıdır ve yazıldığı dönemin zihniyetinden derin izler taşır.
*Edebiyat, bir toplumda ortaya çıkan siyasi, sosyal, ekonomik, kültürel her türlü olayın içinde yer alır.
*Edebiyat eserlerinin toplumu yönlendirme özelliği vardır.(Örneğin Namık Kemal tarafından yazılan ve ilk sahnelenen tiyatro olan Vatan yahut Silistre adlı eserden sonra halk protestolara başlamıştır.
*Yazar, bir edebi eseri oluştururken toplumsal yaşamdaki her değişimden etkilenir ve bu etkilenme de edebi esere yansır.
*Toplum, edebiyatı; edebiyat,toplumu etkiler.
*Hem içeriği hem de sırrıyla, başka bir deyişle muhteva ve dış şartlarıyla toplumsal dinamiklerin tüm izlerini üstünde taşır. Kimlik inşası, ortak benlik, eğitim gibi yönlerden de toplumu ve insanı etkileyip değiştirir.
Çalıkuşu – Reşat Nuri Güntekin
Romanın kahramanı olan Feride adlı bir öğretmenin yaşadıkları toplumu etkilemiş ve bu romanı okuyanlar kız çocuklarına Feride ismini vermeye başlamışlardır. Kız çocuklarının öğretmen olma isteği artmıştır.
İlk sahnelenen tiyatro eseri olması açısından önemli olan bu piyes, sahnelendikten sonra insanlar üzerinde bağımsızlık ve egemenlik duygusu uyandırmış ve insanlar protesto gösterilerinde bulunmuşlardır.
Kar – Orhan Pamuk
Yazarın Kars’ı anlattığı bu romanından sonra Kars’a olan turistik gezilerin önceki yıllara göre yüzde yüz oranında arttığı görülmüştür.
Oliver Twist – Charles Dickens
Oliver Twist romanı İngiltere’de yayımlanan önemli romanlardan biridir. Küçük bir kahramanın başından geçen zorlu bir mücadelenin anlatıldığı bu romanın yayımlamasının ardından İngiliz halkı çocuk hakları konusunda önemli çalışmalar yapmaya başlamıştır.
3. Edebiyatın Sanat Akımları ile ilişkisi
A-Felsefe Nedir ? Edebiyat-Felsefe İlişkisi
Felsefe Nedir, Felsefenin Anlamı Nedir?
Yunanca "seviyorum", "ardından gidiyorum", "arıyorum" gibi anlamlara gelen "phileo" sözcüğü ve "bilgi", "bilgelik" anlamlarına gelen "sophia" sözcüğünün birleşiminden oluşan felsefenin sözcük anlamı, "bilgelik sevgisi" ya da "bilgi sevgisi"dir. Yani felsefe kelime olarak bilgeliğe ve bilgiye değer vermek, onları önemsemek ve hatta en değerli şeyler olarak görmek; bilgiyi aramak, bilgeliğe erişebilme çabası sarf etmek, bilginin sürekli olarak peşinden koşmak anlamlarını taşımaktadır.
Düşünce Akımı Nedir?
Düşünce akımı için hayata, sanata, dünyayı algılayışa karşı ortaya koyulan felsefe, düşünceler sistemi demek doğru olacaktır. Düşünce akımları farklı alanlarda varlıklarını hissettirmekte ve varlıklarını diğer alanlar üzerinde de açıkça göstermektedir. Düşünce akımlarına örnek: Hümanizm,Klasisizm,Rasyonalizm,Varoluşçuluk, vs. Düşünce akımları insan kaynaklıdır ve amaçları da yine insandır. Yani her düşünce akımı insana bu sayede topluma ulaşmak kendi felsefesini kabul ettirmek istemektedir.
Soyut bir düşünce sistemi olan felsefe ile edebiyat ilişkisinden bahsetmek mümkündür. Çünkü her iki alanda da hammadde olarak insan işlenmektedir. Ayrıca felsefe ve edebiyatta öncelik insan olmakla beraber düşünme ve ortaya bir şey koyabilme gibi bir amaç bulunmaktadır. Ortaya konulan bu ürünlerin ifade edilmesinde kullanılan malzeme ise dil olduğundan iki alan arasında bir ortaklıktan bahsedebiliriz
İnsanoğlu dil gelişimini gerçekleştirmekle birlikte duygu ve düşüncelerini aktarma ihtiyacı hissetmiştir. Duygu ve düşüncelerin aktarılmasında edebiyat sanatı her zaman ön planda olmuştur ancak zamanla bu aktarım faaliyetleri sorgulamaya dönüşerek felsefe adıyla yeni bir biçim kazanmıştır. Bu nedenle edebi faaliyetlerin bir sonucu olan felsefe ile edebiyatı ayrı düşünmek bir hata olacaktır.
Her edebi eser, yazarın bir düşünce eylemi sonucunda ortaya çıkmaktadır. Yani yazar edebi eserlerini belli bir düşüncenin temelinde oluşturmaktadır. Eğer eserin arka planında bir düşünce yatmazsa o ürünü kurgulamak, olayları, kişileri ve metni yapısal olarak ortaya koymak da mümkün olmazdı.
İç içe girmiş ve böylesine güçlü bağlantılar oluşturmuş olan felsefe ile edebiyatı birbirinden ayrı düşünmemiz mümkün değildir. Bu nedenle günümüzde Albert Camus, Franz Kafka, Dostoyevksi ve Jean-Paul Sartre gibi isimler felsefe ve edebiyatı bir arada tutabildiklerinden “sanatçı filozoflar” olarak adlandırılmaktadır.
*Her metnin felsefi yani düşünsel bir alt yapısı muhakkak vardır.
*Bazı edebi metinlerin arka planında birtakım düşünceler yatar.Yani bazı eserlerin kaynağı felsefedir.
*Toplumları etkileyen bu düşünceler,felsefi metin sadeliğiyle değil,değiştirilip dönüştürülerek anlatılır.
*Düşünür, dünya görüşünü bir edebi eserle halk kitlesine ulaştırmak ister. Yani felsefe edebiyatı bu noktada bir araç olarak da kullanmaktadır.
Kaynaklar:
derskonum.com
onedebiyat.net
11.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı ders kitapları..
Değerli arkadaşlar: tüm PDF-PPT notlar için derskonum.com adresine bekliyoruz.
B-Edebi Akımlar ve Özellikleri
Bir sanatçı topluluğunun belli bir sanat anlayışı çerçevesinde oluşturduğu sanat, edebiyat, estetik ve ortak dünya görüşü çerçevesinde oluşan bir edebiyat hareketidir.
“Edebi akım” terimi, tarihi surec icerisinde; “meslek-i edebi”, “edebi meslek”,“edebiyat okulu”, “yazın okulu”, “edebi mektep”, “edebiyat cığırı”,
“edebiyat akımı”, “edebi cereyan” gibi belli başlı bazı adlarla anılagelmiştir.
Edebiyat ile Edebi Akımlar Arasındaki İlişki
Edebi metinler, belli bir sanat anlayışı çerçevesinde yazılan metinlerdir.
Bu çerçevede sanatçıların içinde bulundukları yaşantı biçimlerinden ve kendilerine özgü oluşturdukları zihniyetten gücünü alan edebî eserlerin toplamı da edebiyat akımlarını oluşturur.
Edebi akımlar şu sebeplerden ötürü doğar :
1. Bir önceki edebi anlayış ya da akımın işlevini yitirmiş olması
2. Bir felsefi anlayışın, fikrin ya da ideolojinin temel ilkelerini ve umdelerini duygu ve sanat planında da ifade etme ihtiyacı
3. Bilimdeki ve teknolojideki yenilikler,
4. Yazarların kişisel farklılıklarının oluşturduğu bilinç,
5. Toplumun kültürel yapısında görülen değişimler,
6. Sanatçıların kurguladığı yeni bir yaşam tarzı,
7. Edebiyat dışı etkenlerin itici gücü (Örneğin izlenimcilik ve dışavurumculuk akımları, önce resim sanatında ortaya cıkmış, daha sonra da edebi sanatlarda yansımasını bulmuştur.)
Önemli: Edebi akımlar birbirinin uzantısı ya da birbirine tepki olarak ortaya çıkmış ve gelişimini bu çatışmalar üzerine yeniden şekillendirmiştir. Örneğin romantizm akımının klasisizm akımına, realizm akımının da romantizm akımına tepki olarak ortaya çıkmıştır.
Türk Edebiyatında Edebi Akımların Gelişimi
Örneğin Şinasi’nin tiyatrolarını klasisizm akımının etkisiyle yazması, Ahmet Mithat ve Namık Kemal gibi sanatçıların romantizm akımının kurallarını benimsemeleri, Tanzimat 2. Dönem sanatçılarıyla birlikte realizm akımının görülmesi edebi akımların Türk edebiyatında kullanılmasını hızlandırmıştır.
Edebiyat Akımlarının / Edebi Akımların Özellikleri
· Edebî akımlar, edebiyat tarihi, tenkidi ve teorisiyle iç içedirler.
· Edebiyatın içeriğiyle ilgili sistemli birtakım soyut düşünce ve kanaatlerin ortak simgesidir.
· Bir sanat görüşü, bir hareketin veya genel bir estetik anlayışının parçasıdır.
· Edebiyat akımını sadece edebiyat ile sınırlandırmak yanlıştır. Akımlar güzel sanatların her dalında etkilidir.
· Her edebiyat akımı oluştuğu zamanın zihniyetinden etkilenerek meydana çıkar.
· Her edebî akım, kendinden öncekine göre yeni bir kültürel, felsefî ve estetik perspektife sahiptir.
· Edebi akımlar ortaya çıkışları açısından çoğu zaman yazılı bir bildiri olarak meydana gelmezler.
· Bir yazar sadece bir akımla yazabileceği gibi farklı eserlerde farklı akımlardan da etkilenebilir.
*14. yüzyılda İtalya’da doğmuş ve buradan Avrupa’ya yayılmıştır.
*İnsana değer verme ve onu geliştirme amacı taşır.
*Aydınlanma Çağı’nın temeli kabul edilmiş, Rönesans ve Reform hareketlerinin başlangıcı olmuştur.
*Kaynağını eski Yunan ve Latin edebiyatlarından alır.
*Aristokrat tabakanın beğenisine sunulan bu akım, sanatı doğanın bir taklidi olarak kabul etmiştir.
Önemli: İnsancılık – doğanın taklit edilmesi
Dünya Edebiyatında Hümanizm Akımının Temsilcileri
Dante, Giovanni Boccacio, François Rabelais, Montaigne, William Shakespeare
Türk edebiyatında :Mevlana-Yunus Emre hümanizm akımının temsilcisidir.
1. 17. yüzyıl ortalarında monarşinin güçlendiği bir dönemde Fransa’da ortaya çıkmıştır.
2. Akla, mantığa ve sağduyuya önem vermiştir.
3. Düşünsel temelleri Rönesans ve Reform hareketleriyle atılmıştır.
4. Kurallara sımsıkı bağlı olup kaynağını eski Yunan ve Latin edebiyatından almıştır.
5. İçerikten çok içeriğin ele alınışı önemsenmiştir.
6. Seçkin bir dil kullanılmış, kahramanlarını seçkin insanlardan seçmişlerdir.
7. “Sanat, sanat içindir.” görüşü benimsenmiş, bireysel konular işlenmiştir.
8. Tiyatroda üç birlik kuralına uyulmuştur.
9. Trajedi ve komedi türlerinde klasisizm kullanılmıştır.
10. Yunan ve Latin edebiyatlarındaki klasik, şaheser eserler örnek alınmıştır.
Önemli: Akıl ve sağduyu –,Tanrılar, seçkin insanlar – soylu dil-Kurallar-
Dünya Edebiyatında Klasisizm Akımının Temsilcileri
Moliere, Pierre Corneille, Jean Racine, La Fontaine, Fenelon, John Milton
Türk Edebiyatında Klasisizm Akımının Temsilcileri
İbrahim Şinasi, Ahmet Vefik Paşa ve Yusuf Kamil Paşa, Direktör Ali Bey
III-Romantizm (Coşumculuk)
*18. yüzyılda klasisizm akımına tepki olarak ortaya çıkmış ve kurucusu Victor Hugo ve J. J. Rousseau olarak görülür.
*Victor Hugo’nun Hernani adlı dram türündeki bu eserin oynanmasıyla klasisizm akımına tepki olarak ortaya çıkmıştır.
*Akıl ve sağduyu yerine duygulara ve hayallere önem verilir.
*Konular, tarih, milli kültür ve Hristiyanlıktan alınmıştır.
*Klasisizm akımında görülmeyen din anlayışı bu akımda önem kazanmıştır.
*Gözlem ve tasvire önem verilmiş, tabiat önemsenmiştir.
*Hümanist anlayıştaki insan kavramı yerine toplum kavramı kullanılmış ve toplumun düzeltilmesi sonucunda insanın mutlu olacağı belirtilmiştir.
*Güzel-çirkin, iyi-kötü gibi karşıtlıklarla eserler oluşturulmuştur.
*Üç birlik kuralı kaldırılmış, “Sanat toplum içindir.” anlayışı benimsenmiştir.
*Sanatçılar eserlerinde kişiliklerini gizlememiş ve taraf tutmuşlardır.
Önemli: Duygu ve hayal – taraf tutma –din - halkı eğitme
Dünya Edebiyatında Romantizm Akımının Temsilcileri
Voltaire, Shakespeare, Lord Byron, Goethe, Schiller, Lamartine, Victor Hugo, Aleksandre Dumas Pere, Aleksandre Puşkin, Montesquieu, J. Jeak Rousseau
Türk Edebiyatında Romantizm Akımının Temsilcileri
· Namık Kemal,Ahmet Mithat Efendi,Abdülhak Hamit Tarhan,Şemsettin Sami
1. Romantizme tepki olarak 19. Yüzyılda Fransa’da ortaya çıkmıştır.
2. Bu akımın öncüleri Balzac ve Stendhal adlı yazarlardır.
3. Konular gerçek yaşamdan, günlük hayattan alınmıştır.
4. Romantizm akımındaki duygu ve hayallerin yerini gerçek yaşantılar almıştır.
5. En çok hikâye ve roman türlerinde etkili olmuştur.
6. Mekân tasviri önemsenmiş, kişilerin ruhsal durumları anlatılmıştır.
7. Yazarlar eserlerinde nesnel olmaya çalışmış, gözlemlere önem verilmiştir.
8. “Sanat için, sanat” anlayışı benimsenmiştir.
9. Sanatçılar eserlerinde kişiliklerini gizleyerek olaylara müdahale etmemişlerdir.
10. Realizmde kullanılan dil; açık, doğal ve söz sanatlarından uzaktır.
Önemli: Gözlem – gerçeklik – sade dil
Dünya Edebiyatında Realizm Akımının Temsilcileri
Flaubert, Stendhal, Balzac, Charles Dickens, Hemingway, Turgenyev, Anton Çehov,
Maksim Gorki, Gogol, Tolstoy, Dostoyevski
Türk Edebiyatında Realizm Akımının Temsilcileri
Recaizade Mahmut Ekrem,Samipaşazade Sezai,Mehmet Âkif Ersoy,Halit Ziya Uşaklıgil,Mehmet Rauf,Ömer Seyfettin,Yakup Kadri Karaosmanoğlu,Refik Halit Karay,Reşat Nuri Güntekin,Halide Edip Adıvar
Değerli arkadaşlar: tüm PDF-PPT notlar için derskonum.com adresine bekliyoruz.
*Fransa’da determinizm akımından etkilenilerek 19. yüzyılda ortaya çıkmıştır.Determinizm (Gerekircilik - Belirlenimcilik): Aynı nedenler, aynı koşullar altında aynı sonuçları doğurur.)
*Yazar eserinde insan kişiliğini anlatmak için sosyolojiden ve soya çekim yasalarından yararlanmıştır.
*Gözlem ve tasvirlerin ön planda olduğu bu akıma bilimsel realizm de denir.
*Yaşamın tüm yönleri (güzel-çirkin, iyi-kötü ayrımı yapılmadan) eserlerde işlenmiştir.
*Akımın bildirisini Emile Zola kaleme almıştır.
*Toplum için sanat anlayışı benimsenmiş, kahramanlar kendi şiveleriyle konuşturulmuştur.
Dünya edebiyatında temsilcileri:
Emile Zola, Alphonse Daudet, Goncourt Kardeşler
Türk edebiyatındaki temsilcileri
Hüseyin Rahmi Gürpınar,Nabizade Nazım,Beşir Fuat
§ Realizmin şiire uygulanmış hali olup 19. yüzyılda Fransa’da ortaya çıkmıştır.
§ Romantik şiir anlayışına tepki olarak doğmuştur.
§ Sanat için sanat anlayışı benimsenen bu akım sadece şiirde görülen bir akımdır.
§ Şiirin biçim özellikleri önemsenmiş, nesneler dış görüşüne göre anlatılmıştır.
§ Dili son derece iyi kullanmış olup sözcük seçimine ve ahenge önem vermişlerdir.
§ Şiiri, iç dünyadan dış dünyaya taşımış ve nesneleri dış görünüşüne göre anlatmışlardır.
§ Önemli: Resim-gerçeklik-gözlem-şiir
Dünya edebiyatındaki temsilcileri
- Theophille Gautier, Theodore Banville, Francois Coppee,
- Jose Maria de Heredia, Leconte de Lisse
Türk edebiyatındaki temsilcileri
Tevfik Fikret,Yahya Kemal Beyatlı
Cenap Şahabettin (Edebiyatımızda bu akımı ilk tanıtan kişidir.)
1. Fransa’da parnasizme tepki olarak 19. yüzyılın son çeyreğinde ortaya çıkmıştır.
2. Fransız yazar Baudelaire’in yazdığı “Kötülük Çiçekleri” adlı eserde akımın özellikleri anlatılmıştır.
3. Anlam kapalılığını savunan bu akım daha çok şiirde kullanılmıştır.
4. “Şiir anlaşılmak için değil hissedilmek içindir.” görüşünü benimsemişlerdir.
5. Şiirde musikiyi savunmuşlar, nesneleri oldukları gibi yansıtmamışlardır.
6. İçe kapanık, bireyci, melankolik (bunalımlı), marazi (hastalıklı) bir şiir ortaya koymuşlardır.
7. İlk kez Servetifünun şiirinde kullanılmış; “Sanat, sanat içindir.” görüşü benimsenmiştir.
8. Bu akımın etkisiyle Servetifünun sanatçıları serbest müstezat nazım şeklini kullanmışlardır.
9. Şiirde ölçü, kafiye, ahenk unsurlarına bağlı kalmışlardır.
10. Sessizlik, yalnızlık, ölüm, insandan kaçış akımın en önemli temalarıdır.
Dünya Edebiyatında Sembolizm Akımının Temsilcileri
· Baudelaire,Mallarme,Rimbaud
· Paul Verlaine,Paul Valery,Edgar Allan Poe
Türk Edebiyatında Sembolizm Akımının Temsilcileri
· Ahmet Hâşim,Cenap Şahabettin,Ahmet Hamdi Tanpınar
· Cahit Sıtkı Tarancı,Ahmet Muhip Dıranas , Yedi Meşaleciler
VIII-Sürrealizm (Gerçeküstücülük)
* 20. yüzyılda oluşan bu akım, Andre Breton tarafından yayımlanan bir bildiriyle Fransa’da ortaya çıkmıştır.
* Sadece şiirde görülmüş ve bilinçaltı yansıtılmaya çalışılmıştır.
* Freud’un “psikanaliz” kuramının edebiyata uyarlanmış şeklidir.
* Olağanüstülük, sayıklama, düş ve hayal, çağrışımlar şiirin konusunu oluşturur.
* Akıl ve mantık önemsenmemiş, içgüdü, bilinçaltı ön plana çıkarılmıştır.
* Bu akımda noktalama işaretleri iç akışı engellediği için kullanılmamıştır.
* Dış dünyaya bağlı olmadan bilinçaltındakilerin dışa vurulması felsefesine dayanır.
* I. Dünya Savaşı’ndaki karamsarlık ortamında doğmuş, II. Dünya Savaşı ile birlikte yerini “Egzistansiyalizm” akımına bırakmıştır.
Önemli: Freud – Bilinçaltı – Karamsarlık -akla aykırılık
Dünya Edebiyatında Sürrealizm Akımının Temsilcileri
Andre Breton,Louis Aragon,Paul Eluard
Türk Edebiyatında Sürrealizm Akımının Temsilcileri
Cemal Süreya, İlhan Berk, Edip Cansever, Ece Ayhan (II. Yeni Şairleri)
Oktay Rıfat Horozcu, Orhan Veli Kanık (Garipçiler)
*İtalyan yazar Marinetti tarafından kuralları belirlenmiş, Marksist Rus yazarlar tarafından kullanılmıştır.
*En önemli temsilcilerinden biri Mayakovski’dir.
*Evrenin hareketi ve canlılığı, resimde dinamik bir duyurma hâlinde verilmelidir.
*Hızın, süratin güzelliği vurgulanarak uçaklara, arabalara, trenlere övgüler yağdırılır.
*Eserlerinde mantıklı cümleler kurmayı reddeden fütüristlerin parolası, “sözcüklere özgürlük”tür.
*Şiirde geleneksel kurallar terk edilir. Ölçü ve uyaktan vazgeçilir, şiir yazarken özgürce davranılır. Bu yüzden fütürizmde serbest tarzda yazılan şiirler ön plana çıkar.
*Fütüristlere göre sanat tarihçileri faydasız, hatta zararlıdır; onlara aldırmamak gerekir.
Dünya Edebiyatında Fütürizm Akımının Temsilcileri
Marinetti , Mayakovski
Türk edebiyatında
Edebiyatımızda Etkili Olmayan Batı Akımları
Empresyonizm (izlenimcilik):
(Verlaine, Rimbaud, Hopkins)
Ekspresyonizm (dışavurumculuk):
Öznel gerçeklik ve iç gözleme önem vermişlerdir. (Artur Rimbaud, Paul Verlaine)
Dadaizm: Kuralsızlığı kural edinmiş, her şeye karşı çıkmışlardır. (Tristan Tzara)
Kübizm: Varlıkların dış görünümlerinin yanı sıra iç dünyalarını da yansıtmayı hedeflerler.
(Pablo Picasso)
Egzistansiyalizm (varoluşçuluk): Descartes’in “Düşünüyorum, öyleyse varım.” felsefesine dayanır. (Jean Paul Sartre, Andre Gide)
Kaynaklar:
derskonum.com
onedebiyat.net
11.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı ders kitapları..
Değerli arkadaşlar: tüm PDF-PPT notlar için derskonum.com adresine bekliyoruz.