derskonum.com'un değerli akademisyen-öğretmen-öğrenci-edebiyat sever takipçileri.
doğru konum= derskonum
PDF
İÇERİĞİ
1-Hikaye Nedir?
2-Hikaye
Yapı Unsurları
3-Hikaye Planı
4-Hikaye Türünün Özellikleri
5-Hikaye Türleri
6-Hikaye
Türü Tarihi Gelişimi
7-Hikayelerde Kullanılan Anlatım Türleri
1-Hikaye Nedir?
TANIM: Yaşanmış veya yaşanması mümkün olan
olayların okuyucuya haz verecek şekilde anlatıldığı kısa edebî yazılara
"hikâye (öykü) denir.
Hikâye, insan yaşamının bir bölümünü, yer ve zaman
kavramına bağlayarak ele alır. Hikâyede olay ya da durum söz konusudur. Olay ya
da durum kişilere bağlanır; olay ya da durumun ortaya konduğu yer ve zaman
belirtilir; bunlar sürükleyici ve etkileyici anlatımla ortaya konur.
2-Hikâyenin
Öğeleri/Yapı Unsurları
a. Olay: Öykü kahramanının başından geçen olay ya da durumdur. Hikâyede temel
öge veya durumdur.
b. Çevre/Mekan (yer): Olayın yaşandığı
çevre.Öyküde sınırlı bir çevre vardır.Çok ayrıntılı anlatılmaz, kısa tasvir
edilir.
c. Zaman: Hikâye kısa bir
zaman diliminde geçer. Hikâyeler geçmiş zamana göre (-di) anlatılır. Konu,
yazarın kendi ağzından veya kahramanın ağzından anlatılır.
d. Kişi: Hikâyede anlatılan
olayları veya durumları yaşayan kahramanlardır.Hikâyede az kişi vardır. Bu
kişiler "tip" olarak karşımıza çıkar ve ayrıntılı bir şekilde
tanıtılmaz. Hikâyede kişiler sadece olayla ilgili "çalışkanlık, titizlik,
korkaklık, tembellik" gibi tek yönleriyle anlatılır. Kişiler veya tipler,
belli bir olay içinde gösterilir. Bu tiplerin de çoğu zaman sadece belli
özellikleri yansıtılır.
e.Dil
ve Anlatım -Anlatıcı
—Hikâyenin dili açık, akıcı ve günlük konuşma dilinden farklı olarak, etkili
sözcük, deyim atasözü ve tamlamalarla zenginleştirilmiş güzel bir dil
olmalıdır.
—Anlatım ise iki şekilde olur:
—Hikâye kahramanlarından birinin ağzından yapılan anlatım hikâyede
"birinci kişili anlatım“
—Yazarın ağzından anlatılanlar (olaya dahil olmayan)hikâyede "üçüncü
kişili anlatım"
f.Bakış
açısı
I. Hâkim/İlahi/Tanrısal bakış açısı:Yaşanmış, yaşanan ve yaşanacak olan her şeyi bilir, görür ve duyar.
Kahramanların gönlü veya kafasından geçenleri okumaya kadar uzanır.
"Küçük Hasan hiçbir şey düşünmeden ilerliyordu. Ne evde kendisinin
dönmesini bekleyen iki küçük kardeşi ne de dört saat uzaktaki nahiye merkezinde
hizmetçilik yapan anası bu anda aklında değildi. Ayranını satıp satamayacağını
da düşünmüyordu. Kafasında yalnız bir şey vardı: Bu yolu tekrar yürümek, geri
dönmek mecburiyeti"
II. Kahraman Bakış Açısı:Kahramanlardan birisidir. Bu anlatıcı, aynı zamanda olay örgüsünün bütün
yükünü üstlenen asıl kahraman olabileceği gibi, daha da geri planda yer almış
kahramanlardan biri de olabilir. Bir insanın sahip olduğu veya olabileceği
bilme, görme, duyma, yaşama imkânları ile sınırlıdır.
“Ben bir ağacım, çok yalnızım. Yağmur yağdıkça ağlıyorum. Allah rzası için
kulak verin şu anlatacaklarıma. Kahvelerinizi için, uykunuz açılsın, bana cin
gibi bakın da size niye bu kadar yalnız olduğumu anlatayım."
III. Müşahit/Gözlemci Bakış Açısı
İtibarı dünyada olup bitenleri, sadece müşahede etmekle yetinir. İkinci
aşamada da gözlemlerini adeta bir kamera tarafsızlığı ile okuyucuya nakleder.
Bir “yansıtıcı” konumundadır.
O akşam yağmurlu bir hava vardı. Henüz
sonbahar ayları yaşanıyordu. Bekir yemeğini erken yemişti
ve kitap okumaya çekilmek üzere odasına gidiyordu. Birden kapıya
yöneldi, içeridekilere “Ben biraz hava almaya çıkıyorum.” diye seslenerek
dışarı çıktı. Evlerinin bulunduğu dar sokaktan usulca geçerek sahile doğru
yürümeye başladı.
3-Hikaye Planı
Hikâyenin planı üç bölümden oluşur:
4-Hikaye Türünün Özellikleri
1-Hikayede olmuş ya da olma ihtimali olan olaylar
anlatılır.
2- Hikayelerde olay ve kahraman sayısı
sınırlıdır.
3-Hikayelerde mekan ve zaman betimlemesi kısa
tutulur.
4- Neredeyse her konuda hikaye yazılabilir.
5- Hikayelerde dil sadedir.
6-Hikayelerde –miş ya da –di’li zaman dilimi
kullanılır.
7-Hikayelerin olay örgüsü çoğunlukla sıralı yani
kronolojiktir.
8- Hikaye türü edebiyatımızda
masalların gerçeklik unsurunun artırılması ile ortaya çıkmıştır.
9-Hikâyelerde düşündürmekten çok,
duygulandırmak ve heyecanlandırmak esastır
10-Hikâyeler, gerçek ya da düş ürünü
bir olayı kısa şekilde anlatır.
Hazırlayan :Mustafa Şahin EDEBİYAT
5-Hikaye
Türleri:
Hikayelerimiz konu, üslup, sanat, anlatım yönleri
ile türlere ayrılır. Gelişim sırasına göre hikaye türleri şunlardır:
1- Meddah
Hikayeleri:
Tek bir kişinin orta yere gelerek halkı bazen
güldürmek bazen düşündürmek bazen de insanlara ders vermek maksadı ile
anlattığı hikayelere meddah hikayeleri denir.
2- Dede Korkut Hikayeleri
9-11. yy'de Müslüman Oğuz boylarının geleneklerini, göreneklerini, iç mücadelelerini, doğa üstü güçlerle, yaratıklarla savaşmalarını ele alır. 15. yy.da yazıya geçirilmiştir.
3- Halk
Hikayeleri
Türk edebiyatında 16.asırdan itibaren görülmeye
başlanan, genellikle âşıklar tarafından nazım-nesir karışık bir ifade tarzı ile
dinleyicilere karşı anlatılarak nesilden nesile sözlü olarak aktarılan , yer
yer masal ve destan özellikleri gösteren hikayelerdi
4- Çağdaş
Hikaye:
a. Olay
öyküsü: Bu tarz öykülere "klasik olay
öyküsü" de denir. Bu tür öykülerde olaylar zinciri, kişi, zaman, yer
öğesine bağlıdır. Olaylar serim, düğüm, çözüm sırasına uygun olarak anlatılır. Bu teknik, Fransız sanatçı Guy de Maupassant
tarafından geliştirildiği için bu tür öykülere 'Maupassant tarzı öykü" de
denir.
Batı’da Guy de Maupassant
Türk edebiyatında;
—Ömer Seyfettin —Refik
Halit Karay
—Reşat Nuri Güntekin —Yakup
Kadri Karaosmanoğlu
b. Durum öyküsü: Her hikâye olaya dayanmaz. Bu tür öykülerde merak öğesi ikinci plandadır. Yazar, bu öykülerde günlük hayattan bir kesit sunar veya bir insanlık durumunu anlatır. Durum öyküsü ünlü Rus edebiyatçı Anton Çehov tarafından geliştirildiği için bu tür öykülere "Çehov tarzı öykü' de denir.
Batı’da; Anton Çehov
Türk
edebiyatında;
—Sait Faik Abasıyanık
—Memduh Şevket Esendal
Olay Hikayesi ile Durum Hikayesi Karşılaştırma
1.Olay
hikayelerinde ana değer olay iken yani bir olayın anlatılması iken durum
hikayelerinde varlıkların veya olayların durumu üzerinde durulur.
2.Olay hikayelerine Maupassant öncülük etmişken durum hikayelerine Çehov
öncülük etmiştir.
3.Olay hikayelerinde hikayenin giriş gelişme ve sonuç bölümleri daha
belirginken bu durum durum hikayelerinde bu kadar belirgin değildir.
4.Durum hikayelerinde hayattan bir kesit ele alınırken olay hikayelerinde daha
geniş bir kesit ele alınır.
5.Durum hikayelerinde belli bir sondan söz edilemezken olay hikayelerinde
öykünün bir sonu vardır.
6.Durum hikayelerini okuyucu kendine göre yorumlarken olay hikayeleri buna
imkan vermez.
7.Durum hikayelerinde bitmeyen son herkeste farklı bir çağrışım uyandırır.
8.Edebiyatımızda olay hikayesinin başlıca temsilcisi Ömer Seyfettin’dir.Durum
hikayesi tarzında Sait Faik Abasıyanık ve Memduh Şevket Esendal en yetkin
eserleri vermiştir.
9.Olay hikayelerinde bir olay sürekli akıp giderken durum hikayelerinde bu
durum çok yavaştır.
10.Olay hikayelerindeki serim düğüm çözüm bölümleri daha ayırt edici
niteliktedir.
c. Ben merkezci/ Modern öykü: Durum hikâyesine benzeyen ancak kahramanın daha çok kendi ruh hâli ve hayal dünyasını yansıttığı hikâyelere ben merkezli hikâye" denir.
İlk defa
batıda görülen bu tarz hikâyenin önde
gelen temsilcisi Franz Kafka'dır.
Ben merkezli öykünün Türk edebiyatındaki ilk temsilcisi Haldun Taner'dir. Bilge Karasu,
Oğuz Atay ve Nezihe Meriç de bireyi birey olarak ele alan (ben merkezli)
hikâyeler yazmışlardır.
d. Küçürek Öykü :Çok kısa öykü, minimal öykü olarak da anılan küçürek öykü; kısa öykünün bir cümleye kadar küçültülmüş şeklini ifade eder. Küçürek hikaye yoğun bir öykü türüdür.
“Dünya edebiyatında “flash fiction”,
“short‐short story”, “anlık kurmaca” diye tanımlanır.
Türk edebiyatında öne çıkan temsilcileri Ferit
Edgü, Hulki Aktunç ve İsmetKür'dür.
Küçürek
Hikaye Örneği ...I... Kaç kardeştik bilmiyorum. En küçükleri bendim ve henüz saymayı bilmiyordum. Öğrendiğimde ise hepimiz dağılmıştık. (Ferit Edgü) ....II... Yüzdüğünü sanıyor çölde sürünen. ...III.. "Onu
güllerle süsledi ama en sevdiği çiçeği asla sormadı." |
Tüm derslerin ders notları için www.derskonum.com
Hazırlayan :Mustafa Şahin EDEBİYAT
Dünya
Edebiyatında Hikâye
Rönesans'tan (16. yüzyıl) sonra Giovanni Boccacio, "Decameron Öyküleri' adlı eseriyle öykü türünün ilk örneğini vermiş ve çağdaş öykücülüğün başlatıcısı olmuştur.
Türk Edebiyatında Hikâye
Türk edebiyatında Batılı anlamdaki ilk öyküler Tanzimat Döneminde 1870 lerden sonra yazılmıştır. İlk öykü denemesi Emin Nihat'ın "Müsameretnâme”sidir İlk öykü örneği "Letaif-i Rivayat (1880-1890)' adlı eseriyle Ahmet Mithat Efendi vermiştir. Batılı anlamda ilk öykü örneğini,Sami Paşazade Sezai'nin "Küçük Şeyler"adlı eseridir. Milli edebiyat akımıyla birlikte Ömer Seyfettin Türk öykücülüğünde yeni bir çığır açmıştır. Cumhuriyet Döneminde Sait Faik Abasıyanık alışılmışın dışında bir öykü dünyası kurmuştur.Ben merkezli modern öykünün ilk örnekleri Haldun Taner tarafından verilmiş son yıllarda yeni bir tür olan küçürek öykü de edebiyatımızda Ferit Edgü ile kabul görmüştür.Hikaye asıl gelişimini Cumhuriyet döneminde göstermiştir.
7-Hikayelerde Kullanılan Anlatım Türleri
BETİMLEYİCİ ANLATIM
Betimleme, varlıkları sözcüklerle görünür kılmadır.
1.Betimlemeler
açıklayıcı ve sanatsal betimleme olmak üzere ikiye ayrılır.
2.kişinin iç dünyasını anlatan betimlemelere tahlil(ruhsal portre) denir.
3.Kişinin dış görünüşünü anlatan betimlemelere simgesel betimleme denir.
4.Roman, hikâye, tiyatro, gezi yazısı, Şiir gibi türlerde kullanılır.
5.Kelimenin yan ve mecaz anlamlarına yer verilebilir.
A-Sanatsal/İzlenim
Betimleme
1.İzlenim kazandırmak amacıyla yazılır.
Örnek:
Kenar mahalleler... Birbirine geçmiş, yaslanmış tahta evler... Kiminin kaplamaları biraz daha kararmış, kiminin balkonu biraz daha eğrilmiş, kimi biraz daha öne eğilmiş, kimi biraz daha çömelmiştir. Hepsi hastadır; onları seviyorum; çünkü onlarda kendimi buluyorum.(1987/II) Sorusu
B-Açıklayıcı Betimleme
1.Bilgi vermek amacıyla yazılır.
2.Genel ayrıntılar üzerinde durulur.
Örnek:
Akdeniz Bölgesinin çatısı, Toros dağları tarafından oluşturulmaktadır. Dağlar bazı yerlerde denize çok sokulur, kayalık ve az girintili çıkıntılı bir kıyı üzerine dikine inerler. Bazı yerlerde ise kıyı çizgisi ile dağ sıraları arasına Adana Ovası gibi geniş düzlükler girer.
KİŞİ BETİMLEMELERİ (PORTRE)
Kişilerin dış görünüşlerini (fiziksel) ve karakterlerini (ruhsal durum) tanıtan betimlemedir. Kişi betimlemelerine portre denir. Portre; fiziksel portre ve ruhsal portre olarak ikiye ayrılır.
1. Fiziksel portre: Kişilerin dış görünüşlerinin anlatıldığı betimlemedir. Betimlemede kişiyi, diğer kişilerden ayıran fiziksel özellikler belirtilir. Portresi çizilen kişi hakkında özel görüş ve izlenimler de verilebilir.
2. Ruhsal portre: Kişilerin
karakter özelliklerinin anlatıldığı betimlemedir.
ÖYKÜLEYİCİ ANLATIM
1..Öyküleyici anlatım hikâye, roman, anı, söyleşi, görüşme(mülakat) gibi metin
türlerinde kullanılır. Öyküleyici anlatımda bir olayın olması şarttır.
O
sabah koşup dolabı açtığım zaman, dondum kaldım. Oyuncak bebeğim yerinde yoktu.
Bebeği, annemle üstüne oturttuğumuz raf, katı bir yürekti sanki. Hemen anneme
koştum; yeri süpürüyordu. Karşısında hiçbir şey söylemeden duruyordum. Durmuş,
hep anneme bakıyordum. Annem ise durmadan yeri süpürüyordu. Bin yıl süpürdü,
yüz bin yıl süpürdü o yeri; başını bir türlü kaldırmıyordu. Sandım ki bundan
böyle annem hep o daracık sofayı süpürüp duracak. Başını kaldırmayacak. Yüzüme
bakmayacak. Bana, yiten bebeğimden hiç haber vermeyecek.
Hazırlayan :Mustafa Şahin EDEBİYAT
Tüm 9.sınıf edebiyat notları İÇİN TIKLAYINIZ
9.Sınıf Edebiyat 2.Tema Anlam Arayışı, Hikaye Ders Notları PDF |
Hüsamettin
YanıtlaSil