METİN TAHLİLLERİ 2.DÖNEM 2.YAZILI SORULARI, METİN TAHLİLLERİ 2.DÖNEM 2.YAZILI, METİN TAHLİLLERİ YAZILI SORULARI,YAZILI SORULARI,
derskonum.com'un değerli akademisyen-öğretmen-öğrenci-edebiyat sever takipçileri.
doğru konum= derskonum
İSMAİL
GÖÇER
TDE ÖĞRETMENİ.
DERSKONUM.COM ANADOLU LİSESİ 202...-202... EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 2.DÖNEM 2.SINAV | ||||
DERSİN ADI | SEÇMELİ METİN TAHLİLLERİ | ÖĞRENCİNİN | ADI-SOYADI | |
SINIF/ŞUBELER | 11 C-D-E | ŞUBESİ-NUMARASI | ||
DERS ÖĞRETMENLERİ | TÜRK DİLİ ve EDEBİYATI ZÜMRESİ | ALDIĞI PUAN |
S
O R U L A R
1)
Aşağıdaki
Tanzimat Dönemi romanlarından bir roman örneği için istenenleri yazınız. (25 p)
“İmdi hâk-i pay-i
ismetanelerine yüzüm gözüm sürüp hal-i perişanımı serbestçe arz etmeklik için
merhametinize kulluğunuza lâyık bir çaker-i senser olduğumu isbat eylemek üzere
münasip bir mahalde randevu ita buyurmaklığınızı istirham eder ve işbu arizamın
cevabını almak için işbu gelecek pazar günü Büyük Çamlıca’da kâin gazinoda
teşrif-i ismetanenize muntazır bulunacağımı arz ile hatm-i kelâm eylerim.
Herhalde ferman zat-ı ismetanelerinindir. Baş tarafından sahifelere birçok göz
gezdirdi. Aradığını bulamadığı, gördüğü şeylerin birçoğunu anlamak şöyle dursun
hatta okumaya bile muktedir olamadığı cihetle sıkılmaya ve ara sıra bıyık
altından müstehziyane gülerek: “Çince mi bunlar? Kel drol dö lângaj!” (Araba Sevdası – R. M. Ekrem)
Olay(15p):
Tema(1p):
Zaman(1p):
Kişiler(1p):
Anlatım
Biçimleri(1p):
Bakış
Açısı(1p):
Anlatım
Teknikleri(1p):
Anlatıcı(1p):
Dil
ve Anlatım(2p):
2) Aşağıdaki Cumhuriyet Dönemi romanlarından
bir roman örneği için istenenleri yazınız. (25 p)
“…Akıl artık başka bir akıl oldu.
Dünyayı çılgınlık sardı. Düşünme imtiyazı Batılıların elinden alındı; kimseye
verilmedi. Aklı başında olanlar şiddetle cezalandırıldı. Deliler kefaletle
serbest bırakıldı. Descartes’ın kitapları meydanlarda toplanıp yakıldı. Onlarla
birlikte bütün evraklar, belgeler, tapular, senetler, (…) banka cüzdanları,
raporlar, kanunlar, tüzükler, (…) ‘doğruluktan ayrılma’ gibi öğütler veren
levhalar, çift çizgili defterler, çizgili kâğıtlar, kâğıtlar da yakıldı. Bütün
hayatınca konuştu. Sonunda tutunamayanlar diye bir söz çıkarabildi ortaya: bir
tek kelime. Çoğul bir kelime. Unutamadığı bazı insanları birleştiren bir kelime.
(...) Bütün hayatınca tutunamayanlardan kaçtığını sezer gibi oldu. Kendisine de
bulaşmalarından korktuğunu anladı. Onlara yapmış olduğu haksızlığın ıstırabıyla
kıvrandı. Onların gerçek temsilcisi olmak için eline çok fırsat geçmiş olduğunu
ve bu fırsatları kaçırdığını anladı.” (Tutunamayanlar – Oğuz Atay)
Bakış
Açısı(1p):
Anlatım
Teknikleri(1p):
Dil
ve Anlatım(2p):
3) Aşağıdaki Cumhuriyet Dönemi
tiyatrolarından bir tiyatro örneği için istenenleri yazınız. (25 p)
EBULLAKLAKA (Başında bir
dildade ile tebdil-i kıyafet ve lisanıyla ayınları çatlatarak ve kafları
patlatarak)
--Sanki beni bir telaş
ile böyle uykudan kaldırıp da getirtmenin ne manası var? Orta oyununa çıkar
gibi bakın şu kıyafetime! Ayıp! Gürültünüz ne oluyor?
ZİBA DUDU (Entarisinin ön eteğiyle
başı örtülmüş olduğu hâlde Ebullaklaka’nın elini öper.)
--Amanın efendim? Güvey
olacak şu herif isteye dileye aldığı hanımı şimdi istemiyor? Bütün saçını
başını yoldu, o şöyle dursun yenge kadınla bana bir söylemediği edepsizlik
kalmadı, size nakletmeye utanıyorum.
EBULLAKLAKA (Müştak Bey’e) --Vay
namussuz vay!
MÜŞTAK BEY --Efendim kerem ediniz,
bendeniz de bildiğim kadar hakikati size anlatayım.
(Şair Evlenmesi – İbrahim Şinasi)
4) Aşağıdaki Cumhuriyet Dönemi öğretici metinlerinden bir örnek için
istenenleri yazınız. (25 p)
“…Yine Sakarya da yaşanan ve Mustafa Kemal’in liderliğini açıkça
yansıtan diğer bir anektot ise şöyledir: İsmet Paşa’yı telefonla arayan Yusuf
İzzet Paşa, Mustafa Kemal’le görüşmek istediğini söyler. Telefonu Mustafa
Kemal’e verirler. ”Gizli emirlerinizi bildirmediniz. Yani geri çekilme lazım geldiği
vakit istikametimiz ne olacak?” Bu duruma çok sinirlenen Mustafa Kemal:
“Paşa! Paşa! gizli emrim senin kemiklerinin orada gömülmesidir. “der. ”Hattı
müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır.” talimatını işte
bu konuşmadan sonra vermiştir.” (Çankaya – Falih Rıfkı Atay)
Eser(15p):
Ana fikir(1p):
Anlatıcı(1p):
Bakış
Açısı(1p):
Türü(1p):
Mekân(1p):
Kişiler(1p):
Dil ve Anlatım(2p):
İSMAİL GÖÇER
TDE ÖĞRETMENİ
.C E V A P ANAHTARI 👇👇
.
DERSKONUM.COM ANADOLU LİSESİ 202...-202... EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 2.DÖNEM 2.SINAV |
||||
DERSİN ADI |
SEÇMELİ METİN
TAHLİLLERİ |
ÖĞRENCİNİN |
ADI-SOYADI |
|
SINIF/ŞUBELER |
11 C-D-E |
ŞUBESİ-NUMARASI |
|
|
DERS ÖĞRETMENLERİ |
TÜRK DİLİ ve EDEBİYATI ZÜMRESİ |
ALDIĞI
PUAN |
|
C E V A P L A R
1) Aşağıdaki
Tanzimat Dönemi romanlarından bir roman örneği için istenenleri yazınız. (25 p)
“İmdi hâk-i pay-i ismetanelerine yüzüm gözüm sürüp
hal-i perişanımı serbestçe arz etmeklik için merhametinize kulluğunuza lâyık
bir çaker-i senser olduğumu isbat eylemek üzere münasip bir mahalde randevu ita
buyurmaklığınızı istirham eder ve işbu arizamın cevabını almak için işbu
gelecek pazar günü Büyük Çamlıca’da kâin gazinoda teşrif-i ismetanenize
muntazır bulunacağımı arz ile hatm-i kelâm eylerim. Herhalde ferman zat-ı
ismetanelerinindir. Baş tarafından sahifelere birçok göz gezdirdi. Aradığını
bulamadığı, gördüğü şeylerin birçoğunu anlamak şöyle dursun hatta okumaya bile
muktedir olamadığı cihetle sıkılmaya ve ara sıra bıyık altından müstehziyane
gülerek: “Çince mi bunlar? Kel drol dö lângaj!” (Araba Sevdası – R. M.
Ekrem)
Olay(15p): Bir Osmanlı paşasının
oğlu olan Bihruz Bey yarım yamalak bir öğrenim görmüş, 23-24 yaşlarında bir
gençtir. Babası ölünce, annesiyle kendisine büyük bir miras kalır. Bütün merakı
pek zarif arabasıyla gezinti yerlerinde dolaşıp kendini göstermek, herkesten
daha şık giyinmek, Türkçe cümleler arasına az bildiği Fransızca sözcükler
kullanmaktır. Şımarık yetişmiş, hovarda, züppe bir tiptir. Çalışmakta olduğu iş
yerine ara sıra uğrar. Bir
gün yine arabasıyla Çamlıca'da dolaşırken, yepyeni bir landoda çok güzel bir
sarışın kıza rastlar, hemen âşık olur. Bu, Periveş adlı bir kadındır. Bihruz
Bey, kıza çiçek sunar ve ertesi hafta arabasına bir mektup atar. O günden sonra
da kızı bir daha göremez. Onu asil ve zengin bir ailenin kızı zanneder. Bihruz
Bey'in Keşfi Bey adında yalancılığıyla ünlü bir arkadaşı vardır. Bir gün,
kızdan haber alamadığı için çok üzülen Bihruz Bey’e Periveş'in öldüğünü söyler.
Delikanlı büyük bir acıyla sarsılır. Sevgilisinin mezarını aramaya koyulur. Bu
arada serveti de tükenmektedir. Bir
ramazan akşamı, Şehzadebaşı pazarında dolaşırken aniden kıza rastlar, onu
sevgilisinin kız kardeşi sanır. Periveş'e olan aşkını anlatır ve mezarını
sorar. Periveş ise tüm gerçeği alaycı bir biçimde anlatır. Bihruz Bey düştüğü
durumdan çok utanır ve onun öyle sandığı gibi yüksek bir aileden olmayıp
tersine düşkün bir kadın olduğunu anlar ve Periveş'le yanındaki Çengi
Hanım'ın gülüşmeleri arasında oradan
uzaklaşır.
Mekân(1p): İstanbul, Çamlıca Tepesi, Şehzadebaşı, Beyoğlu, Konak,
İş yeri…
Tema(1p): Yanlış
Batılılaşma
Zaman(1p): Tarihsel zaman 19. yy – Olay zamanı mayıs-eylül
arası (5 ay)
Kişiler(1p): Bihruz Bey, Periveş, Keşfi Bey, Mösyö Piyer,
Valide Hanım, Çengi Hanım, Naim Efendi
Anlatım Biçimleri(1p): Öyküleyici ve Betimleyici
anlatım
Bakış Açısı(1p): İlâhî
(tanrısal/hâkim)
Anlatım Teknikleri(1p): Anlatma, Geriye dönüş, İç monolog, Diyalog,
Leitmotif
Anlatıcı(1p): 3.kişi
Dil
ve Anlatım(2p): Edebi, sanatlı bir dil vardır.
Arapça-Farsça kelime ve tamlamaların yanı sıra Fransızca kelime ve tamlamalar
da sıkça kullanılmış. Diyaloglara, çevre ve kişi tasvirlerine titizlikle yer
verilmiştir.
2) Aşağıdaki Cumhuriyet Dönemi
romanlarından bir roman örneği için istenenleri yazınız. (25 p)
“…Akıl artık başka bir akıl oldu. Dünyayı çılgınlık sardı. Düşünme imtiyazı
Batılıların elinden alındı; kimseye verilmedi. Aklı başında olanlar şiddetle
cezalandırıldı. Deliler kefaletle serbest bırakıldı. Descartes’ın kitapları
meydanlarda toplanıp yakıldı. Onlarla birlikte bütün evraklar, belgeler,
tapular, senetler, (…) banka cüzdanları, raporlar, kanunlar, tüzükler, (…)
‘doğruluktan ayrılma’ gibi öğütler veren levhalar, çift çizgili defterler,
çizgili kâğıtlar, kâğıtlar da yakıldı. Bütün hayatınca konuştu. Sonunda
tutunamayanlar diye bir söz çıkarabildi ortaya: bir tek kelime. Çoğul bir
kelime. Unutamadığı bazı insanları birleştiren bir kelime. (...) Bütün
hayatınca tutunamayanlardan kaçtığını sezer gibi oldu. Kendisine de
bulaşmalarından korktuğunu anladı. Onlara yapmış olduğu haksızlığın ıstırabıyla
kıvrandı. Onların gerçek temsilcisi olmak için eline çok fırsat geçmiş olduğunu
ve bu fırsatları kaçırdığını anladı.” (Tutunamayanlar
– Oğuz Atay)
Olay(15p): Genç Mühendis Turgut Özben yakın arkadaşı Selim Işık’ın kendini bir
tabancayla vurduğunu gazetelerden öğrenir. Olayın çok etkisinde kalır.
İntiharın sebeplerini merak eder. Bu amaçla araştırmalara
girişir. Selim’in tanıdığı insanlar aracılığıyla onu tanımaya çalışır. Her
insana farklı bir yönünü gösteren Selim, Turgut’un bu insanlarla konuşması
sonucu farklı bir karakter olduğunu belli etmiştir. Turgut birçok kişi
tanımıştır ama her biri aslında Selim’in hayatındaki kişilerdir ve tüm
anlatılanlar Selim Işık’ı aydınlatır. Selim’in son günlerinde “Tutunamayanlar”
üstüne bir ansiklopedi hazırlamaya giriştiğini öğrenir. Orada kendisine de bir
madde ayırmıştır. Selim’in Günseli adlı bir kızla ilişkisi olduğunu ve evlenme
aşamasına geldiğini ama Selim’in evlenmek istemediğini de öğrenir. Çünkü Selim
çok kuşkuludur, geleceğe güveni yoktur, inançsızdır, aile düzeninden hoşlanmaz.
Bağsızdır. Bir ara kendini içkiye vermiş. Çevresiyle uyuşamamış. Sanki bir
kafese kapatılmıştır. Hastalanır. Hiç yaşamadığını düşünerek Günseli’ye bir
mektup yazmış ve ardından da intihar etmiştir. Turgut Özben araştırmaları
sırasında yavaş yavaş kendi benliğini tanır. Sonunda kendisinin de
tutunamayanlardan biri olduğunu anlar. Kendini o zamana değin birtakım
törelerin, geleneklerin, alışkanlıkların, kuralların yönettiğini sezer. Gitgide
bağsızlaşır. Evinden ayrılır. Bir trene binip gider. Gözden
kaybolur.
Mekân(1p): İstanbul, Ankara, Devlet daireleri, Esat’ın evi
Zaman(1p): Tarihsel 1940-60’lı yıllar
Anlatıcı(1p): 3. ve 1.kişi
Kişiler(1p): Turgut Özben, Selim Işık, Süleyman Kargı, Olric,
Nermin Özben, Günseli İdiz, Metin Kutbay
Tema(1p): Kimlik arayışı / Yalnızlık / Varoluşsal sancılar /
Toplum normlarına isyan / Tutunamama
Anlatım Biçimleri(1p): Öyküleyici, Betimleyici, Mizahi anlatım
Bakış Açısı(1p): İlâhî ve Kahraman
Anlatım Teknikleri(1p): Anlatma, Bilinç akışı, Geriye dönüş, İç monolog,
İç çözümleme, Diyalog,
Leitmotif
Dil
ve Anlatım(2p): Teknik bakımdan
alışılmışın dışına çıkan roman; nazım, nesir ve tiyatronun çeşitli türlerinde
rastlayabileceğimiz biçim ve anlatım özelliklerine sahiptir. Olaylar zincirinin
sürükleyiciliği yerine, ayrıntıların yoğunluğu üzerine kurgulanmıştır. Roman
boyunca eleştirel, alaycı ve mizahi (ironik) bir anlatım göze çarpar. Akıcı ve
anlaşılır bir dili olsa da olay zinciri olmadığı için modern anlatım
teknikleriyle karakterlerin ruh dünyasına ve ruhsal analizlerine ağırlık
verilmiştir.
3) Aşağıdaki Cumhuriyet Dönemi
tiyatrolarından bir tiyatro örneği için istenenleri yazınız. (25 p)
EBULLAKLAKA (Başında bir
dildade ile tebdil-i kıyafet ve lisanıyla ayınları çatlatarak ve kafları
patlatarak)
--Sanki beni bir telaş ile böyle uykudan kaldırıp da getirtmenin ne manası
var? Orta oyununa çıkar gibi bakın şu kıyafetime! Ayıp! Gürültünüz ne oluyor?
ZİBA DUDU (Entarisinin ön
eteğiyle başı örtülmüş olduğu hâlde Ebullaklaka’nın elini öper.)
--Amanın efendim? Güvey olacak şu herif isteye dileye aldığı hanımı şimdi
istemiyor? Bütün saçını başını yoldu, o şöyle dursun yenge kadınla bana bir
söylemediği edepsizlik kalmadı, size nakletmeye utanıyorum.
EBULLAKLAKA (Müştak Bey’e)
--Vay namussuz vay!
MÜŞTAK BEY --Efendim kerem
ediniz, bendeniz de bildiğim kadar hakikati size anlatayım.
(Şair Evlenmesi – İbrahim Şinasi)
Olay(15p): Genç şair Müştak
Bey, Batılı kılık ve kıyafetiyle mahalle halkının sevgisini kazanamamıştır.
Ancak eğitimli ve ileri görüşlü bir kişi olmasına rağmen, saf bir yapıya
sahiptir. Bir gün, mahallesinde oturan genç ve güzel bir kız olan Kumru Hanım’a
âşık olur ve onunla evlenmek ister. Dönemin koşulları gereği yenge hanım denen
aracı kadınlar aracılığıyla bu işler yürümektedir. Ziba Dudu ve Habbe Kadın bu
iş için aracı olurlar. Ancak aracı kadınlar, mahalle imamını da kullanarak
hileye başvururlar. Genç ve güzel Kumru Hanım yerine, yaşlı ve çirkin ablası
Sakine Hanım’ı Müştak Bey’le evlendirmeye karar verirler. Düğün gecesi Kumru
Hanım’la evlendiğini zanneden Müştak Bey, gelin duvağını kaldırdığında Sakine
Hanım’ı görünce şok geçirir ve bayılır. Ayıldığında hemen bu nikaha itiraz
eder. Tüm mahallelinin de bu işe karışmasıyla başına gelenleri mecburen kabul
etmek zorunda kalan Müştak Bey’in imdadına arkadaşı Hikmet Bey yetişir. Hikmet
Bey, Müştak Bey’e yardım eder ve mahalle imamı Ebulaklaka’ya rüşvet verir. Bu sayede
olay çözülür ve yapılan hile sonuçsuz kalır. Sonunda Müştak Bey, Kumru Hanım’a
kavuşur.
Mekân(1p): Gelin odası, Mahalle, İstanbul
Zaman(1p): Tarihsel zaman 19. yy
Türü(1p): Töre komedisi
Kişiler(1p): Şair Müştak Bey, Kumru Hanım, Sakine
Hanım, İmam Ebüllaklaka, Ziba Dudu, Habbe Kadın, Hikmet Bey
Konu(1p): Görücü usulüyle evlenmenin zararları
Anlatıcı(1p): 3.kişi
Bakış Açısı(1p): İlâhî (tanrısal/hâkim)
Ana Fikir(1p): Görücü
usulüyle evlenerek mutlu olanlar olsa da asıl evlilikler, gençlerin birbirini
görüp tanıyarak ve rıza ile kabullenip kendi tercihleri ile yaptıkları
evliliklerdir.
Dil ve Anlatım(2p): Dönemine göre oldukça sade, akıcı ve
günlük konuşma diline ait söyleyiş özellikleri vardır. Eser, geleneksel Türk tiyatrosunun
izlerini de taşır. Diyaloglarda kelime oyunları, söz komiklikleri ve konuşma
yanlışları sıkça görülür. Ayrıca noktalama işaretlerinin kullanıldığı ilk edebi
eserdir.
4) Aşağıdaki Cumhuriyet
Dönemi öğretici metinlerinden bir örnek için istenenleri
yazınız. (25 p)
“…Yine Sakarya da yaşanan ve Mustafa Kemal’in
liderliğini açıkça yansıtan diğer bir anektot ise şöyledir: İsmet Paşa’yı
telefonla arayan Yusuf İzzet Paşa, Mustafa Kemal’le görüşmek istediğini söyler.
Telefonu Mustafa Kemal’e verirler. ”Gizli emirlerinizi bildirmediniz. Yani geri
çekilme lazım geldiği vakit istikametimiz ne olacak?” Bu duruma çok
sinirlenen Mustafa Kemal: “Paşa! Paşa! gizli emrim senin kemiklerinin orada
gömülmesidir. “der. ”Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün
vatandır.” talimatını işte bu konuşmadan sonra
vermiştir.” (Çankaya – Falih Rıfkı Atay)
Eser(15p): MEB tarafından 100 temel eser arasına dahil edilen “Çankaya” kitabı,
öğretici metin örneğidir. Tarihi önemi açısından çok önemli olan bu
eser, 1961 yılında yayımlanmıştır. Atatürk’ün başyazarı olan yazar, Atatürk’le
tanıştıktan sonra onun ölümüne kadar hep yanında bulunmuş, yakın dostu olmuş
İstiklâl Madalyası sahibi bir gazeteci, yazar ve devlet adamıdır. 9 bölüme
ayrılmış bu eserin temel olarak üç ana konuyu ele aldığı görülmektedir:
Atatürk’ün hayatı, Kurtuluş Savaşı ve Türkiye Cumhuriyeti. O zamanlarda yaşanan
durumlar, zorluklar, olaylar çok ayrıntılı ve samimi bir tavırla olduğu gibi
dürüstçe işlenmiştir. Tarihi bir eser olmasa da tarih bilimine yardımcı bir
kaynak olan bu değerli yapıt, her Türk vatandaşı tarafından okunması gereken
eserlerin başında gelmektedir.
Ana fikir(1p): Emperyalist
ve sömürgeci düşmanlara karşı bir ölüm-kalım savaşını büyük
zorluklar içinde Ulu Önder Atatürk ve silah arkadaşlarının önderliğinde vermiş
Türk milletinin kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nin değeri ve sonsuza dek korunması
gerektiğidir.
Zaman(1p): Tarihsel zaman Atatürk’ün doğumundan ölümüne
kadarki yaşam
süresi
Anlatıcı(1p): 1.kişi
Bakış Açısı(1p): Kahraman
Türü(1p): Anı(hatıra)
Mekân(1p): Ankara, Istanbul, Türkiye
Kişiler(1p): Mustafa Kemal Atatürk, İsmet İnönü, Fevzi
Çakmak, Kazım Karabekir, Falih Rıfkı Atay
Anlatım
Biçimleri(1p): Açıklayıcı, tartışmacı,
öğretici, öyküleyici, betimleyici anlatım
Dil
ve Anlatım(2p): Öğretici metin olduğundan olabildiğince sâde, akıcı ve
anlaşılır bir dil kullanılmıştır. Dönemin olaylarına ve kişilerine karşı yer
yer eleştirel bir anlatım, sürükleyici ve içten bir üslupla ifade edilmiştir.
Öznel ve nesnel cümlelere ve Türkçe kelimelerin kullanımına özellikle dikkat
edilmiştir.
.
.
.
CEVAP ANAHTARI EKLEDİNİZ Mİ HOCAM?
YanıtlaSilŞİMDİ EKLENDİ :)
Silyok
YanıtlaSil