9. Sınıf Hikaye Ünitesi Çalışma Soruları Klasik

9. Sınıf Hikaye Ünitesi Çalışma Soruları Klasik, 9. Sınıf Hikaye Ünitesi Çalışma Soruları, 9. Sınıf Hikaye Ünitesi Çalışma, ÇALIŞMA KAĞITLARI,

derskonum.com'un  değerli akademisyen-öğretmen-öğrenci-edebiyat sever takipçileri.

 

Derskonum.com ailesi  olarak her dönem olduğu gibi yeni dönemde de sizler için kitap cevapları, konu anlatımı, pdf ders notları ile her zaman yanınızdayız..

 

Bu sayfamızda siz değerli takipçilerimiz için 9. Sınıf Hikaye Ünitesi Çalışma Soruları Klasik üzerine bir paylaşım yapacağız. 

 

İyi çalışmalar..

doğru konum= derskonum

 

destek olmak için lütfen LİNK paylaşınız

9. Sınıf Hikaye Ünitesi Çalışma Soruları Klasik

1. Hikaye nedir, kısaca tanımlayınız ?
2. Hikaye türünün dört ana yapı unsuru nelerdir ?
3. Hikayede kişilerin sınıflandırılmasında kullanılan karakter ve tip kavramlarını örneklerle açıklayınız.
4. Karakter ve tip nedir ? karşılaştırınız.
5. Hikayenin oluşum planı nasıldır?
6. Dünya edebiyatında olay hikayeciliğinin en büyük temsilcisi kimdir?
7. Dünya edebiyatında durum hikayeciliğinin en büyük temsilcisi kimdir?
8. Türk edebiyatında olay ve durum hikayesi temsilcilerine ikişer örnek veriniz.
9. Modern hikaye nedir ? Dünya edebiyatında ilk örneklerini kim vermiştir.
10. Olay ve durum hikayesinin farklılıklarını yazınız.
11. Hikayede hangi anlatım teknikleri kullanılır.
12. Dünya edebiyatında hikaye türünün ilk örneğini kim vermiştir ? Bu eserin adı nedir?
13. Türk edebiyatında hikaye türü ilk hangi dönemde görülür?
14. Hikaye türünün ilk örneği kime aittir ve eserin adı nedir ?
15. Batılı anlamda ilk hikaye hangi dönemde, kim tarafından yazılmıştır ve adı nedir ?
16. Roman ve Hikayenin benzerliklerini ve farklılıklarını yazınız.
17. Aşağıda verilen üç farklı metnin bakış açılarını bulunuz

A-

Erdem arkasına bakmadan yürüyordu. Sinirliy-di. Belli ki onu çok kızdırmışlardı. Öfkesi her ha-linden belli oluyordu. Eliyle garip işaretler yaparak hızlı hızlı yürüyor, bir yandan da eve gidince neler yapacaklarının bir bir planını yapıyordu. İntikamını mutlaka almalıydı. Bu yapılanlar asla onların yanı-na kalmamalıydı. İlk olarak Ahmet’e nasıl bir ceza verebileceğini düşündü. Mutlaka işe Ahmet’ten başlamalı diyordu içinden. Çünkü onu en çok onun kalleşliği yıkmıştı. Hâlbuki Ahmet onun yıllardır can ciğer dostuydu. Yediği içtiği ayrı gitmezdi. Ne oldu da böyle iki kanlı bıçaklı düşman olmuşlardı.

B-

-Yalan söylüyorsunuz. Mustafa bunu yapma-mıştır, diye kükredi adeta. Dediler ki: 

-Yalan olamaz, biz tam yerinden duyduk. Üç gün oluyor, jandarmalar takibe çıktılar. 

Eli silahlığının yerine titreyen Bakırlı Şaban Efe, kısık bir sesle: 

-Nasıl olmuş, anlatın bakalım, dedi ve dizlerinin bağı çözülmüş gibi yığıldı kaldı.

C-

Çok olmadı, bundan bir yıl evvel, yine böyle bir yaz mevsiminde, hatta Ramazan ayının on beşinci gecesi idi zannederim. "------" livasının Çaybaşı denilen bir mahalle-sinde, mahalle kahvesinin çınarı altında, beş on ahbap oturmuş, nargilelerimizi çekiyor ve sohbet ediyorduk. Sözlerimiz ekseriyetle harbe mütealik-ti. Derken yanımıza memleketin gençlerinden bir de zabit geldi ve kendisi harp sahalarından henüz döndüğü için bütün nazarlar hayret ve tecessüsle üzerine doğru çevrildi, bütün sandalyeler etrafına toplandı ve harbe dair meşhûdatı soruldu. Genç zabit: – Size nasıl anlatayım bilmem ki... dedi, bu harp, sizin bildiğiniz, sizin tasavvur ettiğiniz gibi bir şey değil... Bu acayip, bu bambaşka bir mese-le. Bize mektepteyken ikide bir Fenn-i harp, fenn-i harp derlerdi ve ben harple fennin münasebetini bir türlü anlayamazdım. Dövüşmek, vuruşmak, bunun fenle alakası nedir, derdim. Halbuki iş, hiç de öyle değilmiş