sponsorlu reklam Admatic -sponsor

Şiirde ahengi sağlayan öğeler nelerdir?

Şiirde Ahenk (Ses ve Ritim),Şiirde ahengi sağlayan öğeler nelerdir?, Şiirde ahengi sağlayan unsurlar,

derskonum.com'un  değerli akademisyen-öğretmen-öğrenci-edebiyat sever takipçileri.

 

Derskonum.com ailesi  olarak her dönem olduğu gibi yeni dönemde de sizler için kitap cevapları, konu anlatımı, pdf ders notları ile her zaman yanınızdayız..

 

Bu sayfamızda siz değerli takipçilerimiz için Şiirde ahengi sağlayan öğeler nelerdir?  üzerine bir paylaşım yapacağız. 

 

İyi çalışmalar..

doğru konum= derskonum


destek olmak için lütfen  LİNK paylaşınız


Şiirde ahengi sağlayan öğeler nelerdir? 

Şiirde yer alan ahenk unsurları; vurgu, tonlama, ritim, ölçü (aruz, hece), kafiye, redif, aliterasyon, asonans, ses yansımaları ve kelime tekrarları olarak bilinmektedir.


DETAYLI ANLATIM👇👇

Şiirde sözcükleri oluşturan hecelerin, heceleri oluşturan seslerin nitelikleri

ve bunların dizelerde uyumlu biçimde sıralanışı ahengi yaratır.

Ses unsurları aynı zamanda anlamın da tamamlayıcısı olur.

Şiiri düz yazıdan ayıran, etkili kılan, şiirin kolay ezberlenebilir olmasını

sağlayan ve akılda kalıcı kılan en önemli özellik ahenktir.



Bir şiir düz yazıya aktarılırsa şiirin ahenk unsurları kaybolup

ses akışı da değişir ve o metin şiirselliğini kaybeder.

Şiirde ahenk; ustaca kullanılan ses akışı, söyleyiş, ritim, ölçü ve

uyak, redif, asonans, aliterasyon, seci gibi her türlü ses benzerliğiyle

sağlanır.


Her şiirin kendine özgü bir ses akışı vardır. Şiirin temasına uygun

biçimde vurgu ve tonlamalarla okunması o şiirin ses akışını

ortaya çıkarır.


1. Vurgu

Şiirde sözün etkisini, ahengini artırmak amacıyla bazı sözcük

hece ya da ifadeleri daha baskılı ve belirgin okumaya vurgu denir.

Söz, vurgu ile müzikal bir değer güzelliği kazanır.


Örnek

Aşağıdaki dizelerde koyu renkle gösterilen sözcük ve heceleri

vurgulayarak okduğumuzda şiirin etki gücünün arttığını görürüz:


Kalbim yine üzgün seni andım da derinden

Geçtim yine dün eski hazan bahçelerinden



2. Tonlama

Şiirde duygu ve düşüncelerin anlamına uygun olarak seslerin

yükseltilip alçaltılmasına tonlama denir.


Şiir okurken ses tonunu değiştirmek, sesi yükseltip alçaltmak

hem tekdüzeliği önler hem söyleyişe renk katar hem de şiirdeki

acıma, özlem, korku, kaygı, sevgi gibi duyguların belirginleşmesini

sağlar. Örneğin "tamam" sözcüğü alçak, yüksek veya alaylı

tonla söylenmesine göre memnuniyetten tehdide kadar çeşitli

anlamlar kazanır.

Şiir okumada tonlamanın ayrı bir yeri vardır. Bir şiir ne kadar duygulu

ve dokunaklı olursa olsun, kişi sesine o duyguyu, o coşkuyu

katamıyorsa şiir, anlamından çok şey kaybeder.

Örnek

Uçun Kuşlar

Uçun kuşlar uçun doğduğum yere

Şimdi dağlarında mor sümbül vardır

Ormanlar koynunda bir serin dere

Dikenler içinde sarı gül vardır.

Rıza Tevfik BÖLÜKBAŞI


3. Ritim (Ses Dalgalanması)

Duygunun sese dönüştürülebilmesi demek olan ritim, dizelerdeki

seslerin birbiriyle uyumundan doğar. Şair, duygularını tam

olarak ifade etmek için en uygun ölçüdeki sesleri yakalamaya

çalışır ve böylece onun sözüyle sesin uyumundan ritim dediğimiz

gizli bir ahenk doğar.

Ritim, şiirin dizelerinde hecelerin sayılarına ya da uzunluk ve

kısalıklarına göre vurgulu veya vurgusuz okunuşlarıyla ve belli

bir sisteme göre dizilişleriyle bir ahenk oluşturur. Bu, dizelerde

seslerin müzikal dalgalar halinde yayılmasıdır. Şiirde ritim sağlamada

en çok kullanılan unsur ölçüdür.



4. Ölçü (Vezin)

Ölçü bir dize içinde sözcüklerin istenilen sesi çıkarabilmeleri için

hecelerin sayısına ya da uzunluk ve kısalıklarına göre düzenlenmesini

sağlayan bir araçtır.

Türk edebiyatında iki ölçü kullanılmıştır: hece ölçüsü, aruz ölçüsü.


a. Hece Ölçüsü:

Dizelerdeki hece sayısının eşitliği temeline dayanan ölçüdür.

Hece ölçüsü, Türklerin ulusal ölçüsüdür. Hece ölçüsüne "parmak

hesabı" da denir. Henüz yabancı uygarlıkların etkisinin görülmediği

İslamiyet öncesi dönemde sadece hece ölçüsü kullanılırdı.

Türkler İslamiyeti kabul ettikten sonra, Arap ve İran edebiyatının

etkisiyle XI. yüzyılda aruz ölçüsünü de kullanmaya başlamıştır.

Bu yüzyıldan sonra divan edebiyatı ile saz şairlerinin elinde gelişen

ve "halk edebiyatı" adı verilen ulusal edebiyat yüzyıllarca

iki ayrı kol halinde, yan yana yürümüştür. Divan edebiyatı sanatçıları

ağırlıklı olarak aruzu, halk edebiyatı sanatçıları ise heceyi

kullanmışlardır. Tanzimat dönemine gelindiğinde, sanatçılar

heceyle yazmak istemişlerse de aruz yine ön planda olmuştur.

Milli edebiyat döneminde ise hece ölçüsü kullanmak adeta moda

olmuş, Cumhuriyet'in ilk yıllarında da sanatçılar hece ölçüsüyle

yazmaya özen göstermiştir.

Hece ölçüsünde iki önemli özellik vardır: Dizelerdeki hece sayısı

ve durak.

Dizelerdeki Hece Sayısı: Şiirin bütün dizelerindeki hece

sayısı eşit olmalıdır. Hece sayısının eşitliği o şiirin kalıbını,

ölçüsünü verir. Edebiyatımızda hece ölçüsünün 7'li, 8'li, 11'li

kalıpları yaygın olmakla birlikte sanatçılarımız 12, 13, 14, 15,

16'lı kalıplarla da şiir yazmışlardır.

Örnek

Bah – çe – ler – de saz o – lur → 7 hece

Gül a – çı – lır yaz o – lur → 7 hece

Ben yâ – ri – me gül de – mem → 7 hece

Gül – ün öm – rü az o – lur → 7 hece

Bu şiirdeki her dizede 7 hece bulunduğundan şiirin kalıbı 7'li

hece ölçüsüdür.


Durak: Hece ölçüsünde dizeler ahenk sağlamak amacıyla

belli bölümlere ayrılır. Bu bölüm yerlerine durak denir. Durak,

şiir okunurken nefes alınması gereken yerlerdir. Düz yazıda

virgülün olduğu yerde nasıl duraklıyorsak şiirde de bu

noktalarda duraklarız.


Hece ölçüsünde sözcükler bölünerek durak yapılmaz. Şiirin

ahengine uygun olarak sözcük bitimlerinde durak yapılır.

Örnek

Bahçelerde / saz olur

4 3 ⇒ 4 + 3 duraklı

Gül açılır / yaz olur.


Benden selam olsun / Bolu Beyine

Çıkıp şu dağlara / yaslanmalıdır. ⇒ 6 + 5 duraklı

Ok gıcırtısından / kalkan sesinden

Dağlar gümbür gümbür / seslenmelidir


b. Aruz Ölçüsü:

Şiirde dizelerdeki hecelerin açıklık – kapalılık (uzunluk – kısalık)

bakımından değerlerinin eşitliğine dayanan ölçüdür. Yani dizelerdeki

hecelerin seslerine göre düzenlenmesidir. Aynı hece düzeninin

tekrarı şiir içinde bir melodi ve ritim oluşturur. Aruz, şiiri

müziğe yaklaştırır.

Aruz ölçüsü Araplardan İranlılara oradan da Türk edebiyatına

geçmiştir. Türkçenin yapısına uygun olmayan aruz ölçüsünü kullanırken

sanatçılarımız başlangıçta hece ölçüsüne yakın olan kalıpları

seçerek kullanmışlardır. Ancak 19. ve 20. yüzyıllarda Tevfik

Fikret, Mehmet Akif Ersoy, Yahya Kemal Beyatlı gibi şairler aruzu

kendi dil ve zevklerine göre işleyerek yepyeni bir Türk aruzu oluşturmuşlardır.


Serbest Nazım (Serbest Şiir)

Herhangi bir ölçüye bağlı kalınmadan yazılan şiirler serbest nazım

örneğidir. Hecelerin açık veya kapalı olmasına ya da sayılarına

bakmaksızın şairin özgürce yazmasıdır. Bu tür şiirlerde

ahenk; dil müziği, kompozisyon düzeni, ustaca seçilmiş sözcükler

ve ses akışı (vurgu ve tonlama) ile sağlanır.


Serbest nazım, Türk şiirinde 1940'lardan sonra Orhan Veli

Kanık'la yaygınlaşmaya başlamıştır. Günümüzde şiirlerin çoğu

serbest ölçüyle yazılmaktadır.

Örnek

Aşk İki Kişiliktir

Değişir yönü rüzgârın

Solar ansızın yapraklar;

Şaşırır yolunu gemi

Boşuna bir liman arar;

Gülüşü bir yabancının

Çalmıştır senden sevdiğini;

İçinde biriken zehir

Sadece kendini öldürecektir;

Ölümdür yaşanan tek başına,

Aşk iki kişiliktir.

Ataol BEHRAMOĞLU


Bu şiirde şair belli bir ölçü ya da kalıp kullanmamıştır. Dizelerin kimileri

uzun, kimileri kısadır. O hâlde "Aşk İki Kişiliktir" şiiri serbest

nazımla yazılmıştır. Şiirin ritmi vurgu ve tonlamayla sağlanmaktadır.



5. Uyak ve Redif

Dize sonlarındaki ses benzerliklerine dayanan uyak ve redif şiirdeki

önemli ahenk unsurlarındandır.

a. Redif: Dize sonlarında yazılışları ve görevleri aynı olan sözcük

ya da eklere "redif" denir.

Örnek

Kara kaşların çatar

Kirpikleri ok atar

Ağızı dükkan açmış

Yanakları gül satar

Bu dörtlükte dize sonlarında yer alan "çatar", "atar", "satar" sözcüklerindeki

"–ar" geniş zaman ekidir. Ekler görevdeş olduğundan

"–ar" rediftir.


b. Uyak (Kafiye): Dize sonlarında yazılışları aynı, anlam ve görevleri

farklı olan sözcük ya da eklere "uyak" denir.

Uyak genellikle kökte olur.

Redif, uyaktan sonra gelir.



6. Ses Tekrarları

Ses uyumu, armoni denilen ses tekrarları, bir ya da birden fazla

mısrada benzer seslerin anlama ve konuya uygun biçimde tekrarıyla

elde edilen ahenktir. Aynı sese sahip harflerin birden fazla

kullanımı, şiirde armoniyi oluşturur. Bu tür uygulamalar şiirde iç

ahengi meydana getirir.


a. Aliterasyon: Bir ya da birden fazla mısrada aynı ünsüz seslerin

birkaç kez tekrarından oluşan ahenktir.

Örnek

Beni şen sözlerinle gel, kandır;

Bilerek sanki kanmak istiyorum…

Beni işvenle yak da usandır!

Yine yandıkça yanmak istiyorum.

Bu şiirde "k", "y" ünsüzleri tekrarlanarak bir ahenk yaratılmıştır.


b. Asonans: Bir ya da birden fazla mısrada aynı ünlü seslerin

tekrarından oluşan ahenktir.

Örnek

Çözülen bir demetten indiler birer birer,

Bırak, yorgun başları bu taşlarda uyusun.

Tutuşmuş ruhlarına bir damla gözyaşı sun.

Bir sebile döküldü bembeyaz güvercinler…



7. Ses Yansımaları

Varlıkların çıkardıkları sesler taklit edilerek de belli bir ahenk sağlanabilir.

Şiirin ses, hece, kelime ve mısralarının seçilişi, dizilişi ile

ele alınan konu arasında bir uyum sağlanır. Böylece konuyla ilgili

ses ve hareket taklidi gerçekleştirilir.

Örnek

Trrrrum

trrrrrum

trrrrrum

trak tiki tak!

Makinalaşmak

istiyorum!

Nazım Hikmet'in "Makinalaşmak" adlı şiirinden alınan bu bölümde

makine sesleri ve hareketleri taklit edilerek ve sözcüklerin

mısraların mekanik sesi yakalamak amacıyla makine işleyiş

ÜNİTE - 2 Coşku ve Heyecanı Dile Getiren Metinler 74

ahengine göre yerleştirilmesiyle ses yansıması gerçekleştirilmiştir.

Celal Sılay'ın "Saniyeler" şiirinde de ses yansımasını görürüz:

Tik, tak!

Tik tak…

Ölen saniyeleri söylüyor gamlı saat

Her bir an boş geçiyor, her bir anda bir tik, tak



8. Sözcük Tekrarları

Şiirde aynı sözcüklerin tekrar edilmesiyle de ahenk sağlanabilir.

Kelime tekrarları genellikle okuyucunun duygu, düşünce ve hayallerini

belli noktalarda toplamak amacıyla yapılır. Böylece anlama

vurgu yapılmış olur.

Örnek

Aynı siyah güneş, aynı siyah,

Aynı susayış, aynı koşuş, aynı…

Of… hep aynı şey, aynı şey, aynı şey.

Aynı, aynı, aynı, aynı…

Şiirde ahengi sağlayan öğeler nelerdir?


Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski

sponsor reklamı

SPONSOR REKLAMI

derskonumesnk