derskonum.com'un değerli akademisyen-öğretmen-öğrenci-edebiyat sever takipçileri.
doğru konum= derskonum
Soru: Aşağıdaki boş parantezle gösterilen yerlere “ ( ) “ uygun noktalama işaretlerini koyunuzu…
İkizlerin nereye kaybolduğunu düşünmeye kalmadan mutfaktan gelen şangırtıyla irkildi () Mutfağa koştuğunda bir de ne görsün () İki çift suçlu göz kendisine bakmıyor mu ()
Rilke, şunları söylüyor o mektupta () “Yalnız olmak iyidir () çünkü yalnız yaşamak zordur ()”
Henry Ford () “Fabrikalarımı, makinelerimi tahrip edin () fakat adamlarımı bana bırakın ()” demiş.
Yahya Kemal () iki şeyin düşünmektedir () Birincisi, Batı’nın kendi edebiyatı için yaptıkları () ikincisi de bizim kendi edebiyatımız için yaptıklarımız ()
İnsan bir yazını burada geçirse () yalnız müzik dinlese () yalnız bu yankılı havayı koklasa ()
Kıpçak Türkçesi’ne ait metinler, üç başlıkta toplanabilir () Klasik edebiyat eserleri () sözcük ve gramerler () diplomatik yazışmalar ()
() Birkaç akşam burada kalacağız () () dedi. Askerler () köy evlerinde rahat edemiyormuş.
Porselenin ressamları var () çırak () usta yetiştiren okulları da var()
Hiç konuşmadan yürüdü kemancı () Kırık kalbini () umutlarını peşinden sürüklüyordu () gölgesi bile hüzünle gidiyordu yanı sıra ()
Bir öykünün () şiirin () romanın sözcüklerini aylarca arayabilirsiniz () cümleyi biçimlendirmek için çok uğraşabilirisiniz.
Gerçek şiir, bir doğa yemişidir () Duyar duymaz hemen kulakla işitilen ve yüksek sesle okunur okunmaz boğazla () solukla () bütün vücutla daha iyi duyulan şeydir ()
Dünya şiiri artık eskisi gibi değil () şiir artık çok boyutlu () yani eski şiirleri okumak sıkıcı () İyi bir şiir elinden geldiğince anlamdan uzaklaşmalı () kendi haline bırakılmalı şiir.
Eskiden beri söylenir () “Bizim şiirimiz halk şiiridir ()” Ama daima bunun aksine eser verilir () söylenenler gerçekleşmez.
Bir kitap okuyan insan, eski insan değildir () artık o başka türlü duyar () başka türlü görür () başka türlü düşünür.
Atatürk () Türk milletine sonsuza de yaşayacak bir armağan bırakmış () Cumhuriyet ()
Filozof Seneca () “Kitapsız yaşamak () kör () sağır () dilsiz yaşamaktır()” diyor.
Böyle bir evi hayal bile edemezdi () Geniş odalar () şahane mobilyalar ()
Genç kadın söze girdi () “Öyle değil mi () İnsan burada her şeyi elle tutulur bir halde hissediyor ()” dedi.
Geleceğe kalan şiirler () daha çok tüm insanlığı ilgilendiren şiirlerdir () Bunlar insana ait her şeyi ele alır () ölüm, sevgi, kahramanlık, aşk ()
Jean Paul Sartre’in bu davranışını yadırgayıp () () Generalim () bu adam size nasıl karşı çıkar () () diyenlere, General De Goulle, şu yanıtı veriyordu () “Bay Sartre, Fransa’nın ta kendisindir.”
Mucizeler aniden olan şeylerdir () istemekle çağrılmazlar () ama kendiliklerinden () genellikle de hiç olmayacak bir anda () kendilerini en az bekleyen kişilere gelirler.
Sevgiyi paylaşmak () kimin neyi ve daha çok yaptığının hesabını tutmak değildir () Kimi zaman aldığımızdan çoğunu veririz () ancak öyle anlar gelir ki ()
Bir anlatım biçimi olarak günlükte gezi () deneme () eleştiri ve röportaj gibi öğretici () roman () öykü şiir gibi yaratıcı türlerden yararlanılır.
Ömrü boyunca çalıştı () ama kimseye yaranamadı () En yakın bildiği insanlara bile ()
Geçen akşam eve geldim () Dediler () () Ayşe Teyze çok hastaymış () yatıyormuş () () Nesi varmış acaba ()
Ataç () ölüm yatağında () () Hastalıkta ağrıları dindirici en iyi ilaç şiirmiş () Boyuna şiir okuyorum () () dememiş miydi ()
Bir şiir düşünün: Sözcükler yerli yerinde, imgeler özgün () çağrışımlar zengin deyiş kusursuz () Ama eksik bir yanı var () Peki nedir bu şiirde eksik olan () Şairin kişiliği.
Ta çocukluğumdan beri trenleri gören bir evde yaşamak isterdim () Demiryoluna bakan bir pencere () bir balkon () Rayların içinden yürüye yürüye eve gelmenin tadı ()
Hepsi satılık () mutfak eşyası () tabaklar () gümüş takımları ()
Tarihi epey eski bu küçük şehirde göze ilk çarpan şeyler küçük evler () sokaklar () kediler ()
İnsan bir de yazarsa, bunları duyduğu, düşündüğü zamanlarda yazmak zorundaysa ne yapsın () İkiyüzlü mü davransın () Bir şey (bilgi yelpazesi.net)sızdırmasın mı dışarıya () iyi şeylerden, mutluluklardan mı söz açsın () Yapılamaz bu.
Acı içinde düşündüm () Her gün duymamız () her gün yaşamamız gereken bu duyguyu böylesine bulunmaz () ender ve olağanüstü yapan nedir ()
İnsanlar () nerede hak görürse hak orada sanır () oysa hak ile güç pek az birleşir ()
Nemrut Dağı’na çıktınız mı hiç () Cevabınız“Hayır” ise çok yazık ()
İnsanlar () yirminci yüzyılın son çeyreğinde bir belayla karşı karşıyalar () Yabancılaşma ()
Annemi özlediğimi fark ettim bu yazıyı yazarken () Siz de düşündünüz mu böyle şeyler () O iyi kalpli kraliçeleri mutlu etmenin yollarını aradın mı ()
Derin karanlık bir vadi () Pırıl pırıl bir dere () Orman kuşlarının şarkıları ve bu güzellikleri doyasıya yaşamamızı kıskanan böğürtlenler ve dikenler ()
Pencerenin yakınına gelen kuşlar () bazen şiddetli bir cıvıltı koparıyor () sonra da susuyordu ()
Ak Tolgalı Beyler Beyi haykırdı () İlerle ()
Arkadaşları ile güzel güzel oynarken ağlamasın mı ()
O () şiire bakışını şu sözleriyle açıklar () “Ozan, kendi sesini korumak zorundadır. O sesten çıkacaktır yola. O sesi değiştirebilir () ancak önünde mutlaka o sesin bir tınısının bulunması gerekir ()”
Sonra sokağa çıkıyorsunuz ve kendi kendinize soruyorsunuz () Caddelerden akan bunca insan () Bursa’nın çocukları, acaba bu ilim okyanusundan haberdar mı () Bursalı İsmail Hakkı’nın kaç cümlesi var hatırlarında () Bursa’nın bugünkü kimliğinde Bursalıdan ne kadar iz var?
Aydınlık sokaklar () tramvaylar () sinema salonları () kahveler () hepsi benimdi.
Merakla () “Bu resim ne ()” diye sordu.
Aman Allah’ım () Güneş altında pırıl pırıl parlayan kocaman bir sazan balığı () oltanın ucunda çırpınıyor ()
Hocaya sormuşlar ()
- Hocam bir şey icat ettin mi ()
- Ettim () demiş () ama ben de beğenmedim!
Remzi () Necdet, Nedim ve Erol ile aynı odada oturuyordu.
C. Sıtkı Tarancı kelimeyi () konuştuğumuz dildeki değerine göre aldı () düz şekiller içinde güzel () sade bir söyleyişin öğesi yaptı ()
Üç günden beri uykusuzum () uyumayı unuttum () desem abartmamış olurum () Yastığa başımı koyup tatlı rüyalara dalmayalı ise neredeyse üç ay oldu ()
Yazar () () Birine yapılan bir haksızlık, bize yöneltilmiş bir tehdittir () () diyor.
CEVAP ANAHTARI
İkizlerin nereye kaybolduğunu düşünmeye kalmadan mutfaktan gelen şangırtıyla irkildi (.) Mutfağa koştuğunda bir de ne görsün (!) İki çift suçlu göz kendisine bakmıyor mu (?)
Rilke, şunları söylüyor o mektupta (:) “Yalnız olmak iyidir (;) çünkü yalnız yaşamak zordur (.)”
Henry Ford (:) “Fabrikalarımı, makinelerimi tahrip edin (;) fakat adamlarımı bana bırakın (.)” demiş.
Yahya Kemal (,) iki şeyi düşünmektedir (:) Birincisi, Batı’nın kendi edebiyatı için yaptıkları (;) ikincisi de bizim kendi edebiyatımız için yaptıklarımız (.)
İnsan bir yazını burada geçirse (,) yalnız müzik dinlese (,) yalnız bu yankılı havayı koklasa (.)
Kıpçak Türkçesi’ne ait metinler, üç başlıkta toplanabilir (:) Klasik edebiyat eserleri (,) sözcük ve gramerler (,) diplomatik yazışmalar (.)
(“) Birkaç akşam burada kalacağız (.) (“) dedi. Askerler (,) köy evlerinde rahat edemiyormuş.
Porselenin ressamları var (;) çırak (,) usta yetiştiren okulları da var (.)
Hiç konuşmadan yürüdü kemancı (.) Kırık kalbini (,) umutlarını peşinden sürüklüyordu (;) gölgesi bile hüzünle gidiyordu yanı sıra (.)
Bir öykünün (,) şiirin (,) romanın sözcüklerini aylarca arayabilirsiniz (;) cümleyi biçimlendirmek için çok uğraşabilirisiniz.
Gerçek şiir, bir doğa yemişidir (.) Duyar duymaz hemen kulakla işitilen ve yüksek sesle okunur okunmaz boğazla (,) solukla (,) bütün vücutla daha iyi duyulan şeydir (.)
Dünya şiiri artık eskisi gibi değil (,) şiir artık çok boyutlu (;) yani eski şiirleri okumak sıkıcı (.) İyi bir şiir elinden geldiğince anlamdan uzaklaşmalı (;) kendi haline bırakılmalı şiir.
Eskiden beri söylenir (:) “Bizim şiirimiz halk şiiridir (.)” Ama daima bunun aksine eser verilir (;) söylenenler gerçekleşmez.
Bir kitap okuyan insan, eski insan değildir (;) artık o başka türlü duyar (,) başka türlü görür (,) başka türlü düşünür.
Atatürk (,) Türk milletine sonsuza de yaşayacak bir armağan bırakmış (:) Cumhuriyet (.)
Filozof Seneca (:) “Kitapsız yaşamak (;) kör (,) sağır (,) dilsiz yaşamaktır (.)” diyor.
Böyle bir evi hayal bile edemezdi (:) Geniş odalar (,) şahane mobilyalar (…)
Genç kadın söze girdi (:) “Öyle değil mi (?) İnsan burada her şeyi elle tutulur bir halde hissediyor (.)”
Geleceğe kalan şiirler (,) daha çok tüm insanlığı ilgilendiren şiirlerdir (.) Bunlar insana ait her şeyi ele alır (:) ölüm, sevgi, kahramanlık, aşk (…)
Jean Paul Sartre’in bu davranışını yadırgayıp (:) (“) Generalim (,) bu adam size nasıl karşı çıkar (?) (”) diyenlere, General De Goulle, şu yanıtı veriyordu (:) “Bay Sartre, Fransa’nın ta kendisindir.”
Mucizeler aniden olan şeylerdir (,) istemekle çağrılmazlar (;) ama kendiliklerinden (,) genellikle de hiç olmayacak bir anda (,) kendilerini en az bekleyen kişilere gelirler.
Sevgiyi paylaşmak (,) kimin neyi ve daha çok yaptığının hesabını tutmak değildir (.) Kimi zaman aldığımızdan çoğunu veririz (;) ancak öyle anlar gelir ki (…)
Bir anlatım biçimi olarak günlükte, gezi (,) deneme (,) eleştiri ve röportaj gibi öğretici (;) roman (,) öykü şiir gibi yaratıcı türlerden yararlanılır.
Ömrü boyunca çalıştı (;) ama kimseye yaranamadı (.) En yakın bildiği insanlara bile (…)
Geçen akşam eve geldim (.) Dediler (:) (“) Ayşe Teyze çok hastaymış (,) yatıyormuş (.) (”) Nesi varmış acaba (?)
Ataç (,) ölüm yatağında (:) (“) Hastalıkta ağrıları dindirici en iyi ilaç şiirmiş (.) Boyuna şiir okuyorum (.) (”) dememiş miydi (?)
Bir şiir düşünün: Sözcükler yerli yerinde, imgeler özgün (;) çağrışımlar zengin, deyiş kusursuz (.) Ama eksik bir yanı var (.) Peki nedir bu şiirde eksik olan (?) Şairin kişiliği.
Ta çocukluğumdan beri trenleri gören bir evde yaşamak isterdim (:) Demiryoluna bakan bir pencere (,) bir balkon (…) Rayların içinden yürüye yürüye eve gelmenin tadı (…)
Hepsi satılık (:) mutfak eşyası (,) tabaklar (,) gümüş takımları (…)
Tarihi epey eski bu küçük şehirde göze ilk çarpan şeyler küçük evler (,) sokaklar (,) kediler (.)
İnsan bir de yazarsa, bunları duyduğu, düşündüğü zamanlarda yazmak zorundaysa ne yapsın (?) İkiyüzlü mü davransın (?) Bir şey sızdırmasın mı dışarıya (;) iyi şeylerden, mutluluklardan mı söz açsın (?) Yapılamaz bu.
Acı içinde düşündüm (:) Her gün duymamız (,) her gün yaşamamız gereken bu duyguyu böylesine bulunmaz (,) ender ve olağanüstü yapan nedir (?)
İnsanlar (,) nerede hak görürse hak orada sanır (;) oysa hak ile güç pek az birleşir (.)
Nemrut Dağı’na çıktınız mı hiç (?) Cevabınız “Hayır” ise çok yazık (!)
İnsanlar (,) yirminci yüzyılın son çeyreğinde bir belayla karşı karşıyalar (:) Yabancılaşma (.)
Annemi özlediğimi fark ettim bu yazıyı yazarken (.) Siz de düşündünüz mu böyle şeyler (?) O iyi kalpli kraliçeleri mutlu etmenin yollarını aradın mı (?)
Derin karanlık bir vadi (…) Pırıl pırıl bir dere (…) Orman kuşlarının şarkıları ve bu güzellikleri doyasıya yaşamamızı kıskanan böğürtlenler ve dikenler (…)
Pencerenin yakınına gelen kuşlar (;) bazen şiddetli bir cıvıltı koparıyor (,) sonra da susuyordu (.)
Ak Tolgalı Beyler Beyi haykırdı (:) İlerle (!)
Arkadaşları ile güzel güzel oynarken ağlamasın mı (!)
O (,) şiire bakışını şu sözleriyle açıklar (:) “Ozan, kendi sesini korumak zorundadır. O sesten çıkacaktır yola. O sesi değiştirebilir (;) ancak önünde mutlaka o sesin bir tınısının bulunması gerekir (.)”
Sonra sokağa çıkıyorsunuz ve kendi kendinize soruyorsunuz (:) Caddelerden akan bunca insan (,) Bursa’nın çocukları, acaba bu ilim (bilgi yelpazesi.net)okyanusundan haberdar mı (?) Bursalı İsmail Hakkı’nın kaç cümlesi var hatırlarında (?) Bursa’nın bugünkü kimliğinde Bursalıdan ne kadar iz var?
Aydınlık sokaklar (,) tramvaylar (,) sinema salonları (,) kahveler (,) hepsi benimdi.
Merakla (:) “Bu resim ne (?)” diye sordu.
Aman Allah’ım (!) Güneş altında pırıl pırıl parlayan kocaman bir sazan balığı (,) oltanın ucunda çırpınıyor (.)
Hocaya sormuşlar (:)
- Hocam bir şey icat ettin mi (?)
- Ettim (,) demiş (;) ama ben de beğenmedim!
Remzi (;) Necdet, Nedim ve Erol ile aynı odada oturuyordu.
C. Sıtkı Tarancı kelimeyi (,) konuştuğumuz dildeki değerine göre aldı (;) düz şekiller içinde güzel (,) sade bir söyleyişin öğesi yaptı (.)
Üç günden beri uykusuzum (;) uyumayı unuttum (,) desem abartmamış olurum (.) Yastığa başımı koyup tatlı rüyalara dalmayalı ise neredeyse üç ay oldu (.)
Yazar (:) (“) Birine yapılan bir haksızlık, bize yöneltilmiş bir tehdittir (.) (”) diyor.
5. sınıf noktalama işaretleri boşluk doldurma ,NOKTALAMA İŞARETİ BOŞLUK DOLDURMA, NOKTALAMA İŞARETİ BOŞLUK, NOKTALAMA İŞARETLERİ ÇALIŞMA KAĞIDI, ÇALIŞMA KAĞITLARI,